Konunun ilgi görmesine bağlı olarak Prenses ve Kraliçe'yi yavaş yavaş çevireceğim. Bugün çok az bi kısmını çevirdim. 1.bölüm olarak yayınlıyorum.
Kitabın giriş kısmı önceden yayınlanmıştı. O kısmı @Rhaegar Targaryen çevirmişti. O kısmı kopyala yapıştır yapıyorum bir daha çevirmemek için. Kendi çevirdiğim kısmın başını 1.bölüm diye belirttim
Ejderhaların Dansı, 129AL’den 131AL’e kadar süren, Westeros’un Demir Tahtı için Targaryen Hanesi’nin iki dalı arasında yaşanan iç mücadeleye verilen tozpembe isimdir. Böyle karanlık, kanlı ve karışık bir dönemi ‘’dans’’ olarak isimlendirmek aşırı şekilde uygunsuzdur. Şüphe yok ki bu ad, şarkıcıların işidir. ‘’Ejderhaların Ölümü’’ daha uygun bir isim olurdu, ancak gelenekler ve zaman daha şiirsel olan ‘’Ejderhaların Dansı’’ ismini kitap sayfalarına kazımıştır. Bu yüzden biz de geri kalan kısım gibi davranmalıyız.
Kral Viserys I, öldüğünde Demir Taht’ın iki talibi vardı. Rhaenyra, ilk evliliğinden sağ kalan tek çocuğu, ve Aegon; ikinci eşinden en büyük oğlu. İkilinin düşmanlığının yarattığı kaos ve karışıklık ortamından yararlanan bazıları da kendilerini kral ilan etmiş, ancak yükseldikleri gibi bir gecede veya bir ay dönümünde düşmüşlerdir.
Dans, Yedi Krallığı; lordları, şövalyeleri ve sıradan halkı ikiye bölmüş, ve bir tarafı seçerek diğer tarafa karşı silahlanmasına neden olmuştur. Targaryen Hanesi dahi bölünmüş; iddia sahiplerinin eşleri, akrabaları ve çocukları birbirleriyle savaşmıştır. 2 yıllık savaşın bedeli Westeros’un büyük lordlarına, sancaktarlarına, şövalyelerine ve halkına çok pahalıya mal olmuştur. Hanedan varlığını sürdürmesine rağmen, mücadele Targaryen gücünü önemli derecede yok etmiş ve Dünya’da kalan son ejderhaların sayısını da oldukça azaltmıştır.
Dans, Yedi Krallık’ta o güne kadar yaşanan savaşlardan oldukça farklıydı. Büyük ordular toplanmış ve kanlı savaşlarda birbirlerine girmiştir. Katliamın bir kısmı suda yaşanmış ancak en önemli kısım ejderha ejderhayla pençe, diş ve alev savaşı yaparken havada cereyan etmiştir. Savaş ayrıca bir ihanet, cinayet ve casusluk savaşı da olmuş; gölgelerde ve merdivenlerde; konsey odalarında ve kale avlularında bıçak ve zehir savaşı yaşanmıştır.
Uzun süren gerginlik, 129AL yılının 3. ayının 3. gecesinde hasta ve yatalak olan Kral Viserys I'in Kızıl Kale'de bir şekerleme için gözlerini kapatması ve bir daha açamamasıyla açık bir hal aldı. Cesedi, yarasa saatinde krala baharatlı şarap götürmekle görevli olan bir hizmetkar tarafından bulundu. Hizmetkar vakit kaybetmeden, dairesi kralın dairesinin bir kat aşağısında olan kraliçeyi bilgilendirmek için harekete geçti.
Hizmetkar, hızlı bir şekilde ve başka kimseye söylemeden kraliçeye bu korkunç haberi verdi. Kralın ölümü bir süredir beklenen bir şeydi ve kraliçe ve ''yeşiller*'', kralın muhafızlarını ve hizmetkarlarını bu konularda bilgilendirmişti.
*111AL yılında; Kralın, Kraliçe Alicent ile evliliğinin 5. yılı şerefine Kral Toprakları'da büyük bir turnuva düzenlendi. Açılış töreninine, Kraliçe Yeşil kıyafetler içerisinde katılırken, Prenses Targaryen kırmızısı ve siyahını giymişti. Bu farklılık göze çarpmış ve daha sonra Kraliçe'nin veya Prenses'in adamlarını tanımlamak için ''yeşiller'' ve ''siyahlar'' tabiri kullanılmaya başlanmıştır. Turnuva büyük ölçüde Siyahlar'ın yararına geçmiş ve Prenses Rhaenyra'nın ona verdiği bir nişanı taşıyan Sör Christian Cole'n kraliçenin iki kuzenini ve küçük kardeşi Sör Gwayne Hightower'ı atsız bırakmasıyla sonuçlanmıştır.
Kraliçe Alicent, ilk önce Kral Muhafızları Lord Kumandanı Sör Christian Cole ile birlikte kralın yatak odasına gitti. Kralın öldüğünden emin olduklarında, Majesteleri Kraliçe, Kral'ın odasının kilitlenmesini ve kapıya muhafızlar konulmasını emretti. Kral'ın ölüm haberini veren hizmetkar ise bu haberi yaymaması için gözetim altına alındı. Daha sonra Sör Christian Cole, Beyaz Kule'ye döndü ve yeminli kardeşlerini konsey üyelerini çağırmaları için görevlendirdi. O sırada vakit, baykuş saatiydi.
