Helssing adlı mangadan uyarlanmış ve helsing adlı animenin ovası olan hellsing ultimate serisi Londrada vampirlerle savaşan hellsing örgütünün vampirüstü vampiri alucard ve yardımcısı ile berabar nazilere karşı yaptıkları direnişi sergiler
Her ne kadar animesindeki grafikler vasatı aşmasada ovada müthiş üstü çizim ve seslendirme ile karşılaşıyoruz. gerek savaş sahneleri gerek giriş gerekse karakterler ayrı emekle çizilmiş ve müzik ile birleşerekde atmosferi yakalamış...
Alucard
Alucard (Ākādo), Kouta Hirano'nun Hellsing isimli anime için yarattığı bir karakterdir.
Alucard, Hellsing Organization (Herushingu)'ın en güçlü adamı olmasının yanı sıra en güçlü vampir olduğuda düşünülmektedir. Victorian modasına göre giyinir. Gösterişli kırmızı bir trençkotu, deri binici botları ve karmaşık düğümlenmiş kırmızı bir papyonu vardır. Ayrıca geniş dairesel bir fötr şapka ve tel kenarlı güneş gözlüğü takar. Genelde bu tipte dolaşır. Doğaüstü güçlerinin yanı sıra çok iyi silah kullanır. Kullandığı silahları normal bir insan kaldıramaz. Aşırı derecede vahşetten hoşlanır. Hedefini hemen öldürmez, rezil ederi aşağılar, zulmeder ve ondan sonra vahşice katleder. Egosuna düşkün biridir. Dövüşlerinde rakiplerine kendisini öldürmesi için şans tanır. Kendisi gibi gerçek bir vampir aramaktadır. Efendisi Sir Integra Fairbrook Windgate Hellsing (Integuraru Faruburuke Wingetsu Herushingu)'dir. Ayrıca Hellsing'ın kahyası Walter C. Dornez (Woruta C. Dorunezu)'e saygı ve yavru kedisi Seras Victoria (Serasu Vikutoria)'ya şafkat gösterir.
(alucardın gerçek yüzü)
Asıl adı Dracula olan Alucard 1431'de Vlad II Dracula'nın oğlu olarak Vlad III Dracula ismiyle dünyaya gelmiştir. Daha sonra kendi ülkesinde Vlad Tepeş ve Türkler tarafından Kazıklı Bey olarak tanınmıştır. Yaşadığı süre boyunca aralıklarla Eflak Voyvodalığı yapmıştır. 45 yaşında ölmüştür. Alucard 523 yıl önceki o günü 71. bölümde anlatmıştır. Vlad'ın öldükten sonra tam olarak nasıl vampire dönüştüğü bilinmemektedir. Bu geriye dönüş sırasında Vlad'ın Osmanlı İmparatorluğu'n da doğmuş bir çocuk olduğu ve yüksek makamdaki bir yönetici tarafından yakalandığı ortaya çıkmıştır. Eflak'a voyvoda olduğu zaman ise hem Türkler'e, hemde diğer komşu devletlere karşı savaşlar çıkarmıştır. En sonunda Vlad'ın orduları yenilmiş ve kendisi bir çok insanı öldürdüğü ülkesine gönderilmiştir. Ülkesine vardıktan hemen sonrada hakkında idam kararı çıkmıştır. Vlad, kafası kesilerek öldürülmeden önce, savaş alanında kan içerek gerçek bir vampire dönüşmüştür. Vlad karanlığın güçlerini kabul ettikten sonrada bedeni çapraz şekilde parçalanmıştır. Yıllar sonra 1893'te Abraham Van Hellsing (Aburaham Fan Herushingu), Arthur Holmwood (Arutur Homuvodo), Quincey Morris (Kuinusi Moris), Jack Seward (Caku Sevado), Vlad (Kont Dracula olarakta bilinir) ve hizmetkarlarını yenmiştir. Alucard bu sahneyi 2. OVA'da rüya olarak görmüştür. Kont'un kalbi buna dayanmış ve yokolmamıştır. Ancak Abraham, Kont'u kendisine ve onun tüm nesline köle yapmıştır.
