Dorne Kolu’ndan Kara Köprüyle geçtiğinde Westeros’a ilk İnsan,
Diyarın sahibi Orman’ın Çocuklarıydı Büvet Ağaçlarına tapınan.
Savaş açtı kesilince kutsal ağaçlar büyüyle oynayan Ormanın Çocukları;
Dorne Kolu’nu batırsa da yenemedi çocuklar, zırhlı ve bronz silahlı ilk insanları.
Geldi diyara savaştan sonra barış, antlaşmayla Yüzler Adası’nda imzalanan,
Orman onun çocuklarınınken, düzlüklere hükmedecekti böylece ilk insan.
Uzun gece çöktü soğuk ve karanlıkla mutlak kuzeyden tüm diyara,
Direnemedi çocuklar ve ilk insan şeytani Akyürüyene keskin kılıçla.
Yakıldı köleleşmiş mavi gözlü ölüler ve öldü obsidyen camıyla şeytani ötekiler,
Saplandı çelik Nissa Nissa’nın kalbine, püskürttü Azor Ahai düşmanı kuzeye.
Yükseltti Sur’u Mimar Brandon, Titreyen Deniz’den Gorge’ye
İlk Kuzey Kralı da oldu yapınca Kışyarı’nı devlerin yardımı ile.
Büyüyle kaplı 200 metreyi aşkın Sur ile korundu diyar yıllarca,
Eşsiz ve topraksız diyarın koruyucusu kara kardeşlerin çabasıyla.
Soğuğa karşı yanan ateş, şafağı getiren ışıktı nöbet,
Uyandıran nara, koruyan kalkan olmaktı üzerlerindeki külfet.
Karaları giyerse affedilirdi bir mahkum suçlarından, koşulu vazgeçmekti eski hayatından.
Yemin ettikten sonra dönemezdi artık yolundan, kaçamazdı, olurdu elbet o tatlı canından.
Tek derdi Sur’un ötesiydi, uğraşmazdı diyarla bir karga;
Kaleleri bile korunmasızdı, savunulamazdı Sur’un arkasında.
Belki bir Bolton veya Flint’ti gönlünü bir Wight’a kaptırmış 13. Lord Kumandan,
Yaşlı Dadı’ya göre bir Starktı, kardeşi Kışyarı Lordu Brandon’la aynı adı taşıyan.
Kışborusuna üfleyen Joramun’la anlaştı Kışyarı Lordu Bran;
Geldi 13 yıllık Gece Kralının sonu, ötekilere kurbanlar adayan.
Essos’un Andalos Tepesi’nden geldi Andallar, yol gösterince Savaşçı,
Westeros’un kuzeyine sürüldü İlk İnsanlar ve katledildi Ormanın Çocukları.
Tek tanrının yedi farklı suretinden altısı ve pek anılmayan yabancı,
Yerleşirken diyara yakıldı eski tanrıların kutsal Büvet Ağaçları.
Sınırını belirledi Moat Cailin savunması Kuzeyle Güneyin, aşamadı Andallar;
Boğulmuş Tanrı boğulmadı, özgürdü aslında ele geçirseler bile Demir Adalar.
İlk şövalyeleri de yetiştirdiler diyardaki 5 Krallıkta kendi kurdukları,
Farklı kılan atları, demir silahları ve sembol ötesi yazılarıydı onları.
Huzurlu ve sakin bir yarımadaydı Essos’ta, özgür halkı çoban olan Valyrian,
Aynı halktı yarımadayı kaplayan 14 Ateş Madenlerinde ilk Ejderhaları bulan.
Evcilleştirip ehlileştirdiler büyüyle, dönüştürdüler ejderhalarını birer savaş makinesine;
Keskinlikle döverken kılıçlarını, yükselttiler üstsüz kulelerini ejderha gibi gökyüzüne.
Kül ettiler Essos’un piramitlerle döşeli Ghiscari İmparatorluğu’nu savaşta,
Ejderha ateşinin üstünde Astapor, Meereen ve Yunkai yükseldi o topraklarda.
Batıya yönelince genç ve güçlü Valyria Rhoynar nehri boyunca,
Felaket getirdi Prens Garin’in 250.000 kişilik Rhoynar ordusuna.
Kaçırdı Kraliçe Nymeria gemiyle insanları Dar Deniz’den Dorne’ye,
Yaşı tutan her erkek ölmüştü, kadın ve çocuklar kalmıştı sadece.
Herkes Lorduydu Dorne’un, çıktığında doğudan savaşçı ve büyücü Kraliçe,
Martell’ler kazandı yarımadayı, aşklarıyla ünlü Nymeria Mors’u eş seçince.
8 doğuyordu Valyria, bulduğunda Braavos’u kaçan köleleri,
9 Özgür Şehir varken, Valyria’nın Piçi oluyordu en kuzeydeki.
