Hikaye 4 ana karakterin başından geçenleri konu alıyor.Kitapla yaşanan olaylar arasında bir bağdaşıklık yoktur..
1.Bölüm
Herold Manderly
Whiteharbor'da güneş yavaşça doğuyordu.Kayalara vuran deniz sesi saraya dahi ulaşmaktaydı.Ser Herold Manderly sarayda uyanan ilk kişiydi.Herold genç ve yakışıklı biri olmasına rağmen insanlardan uzak durmaya çalışan ve mümkün olduğunca az kişiyle konuşan bir gençti.20'li yaşlarında olmasına rağmen saçında ve sakalında beyazlar vardır.Herold,küçük odasındaki masasına oturmuş kalın defterine bir şeyler yazıyordu.Arada bir başını defterden kaldırarak mürekkebi bitmiş olan kalemini mürekkebe bandırıyor ve yazmaya kaldığı yerden devam ediyordu.Sonunda yazmayı bırakarak defterini kapattı.Kılıcını alarak odasından ayrıldı.Herold güçlü ve onurlu bir yapıya sahip olduğu için bir erkeğin her zaman kılıcını yanında taşıması gerektiğine inanırdı.Sarayın koridorlarında dolaşırken bir koşuşturma sesi duydu.Seslerin geldiği yere yönelmişti.Oraya vardığında küçük kardeşleri Robin ve Eryk'in ellerinde tahta kılıçlar ile oyun oynadıklarını gördü.Kısa bir süreliğine olsa da onları izleyebildi.Omuzuna bir elin değdiğini hissederek arkasını döndü ve karşısında babası,Manderly hanesinin yöneticisi,Eareon Manderly'yi gördü.Küçük bir gülümseme ile babasına "günaydın." dedi.Babası ise ruhsuz bir bakış ile "günaydın." diye karşılık verdi.Daha sonrada "Akşam seninle konuşulacak bir meselem var." dedi.Herold tamam manasına kafasını salladı.Bu sırada ellerindeki kılıçları bırakan Robin ve Eryk ağabeyleri ve babalarını selamladılar.Lord Eareon küçük çocuklarını alarak oradan uzaklaşırken Herold odasının yolunu tutmuştu...
Daven Westerling
Tüm Westerling hanesi mensupları yemek salonundaki büyük masada neşeli bir kahvaltı yapmaktaydılar.Daven Westerling,annesi Meryn ve küçük oğlu Quentyn Westerling ile tatlı bir sohbete dalmıştı.Bu sırada masada oturan Aria,Michel ve Jorah Westerling'de birbirleri ile şakalaşarak yemeklerini yiyorlardı.Masada morali bozuk olan tek kişi Daven Westerling'in eşi,Helen Westerling(Lannister)idi.Mutsuz ve asık bir suratla sürekli içki kadehini yudumluyordu.Daven Westerling eşinin sürekli mutsuz olmasından sıkılmıştı.Annesi Meryn Westerling'e dönerek;
-"Helen'in neyi var?" diye sordu.
Leydi Meryn Westerling buruşmuş olan yüzünü dahada buruşturarak;
-"Hiç bilmiyorum oğlum diye cevap verdi.Daha sonra "Kocası olarak bunun nedenini senin bilmen gerekmezmiydi?" diye sordu Daven'e.
Daven aslında Helen'in neden üzüldüğünü biliyordu.Fakat kimseye söyleyemiyordu.Leydisinin neden üzüldüğünü annesine söylemekten utandığı için "bilmiyorum." diye cevap verdi...
Daven Westerling kalesinin avlusundaki bahçede küçük oğlu Quentyn Westerling'e kılıç kullanmayı öğretiyordu.İyi bir savaşçı ve kılıç eğitmeni olan Daven,oğlununda kendisine benzemesini istiyordu.Daven'in yukarıdan gelen vuruşlarını savuşturamayan Quentyn'in el parmaklarında morluklar oluşmuştu.Daven oğluna "Sol,sağ,sağ,alttan,sol şimdi yukarıdan.." diye vuracağı darbeleri söylüyordu..Leydi Helen,oğlu ve kocasının kılıç dersini izlemekteydi.Bu sırada avluya hızla giren bir asker "Lordum." diye seslendi.Bir yandan askere bakıp diğer yandan oğlunun darbelerini savuşturan Lord Daven Baş muhafızına bakarak;
-"Söyle Ser Kevan." dedi.
Ser Kevan,endişeli bir ses ille;
-"Lordum,bir casus yakaladık.Şuan muhafızlar tarafından tutuluyor.Buraya getirelim mi?" diye sordu.