Alucard'ın bilinen geçmişinin bir kısmıda 1944'te ki II. Dünya Savaşı'n da geçmiştir. Integra'nın babası Abraham, Kont'a Alucard ismini vermiştir. Alucard ile 14 yaşındaki Walter, Polonya ve Varşova'da Millenium (Mireniam)'un vampir pogramına karşı savaşmıştır. 1969 yılında Alucard, Arthur tarafından Hellsing malikanesinin zindanına hapsedilmiştir. 1989'da Arthur öldükten kısa süre sonra Alucard, Integra'nın kanıyla uyanmıştır. Integra'yı amcasından kurtaran Alurcard, bundan sonra onun hizmetinde çalışacaktır.
Alucard, ölümsüz ve neredeyse yenilmez olduğu için son derece bencil birisidir. Rakiplerine özgürge davranma şansı verir. Onlardan çok ağır yaralar aldıktan sonra iyileşme gücünü kullanarak adeta dalga geçer. En sevdiği şeylerden birisi parçalandıktan sonra geri birleşmektir. Aynı şeyide rakibine yapar. Öldürmekten ziyade parça pinçik eder. Ayrıcada rakibine umut vermek sevdiği şeylerden biridir. Bu özelliğine Luke Valentine (Ruk Verıntain) ile olan dövüşünü örnek verebiliriz. Başlarda Valentine, Alucard üzerinde avantaj kazanmış ve zaferin kendisinin olduğunu düşünmüştür. Fakat kısa süre sonra silahlarına sarılan Alucard, Valentine'ın iki bacağını koparmış ve bacaklarını yeniden çıkarıp kendisine saldırmasını söylemiştir. Valentine'da adamın kanına dokunacak cinsten konuşunca, Alucard onu köpeklerine yedirmiştir.
Alucard yenilmez bir vampir olduğu halde bazen aşırı kibiri yüzünden şaşırabilmektedir. Örneğin Alexander Anderson (Arekusanda Anuderson)'u tek kurşunla öldürdüğünü sandığında, Valentine'dan daha değerli bir rakibi kaybettiğini düşünüp hayal kırıklığına uğramıştır. Daha sonraki sayılarda ise bu ikili başabaş mücadele etmiştir.
Alucard'ın kendini beğenmiş, karanlık ve kibirli tavırlarının altında gerçekten üzgün ve insanları kıskanan bir kişiliği vardır. İstesede ölemeyeceği ve sonsuza kadar dünyada kalacağı için, ölümün insanlara verilmiş bir hediye olduğunu düşünmektedir. Alucard, insanların ve diğer yaratıkların hayatını değerli kılmak ve ölüm ihtiyaçlarını karşılamak için gelmiştir. Alucard'ın her zaman korkunç bir tarafı vardır. Bir GATE memuru Alucard tarafından öldürülmemek için intihar etmiştir. Seras'ın cesaretine güvendiği için ona ölümsüzlük vermiş ve hortlakların üzerine yollamıştır.
Alucard'ın kişiliğinin diğer bir kısmıda Tanrı ile olan ilişkisidir. İnsan olduğu zamanlarda şövalye olarak Müslüman Türkler'in içine Hristiyanlık'ı yaymaya çalışmıştır. Savaşçı olduğu zamanlarda ise inanç için kelimelerin tek başına yeterli olmadığını düşünmeye başlamıştır. Ona göre Tanrı'nın dikkatini çekmek için sağlam işler başarmak gerekmektedir. Bu görüşünü inanç konusunda rakibi olan Alexander Anderson ile paylaşmıştır. Bir inanç doğrultusunda iyilikten ziyade korkunç şeyler yaptığını söylemiştir. İnsan olduğu zamanlarda Yeni Kudüs hayali için Müslümanlar'la savaşmış ve amacı uğruna ünlü cezalandırma tekniğiyle masum halka ve askerlere zulmetmiştir. Son savaşında ise yenilmiş ve Türkler tarafından ele geçirilmiştir. İdam edilmeden önce aslında başarısız olduğunu fark etmiştir. Tanrı tarafından terk edildiğini düşünmüş, ardından oda Tanrı'yı terketmiştir. Sonrasında ise mükemmel bir yokediciye dönüşmüş ve vampir olarak binlerce insanın kanını içmiştir.
