Silahlanma ve Teçhizat
Savaşın ortasında bir şövalye, zincirlitopuzuyla rakibine sert bir darbe indirirken, bir yandan da kanlı kılıcını kullanıyor.
Savaşa hazırlanan Kuzeyliler.
Ordular
Bütün Westeros kıtası, George R. R. Martin’in hayal dünyasında kurulmuş olmakla beraber, orduların yapısı sağlam bir şekilde tarihi örnekler üzerinde şekillenmiştir. Her ne kadar Westeros kültürü gerçek dünyayla makul seviyede bir mukayeseye meydan vermeyecek kadar farklı olsa da; söz gelimi Kuzeyliler, bariz bir şekilde orta çağ kuzey İngiltere örneğini sergilerken, (şövalyeler üzerinde Doğu Avrupa esintileri de görülebilir.) Boğaz’ın aşağısındakiler güney İngiltere, Alman ve Fransız örfünden izler taşımaktadır.
Silahlar
Kullanılan silahlar umumiyetle ilk ordu örneklerinin kullandığı silahlar olup, en yaygın bulunan silah kılıçtır. Kılıç askerin ilk başvuracağı silah olmasa bile, bir savaşçının en meşhur alameti addedildiği için herkesin taşıdığı bir silahtır.
Kale imalatı silahlar yüksek kalitede olup çoğunlukla şehirlerdeki demircilerin ürettiklerinden daha iyidir. Fakat bu silahları sadece şövalyeler ve asillerin almaya gücü yeter. En az bulunan ve en gözde kılıçlar, Eski Valyria’da, Valyria çeliğinden yapılmış olan kılıçlardır. Bu kılıçlar daha güçlü, daha hafif ve hepsinden daha keskindir. (belki bir tek Şafak hariç) Ayrıca bu çeliğin özelliği koyu, neredeyse simsiyah olmasıdır. Bu çeliğin dövülmesine dair esrar unutulmuş olup, Westeros’ta ekseriyetle asil hanelerde, ata yadigârı olarak itinayla saklanan birkaç yüz örneğinden başka kalmamıştır.
Başka silah türleri de bilinmektedir. Çok amaçlı kullanılabilen bir bıçak veya hançer hemen herkeste bulunur. Etkili mızrak veya tokmakların maliyeti nispeten ucuz olduğundan muharipler arasında sıklıkla görülür. Ucuz bir mızrak kullanışlı bir silah olabilir ama aynı şeyi ucuz bir kılıç için söyleyemeyiz.
Bilinen Silah Türleri
Sırıklı Silahlar
• Baltalı Kargı: Baltalı kargının uzun sırığının ucunda ağır, satıra benzeyen keskin bıçağı bulunur. Sapın ucu genellikle sivri olup, bıçağın diğer tarafında da diken gibi çıkıntılar veya bir kanca vardır.
• Kalın Balta: Sırığın ucu, bir tarafı balta bir tarafı çekiç veya büyük bir çivi şeklindedir.
Baltalar ve Çekiçler
• Savaş Baltası: Geniş, enli ve fena bir silah olan savaş baltası, kalkan ve zırhı yarıp geçebilir. Tek elle kullanılabilen savaş baltalarının bazıları iki taraflıdır.
• El Baltası: Nacaktan biraz daha küçük, savaşçılar için tasarlanmış el baltası, fırlatılabilecek yapıdadır. Bu kısa kabzalı baltaları demirdoğumlular parmak dansını oynarken kullanırlar.
• Uzun Balta: Savaş baltasının daha uzun kabzalı türüdür. Tek elle kullanılabilecek ağırlıktadır. İki tarafı balta şeklinde veya bir tarafı uzun çivi şeklinde olabilir. Areo Hotah’ın kullandığı balta gibi, bazı örneklerinin ancak iki elle kullanılabilecek ağırlıkta olması da mümkündür.
• Oduncu Baltası: Oduncuların odunu yarmak ve kırmak için kullandıkları bu alet, ölümcül bir silaha da dönüşebilir. Normalde küçük halklar ve haydutlar tarafından kullanılan bu balta, askeri kardeşi olan savaş baltasından daha küçüktür.
• Sopa / Değnek: Kısa boyda üretilen sopalar sert odun veya bazen metalden mamuldür. Kralın Toprakları’ndaki Şehir Gözcüleri demir sopa kullanır.
• Gürz: Tahta veya metal bir sopanın ucuna takılan ağır taş veya demir başlıktan ibaret olan gürz, zırhları parçalamak için tasarlanmış küt burunlu bir silahtır. Başlığın zırhı rahatça delebilmesi için kenarları keskinleştirilir veya topuz haline getirilir.
• Savaş Tokmağı: Gürz ile aynı uzunlukta, (gerçi çok daha uzun da olabilir.) başlık kısmı sert çelikten yapılma bir tarafı sivri uçlu, diğer tarafında ona denk büyüklükte gürze benzer bir parça bulunan bir silahtır. Savaş tokmakları, düşmanın zırhını delmeye veya dizgin veya kalkanına kanca şeklinde takmaya elverişlidir.
Kılıçlar
• Arakh (Orak): Dothraki savaşçıları bu uzun ve kavisli silahı çok sever. Tırpana benzeyen kavisli bir bıçak kısmı olmakla birlikte müdafaa unsuru olmayan bir silahtır.
• Kısakılıç: Uzunkılıçtan daha kısa ama hançerden daha uzun ve ağır olan kısakılıç tek elle ve rakibe saplamak için kullanılır.
• Pala: Satıra benzer; kısa ve enlidir. Doğramak için kullanılır.
• Braavos Bıçağı: İncecik, keskin kenarlı ve saplamaya uygun, gergin bir kılıçtır. Bütün Özgür Şehirler’de bulunmakla birlikte Braavoslu Su Dansçıları bu kılıcı meşhur etmiştir.
• Uzunkılıç: Westeros’taki şövalyelerde sıklıkla bulunan bu kılıç tek elle kullanılır ve genişkılıç veya sadece “kılıç” olarak da bilinir. Bir buçuk metreden daha uzunca, çift tarafı keskin bu kılıçlar el mahfazası ve ağır bir topuzu olan kabzanın ucuna takılır.
• Piç Kılıcı: Uzunkılıç ya da kocakılıç sayılamayan bu kılıç çeşidi herhangi bir sınıfa girmediği için böyle adlandırılmıştır. Bıçak kısmı ve kabzası uzunkılıca göre daha uzundur. Fakat bu uzun kabza kocakılıçtaki gibi enli değildir ve böyle yapılmasının sebebi, boştaki elden kuvvet alıp daha sert vurabilmek içindir. Dolayısıyla piç kılıcına iki elle kullanılan bir silahtan ziyade bir buçuk elle kullanılan bir silah demek daha doğru olacaktır.
• Kocakılıç: Ancak iki elle kullanılabilen kocakılıç, kılıçlar içinde en büyüğüdür.
Uzun Menzilli Silahlar
• Yay: Yedi krallıktaki yaylar ahşaptan mamul olup hariç memleketlerde tornalanmış boynuz veya kemikten yapılanlar da vardır. Yayları binek üzerinde kullanmak çok zordur, hele de binek hareket halindeyse isabetli atış yapabilmek normal şartlarda imkânsızdır.
• Uzunyay: Uzunyay, 180 cm civarında, tahtadan yapılmış yekpare bir yaydır. Çene veya kulak hizasına çekildiğinde ağırlığı 45 -50 kilograma kadar çıkan uzunyay, oku 250 metreye kadar mesafeye fırlatabilir. Yakın mesafeden atıldığında kalın zırhı delip geçebilir. Uzunyay bütün ordularda kullanılır. (hatta kurmalı yay kullandığı özellikle belirtilmediyse, bütün okçuların uzunyay kullanmakta olduğu varsayılmaktadır.)
• Çift Kavisli (veya Kıvrımlı) Yay: İki kıvrımlı olan bu küçük yay işlenmiş tahta, boynuz veya kemikten yapılır. (dolayısıyla bazen “alaşımlı yay” da denilmektedir.) Dorne’da çok tutulan çift kavisli yaylara dünyanın her tarafında rastlamak mümkündür. Dorne’lularla birlikte Dothraki’ler de çift kavisli yayı el üstünde tutarlar. Bu yaylar at üstündeyken de kullanılabilir (tek hedefleri vurmaktan ziyade düşmanı ok yağmuruna tutmak amaçlı) ve harcanan germe kuvveti uzunyaylara göre daha avantajlıdır.