O zaman da, şimdi olduğu gibi, Kral Muhafızları sadakatleri ve güçlerini kanıtlamış, kralı ve akrabalarınu korumak için kutsal yeminler etmiş kişilerdi. Viserys öldüğünde Beyaz Pelerinliler'i sadece 5'i Kral Toprakları'ndaydı. Sör Criston, Sör Arryk Cargyll, Sör Rickard Thorne, Sör Steffon Darklyn, ve Sör Willis Fell. Kardeşlerinin gecenin bir yarısı konsey üyelerini uyandırmak için görevlendirildiğinden bihaber olan Sör Erryk Cargyll (Sör Arryk'in ikizi) ve Sör Lorent Marbrand, Ejderhakayası'nda Prenses Rhaenyra'nın yanındaydılar.
Kralın ölü vücudu dairesinde soğurken, hemen altındaki Kraliçe'nin dairesinde konsey üyeleri toplandı. Kraliçe Alicent; babası, Kral Eli Sör Otto Hightower; Kral Muhafızları Lord Kumandanı Sör Criston Cole; Yüce Üstad Orwyle; Hazine Başı, seksen yaşında bir adam olan Lord Lyman Beesbury; Casterly Kayası Lordu'nun kardeşi ve Donanma Başı Sör Tyland Lannister; Harrenhal Lordu ve Fısıltılar Efendisi Yumruayak Larys Strong; ve Kanun Başı Demirçubuk Lord Jasper Wylde kraliçenin odasındaki isimlerdi.
Yüce Üstad Orwyle, toplantıya genel konuları ve kralın ölümü sonucunda uygulanacak prosedürleri açıklayarak başladı. ''Septon Eustace, kralın ruhu için yapılacak ayinler ve dualar için çağrılmalı. Ejderhakayasına bir kuzgun gönderip Prenses Rhaenyra'yı babasının ölümü hakkında bilgilendirmeliyiz. Belki Majesteleri Kraliçe mektubu kendisi yazmak ister? Yumuşak kelimeler kullanarak bu üzücü haberin etkisini azaltabilirsiniz; ve son olarak Prenses Rhaenyra'nın taht töreni için hazırlık--''
Sör Otto Hightower Üstad'ın sözünü kesti. ''Bunlar bekleyebilir'' dedi. ''Ta ki varisin kim olacağına karar verilene kadar.'' Kral Eli olarak Sör Otto'nun Kral adına konuşmaya, hatta yokluğunda Demir Taht'a oturma hakkı vardı. Kral Viserys, onu Yedi Krallık'ın yönetimi konusunda görevlendirmişti, ve ''Yeni kralımızın kim olacağına karar verilene kadar'' görevi devam edecekti.
''Yeni kraliçemizin kim olduğuna karar verilene kadar...'' diye sertçe düzeltti Lord Beesbury.
''Kralımız.'' diye ısrar etti Kraliçe Alicent. ''Taç, yasalara göre kralın en büyük meşru oğluna geçmeli.''
O gece tartışma sabaha kadar sürdü. Lord Beesbury, Prenses Rhaenyra lehine konuştu. Kral Viseys'in ve hatta onun babası Yaşlı Kral Jaehaerys'in krallığı boyunca hazine başı olarak hizmet vermiş olan yaşlı hizmetkar, Rhaenyra'nın kardeşlerinden daha büyük olduğunu ve daha fazla Targaryen kanı taşıdığını belirtti. Ayrıca kralın Prenses'i varisi olarak atadığını, Kraliçe Alicent'in ve 105AL yılında Prenses'i tüm haklarını savunacaklarına dair yemin eden ''Yeşil'' hane lordlarının ve şövalyelerin tüm ısrarlarına rağmen bu kararını değiştirmediğini de söyledi.
Ancak bu sözler taştan kulaklara çarpıp, geri döndü.
Sör Tyland, Prenses Rhaenyra’nın tahta geçmesi için destekte bulunacağına yemin eden lordların çoğunun öldüğünü belirtti. “Yirmi dört yıl oldu,” dedi. “Şahsen ben hiçbir yeminde bulunmamıştım. O zamanlar daha çocuktum.” Kanun Başı Demirçubuk, Büyük Konsey 101’in önceki yıllarda aldığı bir karardan örnek verdi. 92 yılında Yaşlı Kral’ın kendi varisi olarak Rhaenys’in yerine Baelon’u seçtiğini söyledi. Daha sonra da uzunca Fatih Aegon ve kız kardeşlerinden ve meşru oğulun kız çocuktan her zaman daha önce geldiği kutsal Andal geleneğinden bahsetti. Sör Otto konseydekilere Prenses Rhaenyra’nın kocası Prens Daemon’ı hatırlattı. “O adamın mizacını hepimiz biliyoruz. Rhaenyra tahta geçerse hiç şüphe yok ki bizi asıl yöneten Daemon olur. Meagor kadar merhametsiz ve zalim bir eş. İlk benim kellemin gideceğinden eminim. Benden sonra sıra kraliçenize yani benim kızıma gelir.”