Lord Daven Westerling,Leydi Helen'in kendisini izlediğini bildiği için önce Helen'e seslendi."Leydim,Quentyn'i buradan götürün.".Daha sonra casusun içeriye getirilmesini emretti...
Lord Kumandan Broon
Kara Kalenin soğuk olduğu sıradan bir gündü.Gece nöbetine yeni kaçaklar,esirler ve onurlu erkekler getirilmişti.Brynden,Lord Kumandan Broon'a yeni kişilerin getirildiğini iletti.Buz gibi gözler ile Brynden'e bakan Broon ona;
-"Git ve Üstad Pygen'e onlarla ilgilenmesini ilet..Ve bana Baş muhafız Daemon Targaryen'i çağır." dedi.
Brynden söylenenleri yapmak için hızla odadan ayrıldı.Bu sırada Broon,yaveri Pyk'e seslendi.Pyk içeri girdiğinde Broon keskin ve sert içkisinden bir kadeh daha içiyordu.Pyk'e bakarak;
-"Git ve bana yiyecek bir şeyler hazırla!" diye bağırdı.
Titrek bir ses ile "Emredersiniz Lordum." diyebilen Pyk odadan çıktı.Bu sırada Daemon Targaryen odaya girmişti.Broon'a meraklı gözler ile bakarak;
-"Lord Kumandan.Beni çağırtmıssınız." dedi.
Broon bir kadehe daha şarap doldurup Daemon'a uzattı ve alaycı bir ses tonu ile;
-"Sen neden buraya gelmiştin Daemon?" diye sordu.
Şaşkın gözler ile Lord Kumandan'a bakan Daemon;
-"Siz çağırttınız efendim." dedi.
Büyük bir kahkaha atan Broon;
-"Onu demiyorum aptal herif.Neden Gece Nöbetine geldiğini soruyorum..."
Aptal lafını duyan Daemon sinirlenmişti.Yinede cevap verdi.;
-"Beni buraya babam gönderdi.Ailemizin onuru için.."
Bıyık altından gülen Broon Daemon'a odadan çıkmasını söyledi...
Daemon Targaryen
Daemon,Lord Kumandan tarafından sürekli alaya alındığı için sinirliydi.Uzun ve gümüş rengi saçları ile dikkat çekiyordu.Odadan ayrıldığında Kara Kaleye yeni getirilen adamları balkondan izlemeye başladı.Tam bu sırada yanına gece nöbetçilerinin yeminli bir kardeşi olan Gendry Flynt yanaştı.Gendry'i farkeden Daemon "Bir şey mi oldu Gendry?" diye sordu."Hayır." diye cevap veren Gendry,Daemon'a bir şey sormak istedi.Daemon sor diyen gözlerle Gendry'e bakarken Gendry;
-"Ne zaman surun ötesine gideceğiz?" diye sordu.
Daemon Lord Kumandan'dan emir beklediği için;
-"Bilmiyorum." diye cevap verdi.Sonra da "Lord Kumandan sürekli sarhoş..Böyle şeyleri düşünmüyor." diye ekledi.
Bu lafı duyan Gendry etrafını kolaçan ettikten sonra sessiz bir şekilde Daemon'a;
-"Lord Kumandan o ünvanı ve mevkii haketmiyor.Eğer sizde katılırsanız onu ortadan kaldırabiliriz.Tüm kardeşlerimiz bunu istiyor." dedi kurnaz bir ses tonu ile.
Duydukları karşısında resmen şok olan Daemon Gendry'e kızarak;
-"Çabuk böyle fikirleri aklınızdan çıkarın." diye bağırdı.
Gendry Daemon'un sinirlenmesi üzerine oradan uzaklaşırken arkasını dönerek "Bunu düşünün efendim,eğer fikriniz değişirse biz hazır olacağız." dedi.
Daemon bir karşılık vermemişti.Aslında Broon'dan kurtulmak istiyordu fakat böyle onursuzca bir şekilde ondan kurtulmak..Bunu yapamazdı.Tekrar yeni getirilen kişilere baktı.Fakat Üstad çoktan söyleyeceklerini söylemiş ve onları rahat bırakmıştı.Aklı karışık olan Daemon sura çıkmaya karar verdi.Asansöre binerek surun tepesine çıktı.Keskin ve soğuk rüzgar suratına çarparken o surun ötesini izlemek için ilerliyordu.Köşeye vardığında yüzlerce metrelik surun öteki tarafını inceledi.Ağaçlardan başka bir şey görmüyordu..Aslında vardı.Fakat o göremiyordu...