• Kurmalı Yay: Kurmalı yaylar daha kısa ve kalın oklar fırlatan küçük bir yay tipidir. Ortasında yayın tellerini germek için kullanılan zemberek sisteminin bulunduğu kalın bir gövde vardır. Geleneksel yaylara göre daha kısa bir germe mesafesi olduğundan, aynı şiddette fırlatılabilmesi için daha kuvvetli çekilmesi gerekir. Germe mekanizması çıkrıklı bir menteşe veya manivela düzeneği üzerinden çalışır. Myr’de aynı anda üç ok birden atabilen daha ağır ve kaba kurmalı yaylar üretilmektedir.
Mızraklar
• Zıpkın: Üç metreye kadar uzayabilen tahta sapının ucunda demir veya çelikten küçük delici bir parça bulunan, avlanma veya dövüş amaçlı basit bir silahtır. Teke tek mücadelede kullanılabilir.
• Mızrak: Üç – dört metre arası uzunlukta, zıpkına göre daha uzun bir silahtır. Özellikle Kuzeyli orduların karakteristik özelliği olan bu silah, yekvücut hareket eden büyük piyade kıtaları tarafından, taarruz halindeki düşman piyadesinin içine dalarak onları dağıtmak veya süvari birliklerinin ilerleyişini durdurmak için kullanılır.
• Domuz Mızrağı: Zıpkının daha kısa bir türü olan domuz mızrağının ucunda geniş bir bıçak bulunur. Arkasında ise çok derine saplanmasını engelleyen, enine yerleştirilmiş bir parça vardır. Bazen rütbeli piyadelerce kullanılan domuz mızrağı, adından da anlaşılacağı üzere, öncelikle bir av silahıdır.
• Kurbağa Mızrağı: Boğaz’daki crannogmen “bataklık adamları” tarafından kullanılan bu alet esasen kurbağa ve benzeri küçük hayvanları avlamak için kullanılsa da, insanlara karşı kullanmak için kolayca uyarlanabilir. Kurbağa mızrakları aynı zamanda fırlatılabilir.
• Harman Döveni: Çiftçilerin kullandığı dövenlerin kardeşi sayılan savaşçı dövenleri bir kamışın ucuna takılmış uzunca bir zincir şeklindedir. Zincirin ucunda küt kafalı ağır bir gürz veya topuz şeklinde sivri uçlu gülle bulunur.
• Zincirli Topuz: Döven, gülle ve lobutun büyük akrabası sayılan zincirli topuz; kamıştan bir kulpa takılmış uzun zincire bağlı ağır topuzdan ibarettir.
Muhtelif
• Hançer: Yaralamaya ve delmeye yarayan uzun bir bıçak olan hançer, hem bir silah hem de bir alet olarak kullanılabilir.
• Kama: Dövüş amaçlı olarak ince, düz bir hançer olarak tasarlanan kama çoğunlukla serbest kalan elde birincil silaha yardımcı olarak kullanılır.
• Ağ: Sağlam halattan örülen ağ, balık veya kuş yakalama amaçlı basit bir alettir. Boğaz’ın crannogman’leri gibi bazı gruplarca silah olarak da kullanılır ve rakibini gafil avlamaya veya silahını sarıp sarmalayarak kullanılamaz hale getirmeye yarar.
• Köylü Aletleri: Köylüler geleneksel silahları temin etmek için gerekli paraya nadiren sahip oldukları için ellerinde bulunan aletleri silah olarak kullanmaktaydılar. Sopalar, değnekler, çeşitli tarım aletleri ve bazen çıplak ellerinden başka bir şey bulamazlardı.
• Savaş Kargısı: Şövalyelerin ve ağır süvari birliklerinin kullandığı savaş kargısı, 2,5 – 3 metre uzunlukta olup kül tozundan yapılır ve kırılmasını önlemek için sıkıca bağlanır. Sivri uçlu olan bu kargı iyice kullanılamaz hale gelmeden önce yakın mücadelede tek seferlik bir hücum için kullanılır.
• Turnuva Kargısı: Turnuva kargısı savaşta kullanılanlara göre daha uzun ve kırılgandır. Rakibe büyük bir zarar vermeden atından düşürebilmek için uçları küt yapılır. Ayrıca sarılı olmadıkları için genellikle aldıkları ilk darbede kırılırlar. 3,5 – 4 arası bir uzunluğa sahip olan turnuva kargısı Yaz Adaları’nda bulunan altın ağaç gibi daha narin malzemeden yapılır.
• Khukuri Bıçağı: Nepal kökenli, orta ve uzak doğuda kullanılan bir silahtır. Farklı kalitede çelik örnekleri kullanılarak imal edilir. Keskin tarafının içeriye doğru kavisli olması en belirgin özelliğidir. Bu sert ve haşin tasarım savaşçının en çok yakın dövüşte işine yarar. Khukuri bıçağı Taht Oyunları dizisinin 2. sezonundaki Karasu “Blackwater” bölümünde göze çarpar. Bronn’un Tazı’yla paylaştığı meyhane sahnesinde, kalçasının üstünde bir khukuri bıçağı taşıdığı görülür.
Hususi Nesneler
• Bronz Zırh: Hâlihazırda kullanılan zırhlar kadar dayanıklı olmayan bronz zırh, Kahramanlar Çağı’ndan kalma bir yadigâr olarak görülür. Royce Hanesi’nin elinde bulunan örnekte olduğu gibi; giyen kişiyi yaralanmalara karşı korumak için eski usul zırh kalıplarından muhtelif parçalar, mıhlarla birbirine geçirilirdi.
• Ejderhacamı: Volkanik bir malzeme olan ejderhacamı küçük parçalara kırılarak bıçak, diğer kesici aletler ve temren yapımında kullanılır. Diğerleri’nin (ak yürüyenlerin) çok az bilinen zaaf noktalarından biridir.
• Ejderhakemiği: Ejderhakemiği yaylar, diğer ahşap yaylara göre çok daha uzak menzile atış yapabildikleri için aranan bir nesnedir ve özellikle Dothraki süvarileri nezdinde muteberdir.
• Valyria Çeliği: Valyria Kıyameti’nden geriye kalan, çok nadir olmakla birlikte binlerce Valyria çeliği silah vardır ki bunların iki yüz küsurunun Yedi Krallık’ta bulunduğu sanılmaktadır. Birçok Valyria çeliği silah çift katlı olup çok değerlidir. Çok yoksul duruma düşen hanelerde bile paha biçilemez olarak görülür ki mesela küçük bir lord, böyle bir ata yadigârını elinden çıkarmaktansa öz kızını satmaya kolaylıkla razı olur.
Ayrıca Valyrialı ve meşhur Kılıçlar listesine bakınız.
Zırhlar
Yedi Krallık’taki zırhlar çoğunlukla demir ve çelikten dövülür. Ara sıra bronz zırh parçaları da bulunabilir ama bugün için bu çok nadir bir durumdur. Hali vakti yerinde olan kişilerce alınan, daha ileri, tamamı madeni levhalardan veya pullu yapıda, nispeten daha hafif çelikten yapılmış zırhlar da vardır.
İlave süslemeler çok teferruatlı olabilmektedir. Çelik üzerine boyama, mine işçiliği veya çivitleme en bilinen yöntemlerdir. Gerçekten hünerli bir demirci ise, boyanın çeliğin üzerinde kırıntılaşmasını veya kavlamasını önleyecek şekilde rengi içine nakşedebilir. Böyle bir sanat çok pahalı olacağından ancak zat-ı şahanenin sahip olabileceği bir şeydir. Gerçek dünyada bu teknoloji seviyesinin ancak geç orta çağ veya erken Rönesans döneminde yakalandığı düşünülürse, bunun Westeros’ta “bahsedilen zaman dilimine göre” hayli ileri sayılacağı anlaşılabilir.
Vücut hatlarına göre şekillendirilen çelik kalıpların birleştirilmesinden oluşan levha zırh, en etkili ve en pahalı olan zırhtır. Bu levhalar içi doldurulmuş deri astar ve zincirli yelek üzerine giyilir. Levha zırhı satın almaya gücü yetmeyenler, deri astar ve zincirli yelekle yetinirler ki bu da iyi bir korunma sağlar. Bazı durumlarda kısmen çelik zırh kullanılır. Mesela bir madeni miğfer veya göğüs zırhı veya sadece bir çelik boyunluk takılması da yaygındır. Pullu zırhlar da bilinmekle beraber daha az rastlanır. İzciler veya köylerden toplanan muhariplerce kaynatılmış deriden yapılan zırhlar giyilir. Bunlar levha zırhın rahatlıkla karşı koyabildiği isabetli bir kılıç darbesini durduramasa da hiçbir şey giymemekten iyidir.