Westeros’un küçük bir adasıydı doğuda Karasu Körfezindeki,
Adına Ejderha Kayası denilip Targaryenlerce hükmedilecekti.
Valyria’nın hem Anne’siydi hem Yabancı’sı 14 Ateş Madenleri,
Soylarını yükselttiği gibi kıyametlerini de aynı yer getirecekti.
Bu durumdan Ejderha Kayası Targaryenleri etkilenmedi,
Onlar olacaktı Westeros’un bir sonraki yüce efendisi.
Yok olurken ejderhalar yerle bir etti yarımadayı Volkanlar,
Köle Körfezindeki Özgür Şehirlerdi kıyametten sağ çıkanlar.
Volantis’ten Braavos’a uzanırdı Valyria’dan kalan özgür şehirler,
Sunarlardı dillerinde teşekkür etmek olmayan Dothraklar’a hediyeler.
Ata binerdi Dothraklar, Khalasar denirdi savaşçı boylarına,
Khal ve Khaleesi vardı onların zillerle kaplı saçlı başında.
Üç kardeşi vardı Khal’ın ölüme birlikte gideceği kan sızmayan aralarında,
Eşini bile paylaşabilecekken onlarla, hiçkimse binemezdi bir Khal’ın atına,
Atlar içmiyorsa zehirliydi sular, bir tek ondan korkar Dothraklar asla geçmezlerdi denizi,
Ne kadar zil varsa kesilmemiş saçlarında, bu adam denirdi ki Bozkırın o kadar Efendisi.
Kardeşti Sur’un ötesinde Gendel ve Gorne, geçtiler Sur’u atlatıp kara kardeşleri,
Unuttular onları geldikleri yere geri püskürtecek bir Kışyarı Stark’ı olduğu gerçeğini.
Deri yüzen Bolton’lar isyan etti Kuzey’de, bastıran Karlon Stark oldu onları öfkeyle,
Toprak verildi Karlon’a savaşan cesaretle, Karhold Starkları O’ndan gelir bu da böyle biline.
İlk Fırtına Kralı Durran’dı, Harwyn Hoare’ye kadar Nehir Topraklarına hükmedense Arrec,
Harren Hoare kuracaktı Harrenhal’i, inşaat sırasında ölenlerin kanını kaleye içirerek.
İşte budur Fatih olmadan önce Aegon, Batıdiyar’ın tarihi,
Robert’a kadar Westeros’u Ejderha Targaryenler yönetecekti.
ALINTIDIR.
Diyarın sahibi Orman’ın Çocuklarıydı Büvet Ağaçlarına tapınan.
Savaş açtı kesilince kutsal ağaçlar büyüyle oynayan Ormanın Çocukları;
Dorne Kolu’nu batırsa da yenemedi çocuklar, zırhlı ve bronz silahlı ilk insanları.
Geldi diyara savaştan sonra barış, antlaşmayla Yüzler Adası’nda imzalanan,
Orman onun çocuklarınınken, düzlüklere hükmedecekti böylece ilk insan.
Uzun gece çöktü soğuk ve karanlıkla mutlak kuzeyden tüm diyara,
Direnemedi çocuklar ve ilk insan şeytani Akyürüyene keskin kılıçla.
Yakıldı köleleşmiş mavi gözlü ölüler ve öldü obsidyen camıyla şeytani ötekiler,
Saplandı çelik Nissa Nissa’nın kalbine, püskürttü Azor Ahai düşmanı kuzeye.
Yükseltti Sur’u Mimar Brandon, Titreyen Deniz’den Gorge’ye
İlk Kuzey Kralı da oldu yapınca Kışyarı’nı devlerin yardımı ile.
Büyüyle kaplı 200 metreyi aşkın Sur ile korundu diyar yıllarca,
Eşsiz ve topraksız diyarın koruyucusu kara kardeşlerin çabasıyla.
Soğuğa karşı yanan ateş, şafağı getiren ışıktı nöbet,
Uyandıran nara, koruyan kalkan olmaktı üzerlerindeki külfet.
Karaları giyerse affedilirdi bir mahkum suçlarından, koşulu vazgeçmekti eski hayatından.
Yemin ettikten sonra dönemezdi artık yolundan, kaçamazdı, olurdu elbet o tatlı canından.
Tek derdi Sur’un ötesiydi, uğraşmazdı diyarla bir karga;
Kaleleri bile korunmasızdı, savunulamazdı Sur’un arkasında.
Belki bir Bolton veya Flint’ti gönlünü bir Wight’a kaptırmış 13. Lord Kumandan,
Yaşlı Dadı’ya göre bir Starktı, kardeşi Kışyarı Lordu Brandon’la aynı adı taşıyan.
Kışborusuna üfleyen Joramun’la anlaştı Kışyarı Lordu Bran;
Geldi 13 yıllık Gece Kralının sonu, ötekilere kurbanlar adayan.
