Terkedilmişler

TERKEDİLMİŞLER

Terkedilmişler Zaman Çarkı dünyasında Karanlık Varlık Shai’tan’a ruhlarını satan on üç büyük Aes Sedai’dir. Lews Therin Thelamon yüz yoldaşı ile birlikte Karanlık Varlık’ın zindanını mühürlediklerinde on üç Terkedilmiş de Karanlık Varlık ile beraber hapsolmuştur.
ISHAMAEL:

Gölgeye dönmeden önceki adı Elan Morin Tedronai idi. Güç Savaşı’ndan önce teoloji ile ilgilenen büyük bir filozoftu. Teolojiyle, çağların devri ile ilgili birçok kitap yazmış saygın bir Aes Sedai idi. Tek Güç’te Lews Therin Thelamon’a denk olan tek erkektir. İshamael zaman zaman Ba’alzamon ismini kullanmaktadır ki bu isimde orta doğu mitolojilerinden bir tanrı olan Baal’ı ve incildeki yedi ölümcül günahtan oburluğun sahibi, böceklerin efendisi, Beelzebub’ı andırmaktadır.
İshamael Yaratıcı ile Shai’tan arasındaki mücadelenin sadece bulunduğu çağa özgü değil, ezelden beri sürdüğünü ileri sürmüştü. Ona göre Shai’tan bu mücadeleyi kazanacak ve Zaman Çarkı’nı kırıp çağların devrini önleyecek, daha sonra dünyayı kendi suretinde yeniden yaratacaktı. Bu düşünceye göre hareket eden İshamael kazanan tarafta olmak için gölgenin tarafına ilk geçenlerden olmuştur.
İshamael Güç Savaşı sırasında fiilen cephelerde savaşmasa da gölgenin başkomutanı o idi. Fiilen katıldığı tek bir savaş vardır. Paaren Disen adı verilen Hizmetkârlar Salonunun olduğu efsanevi şehrin kapılarında Lews Threin ile teke tek (sanırım Saidin kullanarak) düello yapmış ve kaybetmiştir. Büyük bir stratejisttir. İshamael Shayol Ghul’deki zindana tamamen kapatılamamış, bir şekilde dünyaya dokunmanın yolunu bulmuştur. Artur Şahinkanadı’na danışmanlık yapmış, onu Aes Sedailere karşı kışkırtmıştır. Trolloc Savaşları’nda büyük payı vardır. Hem Tek Güç’e hem de Shai’tan’ın en ileri gelen müritlerine sağladığı Gerçek Güç’e erişebilmektedir.
LANFEAR:

Gerçek adı Mierin Eronaile idi. Gölge’ye yemin etmeden önce Efsaneler Çağı’nda V’saine adlı bir şehre kurulmuş Collam Daan adındaki bir akademi/araştırma kurumunda bir araştırmacıydı. Üçüncü ismi alamamasından onun çok büyük bir başarı gösteremediğini anlaşılmaktadır. Onun hakkında en iyi bilinen şey Lews Therin ile aralarındaki ilişki idi. Lews Therin ilişkilerini noktaladıklarında Mierin ona olan sevgisini saplantıya dönüştürmüş, Lews Therin’e bir rahat gün yüzü göstermemiştir. Lews Therin Telamon İlyena Moerelle Dalisar adlı bir kadınla evlendiğinde iyiden iyiye zıvanadan çıkmış, zavallı adamı geri alabilmek için çevirmediği dolap kalmamıştır. En sonunda (belki de sırf Lews’in canını yakmak için) gidip Shayol Ghul’de Shai’tan’a yemin etmiştir. Tek Güç kullanma yeteneği bakımından İshamael’den sonraki en güçlü Terkedilmişlerden birisidir. Düşler Dünyası'nı kendi bölgesi ilan etmiştir. Lanfear ismini kendi kendine koymuştur. Eski dildeki anlamı “gecenin kızı”dır.
SAMMAEL:

Asıl ismi Tel Janin Aellinsar idi. Jordan “Sammael” ismini Yahudi efsanelerindeki Samael adındaki bir ölüm meleğinden esinlenerek vermiştir. Efsaneler çağında büyük bir sporcu idi. Okçulukta ve kılıç kullanmada dünyanın en iyilerinden biriydi. Büyük bir askeri deha olarak bilinirdi. Stratejileri daha çok belli bir bölgede mutlak savunma yapmak üzerine kuruludur. Eğer saldırı yapacaksa da bunu kesin zaferi sağlayacak büyük ve yetenekli bir ordu ile yapmayı tercih etmişti. Onun gölgeye geçişi ise tamamiyle hasetten olmuştu. Güç savaşı patlak verdiğinde Lews Therin ve Tel Janin (Sammael) herkese kendilerinin muhteşem ibr general olduklarını kanıtlamışlardı. İkisi de ardı ardına zaferler kazanmış ve Işık’ın saflarında efsaneleşmişlerdi. Fakat Işığın Kumandanı mevkiine Tel Janin yerine Lews Therin atanınca Tel Janin öfkeden kudurmuş, soluğu Shayol Ghul’de almıştır. Tek amacı Lews’ten çok daha iyi bir stratejist olduğunu ispat etmek ve onu kendi elleri ile öldürmekti. Tel Janin Graendal adlı bir Terkedilmiş tarafından Shayol Ghul’e götürlmüş ve orada Gölge’ye yemin etmiştir. Bundan sonra Umutları Yok Eden anlamına gelen “Sammael” adını almıştır. Bu arada yüzünde uzun, beyaz bir yara vardır. Bu yarayı Lews Therin açmıştır ve Sammael ne zaman aynaya baksa Lews Therin’e olan kişisel garezini körüklesin diye yaraya Şifa verilmesini istememiştir.
GRAENDAL:

Gölgeye dönmeden önceki adı Kamarile Maradim Nindar idi. Jordan bu terk edilmişin isminin seçiminde de dünya mitolojilerinden esinlenmiştir. Ünlü Eski İngiliz söylencelerinden Beowulf’un düşmanı canavar Grendel bu terk edilmişin ismine ilham kaynağı olmuştur. Efsaneler çağında ünü dünyaya yayılan kadın şifacılardandı. Uzmanlık alanı Tek Güç’ün erişmediği yer olan insan psikolojisi idi. Kamarile aynı zamanda dünyadaki en güzel kadınlardan biri idi. Lanfear’in aksine uzun sarı saçları vardı.
Gölgeye neden geçtiği konusunda hiçbir bilgi olmamasına karşın Karanlık Varlık’a yemin eden ikinci kişidir. Gölgeye geçtiğini öyle iyi gizlemiştir ki çoğu kişi kendisi itiraf edene kadar bunu anlamamıştır. Yemininden önce gayet sade bir hayat tarzını benimseyen Kamarile, bu hayat standartlarını benimsemeyen insanları ise hor görürdü. Gölgeye geçtikten sonra yaşadığı hayatın tam tersini benimsemiş, tam teşekküllü bir sapık olup çıkmıştır.
Zindanın mühürleri zayıflayıp üçüncü çağda serbest kaldıktan sonra sapıklıklarına kaldığı yerden tüm hızıyla devam etmiştir. Özellikle insan iradesini kırıp, bir tür hipnoz durumuna sokan içtepi konusunda uzmandır. Graendal Güç Savaşı’nda gölgenin en büyük generalleri gibi fetihler yapmıştır. Fakat onun fethettiği bölgeler ülkeler değil, ülkeleri yönetenlerin iradeleri ve zihinleri olmuştur. Graendal her zaman etrafında çırılçıplak soylulardan oluşan hizmetkârlar bulundurur. En büyük hayali ise Yenidendoğan Ejder’in soylu kölelerden oluşan koleksiyonuna katıldığını görmektir.
DEMANDRED:

Gerçek ismi Barid Bel Medar’dı. Barid’in tüm hayatını açıklayabilecek bir kelime var ise o da “neredeyse”dir. Lews Therin’den bir gün sonra doğmuştur. Neredeyse Lews Therin kadar başarılı bir kişidir. Kitaplar yazmış, yüksek makamlarda bulunmuştur. Ama Lews Therin hep daha iyisini yapmıştır. Kemerli burnu olmasa neredeyse yakışıklı bile sayılabilirdi. Aynı zamanda Lews Therin’in karısı İlyena’yı da arzulamışlığı vardır. Ona göre Lews Therin şanslı bir ahmaktan başka bir şey değildir.
Lews Therin Işığın Kumandanlığı’na atanınca beynini kemiren haset ve garez dolu düşüncelerine daha fazla gem vuramamış soluğu Shayol Ghul’de almıştır. Barid gölgeye dönmeden önce kumar alışkanlığı ile bilinirdi. Savaş alanında bile tuhaf taktikler ve tehlikeli stratejiler izleyerek birçok savaş kazanmıştı. Bu zaferler ona ün getirse de hiçbir zaman Lews Therin’in başardıklarını başaramadı. Gölgeye geçtikten sonra Karanlık Varlık’ın en büyük generallerinden biri oldu.
MOGHEDİEN:

Asıl ismi Lillen Moiral’dır. Efsaneler Çağı’nda üçüncü ismi hak edecek kadar önemli işlerle meşgul olmamıştır. O zamanlar daha çok yatırım ve finans dalında uzmandı. Lillen’in gölge’ye sadakati ise Güç Savaşı’ndan çok öncesine dayanır. Fakat kendisi açıklayana kadar kimse ondan şüphelenmemiştir. Düzenlediği komplolar, çevirdiği dolaplar, kurduğu tuzaklar o kadar usta işi, o kadar gizliydi ki kimliği ifşa olduktan sonra Lillen’e küçük, avı için kuytu köşelerden tuzaklar hazırlayan, bir ısırıkta en babayiğit adamı devirebilecek zehre sahip bir örümceğin ismini verdiler (Moghedien).
Moghedien Güç Savaşı sırasında Lews Therin Telamon’un ekibine katılmayı başarmıştır. Yeni kazandığı pozisyonda birçok dolap çevirmiş, birçok felakete sebep olup binlerce insanın ölümüne sebep olmuştur. Fakat hiç kimse Lillen’den şüphelenmemiştir. Herkes onun fazlasıyla önemsiz bir pozisyonda çalıştığını, çetrefilli komplolar kurabilecek kapasiteye sahip olmadığını zannetmişti. Fakat şüpheli davranışları o zamanki adı Teadra olan Birgitte’den kaçmamış, Teadra onun gölgeyeminli olduğunu iddia etmiştir. Açığa çıkmasından sonra yakalanmaktan güçbelâ sıyrılabilmiştir. Giderayak bir toplu taşıma cihazına da sabotaj düzenleyip binlerce kişiyi öldürmüş, bu karmaşadan yararlanıp sırra kadem basmıştır. Üçüncü çağda mühürler zayıfladığında Moghedien komplolarına geri dönmüştür. Lanfear her ne kadar düşler dünyasının kendisine ait olduğunu iddia etse de Moghedien bu alanda Lanfear’dan daha başarılıdır. Belki Lanfear’dan korktuğu için, belki de Lanfear’ın ve diğer herkesin öyle düşünmesini istediği için bu gerçeği hiçbir zaman Lanfear’ın yüzünde vurmamıştır.
ASMODEAN:

Aslı ismi Joar Addam Nessosin’dir. Jordan bu isim seçiminde İncil’de bahsi geçen “dokuz cehennemin kralı” ve “öfkenin efendisi” Asmodeus’tan esinlenmiştir. Asmodean Terkedilmişler içinde gölgeye dönme nedeni en tuhaflardan biridir. Efsaneler Çağı’nda çok ünlü ve çok yetenekli bir müzisyendi. Sırf sonsuza kadar müzik çalabilmek için Shai’tan’a yemin etmiştir. Tek Güç’te çok güçlü birisi değildir. Ama bazı karmaşık Güç örgülerini bilir.
Asmodean hiçbir zaman savaşlarda saha kumandanlığı yapmamıştır. Birçok savaşta öyle ya da böyle yer alsa da kumandanlık yapmayı reddetmiştir. Onun yerine fethedilen bölgelerin yönetimi ile ilgilenmiştir. Yönettiği bölgelerde diğer Terkedilmişler kadar zorbalık yapmasa da Mesaana’nın gölgeyeminli çocuklar yetiştirmesine, Aginor’un manyakça deneyleri için insan hasadı yapmasına engel olmamıştır. Hatta pek sevgili Trolloc birlikleri için insan çiftlikleri kurdurtmuştur. Onun asıl gaddarlığı savaştan önce ona rakip olan sanatçılara karşı olmuştur. Özellikle yetenekli müzisyenleri kendisi katletmekten geri durmamıştır.
MESAANA:

Gerçek adı Saine Tarasind’dir. Efsaneler çağında öğretmendir. Gölgeye dönmeden önceki hayatına dair pek az şey bilinmektedir. Üçüncü isim alamamasından çok öenmli bir başarı sağlayamadığı bilinmektedir. Hizmetkarlar Salonu’ndan Tek Güç üzerine araştırma yapmak için izin istemiş fakat reddedilmiştir. Reddedilmenin acısını Shayol Ghul’de gölgeye yemin ederek çıkarmıştır.
Mesaana gölge tarafından fethedilen bölgelerde zorba bir yönetici olarak nam salmıştı. Fakat onu diğer terk edilmişlerden ayıran sadece zorbalığı değil gönlünden kopan (!) eğitim aşkıdır. Karanlık Varlık’ın öğretilerinin işlendiği okullar açtırmış, çocukların zihinlerini zehirlemiştir. Çocukları aileleri hakkında casusluk yapmalarını istemiştir. Öğretilere uymayan aile üyelerini ve öğrencileri derslerinde başarılı çocuklara katlettirmiş, küçük psikopat karanlık dostlarını halka kazandırmıştır. Gölge yenilip, fethedilen bölgeler yeniden ele geçirilince bu karanlık dostları da kayıplara karışmıştır.
RAHVİN:

Asıl ismi Arid Mosinel’dir. Jordan bu ismi seçerken de dünya mitolojilerinden faydalanmıştır. Rahvin ismi Hindu mitolojisinde önemli bir yer tutan Ravana’dan esinlenmiştir.
Rahvin gölgeye geçmeden önce nasıl yaşadığına dair pek az ayrıntı mevcuttur. Rahvin hakkında bilinen az şeylerden biri Tek Güç’teki yeteneğidir. Efsaneler Çağı’nda bile oldukça güçlü bir Tek Güç yönlendiricisi idi. Rahvin güce ve iktidara aşık bir adamdı ve güzel kadınlara karşı güçlü bir zaafı vardı. Doğrudan saldırmayı sevmez, politik manevraları ve diplomatik baskıları tercih ederdi. Güç Savaşı sırasında sadece politik manevralar yaparak birçok bölgeyi ele geçirdiği bilinmektedir. Oldukça etkili bir yönetici olmasına rağmen zaman zaman bazı ince detayların üzerinde durmamak gibi bir huyu vardı. Karanlık Varlık’ın zindanından serbest kaldıktan sonra hiç vakit kaybetmeden politikaya geri dönmüştür.
SEMİRHAGE:

Asıl adı Nemene Damendar Boarr olan bu terk edilmiş seri içindeki en sadist ruhlu canilerden biridir. Bir kadın için oldukça uzun boya sahip, sinir bozacak kadar sakin ve vakur bir tavra sahiptir. Efsaneler Çağı’nda ünü dünyaya yayılan bir şifacıydı. Dünyanın dört bir köşesinden şifa için çağırılırdı. Eğer bir insanın içinde en ufak bir yaşam kırıntısı dahi varsa onu ölümün pençelerinden çekip çıkarabilecek yeteneğe sahip biri idi. Ayrıca hava durumları üzerinde kapsamlı bir bilgisi ve yeteneği vardır.
Nemene gölgeye geçmeden önce de cani bir sapıktı. Sadece topluma yararlı olabileceğini düşündüğü kişileri iyileştirirdi. Ona göre iyileşmenin bedeli fiziksel ve ruhsal acı ile ödenmeliydi. Yararsız olarak gördüğü kişilere de şifa verirdi elbette. Ama bunu öyle acılı, öyle sadist yollardan yapardı ki kişi ya akli dengesini yitirir ya da bağıra bağıra can verirdi. Nemene özellikle beyin yapısı hakkında ayrıntılı bilgiye sahiptir. İşkence yaparken de beynin acı ve zevk noktalarına odaklanır ve buralara yaptığı baskıyı yavaş yavaş artırarak kurbanının günlerce çığlıklar atarak yalvarmasını dinlemeyi tercih eder.
Hizmetkârlar Salonu yaptıklarını öğrenince kuyruğu yanan kedi gibi Shayol Ghul’e kaçar ve gölgeye ilk yemin edenlerden olur. Sırf yapabildiği ve yapmak istediği için koca bir şehre günlerce işkence etmiş, şehir halkı bağıra bağıra can vermiştir. Semirhage Hizmetkarlar Salonu’nun birçok üyesine de işkence etmiştir. Kurbanlar sonunda dayanamayıp Gölge’ye yemin etmişlerdir.
Güç Savaşı döneminde Semirhage de savaşlara katılmıştır. Ama çok iyi bir askeri lider olmadığından önemli bir askeri başarıda sağlamamıştır. Semirhage daha çok fethedilen bölgelerin yönetiminde rol almıştır. Semirhage’in sapıkça tutumları birçok terk edilmiş arasında bile hoş karşılanmazdı. On üç dehşetlordu ve on üç myrddraal ile yönlendirebilen herkesi gölgenin taraflarına çekilebileceğini bulan Semirhage’dir. Ama Semirhage her Aes Sedai ile kendi ilgilenmeyi seçmiştir. Aes Sedailerin iradelerini yavaş yavaş kırmaktan özel bir haz almaktadır.