Kraliçe Alicent babasının dediklerine katıldı. “Çocuklarımın hayatlarını da bağışlamazlar. Aegon ve kardeşleri kralın meşru çocukları. Tahttaki hakları Rhaenyra’nın piçlerinden daha fazla. Daemon hepsini öldürmek için bir neden bulur. Hatta Helaena ve küçük çocuklarını da. Bu Strong piçlerinden birinin Aemond’un gözünü çıkarttığını unutmayın. O zamanlar daha çocuktu ancak bir insan yedisinde neyse yetmişinde de odur ve piçler doğası gereği canavar gibidirler.”
Daha sonra Sör Criston Cole konuştu. Prenses tahta geçerse ondan sonra Jacaerys Velaryon’un diyarı yöneteceğini hatırlattı. “Demir Taht’a bir piçin geçtiğini görürsek Yedi bizi kurtarsın.” Rhaenyra’nın ahlaksız yönlerinden ve kocasının kötü şöhretinden bahsetti. “Kızıl Kale’yi geneleve çevirirler. Kimsenin kızı ve karısı güvende olmaz. Hatta oğlanlar bile… Laenor’un ne olduğunu hepimiz biliyoruz.”
Bu tartışma boyunca Lord Larys Strong’un konuştuğu kayıtlarda geçmedi. Ancak bu olağandışı bir şey değildi. Gerektiğinde ağzı iyi laf yapmasına rağmen, Fısıltıların Efendisi cimri bir adamın paralarını saklaması gibi sözlerini saklıyordu. Konuşmaktansa dinlemeyi tercih ediyordu.
Yüce Üstat Orwyle konseyi “Eğer bunu yaparsak, kesin savaş çıkar. Prenses öyle usulca kenara çekilecek biri değil. Ve prensesin ejderhaları var,” diye uyardı.
Lord Beesbury “Dostları da var,” diye belirtti. "Onurlu adamlar prensese ve babasına verdiği sözleri unutmaz. Ben yaşlı bir adamım fakat siz burda oturmuş tahtı çalma planları yaparken usulca oturacak kadar da yaşlı değilim.” Bu sözü söyledikten sonra gitmek için ayağa kalktı.
Ancak Sör Criston Cole, Lord Beesbury’i yerine oturması için zorladı ve adamın boğazını hançerle yardı.
Böylece Ejderhaların Dansı’nda akan ilk kan Yedi Krallık’ın Hazine Başı olan Lord Lyman Beesbury’nin kanı oldu. Gecenin kalanında kralın taç giyme töreni için yapılacak hazırlıklardan bahsedildi.(Herkes bir an önce tahta geçmesi yönünde hem fikirdi.) Prenses Rhaenyra, Aegon’un kral olmasını reddederse prensesin yanında yer alacak olası düşmanların ve olası müttefiklerin listesi hazırlandı. Prenses yapacağı doğum için Ejderhakaya’sındaydı. Bu yüzden Kraliçe Alicent ve yeşilleri avantajlı bir konuma sahiplerdi; Rhaenyra kralın ölümünü ne kadar geç öğrenirse o kadar geç harekete geçerdi. Kraliçe Alicent “Fahişe belki de doğum yaparken ölür,” dedi.
O gece ne bir kuzgun uçtu ne de çanlar çaldı. Kralın öldüğünden haberi olan hizmetçiler zindanlara atıldı. Sör Criston Cole’a sarayda kalan “siyahları” ve Prenses Rhaenyra’yı destekleyebilecek lordları ve şövalyeleri tutuklaması emri verildi. Sör Otto Hightower “Direnmedikçe onlara şiddet uygulamayın,” diye emretti. “Kral Aegon’a diz çöken ve ona bağlılığını bildirenlere bizden zarar gelmez.”
“Peki ya diz çökmeyenler?” diye sordu Yüce Üstat Orwyle.
“Diz çökmeyenler hainlerdir. Ve bir hainin hak ettiği şekilde öldürülmelidirler,” dedi Demirçubuk.
Fısıltıların Efendisi Lord Larys Strong ilk defa söz aldı. “Aramızdan da hainler çıkmasın diye ilk yemin eden biz olalım o zaman,” dedi. Hançerini çıkaran Demirçubuk avcunun içinde kesik açtı. “Hepimizi birden ölümüne bağlamak için kan yemini” diye belirtti. Böylece konseydeki herkes avcunu kesti ve birbirlerinin ellerini tutup yemin ettiler. Kadın olduğu için Kraliçe Alicent bundan muaf tutuldu.
Kraliçe Alicent çocuklarını konseye getirtmek için Kralmuhafızları’nı gönderdiğinde şafak söküyordu. Çocuklarından en uysal olanı Prens Daeron büyük babasının öldüğünü öğrendiğinde ağladı. On dokuz yaşındaki Tek Göz Aemond silahhanedeydi. Zırhını giyip sabah alıştırmasını yapmak için hazırlanıyordu. “Aegon mu kral yoksa diz çöküp yaşlı fahişenin kukusunu mu öpmek zorundayız?” diye Sör Willis Fell’e sordu.
