Yazdığım hikaye Jaime Lannisterın yakalanışını ve yargılanışını anlatıyor.
1. Bölüm : İhanet
“Bu tip manzaraları en son Nehirova'dan Kral Topraklarına giderken görmüştüm." dedi yanık tarlaları ,yıkık evleri ve ölü insan ve hayvanların kokusunu hatırlayarak.Kuzgunağaçtan sadece birkaç saatlik yol ilerdeydiler ama etrafa bakınca sadece kaos vardı.Yanlarında asker olmadığı için bu dövüş ölümüne olacaktı.Olsun ne çıkarki ben kahrolasıca kralkatiliyim ve Cerseiye dönmekten iyidir ölüm ben ona sadık kaldığım halde o bana ihanet etti gibi düşünceler zihnini ele geçirmeye başlamıştı.
Sessizliği bozan iki haydutun sesiydi uzaktan dinledikleri konuşmalar şöyleydi:
“En azından et bulduk aşırı ucuzdu(!),ee lordlar birbirleriyle oyun oynamaya devam etsin bu ucuz et (!) ve şarabın şerefine kadeh kaldırmak gerekir."
Diğer haydut ona hak verirken Brienne konuştu sarhoş bunlar rahatlıkla yenebiliriz diyordu ama emin değildi kılıçta yetenekli olabilirdi ama sol eliyle beceriksiz sakatın tekiydi ama doğruydu sarhoş birisini bir çolakda yenebilirdi.
Ama Tazıyı değil.Sarhoşken dahi yenilmez sayılır keşke yanımıza bir iki adam alsaydık diye düşünürken Brienne harekete geçti ilerlemekten başka seçeneğim yok diyerekde Jaime de harekete gelsenize korkaklar diye bağırdı içkiden onu duymadılar ama kadını görünce birisi olanca hızlı bir şekilde koşmaya başladı.
Arkada kalan en sarhoşuydu ve direkden bıçaklarını çekip Jaimein üzerine çullandı
İlk olarak altın eline saldırıyordu kalkanını düşürmüştü.Eline daha da çok yüklenmeye başladı ,kayışları birer birer kopuyordu son kayışda kopunca altın eli yere düştü .Yere uzanıp eli almaya çalışıyordu.Bu son hatandı pislik diye düşünen Jaime kılıcını haydutun boğazına sapladı ama öteki haydut onlara bakıp duruyordu.
İri kadın ona “Koş!" diyerek sinyal verdi “Birkerecik olsun böyle bağırmasana fahişe ." diyerekde Jaime karşılık verdi ve ilk yolculuklarındaki sözünü söylemedi.
Boş vaktinde gizlice çalıştığı bıçak atmada gayet iyileşmişti.
Peşinden koştukları adama iyice yaklaşan Jaime bıçağını çekti.Adamın bacağına fırlattı ve onu yere düşürdü.İrikadında onu yere serdi ve sorgulamaya başladılar soruları Jaime'i soracaktı.
“Tazı nerede."
“Birkaç saatlik mesafede."
“Yanında kaç kişi var?! Sansa Stark nerede? Cevap ver." Bıçağını boğazına tutarak sormaya başladı.
“Beş bin kişi Tully ordusu dağıtıldığında pek çok kişi Sancaksız Kardeşli'ğe katıldı.Kalan bazıları pasif direnişe geçti pek çoğu Menzil ve Batıya hareket etti."adam bu sözleri söylerken öksürük kırizi başlamıştı.
“Ayrıca iri kadın seni bizlere getirecekti.Ama bize ihanet edip kaçma ihtimaline karşı onu takibe aldık." Eliyle Briennei işaret etmekteydi.
Çalılıklardan sesler gelmeye başlamıştı.Yavaşça yürü sonra hemen koşmaya başla diyecekken yanındaki ağaça bir ok saplandı.Adamı öldürüp kaçmaya başladılar.Kadının bacağına bir ok saplanmıştı ve yere kapaklandı.
Sen koş dediğini duydu ve o tavsiyeyi yerine getirdi.Ormanın çıkışı kurtuluş birkaç saat ve sonrada hayatta kalış diye düşünürken gördüğü askerler iyi durumda değildi.
"Efendim diyordu zırh ve pelerinden tanıdık sizi ,kuzeniniz Altın Dişe çekildi" diyordu.