Levha zırhlar Menzil’de çok yaygın iken Kuzey’deki hâkim doku deri zırhtır. Sur’un ötesindeki yabanıllarda ise daha ilkel zırhlar vardır. Dorne’lular süs amaçlı olarak bakır zırh kullanırlar. Güneş altında altın gibi parlayan bakır zırh aynı zamanda ucuzdur.
Bilinen Zırh Çeşitleri
Levha zırh şeması
• İçi Doldurulmuş Zırh: İçi bez parçalarıyla doldurularak deri veya çadır bezinden yapılır. Bu şekliyle tek başına da giyilebilir ama asıl önemli husus, ince zırh giyildiği zaman darbeleri kolayca eritebilmesi için, beraberinde içi doldurulmuş zırh kullanılmasıdır.
• Kaynatılmış Deri Zırh: İnce zırhın altına giyilen, suda kaynatılarak yapılan kalın deri yeleği tarif etmek için GRRM tarafından kullanılan bir tabirdir. Aslında levha zırh hazırlanıp giyilmeden önce; bu deri yeleğin, esnek kalabilmesi için sıvı yağla bakımı yapılmalıdır. Zamanla çok sertleşebilen deri yeleğin omuz, dirsek ve diz bölgelerini koruyabilmek için üstüne yuvarlak kalıplar yamalanır.
• Mintan Zırh: Kumaştan yapılan bu kıyafet Jack adıyla da bilinir. Genellikle deri veya çadır kumaşından yapılan bu zırhın kumaşının iki tarafına uzunlamasına çelik levhalar perçinlenir. Çoğunlukla akıncılar, atlı okçular veya ufak muharipler tarafından giyilir.
• Entari Zırh: Kol kısımları da bulunan zincirli yelek şeklindeki bu zırh dizlere kadar uzanır. Entari zırh temel olarak bir gömlek veya fanilanın üzerine eklenen, iç içe geçen metal halkalardan ibarettir. Kolları genellikle dirseklere kadar uzamakla birlikte farklı çeşitleri de vardır. İçi doldurulmuş astar veya kaynatılmış deri üzerine giyilen entari zırhın demir halkalardan yapılması adettir.
• Setre Zırh: Zincirli yelekten yapılır. Setreyi entariden ayıran şey kol uzunluğudur. (Setrenin kolları kısadır.) Eski tarihi setrenin tam bir tarifi (ve uzunluğu) hakkında ihtilaf olmakla beraber, günümüz Westeros’unda ve eski tarihte giyilen setre; ceket ve gömlek arasında bir yerdedir. Oberyn Martell’in giydiği zırhın zincirli yelekten yapıldığı açıkça tarif edilmiştir.
• Pullu Zırh: Küçük küçük yüzlerce metal levhanın birbirine dikilerek iyice perçinlendiği bir zırh modelidir.
• Ağır Levha Zırh: İnce zırh ve içi doldurulmuş robanın üzerine giyilir. Kol ve göğüs kısmının birleştiği kısımlar büyük metal kalıplarla kapatılır. En korunmasız yerleri en zayıf korunan dirsek, diz ve koltuk altı gibi eklem yerleridir.
Özel Parçalar
• Kocamiğfer: Tepesi yassı, basit silindir şeklinde veya darbelere daha iyi mukabele etmek için üst kısmı tümsek şeklinde yapılır. Gözler ve teneffüs/havalandırma için konulan küçük delikler görüş açısını ve teneffüsü sekteye uğratsa da, şövalyeler tarafından çoğunlukla kargılı mücadelelerde kullanılır.
• Yarımiğfer: Genellikle burun bölgesinin korunmasını temin eden parçanın da bulunduğu, başın sadece üst kısmını kapatan bir miğfer çeşididir.
• Güğüm Miğfer: Çelikten, siperli şapkaya benzer şekilde yapılan miğfer çeşididir.
Yarımiğfer
Vizörsüz bir miğfer
Kocamiğferin nispeten daha eski bir türü
Kocamiğfer
Tepesi yassı bir kocamiğfer
• Boyunluk: Çelikten imal edilen, boyun çevresini korumak için kullanılan bir teçhizattır.
• Metal Kalıp: Savunmasız bölgeleri, özellikle de kol ve göğsün birleşim yeri olan koltuk altı bölgesini korumak için kullanılan dairevi metal kalıplardır.
• Eldiven: Elleri korumak içindir. Deriden imal edilir. Örme zincirden yapılan örnekleri daha fazla koruma sağlar.
• Zırh Eldiveni: Eldivenin daha büyük türü olan bu parça, parmak uçlarından dirseklere kadar bütün önkolu kaplar ve metalden yapılır.
• Eteklik: Bacakların üst kısmı ile gövdenin aşağı kısmını korur. Bel hizasından uylukların yarısına kadar uzanan metal bir parçadır.
• Baldır Zırhı: Bacağın alt kısmında yer alan baldırları kapatır.
• Ön Dizlikler: İncik denilen, kaval kemiğinin de yer aldığı, bacağın ön kısmını koruma amaçlıdır. Baldırların tamamını kapatmaz.
• Çizmeler: Çizmeler genellikle deriden mamuldür ama şövalyelerin kullandığı metal çizmeler de vardır.
• Mahmuzlar: Çizmelerin topuk kısmına takılan, atı yönlendirmek için kullanılan bir alettir.
• Kolluklar: Önkolun korunması için boru şeklinde yapılan bir cihazdır.
• Gövde Zırhı: Göğüs ve sırtı kapatacak şekilde kenarlarından sıkılaştırılmış, sert metal levhadan yapılan bir zırh parçasıdır. Çelik, demir veya bronzdan üretilebilir. Birçok şövalye ve asil tarafından giyilen, korunma için hayati önem taşıyan bir malzemedir. Bilhassa Kraliçe Cersei, Taht Oyunları dizisinin 2. sezon Karasu “Blackwater” bölümünde bir göğüs zırhı giyerken görülmektedir. Yaldızlı olmasıyla göze çarpan bu zırhın, kraliçenin işgal ettiği mevkie münasip bir şekilde resmi bir havada tasarlandığı görülmektedir.
Kalkanlar
Westeros’ta, kullanımı kolay ama fazla korunma temin etmeyen basit tahta kalkanlardan tutun da, sert meşeden yapılmış, üzeri demir çivili, neredeyse 1,5 metre boyunda sert üçgen kalkanlara kadar geniş bir yelpazede kalkan çeşitleri bulunmaktadır. Kalkanların üzerine tabaklanmış deri gerdirerek ve takviye amaçlı ince metal şeritler takarak, kalkanın ağırlığını çok fazla artırmadan ömrünü uzatmak ve korunma seviyesini yükseltmek mümkündür. Dorne’da ve muhtemelen Braavos’ta kalkancık denilen, küçük, metal, yuvarlak ve hafif kalkanlar kullanılır. Bunlar ortalama bir tabak büyüklüğündedir ve eskrim talimi esnasında kılıç darbelerini savuşturmak amaçlıdır.
Savaşçı’nın Oğulları tarafından uçurtma kalkan denilen, Büyük Fetih döneminden kalma, modası geçmiş kalkanlar kullanılır.
Maliyetler
İyi bir demircinin yaptığı, yeni bir entari zırh, boyunluk, baldır zırhı ve kocamiğferden oluşan bir takım 800 gümüş geyiğe mal olabilir.
Savaş Atları ve Nakliyat
• Küheylan: Küheylanlar uzun, güçlü, haşmetli hayvanlardır ve genellikle keyifleri yerindedir. Turnuvalarda şövalyelere asil bir hava katarlar. Dikkatle bakımı yapılan ve itinayla yetiştirilen en değerli at cinsidir. Hatta bazıları tarafından, kaybetme riski göze alınamayacak kadar değerli görüldüğü için, harplerde süvari atları tercih edilir.
• Süvari Atı: Küheylana göre daha hafif ve daha ucuz olan süvari atları yine de güzel hayvanlardır. Süvari atları aynı zamanda güçlü ve hızlıdır.
• Aygır: Sur’un kuzeyinde aygırlar, tercih edilebilecek yegâne at cinsidir. (at familyasından, nadir bulunan başka hayvanlar da yaşamasına rağmen) Hem Gece Gözcüleri hem de karşılarındaki düşman tarafından, taşımacılık ve binme amaçlı olarak hatırı sayılır miktarda aygır kullanılmaktadır. Bütün at cinsleri içinde aygırlar, bozuk satıhlı araziye uyum sağlaması ve soğuğa dayanıklılığı ile tanınmaktadır.