Kralmuhafızları geldiğinde Prenses Helaena çocuklarıyla birlikte kahvaltı yapıyordu. Helaena’nın hem erkek kardeşi hem de kocası olan Prens Aegon’un nerede olduğunu sorduklarında “Benim yatağımda olmadığından emin olabilirsiniz. Örtülerin altında aramaktan çekinmeyin,” dedi sadece.
Prens Aegon’u bulduklarında metresi ile birlikteydi. Prens ilkten annesinin planlarına alet olmak istemedi. “Varis olan kız kardeşim. Ben değilim. Ne tür bir kardeş diğer kardeşinin doğum hakkını çalar?” dedi. Criston Cole eğer prenses tahta geçerse Aegon ve kardeşlerini kesin öldüreceğinden bahsedince tereddüdü azaldı. “Meşru Targaryen’ler hayattayken hiçbir Strong tahta geçmeyi umamaz. Rhaenyra eğer ondan sonra piçlerinin tahta oturmasını istiyorsa sizi öldürmekten başka çaresi yok.”dedi Cole. Aegon, sadece ve sadece bu sözün üzerine kral olmaya ikna oldu.
Ölen Lord Beesbury’nin yerine Hazine Başı olan Sör Tyland Lannister kraliyet hazinesini kontrol altına almak için hemen harekete geçti. Kraliyet altınları dörde bölündü. İlk parçası Braavos’un Demir Bankası’nın himayesine gönderildi. Diğeri Casterly Kayası’na, üçüncüsü ise Eski Şehir’e gönderildi. Kalanıysa rüşvetler ve armağanlar için kullanılmak ya da ihtiyaç olursa paralı asker tutmak için şehirde bırakıldı. Sör Otto, Donanma Başı görevinden ayrılan Sör Tyland’ın yerine yenisini getirmek için arayışını Demir Adaları’a yöneltti. On altı yaşında gözüpek ve kana susamış olan Pyke’ın Lord Orak’ı Dalton Greyjoy’a bir kuzgun gönderdi. Sadakatini sunmasının karşılığında ona konseyde bir yer ve amirallik teklif etti.
Bir gün geçti, sonra bir gün daha geçti. Kral Viserys’in cesedinin çürüyen ve şişen odasına ne rahipler ne de sessiz kız kardeşler çağrıldı. Çanlar da çalmadı. Kuzgunlar uçtu. Ancak hiçbiri Ejderhakayası’na gitmedi. Onun yerine Eski Şehir’e, Casterly Kayası’na, Nehirova’ya ve Kraliçe Alicent’in oğluna bağlılık bildirebileceğini düşündüğü bir çok lorda ve şövalyeye gittiler.
Büyük Konsey 101’in yıllıkları getirildi ve incelendi. Hangi lordların Viserys, hangilerinin Rhaenys, Laena ve Laenor lehine konuştukları not edildi. Toplama göre erkek tarafını destekleyenlerin kız tarafını destekleyenlere göre yirmiye bir olduğu görüldü. Ancak muhalif olanlar da vardı ve bu haneler eğer savaş çıkarsa çok yüksek ihtimalle Prenses Rhaenyra’yı destekleyeceklerdi. Sör Otto’ya göre Deniz Yılanı ve donanması, ayrıca doğu kıyısındaki lordlar da prensesin destekçisi olacaktı: Lord Bar Emmon, Massey, Celtigar, Crabbs hatta belki de Evenstar’ın Tarth’ı.
Bunların hepsi Velaryon’lar hariç zayıf kuvvetlerdi. Kuzeyliler daha büyük sorun teşkil ediyordu. Zamanında Kışyarı'nın Lord Stark'ı, sancakları olan Dustinler ve Beyaz Liman’ın Manderly’leri ile birlikte Harrenhal’da Rhaenys’in lehine konuşmuşlardı. Arryn Hanesi’ne de bel bağlanamazdı. Çünkü Kartal Yuvası, Vadi’nin Bakiresi Leydi Jeyne tarafından yönetiliyordu ve Prenses Rhaenyra tahta geçemezse onun da Vadi’deki hakkı sorgulanabilirdi.
En büyük tehlike Fırtına Burnu olarak düşünüldü. Baratheon Hanesi, Prenses Rhaenys ve onun çocuklarının haklarına her zaman sadık olmuşlardı. Yaşlı Lord Boremund ölmüş olmasına rağmen oğlu Borros daha savaşçı bir yapıya sahipti. Daha düşük mevkili fırtına lordları o nereye yönlendirirse oraya giderlerdi. “O halde bizim kralımıza yönlendirilmeliler,” diye belirtti Kraliçe Alicent. Bunun üzerine ikinci oğlunu gönderdi.
O gün Fırtına Burnu’na kuzgun uçmadı ancak Westeros’un en büyük ve en yaşlı ejderhası Vhagar uçtu. Sırtında da çıkan gözü yerine safir yerleştiren Prens Aemond Targaryen vardı. Yola çıkmadan önce büyük babası Sör Otto “Amacın Lord Baratheon’un kızlarından biriyle evlenmek. Dördünden birini seç. Kızı etkilemeye çalış ve onla evlen. O zaman Lord Borros fırtına topraklarını kardeşinin hizmetine verir,” dedi. “Eğer başarısız olursan…”
Prens Aemond kendini beğenmiş bir şekilde “Başarısız olmayacağım,” dedi. “Aegon, Fırtına Burnu’nu alacak ben de kızı alacağım.”
