Game Of thrones'un arkasındaki türk!!

Game of Thrones izleyicileri ejderhalarla yatıyor, ejderhalarla kalkıyor. Bütün dünyanın konuştuğu dizinin o ejderha sahnelerinin arkasında ise bir Türk’ün imzası var. Adı, İrfan Çelik. Son yılların en çok ses getiren büyük bütçeli Hollywood filmlerinin de görsel efekt ekibinde çalışan Çelik’i bulduk. Çocukluk hayallerini, sinema aşkını ve ejderhaları konuştuk!

Film bitince ekranda beliren yazılara göz atanlardan mısınız? Değilseniz, yapmanızda fayda var. Ben bu ‘gereksiz’ hobim sayesinde harika bir insanla tanıştım: İrfan Çelik’le. Ailesi 50 yıl önce Almanya’ya göç etmiş. 34 yaşında ve sadece birkaç kelime Türkçe biliyor. Fenomen dizi Game of Thrones’ta iki sezondur ejderhalara o hayat veriyor ama ne bir röportajı var, ne de hakkında çıkmış bir haber… Yarı Arami, yarı Türk Çelik’le Star Wars’tan girdik, Khaleesi’den çıktık.

HER ŞEY STAR WARS’LA BAŞLADI

- Nasıl başladı sinema yolculuğun?
Ben Almanya’da doğdum, büyüdüm. Hâlâ da Almanya’da yaşıyorum. Ancak Alman sinemasına hiç ilgi duymadım diyebilirim. Beni her zaman Hollywood, Uzakdoğu ve biraz da İtalyan sineması heyecanlandırdı.

- Neden sinemayı seçtin peki?
Çocukluğumdan beri her fırsat bulduğumda karakterler çizerdim. Fantastik sinemayla hep yakından ilgiliydim. Star Wars, hayatımın dönüm noktası bu anlamda…

- Zaten bilim kurgu türünde çalışıp, Star Wars yüzünden bu sektöre girmeyen biri var mı?
(Gülüyor) Büyük ihtimalle yoktur. Ama birileri duvarına poster asar, birileri bunu yaşam biçimi haline getirir. Ben sanırım ikinci gruptayım, hatta o grubun lideriyim. Ama inanın, küçükken bunun hep bir hayal olarak kalacağını düşünürdüm. Yüzlerce Star Wars hayranı var ve hepsi de sinemacı olmak istiyor gibi geliyordu.

- Ne zaman “Ben bu işi yapmalıyım” dedin?
Lisede arkadaşımın annesi çizimlerime bayıldığını söylediğinde… Bu röportaj Türkçe yayımlanacağı için çok mutluyum. Çünkü ona birazcık çarpılmıştım. (Gülüyor) Sonra üniversite eğitimimi bunun üzerine kurmaya karar verdim. Tasarım okuluna gittim, sanat ve illüstrasyon öğrendim. İşin içine bilgisayar da girince “Evet bu dünya bana ait, ben de bu dünyaya…” dedim.

- “O filmde ben de çalışmalıydım” dediğin bir film söyleyebilir misin? Ama lütfen Star Wars olmasın…
‘Cesur Yürek’… Bana kalırsa her şeyin o kadar harika olduğu başka bir film yok. Gerçekten bir parçası olmayı çok isterdim.

SİYAH EJDERHA BANA AİT!

- Hemen Game of Thrones’a gelmek istiyorum! Gerçekten ejderhaları sen mi tasarlıyorsun?
Evet! 2. sezon boyunca ejderhaları tasarlayan ve onların görünüşünü yöneten ekibin başındaydım. Sonra onlarla ciddi bir duygusal bağ kurmaya başladım. Özellikle siyah ejderhayla… Sonra ekibime dedim ki, “Arkadaşlar bundan sonra ben sadece siyah dragon üzerine çalışacağım. Bu şımarıklığımı mazur görün.” Öyle de oldu, 3. sezonda siyah ejderhadan sadece ben sorumluydum.