• Beygir: Güçlü ve kabiliyetli olan beygir, hadım edilir ve en düşük seviyedeki at cinsidir. Beygirler tamamen yeterli savaş atları olsalar da, ancak gezgin şövalyelerin, uşakların ya da şövalye olmayan dövüşçülerin nasibine düşer. En yaygın binek atı olan beygirler, yük taşımak için de kullanılırlar.
• Kum Bineği: Savaş atlarından daha küçük olan kum binekleri, atlara giydirilen zırhın ağırlığını taşıyamazlar. Tamamen yorulana kadar bir buçuk gün boyunca kesintisiz koşabilirler.
Binekler ve Yük Hayvanları
• Katır: Dayanıklı bir hayvan olan katır hafif yük taşımacılığında kullanılır. Bozuk araziye uyum sağlama yeteneği üst seviyededir.
• Öküz: Ağır yük taşımacılığında kullanılan dayanıklı hayvanlardır.
Muhasara Silahları
Kuşatma orduları çok çeşitli muhasara makinesi kullanır: yükseltmeli merdivenler, tekerlekli koçbaşları, ham deriyle kaplanmış seyyar kuşatma kuleleri, çok çeşitli mancınıklar, kaldıraçlar, ateşpüskürenler, balistik aletler ve akrepler. Bunlardan bazıları savaş gemilerine de takılabilir.
Akrepler ve ateşpüskürenler şehir kuşatmalarında kullanılır. Çelik boğadikenleri savaş halindeyken kullanılır ve karargâhların müdafaasında çok işe yarar. Aynı zamanda kaldıraç vasıtasıyla düşman üzerine yağdırılabilir. Akrepler bir metre uzunluğunda demir uçlu sırıklar veya ateşli oklar fırlatabilecek şekilde tasarlanmıştır. Bütün bunlara ilaveten su altında gemilerin geçişlerini engellemek için kullanılan başak şeklinde sivri demir başlıklı silahlar da vardır.
• Koçbaşı: Tekerlekli bir kaplumbağayı andıran bir şekli vardır. Ateşten korunması için üst ham deriyle kaplıdır. Kale kapılarını vurarak kırmaya ve kapılara saldıran askerleri korumaya yönelik bir silahtır.
• Kaldıraçlar: Karasu Savaşı’nda Kralın Toprakları’nın savunmasında kullanılan Üç Fahişeler kaldıraçlara iyi bir örnektir.
Taktikler
Greyjoy ve Stark Sancaktarları
Özgür Halktan bir savaşçı
Westeros
Piyadeler
Okçular
İyi nişancı bir okçu bir hedefe yüz adımlık mesafeden isabetli atışlar yapabilir. Savaş meydanında ise tekil hedefleri vurmaktan ziyade, geniş kütleli düşman birliklerine ok yağmuru denilen mümkün olan en hızlı şekilde havaya ok atışı yaparak düşmanı bocalatırlar. Dothraki yaylarının Yedi Krallık’takilerden daha uzun mesafeli olduğu söylenmektedir ama bu iddianın geçerliliği doğrulanmamıştır.
Temrenler; “yumuşak” hedefler için ön tarafı daha geniş bir başlık, arkası sivri dikensi bir şekilde veya ince zırhı delip geçen firkete şeklinde olabilmektedir. Çok yakın bir mesafeden olmadıkça oklar levha zırhları delemezken, kurmalı yayların attığı cıvataya benzer kalın oklar kolaylıkla delebilir. Yaz Adalılar tarafından kullanılan çift kavisli, altınkalp yayların dört yüz metreye kadar ok gönderebildiği rivayet edilmektedir. Okçular yaraladıkları kişilerin zehirlenmesini de sağlamak için “gece toprağı” denilen bir çeşit killi/gübreli toprak da kullanabilirler. Fakat şu haliyle bile bir ok yarasının insanı zehirlemesi mümkündür; çünkü ok yağmuru esnasında okçular çabucak atabilmek için okları bellerindeki sadakta tutmak yerine toprağa saplarlar.
Süvariler
Romanlarda öne çıkan bir unsur olan süvari alaylarında, Boğaz ve Dorne Hududu arasında hazırda tutulan birlikler tasvir edilirken, 1364 yılında Burgundy Dükü’nün kullandığı yekûn değerleri güzel bir ortaçağ örneği olarak temel alınmıştır. (genişlemeden önceki orijinal Fransız alayları)
Bir şövalye sancağı taşıyan süvari birliklerinin muhtevası şu şekildedir – Westeros ıstılahına göre “yeminli sancaktar”
134 şövalye
105 uşak
19 atlı okçu
1 davulcu
1 nalbant
Bu süvariler içinde aslında piyade olan sadece atlı okçular vardı. Bunlar birlikle aynı hızda ilerleyebilmek için ata binerler ama atış yapacakları sırada yere inerler.
Hafif Süvari
Hafif süvariler genellikle kargı, cirit veya uzun menzilli silahlar grubundan yaylar gibi hafif silahlar taşır ve hafif zırhlar giyerlerdi. Deri veya ince zırh giymeye meyilli olan hafif süvariler; izciler, akıncılar, keşif kolları veya avcı hattında görevlendirilen birliklerden oluşurdu. Dothraki veya Dorne gibi birçok memleketin kendisine özgü hafif süvari birlikleri bulunmaktadır.
Şövalyeler ve Ağır Süvari
Şövalyeler ağır levha zırhlar ve envai çeşit el silahını bulundurabilen, askeri sahada en donanımlı ve en iyi yetişmiş sınıftır. Genellikle ağır silahlarla donatılmış olarak sahaya sürülürlerdi. Bu sınıfa servet sahibi şövalyeler, asil hanedan üyeleri veya asillerin himayesinde bulunan, kendileri asil olmayan uşaklar girerdi.
En Bilinen Donanımlar
• Sıradan savaşçılar; kısa kılıçlar, çift taraflı baltalar, yaylar ve bunun gibi silahları kullanır.
• Menzil’de levha zırh yaygınken, Kuzey’de deri zırh söz sahibidir. Sur’un ötesindeki yabanıllar ise daha ilkel zırhlar kullanmaktadır.
• Jack denilen ince zırhlar; akıncılar, atlı okçular ve adi muhariplerin giyebileceği bir zırh çeşididir.
• Birçok akıncı veya paralı asker, sadece kaynatılmış deriden ibaret, son derece iptidai zırhlara sahiptir.
• Kralın Toprakları’ndaki Şehir Gözcüleri sivri demir başlıklı demir değnekler veya mızraklar kullanır ve altın rengine boyanmış, kalın yünden pelerinler giyer.
• Boğaz’ın crannogmanleri kurbağa mızrağı, bronz bıçak, ince dokunmuş ağlar ve dairevi deri kalkanlar kullanır.
• Dorne’lular yuvarlak metal kalkanları, kısa mesafeye atılabilen baltaları, çift boğumlu yayları tercih eder ve pul şeklinde dikilmiş, yuvarlak disklerden yapılan, Yedi Krallık içindeki en hafif zırhları giyerler. Ayrıca peçeli miğfer kullanırlar.
• Dothraki çığlıkçıları sadece arakh (orak) kullanan hafif süvarilere sahiptirler ve at üzerinden kullanılabilen küçük yayları vardır. Kalkan, miğfer veya zırh şeklinde hiçbir korunma malzemesi kullanmazlar.
• Lekesizler ise, küçük mızrak, kılıç ve kalkanla donatılmış, kendilerine has üst tarafı sivri şapkaları olan hafif piyadelerdir.
• Ibbenliler baltaları çok severler ve kaba, tüylü, kahverengi kalkanlar taşırlar.
Daha Eskiden…
• Ormanın çocukları bıçaklar, yaprak şeklinde başlıklı mızraklar ve obsidian denilen ejderhacamından mamul oklar kullanırlardı.
• Demir Adalıların Eski Usulüne göre kaleler kuşatma altına alınmazdı. Şan ve şöhret uzaktan gülle fırlatmakla değil, yüz yüze çarpışarak elde edilirdi.
Muhtelif
• Manderly Hanesi; bir düzine mavna dolusu şövalye, savaş atları, askerler ve kuşatma aletleriyle çıkartma yapabilecek kapasiteye sahiptir.
Demircilik Usulleri
• Kılıçları keskinleştirmek için yağtaşları kullanılır.
• Bazıları Valyria çeliğini tekrar hayata geçirecek sihirli sözleri bildiğini iddia etmektedir ve bazı usta zırhçılar da Valyria çeliğini düzgün bir şekilde tekrar dövebilecek kabiliyette olduklarını ortaya çıkarmışlardır.