Kitabın giriş kısmı önceden yayınlanmıştı. O kısmı @Rhaegar Targaryen çevirmişti. O kısmı kopyala yapıştır yapıyorum bir daha çevirmemek için. Kendi çevirdiğim kısmın başını 1.bölüm diye belirttim
Giriş
Ejderhaların Dansı, 129AL’den 131AL’e kadar süren, Westeros’un Demir Tahtı için Targaryen Hanesi’nin iki dalı arasında yaşanan iç mücadeleye verilen tozpembe isimdir. Böyle karanlık, kanlı ve karışık bir dönemi ‘’dans’’ olarak isimlendirmek aşırı şekilde uygunsuzdur. Şüphe yok ki bu ad, şarkıcıların işidir. ‘’Ejderhaların Ölümü’’ daha uygun bir isim olurdu, ancak gelenekler ve zaman daha şiirsel olan ‘’Ejderhaların Dansı’’ ismini kitap sayfalarına kazımıştır. Bu yüzden biz de geri kalan kısım gibi davranmalıyız.
Kral Viserys I, öldüğünde Demir Taht’ın iki talibi vardı. Rhaenyra, ilk evliliğinden sağ kalan tek çocuğu, ve Aegon; ikinci eşinden en büyük oğlu. İkilinin düşmanlığının yarattığı kaos ve karışıklık ortamından yararlanan bazıları da kendilerini kral ilan etmiş, ancak yükseldikleri gibi bir gecede veya bir ay dönümünde düşmüşlerdir.
Dans, Yedi Krallığı; lordları, şövalyeleri ve sıradan halkı ikiye bölmüş, ve bir tarafı seçerek diğer tarafa karşı silahlanmasına neden olmuştur. Targaryen Hanesi dahi bölünmüş; iddia sahiplerinin eşleri, akrabaları ve çocukları birbirleriyle savaşmıştır. 2 yıllık savaşın bedeli Westeros’un büyük lordlarına, sancaktarlarına, şövalyelerine ve halkına çok pahalıya mal olmuştur. Hanedan varlığını sürdürmesine rağmen, mücadele Targaryen gücünü önemli derecede yok etmiş ve Dünya’da kalan son ejderhaların sayısını da oldukça azaltmıştır.
Dans, Yedi Krallık’ta o güne kadar yaşanan savaşlardan oldukça farklıydı. Büyük ordular toplanmış ve kanlı savaşlarda birbirlerine girmiştir. Katliamın bir kısmı suda yaşanmış ancak en önemli kısım ejderha ejderhayla pençe, diş ve alev savaşı yaparken havada cereyan etmiştir. Savaş ayrıca bir ihanet, cinayet ve casusluk savaşı da olmuş; gölgelerde ve merdivenlerde; konsey odalarında ve kale avlularında bıçak ve zehir savaşı yaşanmıştır.
Uzun süren gerginlik, 129AL yılının 3. ayının 3. gecesinde hasta ve yatalak olan Kral Viserys I'in Kızıl Kale'de bir şekerleme için gözlerini kapatması ve bir daha açamamasıyla açık bir hal aldı. Cesedi, yarasa saatinde krala baharatlı şarap götürmekle görevli olan bir hizmetkar tarafından bulundu. Hizmetkar vakit kaybetmeden, dairesi kralın dairesinin bir kat aşağısında olan kraliçeyi bilgilendirmek için harekete geçti.
Hizmetkar, hızlı bir şekilde ve başka kimseye söylemeden kraliçeye bu korkunç haberi verdi. Kralın ölümü bir süredir beklenen bir şeydi ve kraliçe ve ''yeşiller*'', kralın muhafızlarını ve hizmetkarlarını bu konularda bilgilendirmişti.
*111AL yılında; Kralın, Kraliçe Alicent ile evliliğinin 5. yılı şerefine Kral Toprakları'da büyük bir turnuva düzenlendi. Açılış töreninine, Kraliçe Yeşil kıyafetler içerisinde katılırken, Prenses Targaryen kırmızısı ve siyahını giymişti. Bu farklılık göze çarpmış ve daha sonra Kraliçe'nin veya Prenses'in adamlarını tanımlamak için ''yeşiller'' ve ''siyahlar'' tabiri kullanılmaya başlanmıştır. Turnuva büyük ölçüde Siyahlar'ın yararına geçmiş ve Prenses Rhaenyra'nın ona verdiği bir nişanı taşıyan Sör Christian Cole'n kraliçenin iki kuzenini ve küçük kardeşi Sör Gwayne Hightower'ı atsız bırakmasıyla sonuçlanmıştır.
Kraliçe Alicent, ilk önce Kral Muhafızları Lord Kumandanı Sör Christian Cole ile birlikte kralın yatak odasına gitti. Kralın öldüğünden emin olduklarında, Majesteleri Kraliçe, Kral'ın odasının kilitlenmesini ve kapıya muhafızlar konulmasını emretti. Kral'ın ölüm haberini veren hizmetkar ise bu haberi yaymaması için gözetim altına alındı. Daha sonra Sör Christian Cole, Beyaz Kule'ye döndü ve yeminli kardeşlerini konsey üyelerini çağırmaları için görevlendirdi. O sırada vakit, baykuş saatiydi.