Herold Manderly
Whiteharbor'da güneş yavaşça doğuyordu.Kayalara vuran deniz sesi saraya dahi ulaşmaktaydı.Ser Herold Manderly sarayda uyanan ilk kişiydi.Herold genç ve yakışıklı biri olmasına rağmen insanlardan uzak durmaya çalışan ve mümkün olduğunca az kişiyle konuşan bir gençti.20'li yaşlarında olmasına rağmen saçında ve sakalında beyazlar vardır.Herold,küçük odasındaki masasına oturmuş kalın defterine bir şeyler yazıyordu.Arada bir başını defterden kaldırarak mürekkebi bitmiş olan kalemini mürekkebe bandırıyor ve yazmaya kaldığı yerden devam ediyordu.Sonunda yazmayı bırakarak defterini kapattı.Kılıcını alarak odasından ayrıldı.Herold güçlü ve onurlu bir yapıya sahip olduğu için bir erkeğin her zaman kılıcını yanında taşıması gerektiğine inanırdı.Sarayın koridorlarında dolaşırken bir koşuşturma sesi duydu.Seslerin geldiği yere yönelmişti.Oraya vardığında küçük kardeşleri Robin ve Eryk'in ellerinde tahta kılıçlar ile oyun oynadıklarını gördü.Kısa bir süreliğine olsa da onları izleyebildi.Omuzuna bir elin değdiğini hissederek arkasını döndü ve karşısında babası,Manderly hanesinin yöneticisi,Eareon Manderly'yi gördü.Küçük bir gülümseme ile babasına "günaydın." dedi.Babası ise ruhsuz bir bakış ile "günaydın." diye karşılık verdi.Daha sonrada "Akşam seninle konuşulacak bir meselem var." dedi.Herold tamam manasına kafasını salladı.Bu sırada ellerindeki kılıçları bırakan Robin ve Eryk ağabeyleri ve babalarını selamladılar.Lord Eareon küçük çocuklarını alarak oradan uzaklaşırken Herold odasının yolunu tutmuştu...
Daven Westerling
Tüm Westerling hanesi mensupları yemek salonundaki büyük masada neşeli bir kahvaltı yapmaktaydılar.Daven Westerling,annesi Meryn ve küçük oğlu Quentyn Westerling ile tatlı bir sohbete dalmıştı.Bu sırada masada oturan Aria,Michel ve Jorah Westerling'de birbirleri ile şakalaşarak yemeklerini yiyorlardı.Masada morali bozuk olan tek kişi Daven Westerling'in eşi,Helen Westerling(Lannister)idi.Mutsuz ve asık bir suratla sürekli içki kadehini yudumluyordu.Daven Westerling eşinin sürekli mutsuz olmasından sıkılmıştı.Annesi Meryn Westerling'e dönerek;
-"Helen'in neyi var?" diye sordu.
Leydi Meryn Westerling buruşmuş olan yüzünü dahada buruşturarak;
-"Hiç bilmiyorum oğlum diye cevap verdi.Daha sonra "Kocası olarak bunun nedenini senin bilmen gerekmezmiydi?" diye sordu Daven'e.
Daven aslında Helen'in neden üzüldüğünü biliyordu.Fakat kimseye söyleyemiyordu.Leydisinin neden üzüldüğünü annesine söylemekten utandığı için "bilmiyorum." diye cevap verdi...
Daven Westerling kalesinin avlusundaki bahçede küçük oğlu Quentyn Westerling'e kılıç kullanmayı öğretiyordu.İyi bir savaşçı ve kılıç eğitmeni olan Daven,oğlununda kendisine benzemesini istiyordu.Daven'in yukarıdan gelen vuruşlarını savuşturamayan Quentyn'in el parmaklarında morluklar oluşmuştu.Daven oğluna "Sol,sağ,sağ,alttan,sol şimdi yukarıdan.." diye vuracağı darbeleri söylüyordu..Leydi Helen,oğlu ve kocasının kılıç dersini izlemekteydi.Bu sırada avluya hızla giren bir asker "Lordum." diye seslendi.Bir yandan askere bakıp diğer yandan oğlunun darbelerini savuşturan Lord Daven Baş muhafızına bakarak;
-"Söyle Ser Kevan." dedi.
Ser Kevan,endişeli bir ses ille;
-"Lordum,bir casus yakaladık.Şuan muhafızlar tarafından tutuluyor.Buraya getirelim mi?" diye sordu.