- Ayrı bir ejderha ekibi var yani?
Evet, 5 kişiyiz. ‘Ak Gezenler’ ekibi de var mesela.

- Ne kadar sürüyor 10 saniyelik bir ejderha sahnesinin hazırlanması?
Kanatlarını çırpıyor mu, çırpmıyor mu? Bu, çok can alıcı bir nokta sana vereceğim cevap için (Gülüyor)... Sahneye göre değişir ama yaklaşık 2 hafta!

ŞANSSIZ HİSSEDİYORUM, ÇÜNKÜ…

- Çok şanslı hissetmiyor musun kendini? Tüm dünyanın konuştuğu sahnelerin mimarı sensin.
Kesinlikle hissediyorum. Bu dünyada ejderhaların heyecanlandırmadığı bir kişi bile yok bana kalırsa… Ve ben ona hayat veren kişiyim. Eğer Khaleesi onların annesiyse, ben de artık siyah dragonun babası gibi hissediyorum kendimi. Ama bir yandan da çok şansızım. Neden biliyor musun? Çünkü bu kadar efsanevi bir diziyi evimdeki kanepemde heyecanla izleyemiyorum. Sahneleri biliyorum, yapımında çalışıyorum. Yalan söylemiyorum, gerçekten; buna bazen çok üzülüyorum.

- Kitaptan uyarlama bir iş Game of Thrones… Dolayısıyla üzerinde daha da büyük bir baskı hissediyor musun? Çünkü bildiğim kadarıyla ejderhalar harika betimleniyor kitapta…
Evet, hep bir hayal kırıklığı endişesi var. Acayip memnuniyetsiz biriyim zaten. Yaptığım işleri hiçbir zaman sevmem. “Tamam, şimdi oldu” dediğim tek bir an hatırlamıyorum. Güvendiğim birisi, “İşte bu! Mükemmel olmuş!” diyene kadar benim için işkence dolu bir süreç var.

İLK OSCAR’DAN SONRA GÖRÜŞÜRÜZ

- Favori sahnelerin hangileri?
Bu, çok tehlikeli bir soru. Mesela Star Wars için sorsaydın, bunu küfür olarak bile kabul edebilirdim. Bir Star Wars hayranına sorulabilecek en son soru bu olmalı. Ama Game of Thrones için bir şeyler söyleyebilirim sanırım. 3. sezonu genel olarak çok seviyorum. 4. bölümdeki ejderhaların şehri yakıp yıkması ve 9. bölümdeki ‘Kırmızı Düğün’, televizyon kültürünün ikonları arasında bence şimdiden. Şok edici, tramvatik!

- Büyük hayaller var mı? Ne yapmak istiyorsun şimdi?
Daha fazla ejderha, daha fazla ejderha! (Gülüyor) Şaka bir yana artık bütün görsel efektlerinden benim sorumlu olacağım iyi bir filmde yer almamın zamanı geldi gibi hissediyorum. Belki ben de başka bir çocuğun yaşam biçimini değiştireceğim. Bu, gerçekten beni çok heyecanlandırıyor. Zaten öyle bir iş var yakın zamanda. Galiba 2015’te insanlar o filmi konuşacak. Şimdilik bu kadar…

- O zaman ben şimdiden ikinci röportajımız için söz istiyorum. Sahiden, koskoca ejderhanın yaratıcısısın. Neden bir tane bile röportajın yok? Ne İngilizce, ne Türkçe…
Bilmem; pek iyi ifade edemem kendimi. Söz veriyorum bu arada, ilk Oscar’dan sonra görüşeceğiz.

EN BÜYÜK YAPIMLARDA ÇALIŞTI

İrfan Çelik’in başarıları saymakla bitmiyor. 2003’ten beri dünyaca ünlü Hollywood yapımlarında onun imzası var. Bazılarında ışık, bazılarında görsel efekt alanında çalıştı. İşte o yapımlardan bazıları:
- Sin City
- Iron Man 2
- Son Hava Bükücü
- 300 Spartalı
- Hugo
- Açlık Oyunları
- The Amazing Spider-man