-Arthur-
Yine aynı rüyayı görüyordu kendi aile kılıçları olan kalpsöken bir taca savruluyordu ama taca bir şey yapamıyordu.Aniden kılıç bir çekiçle dövülmeye başlanıyordu ama kılıç okadar ısıya rağmen bir türlü kor haline gelmiyordu.Çünkü o bir ejderhanın ateşiyle dövülen son kılıçtı.Kalpsöken ejdermetalinden bir kılıçtı ve ancak bir ejderhanın alevine teslim olup parçalara ayrılabilirdi.Kudretli atası Garlic son ejderi yakalayıp öldürmeden önce ona zorla bir kılıç dövdürmüşlerdi.Kılıç son ejderhanın alevinde öyle bir öfkeyle dövülmüştükü ejderha alevtaşını sonuna kadar kullanmış ve ölene kadar bir daha alev üfleyememişti.Ne yazıkki ejderhaların çağı son ejderhanın ölümüyle sona ermişti.Bu çağdan sonra bir çok hane kurulmuştu.Tosh Hanesi bu hanelerden biriydi ve soyu kahraman olan Garlic Ejderfelaketine dayanıyordu.Tabi ejderlerden önce burda yaşayan insanlarda vardı.Bu diyar ejderlerden önce hep savaşta olan bir diyardı.Ama bir gün savaş alanında güneş birden karardı.İnsanlar savaşı bırakıp merakla çevrelerine bakıyorlardı.Birden güneş tekrar aydınlandı.Savaş alanına yaklaşan karaltılar görüldü.Yaklaştılar,yaklaştılar ve 4 koca şekil savaş alanına indi.Bunlar kanatlı yaratıklardı ve bilinmeyen diyarlardan gelmişe benziyorlardı.Yaratıklardan herbirinden 4 insana benzeyen şekil indi zırhları öyle korkunçtuki daha bir çok cesur yürek kılıç çekmeden kaçabilirdi.3 Kral yanyana en iri adamın(artık her neyse adları) kendilerine gelmelerini seyretti.Şekil onların önüne gelince durdu ve kaskınaı çıkardı oda ne aynı bizlere benzeyen ama kulakları uzun tenleri beyaz olan iri insanlar.Önce sesini ayarladı ve 'Sayın kardeşlerim ülkem tarafından siz ülkemi bilinmeyen diyar olarak nitelendiriyorsunuz size ilimlerimizi öğretmek için gönderildim benim adım Pasora Labumar.Sizinkiler nedir?' dedıkten sonra ortalık sessizleşti Krallardan biri 'benimkide Gaulri Ymrond' dedi ve kılıcını kınına koydu.İlk bilinmeyen diyarla karşılaşma böyle oldu.Sonra onalrın diyarlarına gittiler ve dinlerini,gelenekleri ve yaşayış tarzlarını öğrendiler.Dinleri diyarımıza göre büyü,kan ve bindikleri şeye verdikleri isimle ejderhalar üçgeni üzerine kurulmuş bir saçmalıktı.Hatta bazı ayinleri sapıklıklarla doluydu.Belki insanlara en iyi yararları ejdermetali olmuştu.Bu metal bir ejderin ateşiyle dövülüyordu ama metal şekil alıp kılıç olduktan sonra olağanüstü bir keskinlikte bir kılıç elde ediliyordu.İnsanlar bu adamlara ejderbinicileri demişti.Bazıları bu ejderbinicilerini ve dinlerini göze batmaz bulurken bazıları onlara karşı nefreti esirgemiyorlardı.Sonunda korkulan oldu binicilerin ve insanların olduğu bir ziyafette insanlar binicilere saldırdı.çoğu insan o ziyafet odasından canlı çıkamadı buna rağmen binicilerden hiçbiri odadan çıkamadı.Ejderhalar binicilerinin katledildiğini görünce insanlara itaat etmeyi reddedip diyarın her bir tarafına dağıldılar ve yıllarca gittikleri yere ölümler getirdiler.Ama ejder avcıları veye ejderfelaketleri ejderbinicilerinin ilimlerini kullanarak onları birer birer avladı.Bu hikayeyi her insan genç yaşta öğrenir.Eski kahramanlarla birlikte bu binicilerin ilimleride kayboldu ve bilinmeyen diyar artık yasaklı diyar diye anılmaya başladı.
Arthur bu hikayeyi annesinden her gece dinlerdi.Annesi Storm hanesinin bir üyesiydi.Ona zarif Eleinor derlerdi.Tosh Hanesi doğuyu savunuyordu.Yani Yasaklı Diyarın yolunu.Yasaklı Diyar şimdilerde korsanların mekanı olmuştu.Gelen korsan baskınları giderek güçleniyordu.