Lord Daven Westerling,Leydi Helen'in kendisini izlediğini bildiği için önce Helen'e seslendi."Leydim,Quentyn'i buradan götürün.".Daha sonra casusun içeriye getirilmesini emretti...
Lord Kumandan Broon
Kara Kalenin soğuk olduğu sıradan bir gündü.Gece nöbetine yeni kaçaklar,esirler ve onurlu erkekler getirilmişti.Brynden,Lord Kumandan Broon'a yeni kişilerin getirildiğini iletti.Buz gibi gözler ile Brynden'e bakan Broon ona;
-"Git ve Üstad Pygen'e onlarla ilgilenmesini ilet..Ve bana Baş muhafız Daemon Targaryen'i çağır." dedi.
Brynden söylenenleri yapmak için hızla odadan ayrıldı.Bu sırada Broon,yaveri Pyk'e seslendi.Pyk içeri girdiğinde Broon keskin ve sert içkisinden bir kadeh daha içiyordu.Pyk'e bakarak;
-"Git ve bana yiyecek bir şeyler hazırla!" diye bağırdı.
Titrek bir ses ile "Emredersiniz Lordum." diyebilen Pyk odadan çıktı.Bu sırada Daemon Targaryen odaya girmişti.Broon'a meraklı gözler ile bakarak;
-"Lord Kumandan.Beni çağırtmıssınız." dedi.
Broon bir kadehe daha şarap doldurup Daemon'a uzattı ve alaycı bir ses tonu ile;
-"Sen neden buraya gelmiştin Daemon?" diye sordu.
Şaşkın gözler ile Lord Kumandan'a bakan Daemon;
-"Siz çağırttınız efendim." dedi.
Büyük bir kahkaha atan Broon;
-"Onu demiyorum aptal herif.Neden Gece Nöbetine geldiğini soruyorum..."
Aptal lafını duyan Daemon sinirlenmişti.Yinede cevap verdi.;
-"Beni buraya babam gönderdi.Ailemizin onuru için.."
Bıyık altından gülen Broon Daemon'a odadan çıkmasını söyledi...
Daemon Targaryen
Daemon,Lord Kumandan tarafından sürekli alaya alındığı için sinirliydi.Uzun ve gümüş rengi saçları ile dikkat çekiyordu.Odadan ayrıldığında Kara Kaleye yeni getirilen adamları balkondan izlemeye başladı.Tam bu sırada yanına gece nöbetçilerinin yeminli bir kardeşi olan Gendry Flynt yanaştı.Gendry'i farkeden Daemon "Bir şey mi oldu Gendry?" diye sordu."Hayır." diye cevap veren Gendry,Daemon'a bir şey sormak istedi.Daemon sor diyen gözlerle Gendry'e bakarken Gendry;
-"Ne zaman surun ötesine gideceğiz?" diye sordu.
Daemon Lord Kumandan'dan emir beklediği için;
-"Bilmiyorum." diye cevap verdi.Sonra da "Lord Kumandan sürekli sarhoş..Böyle şeyleri düşünmüyor." diye ekledi.
Bu lafı duyan Gendry etrafını kolaçan ettikten sonra sessiz bir şekilde Daemon'a;
-"Lord Kumandan o ünvanı ve mevkii haketmiyor.Eğer sizde katılırsanız onu ortadan kaldırabiliriz.Tüm kardeşlerimiz bunu istiyor." dedi kurnaz bir ses tonu ile.
Duydukları karşısında resmen şok olan Daemon Gendry'e kızarak;
-"Çabuk böyle fikirleri aklınızdan çıkarın." diye bağırdı.
Gendry Daemon'un sinirlenmesi üzerine oradan uzaklaşırken arkasını dönerek "Bunu düşünün efendim,eğer fikriniz değişirse biz hazır olacağız." dedi.
Daemon bir karşılık vermemişti.Aslında Broon'dan kurtulmak istiyordu fakat böyle onursuzca bir şekilde ondan kurtulmak..Bunu yapamazdı.Tekrar yeni getirilen kişilere baktı.Fakat Üstad çoktan söyleyeceklerini söylemiş ve onları rahat bırakmıştı.Aklı karışık olan Daemon sura çıkmaya karar verdi.Asansöre binerek surun tepesine çıktı.Keskin ve soğuk rüzgar suratına çarparken o surun ötesini izlemek için ilerliyordu.Köşeye vardığında yüzlerce metrelik surun öteki tarafını inceledi.Ağaçlardan başka bir şey görmüyordu..Aslında vardı.Fakat o göremiyordu...