O zaman da, şimdi olduğu gibi, Kral Muhafızları sadakatleri ve güçlerini kanıtlamış, kralı ve akrabalarınu korumak için kutsal yeminler etmiş kişilerdi. Viserys öldüğünde Beyaz Pelerinliler'i sadece 5'i Kral Toprakları'ndaydı. Sör Criston, Sör Arryk Cargyll, Sör Rickard Thorne, Sör Steffon Darklyn, ve Sör Willis Fell. Kardeşlerinin gecenin bir yarısı konsey üyelerini uyandırmak için görevlendirildiğinden bihaber olan Sör Erryk Cargyll (Sör Arryk'in ikizi) ve Sör Lorent Marbrand, Ejderhakayası'nda Prenses Rhaenyra'nın yanındaydılar.
Kralın ölü vücudu dairesinde soğurken, hemen altındaki Kraliçe'nin dairesinde konsey üyeleri toplandı. Kraliçe Alicent; babası, Kral Eli Sör Otto Hightower; Kral Muhafızları Lord Kumandanı Sör Criston Cole; Yüce Üstad Orwyle; Hazine Başı, seksen yaşında bir adam olan Lord Lyman Beesbury; Casterly Kayası Lordu'nun kardeşi ve Donanma Başı Sör Tyland Lannister; Harrenhal Lordu ve Fısıltılar Efendisi Yumruayak Larys Strong; ve Kanun Başı Demirçubuk Lord Jasper Wylde kraliçenin odasındaki isimlerdi.
Yüce Üstad Orwyle, toplantıya genel konuları ve kralın ölümü sonucunda uygulanacak prosedürleri açıklayarak başladı. ''Septon Eustace, kralın ruhu için yapılacak ayinler ve dualar için çağrılmalı. Ejderhakayasına bir kuzgun gönderip Prenses Rhaenyra'yı babasının ölümü hakkında bilgilendirmeliyiz. Belki Majesteleri Kraliçe mektubu kendisi yazmak ister? Yumuşak kelimeler kullanarak bu üzücü haberin etkisini azaltabilirsiniz; ve son olarak Prenses Rhaenyra'nın taht töreni için hazırlık--''
Sör Otto Hightower Üstad'ın sözünü kesti. ''Bunlar bekleyebilir'' dedi. ''Ta ki varisin kim olacağına karar verilene kadar.'' Kral Eli olarak Sör Otto'nun Kral adına konuşmaya, hatta yokluğunda Demir Taht'a oturma hakkı vardı. Kral Viserys, onu Yedi Krallık'ın yönetimi konusunda görevlendirmişti, ve ''Yeni kralımızın kim olacağına karar verilene kadar'' görevi devam edecekti.
''Yeni kraliçemizin kim olduğuna karar verilene kadar...'' diye sertçe düzeltti Lord Beesbury.
''Kralımız.'' diye ısrar etti Kraliçe Alicent. ''Taç, yasalara göre kralın en büyük meşru oğluna geçmeli.''
O gece tartışma sabaha kadar sürdü. Lord Beesbury, Prenses Rhaenyra lehine konuştu. Kral Viseys'in ve hatta onun babası Yaşlı Kral Jaehaerys'in krallığı boyunca hazine başı olarak hizmet vermiş olan yaşlı hizmetkar, Rhaenyra'nın kardeşlerinden daha büyük olduğunu ve daha fazla Targaryen kanı taşıdığını belirtti. Ayrıca kralın Prenses'i varisi olarak atadığını, Kraliçe Alicent'in ve 105AL yılında Prenses'i tüm haklarını savunacaklarına dair yemin eden ''Yeşil'' hane lordlarının ve şövalyelerin tüm ısrarlarına rağmen bu kararını değiştirmediğini de söyledi.
Ancak bu sözler taştan kulaklara çarpıp, geri döndü.
-------
@Rhaegar Targaryen in çevirisinin sonu.-------
1.bölüm
Sör Tyland, Prenses Rhaenyra’nın tahta geçmesi için destekte bulunacağına yemin eden lordların çoğunun öldüğünü belirtti. “Yirmi dört yıl oldu,” dedi. “Şahsen ben hiçbir yeminde bulunmamıştım. O zamanlar daha çocuktum.” Kanun Başı Demirçubuk, Büyük Konsey 101’in önceki yıllarda aldığı bir karardan örnek verdi. 92 yılında Yaşlı Kral’ın kendi varisi olarak Rhaenys’in yerine Baelon’u seçtiğini söyledi. Daha sonra da uzunca Fatih Aegon ve kız kardeşlerinden ve meşru oğulun kız çocuktan her zaman daha önce geldiği kutsal Andal geleneğinden bahsetti. Sör Otto konseydekilere Prenses Rhaenyra’nın kocası Prens Daemon’ı hatırlattı. “O adamın mizacını hepimiz biliyoruz. Rhaenyra tahta geçerse hiç şüphe yok ki bizi asıl yöneten Daemon olur. Meagor kadar merhametsiz ve zalim bir eş. İlk benim kellemin gideceğinden eminim. Benden sonra sıra kraliçenize yani benim kızıma gelir.”