Essos’un Andalos Tepesi’nden geldi Andallar, yol gösterince Savaşçı,
Westeros’un kuzeyine sürüldü İlk İnsanlar ve katledildi Ormanın Çocukları.
Tek tanrının yedi farklı suretinden altısı ve pek anılmayan yabancı,
Yerleşirken diyara yakıldı eski tanrıların kutsal Büvet Ağaçları.
Sınırını belirledi Moat Cailin savunması Kuzeyle Güneyin, aşamadı Andallar;
Boğulmuş Tanrı boğulmadı, özgürdü aslında ele geçirseler bile Demir Adalar.
İlk şövalyeleri de yetiştirdiler diyardaki 5 Krallıkta kendi kurdukları,
Farklı kılan atları, demir silahları ve sembol ötesi yazılarıydı onları.
Huzurlu ve sakin bir yarımadaydı Essos’ta, özgür halkı çoban olan Valyrian,
Aynı halktı yarımadayı kaplayan 14 Ateş Madenlerinde ilk Ejderhaları bulan.
Evcilleştirip ehlileştirdiler büyüyle, dönüştürdüler ejderhalarını birer savaş makinesine;
Keskinlikle döverken kılıçlarını, yükselttiler üstsüz kulelerini ejderha gibi gökyüzüne.
Kül ettiler Essos’un piramitlerle döşeli Ghiscari İmparatorluğu’nu savaşta,
Ejderha ateşinin üstünde Astapor, Meereen ve Yunkai yükseldi o topraklarda.
Batıya yönelince genç ve güçlü Valyria Rhoynar nehri boyunca,
Felaket getirdi Prens Garin’in 250.000 kişilik Rhoynar ordusuna.
Kaçırdı Kraliçe Nymeria gemiyle insanları Dar Deniz’den Dorne’ye,
Yaşı tutan her erkek ölmüştü, kadın ve çocuklar kalmıştı sadece.
Herkes Lorduydu Dorne’un, çıktığında doğudan savaşçı ve büyücü Kraliçe,
Martell’ler kazandı yarımadayı, aşklarıyla ünlü Nymeria Mors’u eş seçince.
8 doğuyordu Valyria, bulduğunda Braavos’u kaçan köleleri,
9 Özgür Şehir varken, Valyria’nın Piçi oluyordu en kuzeydeki.
Westeros’un küçük bir adasıydı doğuda Karasu Körfezindeki,
Adına Ejderha Kayası denilip Targaryenlerce hükmedilecekti.
Valyria’nın hem Anne’siydi hem Yabancı’sı 14 Ateş Madenleri,
Soylarını yükselttiği gibi kıyametlerini de aynı yer getirecekti.
Bu durumdan Ejderha Kayası Targaryenleri etkilenmedi,
Onlar olacaktı Westeros’un bir sonraki yüce efendisi.
Yok olurken ejderhalar yerle bir etti yarımadayı Volkanlar,
Köle Körfezindeki Özgür Şehirlerdi kıyametten sağ çıkanlar.
Volantis’ten Braavos’a uzanırdı Valyria’dan kalan özgür şehirler,
Sunarlardı dillerinde teşekkür etmek olmayan Dothraklar’a hediyeler.
Ata binerdi Dothraklar, Khalasar denirdi savaşçı boylarına,
Khal ve Khaleesi vardı onların zillerle kaplı saçlı başında.
Üç kardeşi vardı Khal’ın ölüme birlikte gideceği kan sızmayan aralarında,
Eşini bile paylaşabilecekken onlarla, hiçkimse binemezdi bir Khal’ın atına,
Atlar içmiyorsa zehirliydi sular, bir tek ondan korkar Dothraklar asla geçmezlerdi denizi,
Ne kadar zil varsa kesilmemiş saçlarında, bu adam denirdi ki Bozkırın o kadar Efendisi.
Kardeşti Sur’un ötesinde Gendel ve Gorne, geçtiler Sur’u atlatıp kara kardeşleri,
Unuttular onları geldikleri yere geri püskürtecek bir Kışyarı Stark’ı olduğu gerçeğini.
Deri yüzen Bolton’lar isyan etti Kuzey’de, bastıran Karlon Stark oldu onları öfkeyle,
Toprak verildi Karlon’a savaşan cesaretle, Karhold Starkları O’ndan gelir bu da böyle biline.
İlk Fırtına Kralı Durran’dı, Harwyn Hoare’ye kadar Nehir Topraklarına hükmedense Arrec,
Harren Hoare kuracaktı Harrenhal’i, inşaat sırasında ölenlerin kanını kaleye içirerek.
İşte budur Fatih olmadan önce Aegon, Batıdiyar’ın tarihi,
Robert’a kadar Westeros’u Ejderha Targaryenler yönetecekti.
ALINTIDIR.