Quantcast
Channel: Game Of Thrones Türkiye Forum - Tüm Forumlar
Viewing all articles
Browse latest Browse all 6235

Gölgenin Ruhu - (Ön Okuma)

$
0
0
[Resim: xnugc9.png]

GİRİŞ - (Ön Okuma)

Newuense’nin karanlık çehresinde ölümün sessizliğini görmek her zaman için mümkündü. Fısıltı ve kehanet… Duvarlarda yankılanan en iyimser sözcüklerdi. Greje Kapısı’nın soğuk yüzü, Newuense için bir anahtar niteliğindedir. Alevler altında zincire vurulmuş bedenlerin dünyaya veda ettiği yerdir burası. Greje bir kere kapandı, onu açmak bir insan için dağı yerinden oynatmaktan farksızdır. Ne büyü ne de sihirli sözcükler Newuense için bir anlam ifade etmemiştir. Binlerce yıldır süregelen kehanetlerin gerçekleşmemesi insanlar arasındaki umudu iyice köreltmiş ve rüzgârlardan dahi korkar olmuşlardır. Kapana kısılmış bir köle gibi, çaresiz ve savunmasız olan insanlar arasında en büyük yaşam kaynağı hiç kuşku yok ki yeni kehanetlerdir. Tabi Novologdia Destanı’nı da unutmamak gerek. Nesilden nesile aktarılan bu destan insanlar arasındaki umudun yaşamasında her gün bir yenisi eklenen kehanetler kadar önemlidir. Sevgi ve umudun yeşermesi bu çağda o kadar zorlaşmıştır ki ortada ne büyük krallar kalmıştır artık ne de onların başarıları.

Uzun yıllardır Newuense’de esir olarak bulunan Fraen için kâbuslu geceler hiçbir zaman sona ermiyordu. Artık kendisinin bile hatırlamadığı o savaşta görev alması talihin ona oynadığı kör bir oyun gibiydi. Buraya geldiği ilk yıllarda maruz kaldığı işkence ve şiddet onu hayattan uzaklaştırmış, hiçbir şey hissetmeyen ve duyguları körelmiş biri haline getirmişti. Onu tuttukları zindan, şehrin en güneyine düşen kömür ocağının dibindeydi. Ocaktan yayılan duman ve zehirli hava, sağlığını ciddi bir biçimde bozmuştu. Çoğu zaman yürüyecek dermanı bile olmuyordu. Fakat bu hali, iblisler için hiçbir anlam ifade etmiyordu. Gün içinde bir tas yemek ve bir bardak sudan oluşan tek öğünlük yemek yiyebiliyordu, tabi buna yemek denilebilirse.

Karanlık geçen günlerin birinde iblis uşaklarından biri, Fraen’in tutulduğu zindana yaklaştı ve gıcırdayan kapıyı gürültülü bir şekilde açtı. Fraen, yarı açık gözleriyle etrafı ince ince süzdükten sonra yavaşça doğruldu ve ellerini kelepçelemesi için iblis uşağına uzattı. İblis uşağı kelepçeledikten sonra sert bir şekilde onu ayağa kaldırdı ve iteleye iteleye zindandan dışarıya çıkardı. Fraen geldiği günden bu yana iblis uşaklarının yüzlerini ve bedenlerini merak ediyordu. Acaba onlarda mı iblisti? Diye kendine sürekli soruyordu ama iblis olmadıklarına dair de içinde kuvvetli bir dürtü vardı. Havadaki boğucu hava onun nefes almasını zorlaştırıyordu ve bayılacak gibi hissettiriyordu. Ama iblis uşağı kısa süreliğine de olsa durmasına izin vermiyordu.

Fraen, Newuense’nin bu biricik şehri Voraniev’i geçmişteki yaşantısıyla hayal etmeye çalıştı o an. Görkemli dağ altı şehri Voraniev, eski zamanlarda insanların hâkimiyetinde idi. Madencilik faaliyetlerinin yoğun olarak yapıldığı bu şehir, kuzey medeniyetinin sağlamlaşmasında önemli bir paya sahip olmuştu. Bugün Greje Kapısının olduğu yerde, kuzey medeniyeti zamanında devasa bir heykel bulunmaktaydı. Şehrin simgesi olan çekiçle çalışan bir demirciyi simgeleyen bu heykelin etrafında alevden bir çember yer almaktaydı. Ama iblis istilasından sonra bu heykelde olanlardan nasibini aldı ve tarihin tozlu sayfalarına gömüldü. Fraen çocukluğunda, o dönemde yaşanmış görkemli hikâyeleri dinlemekten çok hoşlanırdı. Kuzey medeniyetinin ihtişamı onu coşkun biri yapardı. Ama aynı zamanda o dönemki gibi yaşayamadıkları için de buruk biri.

Fraen’in dalgınlığını fark eden iblis uşağı sert bir tekme attıktan sonra, “Yoluna devam et!” diye bağırdı. Tekmenin acısını dahi hissedemeyen Fraen, dermansız bir şekilde ilerlemeye devam etti. İblis uşağı onu Voraniev’in içlerine kadar yürüttükten sonra köhne bir mağaranın önünde durdurdu. “Bugün burada çalışacaksın. Belki yarın da.” Dedikten sonra Fraen’i mağaranın içine götürdü ve oradaki bir başka uşağa teslim etti. Ardından geri dönüp geldiği yöne doğru yürüdü ve bir süre sonrada gözden kayboldu.

[Resim: ayrac.png]
Bir zamanlar yazmış olduğum Novologdia Destanı isimli hikayemdeki belli başlı bazı kurguları da kullanarak bir süredir Roman(En azından roman denemesi) yazmaya çalışıyorum. Kısa bir ön okuma yayımlayarak konuya yönelik okuyucuların bakış açılarını tartmak istedim. İsim konusunda bir kesinlik yok ama şuanlık "Gölgenin Ruhu" olarak belirledim. Zamanla kurguya göre yeni bir isimde karar kılabilirim. Keyifli okumalar.

Viewing all articles
Browse latest Browse all 6235

Trending Articles