Savaşın ortasında bir şövalye, zincirlitopuzuyla rakibine sert bir darbe indirirken, bir yandan da kanlı kılıcını kullanıyor.
Savaşa hazırlanan Kuzeyliler.
Ordular
Bütün Westeros kıtası, George R. R. Martin’in hayal dünyasında kurulmuş olmakla beraber, orduların yapısı sağlam bir şekilde tarihi örnekler üzerinde şekillenmiştir. Her ne kadar Westeros kültürü gerçek dünyayla makul seviyede bir mukayeseye meydan vermeyecek kadar farklı olsa da; söz gelimi Kuzeyliler, bariz bir şekilde orta çağ kuzey İngiltere örneğini sergilerken, (şövalyeler üzerinde Doğu Avrupa esintileri de görülebilir.) Boğaz’ın aşağısındakiler güney İngiltere, Alman ve Fransız örfünden izler taşımaktadır.
Silahlar
Kullanılan silahlar umumiyetle ilk ordu örneklerinin kullandığı silahlar olup, en yaygın bulunan silah kılıçtır. Kılıç askerin ilk başvuracağı silah olmasa bile, bir savaşçının en meşhur alameti addedildiği için herkesin taşıdığı bir silahtır.
Kale imalatı silahlar yüksek kalitede olup çoğunlukla şehirlerdeki demircilerin ürettiklerinden daha iyidir. Fakat bu silahları sadece şövalyeler ve asillerin almaya gücü yeter. En az bulunan ve en gözde kılıçlar, Eski Valyria’da, Valyria çeliğinden yapılmış olan kılıçlardır. Bu kılıçlar daha güçlü, daha hafif ve hepsinden daha keskindir. (belki bir tek Şafak hariç) Ayrıca bu çeliğin özelliği koyu, neredeyse simsiyah olmasıdır. Bu çeliğin dövülmesine dair esrar unutulmuş olup, Westeros’ta ekseriyetle asil hanelerde, ata yadigârı olarak itinayla saklanan birkaç yüz örneğinden başka kalmamıştır.
Başka silah türleri de bilinmektedir. Çok amaçlı kullanılabilen bir bıçak veya hançer hemen herkeste bulunur. Etkili mızrak veya tokmakların maliyeti nispeten ucuz olduğundan muharipler arasında sıklıkla görülür. Ucuz bir mızrak kullanışlı bir silah olabilir ama aynı şeyi ucuz bir kılıç için söyleyemeyiz.
Bilinen Silah Türleri
Sırıklı Silahlar
• Baltalı Kargı: Baltalı kargının uzun sırığının ucunda ağır, satıra benzeyen keskin bıçağı bulunur. Sapın ucu genellikle sivri olup, bıçağın diğer tarafında da diken gibi çıkıntılar veya bir kanca vardır.
• Kalın Balta: Sırığın ucu, bir tarafı balta bir tarafı çekiç veya büyük bir çivi şeklindedir.
Baltalar ve Çekiçler
• Savaş Baltası: Geniş, enli ve fena bir silah olan savaş baltası, kalkan ve zırhı yarıp geçebilir. Tek elle kullanılabilen savaş baltalarının bazıları iki taraflıdır.
• El Baltası: Nacaktan biraz daha küçük, savaşçılar için tasarlanmış el baltası, fırlatılabilecek yapıdadır. Bu kısa kabzalı baltaları demirdoğumlular parmak dansını oynarken kullanırlar.
• Uzun Balta: Savaş baltasının daha uzun kabzalı türüdür. Tek elle kullanılabilecek ağırlıktadır. İki tarafı balta şeklinde veya bir tarafı uzun çivi şeklinde olabilir. Areo Hotah’ın kullandığı balta gibi, bazı örneklerinin ancak iki elle kullanılabilecek ağırlıkta olması da mümkündür.
• Oduncu Baltası: Oduncuların odunu yarmak ve kırmak için kullandıkları bu alet, ölümcül bir silaha da dönüşebilir. Normalde küçük halklar ve haydutlar tarafından kullanılan bu balta, askeri kardeşi olan savaş baltasından daha küçüktür.
• Sopa / Değnek: Kısa boyda üretilen sopalar sert odun veya bazen metalden mamuldür. Kralın Toprakları’ndaki Şehir Gözcüleri demir sopa kullanır.
• Gürz: Tahta veya metal bir sopanın ucuna takılan ağır taş veya demir başlıktan ibaret olan gürz, zırhları parçalamak için tasarlanmış küt burunlu bir silahtır. Başlığın zırhı rahatça delebilmesi için kenarları keskinleştirilir veya topuz haline getirilir.
• Savaş Tokmağı: Gürz ile aynı uzunlukta, (gerçi çok daha uzun da olabilir.) başlık kısmı sert çelikten yapılma bir tarafı sivri uçlu, diğer tarafında ona denk büyüklükte gürze benzer bir parça bulunan bir silahtır. Savaş tokmakları, düşmanın zırhını delmeye veya dizgin veya kalkanına kanca şeklinde takmaya elverişlidir.
Kılıçlar
• Arakh (Orak): Dothraki savaşçıları bu uzun ve kavisli silahı çok sever. Tırpana benzeyen kavisli bir bıçak kısmı olmakla birlikte müdafaa unsuru olmayan bir silahtır.
• Kısakılıç: Uzunkılıçtan daha kısa ama hançerden daha uzun ve ağır olan kısakılıç tek elle ve rakibe saplamak için kullanılır.
• Pala: Satıra benzer; kısa ve enlidir. Doğramak için kullanılır.
• Braavos Bıçağı: İncecik, keskin kenarlı ve saplamaya uygun, gergin bir kılıçtır. Bütün Özgür Şehirler’de bulunmakla birlikte Braavoslu Su Dansçıları bu kılıcı meşhur etmiştir.
• Uzunkılıç: Westeros’taki şövalyelerde sıklıkla bulunan bu kılıç tek elle kullanılır ve genişkılıç veya sadece “kılıç” olarak da bilinir. Bir buçuk metreden daha uzunca, çift tarafı keskin bu kılıçlar el mahfazası ve ağır bir topuzu olan kabzanın ucuna takılır.
• Piç Kılıcı: Uzunkılıç ya da kocakılıç sayılamayan bu kılıç çeşidi herhangi bir sınıfa girmediği için böyle adlandırılmıştır. Bıçak kısmı ve kabzası uzunkılıca göre daha uzundur. Fakat bu uzun kabza kocakılıçtaki gibi enli değildir ve böyle yapılmasının sebebi, boştaki elden kuvvet alıp daha sert vurabilmek içindir. Dolayısıyla piç kılıcına iki elle kullanılan bir silahtan ziyade bir buçuk elle kullanılan bir silah demek daha doğru olacaktır.
• Kocakılıç: Ancak iki elle kullanılabilen kocakılıç, kılıçlar içinde en büyüğüdür.
Uzun Menzilli Silahlar
• Yay: Yedi krallıktaki yaylar ahşaptan mamul olup hariç memleketlerde tornalanmış boynuz veya kemikten yapılanlar da vardır. Yayları binek üzerinde kullanmak çok zordur, hele de binek hareket halindeyse isabetli atış yapabilmek normal şartlarda imkânsızdır.
• Uzunyay: Uzunyay, 180 cm civarında, tahtadan yapılmış yekpare bir yaydır. Çene veya kulak hizasına çekildiğinde ağırlığı 45 -50 kilograma kadar çıkan uzunyay, oku 250 metreye kadar mesafeye fırlatabilir. Yakın mesafeden atıldığında kalın zırhı delip geçebilir. Uzunyay bütün ordularda kullanılır. (hatta kurmalı yay kullandığı özellikle belirtilmediyse, bütün okçuların uzunyay kullanmakta olduğu varsayılmaktadır.)
• Çift Kavisli (veya Kıvrımlı) Yay: İki kıvrımlı olan bu küçük yay işlenmiş tahta, boynuz veya kemikten yapılır. (dolayısıyla bazen “alaşımlı yay” da denilmektedir.) Dorne’da çok tutulan çift kavisli yaylara dünyanın her tarafında rastlamak mümkündür. Dorne’lularla birlikte Dothraki’ler de çift kavisli yayı el üstünde tutarlar. Bu yaylar at üstündeyken de kullanılabilir (tek hedefleri vurmaktan ziyade düşmanı ok yağmuruna tutmak amaçlı) ve harcanan germe kuvveti uzunyaylara göre daha avantajlıdır.