"Ordular düştü Batıda isyanlar patlak verdi pek az haber yollayabildik.Kimse bir haber alamıyor ve kalanlar hayatta kalma savaşına başladı.Sadece siz ve birkaç general kaldı Darry tahliye edildi ve Lancel kaçtı,Sadece koşun!" dedi ve koşmaya başladılar ama bu sözleri söyleyen adamı boynundan vurup öldürdüler.
Diğerleride birkaç saniye arayla düştü Jaime sadece koşuyordu ve etraf sanki savaş hummasındaki o sessizliğe bürünmüştü.
Hayır hayır şimdi değil henüz ölmeyeceğim diye düşündü .Ama yakalamak üzereydiler ve bacağına bir ok saplandı ve yere düştü ve onu yakaladılar.
Kukuletalı kadın ona yaklaşıyordu ve gelen ilk askerler ona bir ağ attı ve hareket etmesini engellediler.İçlerinden biri tanıdıktı ve sarayın tanınmış bir yüzüydü.Thoros bu sen misin? diyerek ona sordu.
O gelmeden işimi bitirmiycem katil.dedi ve kor bir demi çıkardı ,üzerinde bir çift meşale vardı.
Kukuletalı geldi ve elini boğazına götürüp konuştu diğer adam onun konuştuklarını çevirdi:“Erkek kardeşi Edumere ikiz çocukları oldu bir erkek ve bir kız.Elimize düştün ve seni yok edeceğim ölümünü seyredeceğiz.Ama önce dövüşle yargılanacaksın.Thoros demiri dağla." dedi.
Thoros demiri dağladı ama acı yoktu sadece işi bittikten sonra kısa bir acı vardı ve sonra gözlerini açtı her bir anısı gözlerinin önündeydi.
"Bu son cezan anıların ve geçmişinle cezalandırılacaksın ." dedi
Kollarına baktığında aynı dövmeden vardı bacaklarındada zihni ve her organında da aynı dövme vardı .Kollar ve bacaklardakiler gerçekti içindekiler ise hayal veya şokun etkisiydi ama gerçekti.
Tekrar gözlerini kapatıp açtığında Aerysi gördü ve şu cümleyi söyledi:"Hizmet edemeyceksen niye yemin ettin?Sana bir kötülük yapmadım."
Gözlerini tekrar kapatıp açtığında normal dünyadaydı ve bundan korkunç bir ceza olamazdı.
1. Bölüm : İhanet
“Bu tip manzaraları en son Nehirova'dan Kral Topraklarına giderken görmüştüm." dedi yanık tarlaları ,yıkık evleri ve ölü insan ve hayvanların kokusunu hatırlayarak.Kuzgunağaçtan sadece birkaç saatlik yol ilerdeydiler ama etrafa bakınca sadece kaos vardı.Yanlarında asker olmadığı için bu dövüş ölümüne olacaktı.Olsun ne çıkarki ben kahrolasıca kralkatiliyim ve Cerseiye dönmekten iyidir ölüm ben ona sadık kaldığım halde o bana ihanet etti gibi düşünceler zihnini ele geçirmeye başlamıştı.
Sessizliği bozan iki haydutun sesiydi uzaktan dinledikleri konuşmalar şöyleydi:
“En azından et bulduk aşırı ucuzdu(!),ee lordlar birbirleriyle oyun oynamaya devam etsin bu ucuz et (!) ve şarabın şerefine kadeh kaldırmak gerekir."
Diğer haydut ona hak verirken Brienne konuştu sarhoş bunlar rahatlıkla yenebiliriz diyordu ama emin değildi kılıçta yetenekli olabilirdi ama sol eliyle beceriksiz sakatın tekiydi ama doğruydu sarhoş birisini bir çolakda yenebilirdi.
Ama Tazıyı değil.Sarhoşken dahi yenilmez sayılır keşke yanımıza bir iki adam alsaydık diye düşünürken Brienne harekete geçti ilerlemekten başka seçeneğim yok diyerekde Jaime de harekete gelsenize korkaklar diye bağırdı içkiden onu duymadılar ama kadını görünce birisi olanca hızlı bir şekilde koşmaya başladı.
Arkada kalan en sarhoşuydu ve direkden bıçaklarını çekip Jaimein üzerine çullandı
İlk olarak altın eline saldırıyordu kalkanını düşürmüştü.Eline daha da çok yüklenmeye başladı ,kayışları birer birer kopuyordu son kayışda kopunca altın eli yere düştü .Yere uzanıp eli almaya çalışıyordu.Bu son hatandı pislik diye düşünen Jaime kılıcını haydutun boğazına sapladı ama öteki haydut onlara bakıp duruyordu.