Bunları düşünürken yatağından yavaşça kalktı.Karısı her zamanki gibi erken kalkmıştı.Üstünü giyindi ve pencereden dışarı baktı.Oğulu Clovis yine talim yapıyordu.Oğlu yıllar önce kralın yaveri olma şerefini yakalamıştı ama Prens Robert Kimmer onla kavga etmişti.Muhbirlerin söylediğine göre fazlası vardı Clovis prensi bir kılıç dövüşünde yenmişti.Ama Prens onu küçük düşürmüş ve onunla alay etmişti.muhbirlere güven olmazdı.Yinede diyelimki doğru konuşuyor 13 yaşındaki çocukları dövüştürenin kim olduğunu merak ediyordu.Kesinlikle arkasında Hunter Hanesi vardı ama kanıtlayamazdı.Kanıt olmadan sözleri güneşteki bir kar tanesinin erime hızından daha hızlı bir sürede unutulurdu.Yinede bu olayı araştırmıştı sonra Kraldan bir şekilde uzaklaşmış olduklarını ve dışlandıklarını görmüştü.Bunla beraber Hunter Hanesi ki Kraliçede bir Hunterdı,Krala oldukça yaklaşmış olduklarını görmüştü.Çok azimli bir hane.Bu düşünceler içindeyken kapı çalındı ve karısı girdi yine o nazik ama arkasında sert emir tonu olan bir sesle 'Arthur!Hemen kalk oğlun bugün 18 yaşına giriyor.Akşama kadar hazırlık yapmalıyız.'dedi.Bu akşam oğluna aile kılıçlarını verecekti.bundan 32 yıl önce babasının ona verdiği gibi.
Akşam olduğunda sancaktarların hepsi Clovisi görmek için gelmişti.Danslar ve şarkılar söylendi.Şaraplar ve biralar su gibi aktıktan sonra tören başladı.Kılıcımı(kalpsöken)çektim ve şunları söyledim'Bundan yıllar önce Garlic Ejderfelaketi Hanemizin Şanlı Kurucusu ve Son ejderin katili.(bunlar söylenirken kupalar masalara vuruluyor ve ritim tutuluyordu)Son ejderin aleviyle bir kılıç dövdü ve ejdehanın kalbini bu kılıçla yerinden söktü.babamın bana verdiği bu kılıcı şimdi ben oğluma şerefle veriyorum'dedikten sonra Clovis kılıcı aldı ve havada salladı.Salonda tezahürat sesleri yükseldi ve Clovisin adını haykırdılar.
Yine aynı rüyayı görüyordu kendi aile kılıçları olan kalpsöken bir taca savruluyordu ama taca bir şey yapamıyordu.Aniden kılıç bir çekiçle dövülmeye başlanıyordu ama kılıç okadar ısıya rağmen bir türlü kor haline gelmiyordu.Çünkü o bir ejderhanın ateşiyle dövülen son kılıçtı.Kalpsöken ejdermetalinden bir kılıçtı ve ancak bir ejderhanın alevine teslim olup parçalara ayrılabilirdi.Kudretli atası Garlic son ejderi yakalayıp öldürmeden önce ona zorla bir kılıç dövdürmüşlerdi.Kılıç son ejderhanın alevinde öyle bir öfkeyle dövülmüştükü ejderha alevtaşını sonuna kadar kullanmış ve ölene kadar bir daha alev üfleyememişti.Ne yazıkki ejderhaların çağı son ejderhanın ölümüyle sona ermişti.Bu çağdan sonra bir çok hane kurulmuştu.Tosh Hanesi bu hanelerden biriydi ve soyu kahraman olan Garlic Ejderfelaketine dayanıyordu.Tabi ejderlerden önce burda yaşayan insanlarda vardı.Bu diyar ejderlerden önce hep savaşta olan bir diyardı.Ama bir gün savaş alanında güneş birden karardı.İnsanlar savaşı bırakıp merakla çevrelerine bakıyorlardı.Birden güneş tekrar aydınlandı.Savaş alanına yaklaşan karaltılar görüldü.Yaklaştılar,yaklaştılar ve 4 koca şekil savaş alanına indi.Bunlar kanatlı yaratıklardı ve bilinmeyen diyarlardan gelmişe benziyorlardı.Yaratıklardan herbirinden 4 insana benzeyen şekil indi zırhları öyle korkunçtuki daha bir çok cesur yürek kılıç çekmeden kaçabilirdi.3 Kral yanyana en iri adamın(artık her neyse adları) kendilerine gelmelerini seyretti.Şekil onların önüne gelince durdu ve kaskınaı çıkardı oda ne aynı bizlere benzeyen ama kulakları uzun tenleri beyaz olan iri insanlar.