• Kurmalı Yay: Kurmalı yaylar daha kısa ve kalın oklar fırlatan küçük bir yay tipidir. Ortasında yayın tellerini germek için kullanılan zemberek sisteminin bulunduğu kalın bir gövde vardır. Geleneksel yaylara göre daha kısa bir germe mesafesi olduğundan, aynı şiddette fırlatılabilmesi için daha kuvvetli çekilmesi gerekir. Germe mekanizması çıkrıklı bir menteşe veya manivela düzeneği üzerinden çalışır. Myr’de aynı anda üç ok birden atabilen daha ağır ve kaba kurmalı yaylar üretilmektedir.
Mızraklar
• Zıpkın: Üç metreye kadar uzayabilen tahta sapının ucunda demir veya çelikten küçük delici bir parça bulunan, avlanma veya dövüş amaçlı basit bir silahtır. Teke tek mücadelede kullanılabilir.
• Mızrak: Üç – dört metre arası uzunlukta, zıpkına göre daha uzun bir silahtır. Özellikle Kuzeyli orduların karakteristik özelliği olan bu silah, yekvücut hareket eden büyük piyade kıtaları tarafından, taarruz halindeki düşman piyadesinin içine dalarak onları dağıtmak veya süvari birliklerinin ilerleyişini durdurmak için kullanılır.
• Domuz Mızrağı: Zıpkının daha kısa bir türü olan domuz mızrağının ucunda geniş bir bıçak bulunur. Arkasında ise çok derine saplanmasını engelleyen, enine yerleştirilmiş bir parça vardır. Bazen rütbeli piyadelerce kullanılan domuz mızrağı, adından da anlaşılacağı üzere, öncelikle bir av silahıdır.
• Kurbağa Mızrağı: Boğaz’daki crannogmen “bataklık adamları” tarafından kullanılan bu alet esasen kurbağa ve benzeri küçük hayvanları avlamak için kullanılsa da, insanlara karşı kullanmak için kolayca uyarlanabilir. Kurbağa mızrakları aynı zamanda fırlatılabilir.
• Harman Döveni: Çiftçilerin kullandığı dövenlerin kardeşi sayılan savaşçı dövenleri bir kamışın ucuna takılmış uzunca bir zincir şeklindedir. Zincirin ucunda küt kafalı ağır bir gürz veya topuz şeklinde sivri uçlu gülle bulunur.
• Zincirli Topuz: Döven, gülle ve lobutun büyük akrabası sayılan zincirli topuz; kamıştan bir kulpa takılmış uzun zincire bağlı ağır topuzdan ibarettir.
Muhtelif
• Hançer: Yaralamaya ve delmeye yarayan uzun bir bıçak olan hançer, hem bir silah hem de bir alet olarak kullanılabilir.
• Kama: Dövüş amaçlı olarak ince, düz bir hançer olarak tasarlanan kama çoğunlukla serbest kalan elde birincil silaha yardımcı olarak kullanılır.
• Ağ: Sağlam halattan örülen ağ, balık veya kuş yakalama amaçlı basit bir alettir. Boğaz’ın crannogman’leri gibi bazı gruplarca silah olarak da kullanılır ve rakibini gafil avlamaya veya silahını sarıp sarmalayarak kullanılamaz hale getirmeye yarar.
• Köylü Aletleri: Köylüler geleneksel silahları temin etmek için gerekli paraya nadiren sahip oldukları için ellerinde bulunan aletleri silah olarak kullanmaktaydılar. Sopalar, değnekler, çeşitli tarım aletleri ve bazen çıplak ellerinden başka bir şey bulamazlardı.
• Savaş Kargısı: Şövalyelerin ve ağır süvari birliklerinin kullandığı savaş kargısı, 2,5 – 3 metre uzunlukta olup kül tozundan yapılır ve kırılmasını önlemek için sıkıca bağlanır. Sivri uçlu olan bu kargı iyice kullanılamaz hale gelmeden önce yakın mücadelede tek seferlik bir hücum için kullanılır.
• Turnuva Kargısı: Turnuva kargısı savaşta kullanılanlara göre daha uzun ve kırılgandır. Rakibe büyük bir zarar vermeden atından düşürebilmek için uçları küt yapılır. Ayrıca sarılı olmadıkları için genellikle aldıkları ilk darbede kırılırlar. 3,5 – 4 arası bir uzunluğa sahip olan turnuva kargısı Yaz Adaları’nda bulunan altın ağaç gibi daha narin malzemeden yapılır.
• Khukuri Bıçağı: Nepal kökenli, orta ve uzak doğuda kullanılan bir silahtır. Farklı kalitede çelik örnekleri kullanılarak imal edilir. Keskin tarafının içeriye doğru kavisli olması en belirgin özelliğidir. Bu sert ve haşin tasarım savaşçının en çok yakın dövüşte işine yarar. Khukuri bıçağı Taht Oyunları dizisinin 2. sezonundaki Karasu “Blackwater” bölümünde göze çarpar. Bronn’un Tazı’yla paylaştığı meyhane sahnesinde, kalçasının üstünde bir khukuri bıçağı taşıdığı görülür.
Hususi Nesneler
• Bronz Zırh: Hâlihazırda kullanılan zırhlar kadar dayanıklı olmayan bronz zırh, Kahramanlar Çağı’ndan kalma bir yadigâr olarak görülür. Royce Hanesi’nin elinde bulunan örnekte olduğu gibi; giyen kişiyi yaralanmalara karşı korumak için eski usul zırh kalıplarından muhtelif parçalar, mıhlarla birbirine geçirilirdi.
• Ejderhacamı: Volkanik bir malzeme olan ejderhacamı küçük parçalara kırılarak bıçak, diğer kesici aletler ve temren yapımında kullanılır. Diğerleri’nin (ak yürüyenlerin) çok az bilinen zaaf noktalarından biridir.
• Ejderhakemiği: Ejderhakemiği yaylar, diğer ahşap yaylara göre çok daha uzak menzile atış yapabildikleri için aranan bir nesnedir ve özellikle Dothraki süvarileri nezdinde muteberdir.
• Valyria Çeliği: Valyria Kıyameti’nden geriye kalan, çok nadir olmakla birlikte binlerce Valyria çeliği silah vardır ki bunların iki yüz küsurunun Yedi Krallık’ta bulunduğu sanılmaktadır. Birçok Valyria çeliği silah çift katlı olup çok değerlidir. Çok yoksul duruma düşen hanelerde bile paha biçilemez olarak görülür ki mesela küçük bir lord, böyle bir ata yadigârını elinden çıkarmaktansa öz kızını satmaya kolaylıkla razı olur.
Ayrıca Valyrialı ve meşhur Kılıçlar listesine bakınız.
Zırhlar
Yedi Krallık’taki zırhlar çoğunlukla demir ve çelikten dövülür. Ara sıra bronz zırh parçaları da bulunabilir ama bugün için bu çok nadir bir durumdur. Hali vakti yerinde olan kişilerce alınan, daha ileri, tamamı madeni levhalardan veya pullu yapıda, nispeten daha hafif çelikten yapılmış zırhlar da vardır.
İlave süslemeler çok teferruatlı olabilmektedir. Çelik üzerine boyama, mine işçiliği veya çivitleme en bilinen yöntemlerdir. Gerçekten hünerli bir demirci ise, boyanın çeliğin üzerinde kırıntılaşmasını veya kavlamasını önleyecek şekilde rengi içine nakşedebilir. Böyle bir sanat çok pahalı olacağından ancak zat-ı şahanenin sahip olabileceği bir şeydir. Gerçek dünyada bu teknoloji seviyesinin ancak geç orta çağ veya erken Rönesans döneminde yakalandığı düşünülürse, bunun Westeros’ta “bahsedilen zaman dilimine göre” hayli ileri sayılacağı anlaşılabilir.
Vücut hatlarına göre şekillendirilen çelik kalıpların birleştirilmesinden oluşan levha zırh, en etkili ve en pahalı olan zırhtır. Bu levhalar içi doldurulmuş deri astar ve zincirli yelek üzerine giyilir. Levha zırhı satın almaya gücü yetmeyenler, deri astar ve zincirli yelekle yetinirler ki bu da iyi bir korunma sağlar. Bazı durumlarda kısmen çelik zırh kullanılır. Mesela bir madeni miğfer veya göğüs zırhı veya sadece bir çelik boyunluk takılması da yaygındır. Pullu zırhlar da bilinmekle beraber daha az rastlanır. İzciler veya köylerden toplanan muhariplerce kaynatılmış deriden yapılan zırhlar giyilir. Bunlar levha zırhın rahatlıkla karşı koyabildiği isabetli bir kılıç darbesini durduramasa da hiçbir şey giymemekten iyidir.
