5 gün içerisinde yapacak öyle çok işim vardıki.Öncelikle geneleve uğrayıp Tatlı Taryayı son bir kez daha okşamalıydım.Sedrick beni 17 yaşımda iken erkek olmam için Kırmızı Şeftaliye getirmişti.Odada fahişeyle tek başıma kalınca biraz sohbet ettik.Sonra benim için ilk olduğundan bana yardım etmişti.Ama bu kadar nazik olmasının sebebini daha sonra Sedrick ten aldığı fazla altından dolayı olduğunu anlamıştım.
Sonra kardeşime bir düğün hediyesi almak için ve de kendime hanemin sembolü olan bir savaş borusu üfleyen kırmızı savaşçı motifli bir pelerin yaptırmak için terziye gidecektim.Ben bunları düşünürken kapım çalındı ben de "Girin!" diye seslendim.Kapıyı çalan Lord Baron du ,elinde kını ile beraber bir uzun kılıç vardı."Sana buradaki eğitimin şerefine bir kılıç hediye etmek istiyorum."kılıcı kınından çıkarırken"ilk dersi hatırlıyormusun?"dedi."iyi bir savaşçı kılıcını kaldırabilmeli"diyerek karşılık verdim.Hayatımda gördüğüm pek az kılıca rağmen bu kılıcın hiçbir kılıca benzemediğini farkındaydım.Gri çelik olmasına rağmen parlıyordu.Genişliği bir elim kadardı.Topuzunda kırmızı bir bir zümrüt vardı.Kılıcı havaya savurdum.Ağırdı ağır olmasına ama kılıcın dengesi inanılmazdı.Bu kılıc Lord Baronun efsanevi kılıcı Soğuk Öpücüktü."ama lordum bu kılıc Sedricke verilmeli..."lord kaşlarını çattı"Bu kılıcı sen taşımalısın.Kılıçta benim oğlumdan daha üstünsün"dedi sesi hüzünlüydü.İlk kez kendimi Lord Barona acırken buldum çünkü oğlunu gelecekte parlak bir Baron olarak görmek isterdi.Ama oğlu yatak ,okçuluk ve biraz kılıçtaki yeteneği ile Baron varisinin yetenekleri değildi.Lord Baron oğluna kızmıyordu çünkü geçmiştede yeteneksiz Baron varisleri olmuştu."Sedrick çok cılız sadece kısa kılıçta iyi öylede kalsın."diyerek odadan ayrıldı.
Genelevden çıktıktan sonra 2 sokak ilerde bir terzi buldum ve pelerin siparişimi verdim.Son olarak iyi bir kolye bulabileceğim bir dükkana girdim.Adam tefek adam beni görünce neşeyle konuştu"Baron kalesinin en iyi kuyumcusuna hoşgeldiniz isteğiniz nedir efendim." dedi"Benim için çok önemli olan birine bir düğün hediyesi bir kolye istiyorum .adam eliyle bekleyin dedi ve dükkanın arkasına gitti geldiğinde elinde kenarları altında ve ortasında kırmızı zümrüt olan bir madalyon getirdi "Efendim bu parça bir zamanlar ejderha lordlarının hüküm sürdüğü Kadim Topraklardan gelmiş."haklıydı zümrüdün çevresinde ejderha motifleri vardı."Ne kadar ?"dedim "5 kral altını yeterli olur.tabikide sizin için yoksa ..."5 kral altınyla bir gemi satın alabilirdim ama söz konusu bir hediyeydi ve kardeşim içindi "Tamam alıyorum."kaleye giderken bu sokakları daha kim bilir kaç zaman sonra görecektim.
5 gün sonra kaleden ayrılırken her şeyim yanımdaydı.Kral topraklarına daha 3 gün vardı.Yolda giderken Sedrick benle konuşuyordu "Umarım turnuvada karşıma çıkmazsın jon "dedim bende alaylı bir tonda "evet senin için çok yazık olur "dedim karşılıklı güldük "Lord baban katılacak mı?" dedim ,sonra Lord Barona baktım."Bilmiyorum..."