Kraliçe Alicent babasının dediklerine katıldı. “Çocuklarımın hayatlarını da bağışlamazlar. Aegon ve kardeşleri kralın meşru çocukları. Tahttaki hakları Rhaenyra’nın piçlerinden daha fazla. Daemon hepsini öldürmek için bir neden bulur. Hatta Helaena ve küçük çocuklarını da. Bu Strong piçlerinden birinin Aemond’un gözünü çıkarttığını unutmayın. O zamanlar daha çocuktu ancak bir insan yedisinde neyse yetmişinde de odur ve piçler doğası gereği canavar gibidirler.”
Daha sonra Sör Criston Cole konuştu. Prenses tahta geçerse ondan sonra Jacaerys Velaryon’un diyarı yöneteceğini hatırlattı. “Demir Taht’a bir piçin geçtiğini görürsek Yedi bizi kurtarsın.” Rhaenyra’nın ahlaksız yönlerinden ve kocasının kötü şöhretinden bahsetti. “Kızıl Kale’yi geneleve çevirirler. Kimsenin kızı ve karısı güvende olmaz. Hatta oğlanlar bile… Laenor’un ne olduğunu hepimiz biliyoruz.”
Bu tartışma boyunca Lord Larys Strong’un konuştuğu kayıtlarda geçmedi. Ancak bu olağandışı bir şey değildi. Gerektiğinde ağzı iyi laf yapmasına rağmen, Fısıltıların Efendisi cimri bir adamın paralarını saklaması gibi sözlerini saklıyordu. Konuşmaktansa dinlemeyi tercih ediyordu.
Yüce Üstat Orwyle konseyi “Eğer bunu yaparsak, kesin savaş çıkar. Prenses öyle usulca kenara çekilecek biri değil. Ve prensesin ejderhaları var,” diye uyardı.
Lord Beesbury “Dostları da var,” diye belirtti. "Onurlu adamlar prensese ve babasına verdiği sözleri unutmaz. Ben yaşlı bir adamım fakat siz burda oturmuş tahtı çalma planları yaparken usulca oturacak kadar da yaşlı değilim.” Bu sözü söyledikten sonra gitmek için ayağa kalktı.
Ancak Sör Criston Cole, Lord Beesbury’i yerine oturması için zorladı ve adamın boğazını hançerle yardı.
Böylece Ejderhaların Dansı’nda akan ilk kan Yedi Krallık’ın Hazine Başı olan Lord Lyman Beesbury’nin kanı oldu. Gecenin kalanında kralın taç giyme töreni için yapılacak hazırlıklardan bahsedildi.(Herkes bir an önce tahta geçmesi yönünde hem fikirdi.) Prenses Rhaenyra, Aegon’un kral olmasını reddederse prensesin yanında yer alacak olası düşmanların ve olası müttefiklerin listesi hazırlandı. Prenses yapacağı doğum için Ejderhakaya’sındaydı. Bu yüzden Kraliçe Alicent ve yeşilleri avantajlı bir konuma sahiplerdi; Rhaenyra kralın ölümünü ne kadar geç öğrenirse o kadar geç harekete geçerdi. Kraliçe Alicent “Fahişe belki de doğum yaparken ölür,” dedi.
O gece ne bir kuzgun uçtu ne de çanlar çaldı. Kralın öldüğünden haberi olan hizmetçiler zindanlara atıldı. Sör Criston Cole’a sarayda kalan “siyahları” ve Prenses Rhaenyra’yı destekleyebilecek lordları ve şövalyeleri tutuklaması emri verildi. Sör Otto Hightower “Direnmedikçe onlara şiddet uygulamayın,” diye emretti. “Kral Aegon’a diz çöken ve ona bağlılığını bildirenlere bizden zarar gelmez.”
“Peki ya diz çökmeyenler?” diye sordu Yüce Üstat Orwyle.
“Diz çökmeyenler hainlerdir. Ve bir hainin hak ettiği şekilde öldürülmelidirler,” dedi Demirçubuk.
Fısıltıların Efendisi Lord Larys Strong ilk defa söz aldı. “Aramızdan da hainler çıkmasın diye ilk yemin eden biz olalım o zaman,” dedi. Hançerini çıkaran Demirçubuk avcunun içinde kesik açtı. “Hepimizi birden ölümüne bağlamak için kan yemini” diye belirtti. Böylece konseydeki herkes avcunu kesti ve birbirlerinin ellerini tutup yemin ettiler. Kadın olduğu için Kraliçe Alicent bundan muaf tutuldu.
Kraliçe Alicent çocuklarını konseye getirtmek için Kralmuhafızları’nı gönderdiğinde şafak söküyordu. Çocuklarından en uysal olanı Prens Daeron büyük babasının öldüğünü öğrendiğinde ağladı. On dokuz yaşındaki Tek Göz Aemond silahhanedeydi. Zırhını giyip sabah alıştırmasını yapmak için hazırlanıyordu. “Aegon mu kral yoksa diz çöküp yaşlı fahişenin kukusunu mu öpmek zorundayız?” diye Sör Willis Fell’e sordu.
Kralmuhafızları geldiğinde Prenses Helaena çocuklarıyla birlikte kahvaltı yapıyordu. Helaena’nın hem erkek kardeşi hem de kocası olan Prens Aegon’un nerede olduğunu sorduklarında “Benim yatağımda olmadığından emin olabilirsiniz. Örtülerin altında aramaktan çekinmeyin,” dedi sadece.