---

BE'LAL:

Duram Laddel Cham gerçek adıdır. Gerçek adı dışında hakkında pek az şey bilinmektedir. Robert Jordan Be’lal ismini seçerken yine dünya mitolojisinden faydalanmıştır. Babil tanrılarından Ba’al ve İncil’de sıkça bahsedilen güçlü bir iblis olan Belial’den esinlenmiştir.
Duram’ın Lews Therin’in çok yakın arkadaşıydı. Uzun boylu atletik yapılıydı ve tanınmış bir kılıç ustasıydı. Sabırlı ve ileriyi görebilen, çok kurnaz bir stratejistti. Bu özellikleri ile Işık’ın Ordularını Güç Savaşı sırasında oldukça iyi yönetti. Birçok zafer kazandı. Ama içten içe Lews Therin’i kıskanmaktaydı. Fakat kıskançlığı Ejder ile sınırlı kalmayıp Elan Morin Tedronai (ishamael) ve Mierin Eronaille’i (lanfear) de kıskanmaktaydı. Gölgeye geçmesindeki en büyük etkenin bu kıskançlık olduğu zannedilmektedir.
Gölgenin tarafına geçtikten sonra Moghedien’in istihbarat örgütüne rakip olarak kendisi de bir tane kurmuş, çeşitli komplolar düzenlemiştir. Kurnazca planlar yapıp bu planları büyük bir sabırla uyguladığı için ona “Ağören” anlamına gelen “Be’lal” ismi verilmiştir.
AGİNOR:

Ishar Marrad Chuanin gerçek ismidir. İshar Shai’tan’a sadakat yemini etmeden önce dünyaca ünlü bir biyologtu. Efsaneler Çağı’nda hiç kimsenin yaşayan her şeyin yapısını İshar gibi anlayamayacağı söylenirdi. Hayvanlar üzerinde zalimce deneyler yaptığı saptanınca Hizmetkarlar Salonu tarafından yaşayan canlıların gen yapıları üzerine araştırma yapması yasaklanmıştır. Ishar’ıın tek gerçek tutkusu olan bu bilim dalından men edilmesi onun gölgenin tarafına geçmesindeki en büyük etkendir. Tek güçte gayet yetenekli ve güçlüdür. Lews Therin ve İshamael’den sonraki en güçlü erkek yönlendiricilerden biridir.
Aginor trolloc, draghkar, karanlıkköpekleri, gholam ve diğer gölgedöllerinin yaratılmasında şahsen görev almıştır. Bunarın yapımında 35 ila 50 milyon arası insanı deneylerinde kullanarak öldürmüştür ve bu sayıya yarattığı trollocları beslemek için harcadığı insanlar dâhil değildir. Trollocları bazı hayvan genomları ile insan genomlarını karıştırarak oluşturmuştur. Amacı ise daha güçlü ve daha az düşünen süper askerler yaratmaktır. Fakat bazılarında hayvani özellikler ağır basmış ki bu denekler trollocların atasını oluşturmuştur, bazıları ise insani özellikler ağır basmıştır. Sonuncu grup Myrddraal’lerin meydana gelmesini sağlamıştır. Myrddraal’lerin karanlık güçlerinin nereden geldiğini ise (gözleri olmadığı halde iyi görebilmeleri, gölgeleri kullanarak seyahat edebilmeleri yada kaybolabilmeleri) Aginor bile bilmemektedir. Zindan mühürlenirken yüzeye en yakın iki terk edilmişten biridir. Bu yüzden tüm bedeni zamanın tahribatına uğramış, çürükler içindedir.
BALTHAMEL:

Asıl ismi Eval Ramman’dır. İyi bir tarhiçi ve akademisyen olmasına rağmen en aşağılık suçlularla olan çarpık dostluğu, kadınlara olan düşkünlüğü, gereksiz yere anında sinirlenmesi onun üçüncü ismini almasını engellemiştir. Shayol Ghul’de yemin etmesindeki asıl etken ölümsüzlük vaadidir. Işığın Orduları arasında çalışması için etkin bir istihbarat ağı kurmuştur. Ayrıca trolloc sürülerini beslemesi için yemeklik insan kampları kurdurtmuştur. Zindanda Aginor ile beraber yüzeye en yakın kalan ve zamanın acımasız etkisini en yakın hisseden terk edilmiştir. Yüzü çürümüş, dili fonksiyonunu yitirmiştir. Yüzünde gülen genç bir adama benzetilmiş maske vardır.