O gece kampta çadırda yatarken akrabalarımın değişen yüzlerini gözümde canlandırmaya çalışarak uyudum.
2. Bölüm sonu
bu hikayeyi okuduktan sonra heyecan falan yok bu hikayede falan demeyin sadece bu zamanlar için fırtına öncesi sessizlik diyebiliriz. :D
Sonra kardeşime bir düğün hediyesi almak için ve de kendime hanemin sembolü olan bir savaş borusu üfleyen kırmızı savaşçı motifli bir pelerin yaptırmak için terziye gidecektim.Ben bunları düşünürken kapım çalındı ben de "Girin!" diye seslendim.Kapıyı çalan Lord Baron du ,elinde kını ile beraber bir uzun kılıç vardı."Sana buradaki eğitimin şerefine bir kılıç hediye etmek istiyorum."kılıcı kınından çıkarırken"ilk dersi hatırlıyormusun?"dedi."iyi bir savaşçı kılıcını kaldırabilmeli"diyerek karşılık verdim.Hayatımda gördüğüm pek az kılıca rağmen bu kılıcın hiçbir kılıca benzemediğini farkındaydım.Gri çelik olmasına rağmen parlıyordu.Genişliği bir elim kadardı.Topuzunda kırmızı bir bir zümrüt vardı.Kılıcı havaya savurdum.Ağırdı ağır olmasına ama kılıcın dengesi inanılmazdı.Bu kılıc Lord Baronun efsanevi kılıcı Soğuk Öpücüktü."ama lordum bu kılıc Sedricke verilmeli..."lord kaşlarını çattı"Bu kılıcı sen taşımalısın.Kılıçta benim oğlumdan daha üstünsün"dedi sesi hüzünlüydü.İlk kez kendimi Lord Barona acırken buldum çünkü oğlunu gelecekte parlak bir Baron olarak görmek isterdi.Ama oğlu yatak ,okçuluk ve biraz kılıçtaki yeteneği ile Baron varisinin yetenekleri değildi.Lord Baron oğluna kızmıyordu çünkü geçmiştede yeteneksiz Baron varisleri olmuştu."Sedrick çok cılız sadece kısa kılıçta iyi öylede kalsın."diyerek odadan ayrıldı.
Genelevden çıktıktan sonra 2 sokak ilerde bir terzi buldum ve pelerin siparişimi verdim.Son olarak iyi bir kolye bulabileceğim bir dükkana girdim.Adam tefek adam beni görünce neşeyle konuştu"Baron kalesinin en iyi kuyumcusuna hoşgeldiniz isteğiniz nedir efendim." dedi"Benim için çok önemli olan birine bir düğün hediyesi bir kolye istiyorum .adam eliyle bekleyin dedi ve dükkanın arkasına gitti geldiğinde elinde kenarları altında ve ortasında kırmızı zümrüt olan bir madalyon getirdi "Efendim bu parça bir zamanlar ejderha lordlarının hüküm sürdüğü Kadim Topraklardan gelmiş."haklıydı zümrüdün çevresinde ejderha motifleri vardı."Ne kadar ?"dedim "5 kral altını yeterli olur.tabikide sizin için yoksa ..."5 kral altınyla bir gemi satın alabilirdim ama söz konusu bir hediyeydi ve kardeşim içindi "Tamam alıyorum."kaleye giderken bu sokakları daha kim bilir kaç zaman sonra görecektim.
5 gün sonra kaleden ayrılırken her şeyim yanımdaydı.Kral topraklarına daha 3 gün vardı.Yolda giderken Sedrick benle konuşuyordu "Umarım turnuvada karşıma çıkmazsın jon "dedim bende alaylı bir tonda "evet senin için çok yazık olur "dedim karşılıklı güldük "Lord baban katılacak mı?" dedim ,sonra Lord Barona baktım."Bilmiyorum..."
O gece kampta çadırda yatarken akrabalarımın değişen yüzlerini gözümde canlandırmaya çalışarak uyudum.
2. Bölüm sonu
bu hikayeyi okuduktan sonra heyecan falan yok bu hikayede falan demeyin sadece bu zamanlar için fırtına öncesi sessizlik diyebiliriz. :D