Prens Aegon’u bulduklarında metresi ile birlikteydi. Prens ilkten annesinin planlarına alet olmak istemedi. “Varis olan kız kardeşim. Ben değilim. Ne tür bir kardeş diğer kardeşinin doğum hakkını çalar?” dedi. Criston Cole eğer prenses tahta geçerse Aegon ve kardeşlerini kesin öldüreceğinden bahsedince tereddüdü azaldı. “Meşru Targaryen’ler hayattayken hiçbir Strong tahta geçmeyi umamaz. Rhaenyra eğer ondan sonra piçlerinin tahta oturmasını istiyorsa sizi öldürmekten başka çaresi yok.”dedi Cole. Aegon, sadece ve sadece bu sözün üzerine kral olmaya ikna oldu.
Ölen Lord Beesbury’nin yerine Hazine Başı olan Sör Tyland Lannister kraliyet hazinesini kontrol altına almak için hemen harekete geçti. Kraliyet altınları dörde bölündü. İlk parçası Braavos’un Demir Bankası’nın himayesine gönderildi. Diğeri Casterly Kayası’na, üçüncüsü ise Eski Şehir’e gönderildi. Kalanıysa rüşvetler ve armağanlar için kullanılmak ya da ihtiyaç olursa paralı asker tutmak için şehirde bırakıldı. Sör Otto, Donanma Başı görevinden ayrılan Sör Tyland’ın yerine yenisini getirmek için arayışını Demir Adaları’a yöneltti. On altı yaşında gözüpek ve kana susamış olan Pyke’ın Lord Orak’ı Dalton Greyjoy’a bir kuzgun gönderdi. Sadakatini sunmasının karşılığında ona konseyde bir yer ve amirallik teklif etti.
Bir gün geçti, sonra bir gün daha geçti. Kral Viserys’in cesedinin çürüyen ve şişen odasına ne rahipler ne de sessiz kız kardeşler çağrıldı. Çanlar da çalmadı. Kuzgunlar uçtu. Ancak hiçbiri Ejderhakayası’na gitmedi. Onun yerine Eski Şehir’e, Casterly Kayası’na, Nehirova’ya ve Kraliçe Alicent’in oğluna bağlılık bildirebileceğini düşündüğü bir çok lorda ve şövalyeye gittiler.
Büyük Konsey 101’in yıllıkları getirildi ve incelendi. Hangi lordların Viserys, hangilerinin Rhaenys, Laena ve Laenor lehine konuştukları not edildi. Toplama göre erkek tarafını destekleyenlerin kız tarafını destekleyenlere göre yirmiye bir olduğu görüldü. Ancak muhalif olanlar da vardı ve bu haneler eğer savaş çıkarsa çok yüksek ihtimalle Prenses Rhaenyra’yı destekleyeceklerdi. Sör Otto’ya göre Deniz Yılanı ve donanması, ayrıca doğu kıyısındaki lordlar da prensesin destekçisi olacaktı: Lord Bar Emmon, Massey, Celtigar, Crabbs hatta belki de Evenstar’ın Tarth’ı.
Bunların hepsi Velaryon’lar hariç zayıf kuvvetlerdi. Kuzeyliler daha büyük sorun teşkil ediyordu. Zamanında Kışyarı'nın Lord Stark'ı, sancakları olan Dustinler ve Beyaz Liman’ın Manderly’leri ile birlikte Harrenhal’da Rhaenys’in lehine konuşmuşlardı. Arryn Hanesi’ne de bel bağlanamazdı. Çünkü Kartal Yuvası, Vadi’nin Bakiresi Leydi Jeyne tarafından yönetiliyordu ve Prenses Rhaenyra tahta geçemezse onun da Vadi’deki hakkı sorgulanabilirdi.
En büyük tehlike Fırtına Burnu olarak düşünüldü. Baratheon Hanesi, Prenses Rhaenys ve onun çocuklarının haklarına her zaman sadık olmuşlardı. Yaşlı Lord Boremund ölmüş olmasına rağmen oğlu Borros daha savaşçı bir yapıya sahipti. Daha düşük mevkili fırtına lordları o nereye yönlendirirse oraya giderlerdi. “O halde bizim kralımıza yönlendirilmeliler,” diye belirtti Kraliçe Alicent. Bunun üzerine ikinci oğlunu gönderdi.
O gün Fırtına Burnu’na kuzgun uçmadı ancak Westeros’un en büyük ve en yaşlı ejderhası Vhagar uçtu. Sırtında da çıkan gözü yerine safir yerleştiren Prens Aemond Targaryen vardı. Yola çıkmadan önce büyük babası Sör Otto “Amacın Lord Baratheon’un kızlarından biriyle evlenmek. Dördünden birini seç. Kızı etkilemeye çalış ve onla evlen. O zaman Lord Borros fırtına topraklarını kardeşinin hizmetine verir,” dedi. “Eğer başarısız olursan…”
Prens Aemond kendini beğenmiş bir şekilde “Başarısız olmayacağım,” dedi. “Aegon, Fırtına Burnu’nu alacak ben de kızı alacağım.”
1.Bölüm Sonu