İri kadın ona “Koş!" diyerek sinyal verdi “Birkerecik olsun böyle bağırmasana fahişe ." diyerekde Jaime karşılık verdi ve ilk yolculuklarındaki sözünü söylemedi.
Boş vaktinde gizlice çalıştığı bıçak atmada gayet iyileşmişti.
Peşinden koştukları adama iyice yaklaşan Jaime bıçağını çekti.Adamın bacağına fırlattı ve onu yere düşürdü.İrikadında onu yere serdi ve sorgulamaya başladılar soruları Jaime'i soracaktı.
“Tazı nerede."
“Birkaç saatlik mesafede."
“Yanında kaç kişi var?! Sansa Stark nerede? Cevap ver." Bıçağını boğazına tutarak sormaya başladı.
“Beş bin kişi Tully ordusu dağıtıldığında pek çok kişi Sancaksız Kardeşli'ğe katıldı.Kalan bazıları pasif direnişe geçti pek çoğu Menzil ve Batıya hareket etti."adam bu sözleri söylerken öksürük kırizi başlamıştı.
“Ayrıca iri kadın seni bizlere getirecekti.Ama bize ihanet edip kaçma ihtimaline karşı onu takibe aldık." Eliyle Briennei işaret etmekteydi.
Çalılıklardan sesler gelmeye başlamıştı.Yavaşça yürü sonra hemen koşmaya başla diyecekken yanındaki ağaça bir ok saplandı.Adamı öldürüp kaçmaya başladılar.Kadının bacağına bir ok saplanmıştı ve yere kapaklandı.
Sen koş dediğini duydu ve o tavsiyeyi yerine getirdi.Ormanın çıkışı kurtuluş birkaç saat ve sonrada hayatta kalış diye düşünürken gördüğü askerler iyi durumda değildi.
"Efendim diyordu zırh ve pelerinden tanıdık sizi ,kuzeniniz Altın Dişe çekildi" diyordu.
"Ordular düştü Batıda isyanlar patlak verdi pek az haber yollayabildik.Kimse bir haber alamıyor ve kalanlar hayatta kalma savaşına başladı.Sadece siz ve birkaç general kaldı Darry tahliye edildi ve Lancel kaçtı,Sadece koşun!" dedi ve koşmaya başladılar ama bu sözleri söyleyen adamı boynundan vurup öldürdüler.
Diğerleride birkaç saniye arayla düştü Jaime sadece koşuyordu ve etraf sanki savaş hummasındaki o sessizliğe bürünmüştü.
Hayır hayır şimdi değil henüz ölmeyeceğim diye düşündü .Ama yakalamak üzereydiler ve bacağına bir ok saplandı ve yere düştü ve onu yakaladılar.
Kukuletalı kadın ona yaklaşıyordu ve gelen ilk askerler ona bir ağ attı ve hareket etmesini engellediler.İçlerinden biri tanıdıktı ve sarayın tanınmış bir yüzüydü.Thoros bu sen misin? diyerek ona sordu.
O gelmeden işimi bitirmiycem katil.dedi ve kor bir demi çıkardı ,üzerinde bir çift meşale vardı.
Kukuletalı geldi ve elini boğazına götürüp konuştu diğer adam onun konuştuklarını çevirdi:“Erkek kardeşi Edumere ikiz çocukları oldu bir erkek ve bir kız.Elimize düştün ve seni yok edeceğim ölümünü seyredeceğiz.Ama önce dövüşle yargılanacaksın.Thoros demiri dağla." dedi.
Thoros demiri dağladı ama acı yoktu sadece işi bittikten sonra kısa bir acı vardı ve sonra gözlerini açtı her bir anısı gözlerinin önündeydi.
"Bu son cezan anıların ve geçmişinle cezalandırılacaksın ." dedi
Kollarına baktığında aynı dövmeden vardı bacaklarındada zihni ve her organında da aynı dövme vardı .Kollar ve bacaklardakiler gerçekti içindekiler ise hayal veya şokun etkisiydi ama gerçekti.
Tekrar gözlerini kapatıp açtığında Aerysi gördü ve şu cümleyi söyledi:"Hizmet edemeyceksen niye yemin ettin?Sana bir kötülük yapmadım."
Gözlerini tekrar kapatıp açtığında normal dünyadaydı ve bundan korkunç bir ceza olamazdı.