Bölüm 1-Son ve Başlangıç
...Kana bulanmış olan kılıcını,yatağının baş ucundaki masaya bıraktı Ser Tyrek.Yanmakta olan şöminenin karşısındaki koltuğa oturdu.Gözleri tütmekte olan ateşte,düşünceleri ise bambaşka yerlerdeydi.Gözlerini şömineden ayırmadan hemen yanında zincirlenmiş olan köpeğinin başını okşamaya başladı.Köpeği onun en sadık dostuydu.Bu yüzden nasırlaşmış elleri ile ona zarar vermemek için tüylerine hafifçe deyiyordu..Düşünceleri kararmaya başlayınca istemeyerekte olsa nasırlaşmış olan elleri ile köpeğine zarar vermeye başladı.Köpeğin derisine batan o nasırlaşmış eller daha önce bir çok kötü amaç içinde kullanılmıştı.Köpek sahibine sadık olduğu için hareket etmemeye çalışsa da gözleri kanlanmıştı.Tam bu sırada odanın kapısı bir kaç kez çalındı.Tyrek başını kapıya çevirerek "Gir." dedi.Kapıdan içeriye Ser Tyrek'in silahtarı olan Karlon girdi.Karlon 15 yaşında,genç bir çocuktu.Görünüşü yaşına göre oldukça kalıplı ve sertti.Kahverengi saçlara ve siyah gözlere sahipti.O siyah gözlerini yere eğmiş bir biçimde,titrek bir ses tonuyla "Efendim..Lord Stark sizi kaleye çağırtıyor.İki asker sizi dışarıda bekliyor." dedi.Tyrek derin bir iç çekerek Karlon'a;"Tamam evlat..Onlara birazdan geleceğimi ilet." dedi.Karlon tam odadan çıkarken Tyrek ona beklemesini ve yanına gelmesini söyledi.Hızlı adımlar ile Tyrek'in yanına gitti Karlon.Bu sırada Tyrek ayağa kalktı ve yatağının baş ucundaki masanın,sol gözünü açarak oradan bir mektup çıkardı.Mektubu bir süre elinde tuttu ve ona baktı.Daha sonra mektubu Karlon'a uzattı ve kulağına "Bunu oğlum William'a ver.." diye fısıldadı.Karlon kafasını tamam manasında sallayınca Tyrek masanın üstündeki kılıcını beline taktı ve odadan çıktı.O odadan çıkarken Karlon'un gözlerinde yaşlar akıyordu...
İki asker Ser Tyrek'i Winterfell kalesinin büyük salonuna götürüyorlardı.O gün Winterfell'de bir çok büyük lord bulunuyordu...Tyrek büyük salona adım attığı anda Lord Bolton kılıcını çekerek Tyrek'in üstüne yürümek istedi fakat lordlar tarafından durduruldu.Fiziki açıdan durdurulsa da zehir gibi sözleri durdurulamamıştı.Tyrek'i elleriyle parçalayacağına yeminler ediyordu..Tyrek ise bunlara aldırış etmeden Lord William Stark'ın karşısına geçti.William Stark,Ser Tyrek'i bir süre süzdü.Daha sonra oturduğu yerden doğrularak;
"Lord Hektor Bolton'un oğlu Branden Bolton'u sen mi öldürdün?" diye sordu.
Bu soru sorulduğu anda Lord Bolton öne atılarak;
"Birde o pisliğe soru mu soruyorsun?Kellesini almak yerine!" diye hiddetli bir ses ile William Stark'a bağırdı.
William Stark "Sen sus" diyerek Lord Bolton'u uyardı ve Tyrek'e sorduğu soruyu yineledi.Ser Tyrek eğilmiş olan başını kaldırarak Lord Stark'a baktı ve;
"Evet Lordum.Branden Bolton'u ben öldürdüm." dedi korkusuzca.
William Stark bu cevap üzerine;
"Peki neden?" diye sordu.
Tyrek etrafına bakındı.Belli ki bir şey söyleneceğinden korkmuştu.Yinede cevap verdi;
"İlk hamleyi o bana yaptı." dedi.
Bu cevap üzerine yine çıldıran Lord Bolton;
"Seni lanet olası pislik.Birde iftira atıyorsun.Eski Tanrılar,yeniler ve tüm tanrılar üzerine yemin ederim seni kendi ellerim ile öldürücem." diye haykırdı,büyük salonda.
Bunlara aldırış etmeyen William Stark,Tyrek'e Branden Bolton'un neden kendisine saldırdığını sordu.Tyrek bir cevap vermemişti.Bunun üstüne şüphelenen Lord Stark sorusunu bir kez daha sorsa da Tyrek cevap vermemişti.Bir süre bekleyen Lord sonunda kararını açıkladı;
"Ser Gamlen oğlu Tyrek.Lord Bolton'un oğlu ve varisi olan Ser Brandon Bolton'u öldürmekle suçlandınız ve suçlu olduğunuza karar verildi.Cezanız ölümdür."...
Lord Hektor Bolton kahkahalar atmaya başladı.Tyrek ise başını öne eğdi.Winterfell muhafızları büyük salonun ortasına geniş bir kütük getirdiler ve Tyrek'i bu kütüğün üzerine eğdiler.Tyrek tanrılardan yaptığı hataları affetmeleri için yalvarmaya başlamıştı.Bu sırada Lord William Stark büyük kılıcını önüne koyarak söylemesi gereken sözleri söyledi...ve son sözlerini;
"Ben William Stark,seni ölümle cezalandırıyorum." kılıcını havaya kaldırdı ve Ser Tyrek'in başını gövdesinden ayırdı.