Önce sesini ayarladı ve 'Sayın kardeşlerim ülkem tarafından siz ülkemi bilinmeyen diyar olarak nitelendiriyorsunuz size ilimlerimizi öğretmek için gönderildim benim adım Pasora Labumar.Sizinkiler nedir?' dedıkten sonra ortalık sessizleşti Krallardan biri 'benimkide Gaulri Ymrond' dedi ve kılıcını kınına koydu.İlk bilinmeyen diyarla karşılaşma böyle oldu.Sonra onalrın diyarlarına gittiler ve dinlerini,gelenekleri ve yaşayış tarzlarını öğrendiler.Dinleri diyarımıza göre büyü,kan ve bindikleri şeye verdikleri isimle ejderhalar üçgeni üzerine kurulmuş bir saçmalıktı.Hatta bazı ayinleri sapıklıklarla doluydu.Belki insanlara en iyi yararları ejdermetali olmuştu.Bu metal bir ejderin ateşiyle dövülüyordu ama metal şekil alıp kılıç olduktan sonra olağanüstü bir keskinlikte bir kılıç elde ediliyordu.İnsanlar bu adamlara ejderbinicileri demişti.Bazıları bu ejderbinicilerini ve dinlerini göze batmaz bulurken bazıları onlara karşı nefreti esirgemiyorlardı.Sonunda korkulan oldu binicilerin ve insanların olduğu bir ziyafette insanlar binicilere saldırdı.çoğu insan o ziyafet odasından canlı çıkamadı buna rağmen binicilerden hiçbiri odadan çıkamadı.Ejderhalar binicilerinin katledildiğini görünce insanlara itaat etmeyi reddedip diyarın her bir tarafına dağıldılar ve yıllarca gittikleri yere ölümler getirdiler.Ama ejder avcıları veye ejderfelaketleri ejderbinicilerinin ilimlerini kullanarak onları birer birer avladı.Bu hikayeyi her insan genç yaşta öğrenir.Eski kahramanlarla birlikte bu binicilerin ilimleride kayboldu ve bilinmeyen diyar artık yasaklı diyar diye anılmaya başladı.
Arthur bu hikayeyi annesinden her gece dinlerdi.Annesi Storm hanesinin bir üyesiydi.Ona zarif Eleinor derlerdi.Tosh Hanesi doğuyu savunuyordu.Yani Yasaklı Diyarın yolunu.Yasaklı Diyar şimdilerde korsanların mekanı olmuştu.Gelen korsan baskınları giderek güçleniyordu.
Bunları düşünürken yatağından yavaşça kalktı.Karısı her zamanki gibi erken kalkmıştı.Üstünü giyindi ve pencereden dışarı baktı.Oğulu Clovis yine talim yapıyordu.Oğlu yıllar önce kralın yaveri olma şerefini yakalamıştı ama Prens Robert Kimmer onla kavga etmişti.Muhbirlerin söylediğine göre fazlası vardı Clovis prensi bir kılıç dövüşünde yenmişti.Ama Prens onu küçük düşürmüş ve onunla alay etmişti.muhbirlere güven olmazdı.Yinede diyelimki doğru konuşuyor 13 yaşındaki çocukları dövüştürenin kim olduğunu merak ediyordu.Kesinlikle arkasında Hunter Hanesi vardı ama kanıtlayamazdı.Kanıt olmadan sözleri güneşteki bir kar tanesinin erime hızından daha hızlı bir sürede unutulurdu.Yinede bu olayı araştırmıştı sonra Kraldan bir şekilde uzaklaşmış olduklarını ve dışlandıklarını görmüştü.Bunla beraber Hunter Hanesi ki Kraliçede bir Hunterdı,Krala oldukça yaklaşmış olduklarını görmüştü.Çok azimli bir hane.Bu düşünceler içindeyken kapı çalındı ve karısı girdi yine o nazik ama arkasında sert emir tonu olan bir sesle 'Arthur!Hemen kalk oğlun bugün 18 yaşına giriyor.Akşama kadar hazırlık yapmalıyız.'dedi.Bu akşam oğluna aile kılıçlarını verecekti.bundan 32 yıl önce babasının ona verdiği gibi.
Akşam olduğunda sancaktarların hepsi Clovisi görmek için gelmişti.Danslar ve şarkılar söylendi.Şaraplar ve biralar su gibi aktıktan sonra tören başladı.Kılıcımı(kalpsöken)çektim ve şunları söyledim'Bundan yıllar önce Garlic Ejderfelaketi Hanemizin Şanlı Kurucusu ve Son ejderin katili.(bunlar söylenirken kupalar masalara vuruluyor ve ritim tutuluyordu)Son ejderin aleviyle bir kılıç dövdü ve ejdehanın kalbini bu kılıçla yerinden söktü.babamın bana verdiği bu kılıcı şimdi ben oğluma şerefle veriyorum'dedikten sonra Clovis kılıcı aldı ve havada salladı.Salonda tezahürat sesleri yükseldi ve Clovisin adını haykırdılar.