Alucard'ın, Kont Dracula olarak İngiltere'yi ele geçirmek ve hatalarına karşı sorumlu tuttuğu Tanrı'dan intikam almak istediği düşünülmektedir.
Yetenek ve Güçleri
Alucard, Hellsing serisinde gösterilen en güçlü kişidir. Çok çeşitli teknikleri vardır. Özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz :
Ölümsüzlük : Kendisine alabildiği ruh sayısına bağlıdır.
Yenileme : Alucard'ın kendisini yenileme özelliği diğer vampirlerin çok çok üstündedir. Hellsing'de yapılan deneyler sayesinde bu yenileme tekniğinin daha ileri seviyelere ulaştığı sanılmaktadır. Alucard bir kan havuzunun içinde kendisini daha hızlı iyileştirir.
İnsanüstü Duyu Yeteneği
İnanılmaz Ayar Yeteneği : Alucard'ın kilometrelerce öteden bir hedefi vurabildiği gösterilmiştir.
İnsanüstü Güç : Gücünün tam ölçüsü bilinmemektedir. Ancak sıradan bir insanı elleriyle ikiye ayırabilir.
İnsanüstü Hız : Normal birinden çok daha hızlı olduğu görülmüştür.
Soyutluk : Alucard bu gücüyle katı cisimlerin içinden geçebilir.
Görünmezlik : İncognito (Inukognito) ile olan mücadelesinde bu özelliğini kullanmıştır.
Yerçekimine Dayanıklılık : Alucard bu özelliği sayesinde limiti bilinmeyen bir süre yerçekimine dayanabilir. Ayrıca çok yükseğe zıplar ve duvarda yürüyebilir.
Gölge Ayrımı : Alucard gölge şeklindeki yaratıkları karanlıkta görebilir.
Transformasyon : Alucard bu özelliğiyle yarasaya, böceğe, yılana, cehennem köpeklerine, küçük bir kıza, karanlık bir cisme ve daha bir çok forma girebilir.
Hava Kontrolü : Alucard'ın bu özelliğinin sınırı bilinmemektedir. H.M.S Eagle gemisiyle Londra'ya döndüğünde etrafı sisle kaplamıştır.
Teleportasyon
Telekinezi : Alucard zihin gücüyle silahı Jackal'ın şarjörünü değiştirmiştir. Telekinezi ile taşıyabileceği en fazla ağırlık bilinmemektedir.
Telepati : Alucard istediği kişi ile telepati aracılığıyla konuşabilir. Integra'yla telepatik yoldan konuşarak amcasını öldürtmüştür.
Zihin Okuma : Alucard seçtiği bir kişinin zihnini okuyabilir.
Zihin Kontrolü ve Hipnotizma
Çağırım : Alucard yattığı yerden binlerce kişinin kanını içebilir.
Emme : Alucard bu gücüyle kişinin kanını, ruhunu ve hatıralarını emebilir.
Susuz Yaşama : Alucard bir vampir olmasına rağmen kan içmeden uzun süre yaşayabilir. Ancak kan içtiği zamanlarda daha güçlü olmaktadır.
Dayanıklılık : Alucard bir çok vampirin sahip olduğu zayıflıklara karşı bağışıktır. Güneş ışığı ya da gümüşten etkilenmez. Ancak Anderson'un sahip olduğu Helena Çivi'si gibi kutsal silahlar ona zarar verebilir. Fakat buda öldürücü düzeyde değildir.
Algılama : Alucard bu özelliğiyle herhangi bir doğaüstü aktiviteyi tespit edebilir.
Savaş Yeteneği : Tüm bu özelliklere ek olarak Alucard'ın yüzyıllar boyunca süren yaşamından gelen büyük bir savaşma tecrübesi vardır. Ancak Alucard genelde taktiksel savaşmaz. Sadece katıksız gücünü kullanır.
Silahları
Alucard bir ton yeteneği olmasına ve silahsız binlerce kişiyi öldürebilecek kapasitesi olmasına rağmen silah kullanmaktan zevk alan birisidir. Alucard genelde imzasının olduğu bir çift tabanca taşır. Bunlar .454 Casull ve Jackal (Cakkaru)'dır
Şunu da ekleyeyim
http://9gag.com/gag/2853447