Levha zırhlar Menzil’de çok yaygın iken Kuzey’deki hâkim doku deri zırhtır. Sur’un ötesindeki yabanıllarda ise daha ilkel zırhlar vardır. Dorne’lular süs amaçlı olarak bakır zırh kullanırlar. Güneş altında altın gibi parlayan bakır zırh aynı zamanda ucuzdur.
Bilinen Zırh Çeşitleri
Levha zırh şeması
• İçi Doldurulmuş Zırh: İçi bez parçalarıyla doldurularak deri veya çadır bezinden yapılır. Bu şekliyle tek başına da giyilebilir ama asıl önemli husus, ince zırh giyildiği zaman darbeleri kolayca eritebilmesi için, beraberinde içi doldurulmuş zırh kullanılmasıdır.
• Kaynatılmış Deri Zırh: İnce zırhın altına giyilen, suda kaynatılarak yapılan kalın deri yeleği tarif etmek için GRRM tarafından kullanılan bir tabirdir. Aslında levha zırh hazırlanıp giyilmeden önce; bu deri yeleğin, esnek kalabilmesi için sıvı yağla bakımı yapılmalıdır. Zamanla çok sertleşebilen deri yeleğin omuz, dirsek ve diz bölgelerini koruyabilmek için üstüne yuvarlak kalıplar yamalanır.
• Mintan Zırh: Kumaştan yapılan bu kıyafet Jack adıyla da bilinir. Genellikle deri veya çadır kumaşından yapılan bu zırhın kumaşının iki tarafına uzunlamasına çelik levhalar perçinlenir. Çoğunlukla akıncılar, atlı okçular veya ufak muharipler tarafından giyilir.
• Entari Zırh: Kol kısımları da bulunan zincirli yelek şeklindeki bu zırh dizlere kadar uzanır. Entari zırh temel olarak bir gömlek veya fanilanın üzerine eklenen, iç içe geçen metal halkalardan ibarettir. Kolları genellikle dirseklere kadar uzamakla birlikte farklı çeşitleri de vardır. İçi doldurulmuş astar veya kaynatılmış deri üzerine giyilen entari zırhın demir halkalardan yapılması adettir.
• Setre Zırh: Zincirli yelekten yapılır. Setreyi entariden ayıran şey kol uzunluğudur. (Setrenin kolları kısadır.) Eski tarihi setrenin tam bir tarifi (ve uzunluğu) hakkında ihtilaf olmakla beraber, günümüz Westeros’unda ve eski tarihte giyilen setre; ceket ve gömlek arasında bir yerdedir. Oberyn Martell’in giydiği zırhın zincirli yelekten yapıldığı açıkça tarif edilmiştir.
• Pullu Zırh: Küçük küçük yüzlerce metal levhanın birbirine dikilerek iyice perçinlendiği bir zırh modelidir.
• Ağır Levha Zırh: İnce zırh ve içi doldurulmuş robanın üzerine giyilir. Kol ve göğüs kısmının birleştiği kısımlar büyük metal kalıplarla kapatılır. En korunmasız yerleri en zayıf korunan dirsek, diz ve koltuk altı gibi eklem yerleridir.
Özel Parçalar
• Kocamiğfer: Tepesi yassı, basit silindir şeklinde veya darbelere daha iyi mukabele etmek için üst kısmı tümsek şeklinde yapılır. Gözler ve teneffüs/havalandırma için konulan küçük delikler görüş açısını ve teneffüsü sekteye uğratsa da, şövalyeler tarafından çoğunlukla kargılı mücadelelerde kullanılır.
• Yarımiğfer: Genellikle burun bölgesinin korunmasını temin eden parçanın da bulunduğu, başın sadece üst kısmını kapatan bir miğfer çeşididir.
• Güğüm Miğfer: Çelikten, siperli şapkaya benzer şekilde yapılan miğfer çeşididir.
Yarımiğfer
Vizörsüz bir miğfer
Kocamiğferin nispeten daha eski bir türü
Kocamiğfer
Tepesi yassı bir kocamiğfer
• Boyunluk: Çelikten imal edilen, boyun çevresini korumak için kullanılan bir teçhizattır.
• Metal Kalıp: Savunmasız bölgeleri, özellikle de kol ve göğsün birleşim yeri olan koltuk altı bölgesini korumak için kullanılan dairevi metal kalıplardır.
• Eldiven: Elleri korumak içindir. Deriden imal edilir. Örme zincirden yapılan örnekleri daha fazla koruma sağlar.
• Zırh Eldiveni: Eldivenin daha büyük türü olan bu parça, parmak uçlarından dirseklere kadar bütün önkolu kaplar ve metalden yapılır.
• Eteklik: Bacakların üst kısmı ile gövdenin aşağı kısmını korur. Bel hizasından uylukların yarısına kadar uzanan metal bir parçadır.
• Baldır Zırhı: Bacağın alt kısmında yer alan baldırları kapatır.
• Ön Dizlikler: İncik denilen, kaval kemiğinin de yer aldığı, bacağın ön kısmını koruma amaçlıdır. Baldırların tamamını kapatmaz.
• Çizmeler: Çizmeler genellikle deriden mamuldür ama şövalyelerin kullandığı metal çizmeler de vardır.
• Mahmuzlar: Çizmelerin topuk kısmına takılan, atı yönlendirmek için kullanılan bir alettir.
• Kolluklar: Önkolun korunması için boru şeklinde yapılan bir cihazdır.
• Gövde Zırhı: Göğüs ve sırtı kapatacak şekilde kenarlarından sıkılaştırılmış, sert metal levhadan yapılan bir zırh parçasıdır. Çelik, demir veya bronzdan üretilebilir. Birçok şövalye ve asil tarafından giyilen, korunma için hayati önem taşıyan bir malzemedir. Bilhassa Kraliçe Cersei, Taht Oyunları dizisinin 2. sezon Karasu “Blackwater” bölümünde bir göğüs zırhı giyerken görülmektedir. Yaldızlı olmasıyla göze çarpan bu zırhın, kraliçenin işgal ettiği mevkie münasip bir şekilde resmi bir havada tasarlandığı görülmektedir.
Kalkanlar
Westeros’ta, kullanımı kolay ama fazla korunma temin etmeyen basit tahta kalkanlardan tutun da, sert meşeden yapılmış, üzeri demir çivili, neredeyse 1,5 metre boyunda sert üçgen kalkanlara kadar geniş bir yelpazede kalkan çeşitleri bulunmaktadır. Kalkanların üzerine tabaklanmış deri gerdirerek ve takviye amaçlı ince metal şeritler takarak, kalkanın ağırlığını çok fazla artırmadan ömrünü uzatmak ve korunma seviyesini yükseltmek mümkündür. Dorne’da ve muhtemelen Braavos’ta kalkancık denilen, küçük, metal, yuvarlak ve hafif kalkanlar kullanılır. Bunlar ortalama bir tabak büyüklüğündedir ve eskrim talimi esnasında kılıç darbelerini savuşturmak amaçlıdır.
Savaşçı’nın Oğulları tarafından uçurtma kalkan denilen, Büyük Fetih döneminden kalma, modası geçmiş kalkanlar kullanılır.
Maliyetler
İyi bir demircinin yaptığı, yeni bir entari zırh, boyunluk, baldır zırhı ve kocamiğferden oluşan bir takım 800 gümüş geyiğe mal olabilir.
Savaş Atları ve Nakliyat
• Küheylan: Küheylanlar uzun, güçlü, haşmetli hayvanlardır ve genellikle keyifleri yerindedir. Turnuvalarda şövalyelere asil bir hava katarlar. Dikkatle bakımı yapılan ve itinayla yetiştirilen en değerli at cinsidir. Hatta bazıları tarafından, kaybetme riski göze alınamayacak kadar değerli görüldüğü için, harplerde süvari atları tercih edilir.
• Süvari Atı: Küheylana göre daha hafif ve daha ucuz olan süvari atları yine de güzel hayvanlardır. Süvari atları aynı zamanda güçlü ve hızlıdır.
• Aygır: Sur’un kuzeyinde aygırlar, tercih edilebilecek yegâne at cinsidir. (at familyasından, nadir bulunan başka hayvanlar da yaşamasına rağmen) Hem Gece Gözcüleri hem de karşılarındaki düşman tarafından, taşımacılık ve binme amaçlı olarak hatırı sayılır miktarda aygır kullanılmaktadır. Bütün at cinsleri içinde aygırlar, bozuk satıhlı araziye uyum sağlaması ve soğuğa dayanıklılığı ile tanınmaktadır.