...Kana bulanmış olan kılıcını,yatağının baş ucundaki masaya bıraktı Ser Tyrek.Yanmakta olan şöminenin karşısındaki koltuğa oturdu.Gözleri tütmekte olan ateşte,düşünceleri ise bambaşka yerlerdeydi.Gözlerini şömineden ayırmadan hemen yanında zincirlenmiş olan köpeğinin başını okşamaya başladı.Köpeği onun en sadık dostuydu.Bu yüzden nasırlaşmış elleri ile ona zarar vermemek için tüylerine hafifçe deyiyordu..Düşünceleri kararmaya başlayınca istemeyerekte olsa nasırlaşmış olan elleri ile köpeğine zarar vermeye başladı.Köpeğin derisine batan o nasırlaşmış eller daha önce bir çok kötü amaç içinde kullanılmıştı.Köpek sahibine sadık olduğu için hareket etmemeye çalışsa da gözleri kanlanmıştı.Tam bu sırada odanın kapısı bir kaç kez çalındı.Tyrek başını kapıya çevirerek "Gir." dedi.Kapıdan içeriye Ser Tyrek'in silahtarı olan Karlon girdi.Karlon 15 yaşında,genç bir çocuktu.Görünüşü yaşına göre oldukça kalıplı ve sertti.Kahverengi saçlara ve siyah gözlere sahipti.O siyah gözlerini yere eğmiş bir biçimde,titrek bir ses tonuyla "Efendim..Lord Stark sizi kaleye çağırtıyor.İki asker sizi dışarıda bekliyor." dedi.Tyrek derin bir iç çekerek Karlon'a;"Tamam evlat..Onlara birazdan geleceğimi ilet." dedi.Karlon tam odadan çıkarken Tyrek ona beklemesini ve yanına gelmesini söyledi.Hızlı adımlar ile Tyrek'in yanına gitti Karlon.Bu sırada Tyrek ayağa kalktı ve yatağının baş ucundaki masanın,sol gözünü açarak oradan bir mektup çıkardı.Mektubu bir süre elinde tuttu ve ona baktı.Daha sonra mektubu Karlon'a uzattı ve kulağına "Bunu oğlum William'a ver.." diye fısıldadı.Karlon kafasını tamam manasında sallayınca Tyrek masanın üstündeki kılıcını beline taktı ve odadan çıktı.O odadan çıkarken Karlon'un gözlerinde yaşlar akıyordu...
İki asker Ser Tyrek'i Winterfell kalesinin büyük salonuna götürüyorlardı.O gün Winterfell'de bir çok büyük lord bulunuyordu...Tyrek büyük salona adım attığı anda Lord Bolton kılıcını çekerek Tyrek'in üstüne yürümek istedi fakat lordlar tarafından durduruldu.Fiziki açıdan durdurulsa da zehir gibi sözleri durdurulamamıştı.Tyrek'i elleriyle parçalayacağına yeminler ediyordu..Tyrek ise bunlara aldırış etmeden Lord William Stark'ın karşısına geçti.William Stark,Ser Tyrek'i bir süre süzdü.Daha sonra oturduğu yerden doğrularak;
"Lord Hektor Bolton'un oğlu Branden Bolton'u sen mi öldürdün?" diye sordu.
Bu soru sorulduğu anda Lord Bolton öne atılarak;
"Birde o pisliğe soru mu soruyorsun?Kellesini almak yerine!" diye hiddetli bir ses ile William Stark'a bağırdı.
William Stark "Sen sus" diyerek Lord Bolton'u uyardı ve Tyrek'e sorduğu soruyu yineledi.Ser Tyrek eğilmiş olan başını kaldırarak Lord Stark'a baktı ve;
"Evet Lordum.Branden Bolton'u ben öldürdüm." dedi korkusuzca.
William Stark bu cevap üzerine;
"Peki neden?" diye sordu.
Tyrek etrafına bakındı.Belli ki bir şey söyleneceğinden korkmuştu.Yinede cevap verdi;
"İlk hamleyi o bana yaptı." dedi.
Bu cevap üzerine yine çıldıran Lord Bolton;
"Seni lanet olası pislik.Birde iftira atıyorsun.Eski Tanrılar,yeniler ve tüm tanrılar üzerine yemin ederim seni kendi ellerim ile öldürücem." diye haykırdı,büyük salonda.
Bunlara aldırış etmeyen William Stark,Tyrek'e Branden Bolton'un neden kendisine saldırdığını sordu.Tyrek bir cevap vermemişti.Bunun üstüne şüphelenen Lord Stark sorusunu bir kez daha sorsa da Tyrek cevap vermemişti.Bir süre bekleyen Lord sonunda kararını açıkladı;
"Ser Gamlen oğlu Tyrek.Lord Bolton'un oğlu ve varisi olan Ser Brandon Bolton'u öldürmekle suçlandınız ve suçlu olduğunuza karar verildi.Cezanız ölümdür."...
Lord Hektor Bolton kahkahalar atmaya başladı.Tyrek ise başını öne eğdi.Winterfell muhafızları büyük salonun ortasına geniş bir kütük getirdiler ve Tyrek'i bu kütüğün üzerine eğdiler.Tyrek tanrılardan yaptığı hataları affetmeleri için yalvarmaya başlamıştı.Bu sırada Lord William Stark büyük kılıcını önüne koyarak söylemesi gereken sözleri söyledi...ve son sözlerini;
"Ben William Stark,seni ölümle cezalandırıyorum." kılıcını havaya kaldırdı ve Ser Tyrek'in başını gövdesinden ayırdı.