• Beygir: Güçlü ve kabiliyetli olan beygir, hadım edilir ve en düşük seviyedeki at cinsidir. Beygirler tamamen yeterli savaş atları olsalar da, ancak gezgin şövalyelerin, uşakların ya da şövalye olmayan dövüşçülerin nasibine düşer. En yaygın binek atı olan beygirler, yük taşımak için de kullanılırlar.
• Kum Bineği: Savaş atlarından daha küçük olan kum binekleri, atlara giydirilen zırhın ağırlığını taşıyamazlar. Tamamen yorulana kadar bir buçuk gün boyunca kesintisiz koşabilirler.
Binekler ve Yük Hayvanları
• Katır: Dayanıklı bir hayvan olan katır hafif yük taşımacılığında kullanılır. Bozuk araziye uyum sağlama yeteneği üst seviyededir.
• Öküz: Ağır yük taşımacılığında kullanılan dayanıklı hayvanlardır.
Muhasara Silahları
Kuşatma orduları çok çeşitli muhasara makinesi kullanır: yükseltmeli merdivenler, tekerlekli koçbaşları, ham deriyle kaplanmış seyyar kuşatma kuleleri, çok çeşitli mancınıklar, kaldıraçlar, ateşpüskürenler, balistik aletler ve akrepler. Bunlardan bazıları savaş gemilerine de takılabilir.
Akrepler ve ateşpüskürenler şehir kuşatmalarında kullanılır. Çelik boğadikenleri savaş halindeyken kullanılır ve karargâhların müdafaasında çok işe yarar. Aynı zamanda kaldıraç vasıtasıyla düşman üzerine yağdırılabilir. Akrepler bir metre uzunluğunda demir uçlu sırıklar veya ateşli oklar fırlatabilecek şekilde tasarlanmıştır. Bütün bunlara ilaveten su altında gemilerin geçişlerini engellemek için kullanılan başak şeklinde sivri demir başlıklı silahlar da vardır.
• Koçbaşı: Tekerlekli bir kaplumbağayı andıran bir şekli vardır. Ateşten korunması için üst ham deriyle kaplıdır. Kale kapılarını vurarak kırmaya ve kapılara saldıran askerleri korumaya yönelik bir silahtır.
• Kaldıraçlar: Karasu Savaşı’nda Kralın Toprakları’nın savunmasında kullanılan Üç Fahişeler kaldıraçlara iyi bir örnektir.
Taktikler
Greyjoy ve Stark Sancaktarları
Özgür Halktan bir savaşçı
Westeros
Piyadeler
Okçular
İyi nişancı bir okçu bir hedefe yüz adımlık mesafeden isabetli atışlar yapabilir. Savaş meydanında ise tekil hedefleri vurmaktan ziyade, geniş kütleli düşman birliklerine ok yağmuru denilen mümkün olan en hızlı şekilde havaya ok atışı yaparak düşmanı bocalatırlar. Dothraki yaylarının Yedi Krallık’takilerden daha uzun mesafeli olduğu söylenmektedir ama bu iddianın geçerliliği doğrulanmamıştır.
Temrenler; “yumuşak” hedefler için ön tarafı daha geniş bir başlık, arkası sivri dikensi bir şekilde veya ince zırhı delip geçen firkete şeklinde olabilmektedir. Çok yakın bir mesafeden olmadıkça oklar levha zırhları delemezken, kurmalı yayların attığı cıvataya benzer kalın oklar kolaylıkla delebilir. Yaz Adalılar tarafından kullanılan çift kavisli, altınkalp yayların dört yüz metreye kadar ok gönderebildiği rivayet edilmektedir. Okçular yaraladıkları kişilerin zehirlenmesini de sağlamak için “gece toprağı” denilen bir çeşit killi/gübreli toprak da kullanabilirler. Fakat şu haliyle bile bir ok yarasının insanı zehirlemesi mümkündür; çünkü ok yağmuru esnasında okçular çabucak atabilmek için okları bellerindeki sadakta tutmak yerine toprağa saplarlar.
Süvariler
Romanlarda öne çıkan bir unsur olan süvari alaylarında, Boğaz ve Dorne Hududu arasında hazırda tutulan birlikler tasvir edilirken, 1364 yılında Burgundy Dükü’nün kullandığı yekûn değerleri güzel bir ortaçağ örneği olarak temel alınmıştır. (genişlemeden önceki orijinal Fransız alayları)
Bir şövalye sancağı taşıyan süvari birliklerinin muhtevası şu şekildedir – Westeros ıstılahına göre “yeminli sancaktar”
134 şövalye
105 uşak
19 atlı okçu
1 davulcu
1 nalbant
Bu süvariler içinde aslında piyade olan sadece atlı okçular vardı. Bunlar birlikle aynı hızda ilerleyebilmek için ata binerler ama atış yapacakları sırada yere inerler.
Hafif Süvari
Hafif süvariler genellikle kargı, cirit veya uzun menzilli silahlar grubundan yaylar gibi hafif silahlar taşır ve hafif zırhlar giyerlerdi. Deri veya ince zırh giymeye meyilli olan hafif süvariler; izciler, akıncılar, keşif kolları veya avcı hattında görevlendirilen birliklerden oluşurdu. Dothraki veya Dorne gibi birçok memleketin kendisine özgü hafif süvari birlikleri bulunmaktadır.
Şövalyeler ve Ağır Süvari
Şövalyeler ağır levha zırhlar ve envai çeşit el silahını bulundurabilen, askeri sahada en donanımlı ve en iyi yetişmiş sınıftır. Genellikle ağır silahlarla donatılmış olarak sahaya sürülürlerdi. Bu sınıfa servet sahibi şövalyeler, asil hanedan üyeleri veya asillerin himayesinde bulunan, kendileri asil olmayan uşaklar girerdi.
En Bilinen Donanımlar
• Sıradan savaşçılar; kısa kılıçlar, çift taraflı baltalar, yaylar ve bunun gibi silahları kullanır.
• Menzil’de levha zırh yaygınken, Kuzey’de deri zırh söz sahibidir. Sur’un ötesindeki yabanıllar ise daha ilkel zırhlar kullanmaktadır.
• Jack denilen ince zırhlar; akıncılar, atlı okçular ve adi muhariplerin giyebileceği bir zırh çeşididir.
• Birçok akıncı veya paralı asker, sadece kaynatılmış deriden ibaret, son derece iptidai zırhlara sahiptir.
• Kralın Toprakları’ndaki Şehir Gözcüleri sivri demir başlıklı demir değnekler veya mızraklar kullanır ve altın rengine boyanmış, kalın yünden pelerinler giyer.
• Boğaz’ın crannogmanleri kurbağa mızrağı, bronz bıçak, ince dokunmuş ağlar ve dairevi deri kalkanlar kullanır.
• Dorne’lular yuvarlak metal kalkanları, kısa mesafeye atılabilen baltaları, çift boğumlu yayları tercih eder ve pul şeklinde dikilmiş, yuvarlak disklerden yapılan, Yedi Krallık içindeki en hafif zırhları giyerler. Ayrıca peçeli miğfer kullanırlar.
• Dothraki çığlıkçıları sadece arakh (orak) kullanan hafif süvarilere sahiptirler ve at üzerinden kullanılabilen küçük yayları vardır. Kalkan, miğfer veya zırh şeklinde hiçbir korunma malzemesi kullanmazlar.
• Lekesizler ise, küçük mızrak, kılıç ve kalkanla donatılmış, kendilerine has üst tarafı sivri şapkaları olan hafif piyadelerdir.
• Ibbenliler baltaları çok severler ve kaba, tüylü, kahverengi kalkanlar taşırlar.
Daha Eskiden…
• Ormanın çocukları bıçaklar, yaprak şeklinde başlıklı mızraklar ve obsidian denilen ejderhacamından mamul oklar kullanırlardı.
• Demir Adalıların Eski Usulüne göre kaleler kuşatma altına alınmazdı. Şan ve şöhret uzaktan gülle fırlatmakla değil, yüz yüze çarpışarak elde edilirdi.
Muhtelif
• Manderly Hanesi; bir düzine mavna dolusu şövalye, savaş atları, askerler ve kuşatma aletleriyle çıkartma yapabilecek kapasiteye sahiptir.
Demircilik Usulleri
• Kılıçları keskinleştirmek için yağtaşları kullanılır.
• Bazıları Valyria çeliğini tekrar hayata geçirecek sihirli sözleri bildiğini iddia etmektedir ve bazı usta zırhçılar da Valyria çeliğini düzgün bir şekilde tekrar dövebilecek kabiliyette olduklarını ortaya çıkarmışlardır.