Bölüm 1
Ejderha Hırsızının Soy Soygunu
Gri , gürültü ve bok .
Ona Kızıl şehrin ilk akla gelen vasıflarını sorsalardı o bu üç kelimeyi söylerdi . Gerçi kimse ona soru sormazdı o şehrin piçiydi , kral şehrinin .
Yedi krallık…
Sanki bu kelimeler aç karnını doyurabiliyormuş gibi . Maggy Kızıl Kalenin devasa şekline baktı gölgesi onu ve sefil hayatını eziyordu . Kızıl canavar bugüne kadar on isim günü geçirmiş Maggy’e aynı şeyi yapmıştı.
Olduğu yerden kıpırdadı sikkeleri iç çamaşırının içine sakladı . İnsanların , hayvanların ve ikisinin oluşturduğu siluetlerin arasında yürüdü . Hanın kapısına girmeden önce çamur kaplı pantolonunu temizledi eğer bunu yapmasa Gerold’un onu döveceğini biliyordu . Hanın içersinde şarap satmaktan çok içen Gerold’u gördü . Adam 1.80 boylarında boyundan çok enine göbek salan bir hayvandı . Sürekli Maggy’i döverdi ama en kötüsü bu değildi adam onu hep döverdi Maggy buna alışıktı , İşin en şeytancası adamın sarhoş olmak yerine ayık olduğu zamanlarda ona sahip olmasıydı ...
Son bir yılı hayatının en kara günleriydi. Maggy ilk çiçek açtığı zamanlarda Gerold’un tavırları kıza karşı değişmişti daha nazikti ve Maggy ilk zamanlarda bu davranışlarından şüphelenmişti . ‘Üvey babam benim , sevgili/pislik babam’ diye düşündü Maggy . İçi nefet doluydu. Ruhu yedi cehennemin en dibinde olan annesine karşıda öyle … Ve özellikle üvey babası Gerold’a .
O pislik , Maggy’nin annesinin ölmeden önce evlendiği adamların sonuncusuydu zaten annesini de Gerold öldürmüştü . Maggy 6 yaşında olmasına rağmen o günü dün gibi hatırlardı .
Olay zamanı Gerold sahibi olduğu handa karısını 2 şarkıcıyla yakalamıştı . Bu dehşetin sebebiydi. ‘Aptal kadın , hangi fahise kocasının hanında düzüsür ki ‘ Maggy her şeyi görmüş ve üvey babasının , şarkıcıları nasıl domuzu paçalar gibi doğradığını izlemişti . Annesiyse daha azıyla kurtulamamış ve on gün boyunca birer parmağını feda etmişti . ‘Dehset kalesi görmüs aşağılık , yüzersin ve kesersin tek bildiğin bu ‘ O acı dolu on günün sonunda kocası ;
- Artık yüzük parmağını da aldığıma göre kafanı kesebilirim ve inan bana kadın , etini yüzüp şehre yedireceğim , aptal bir fahişenin yumuşak etini kim sevmez ki !
Maggy hepsini duymuştu ve yıllar geçtikçe babası ona daha az kötü davranmamıştı bilhassa son bir yıla kadar bekaretini de alan o pis kokulu adamın artık köpeği olmuştu . Maggy’e kötü davranıyor ve canının istediği zamanlarda da ona sahip oluyordu . Kızın aklında tek bir şey vardı ; kaçmak , uzaklaşmak …
Düşüncesi bile güzeldi ama bunun mümkün olabilmesi için para lazımdı hiç dokunamadığı ve sadece masallarda olduğunu zannettiği altın ejderha …
Bir keresinde handa yemek esnasında bir adamın onu elinde tuttuğunu görmüştü . ‘ Ah bir tanesine sahip olabilsem bu bok kokulu sehirden kaçabilirim ‘ diye düşündü Maggy. ‘ Buranın dısında her yerde yasarım .’
Dorne’a bir katır …
Özgür sehirlere bir gemi …
En merak ettigiyse Surdu .
Maggy oranın tepesinden dünyanın bir ucunun görülebildiğini duymuştu . Siyah pelerin giyen adamın biri etrafındakilere Surdan bahsederken Maggy aptallık edip adama oraya nasıl gitmesi gerektiğini sorduğunda adam ağzında ki birayı tükürüp kahkahalar atmıştı ve Maggy’e;
-Bir üstat bulup kendine alet diktirmeyi başarabilirsen o zaman Sur’a gidebilirsin demişti.
Maggy’nin ilk sorunu aletinin olmayışı değildi onun meteliklere ihtiyacı vardı . Bu sebeple gündüzleri üvey babasının malzeme ihtiyacını karşılamak için balıkçılar rıhtımına gittiği zamanlarda hırsızlık yapıyordu . İlk başlarda ufak şeyler çalarken şimdi daha başarılıydı biraz da tecrübeli . Çaldığı bakır sikkelerin yanında iki tanede gümüşü vardı. Maggy ihtiyacını leydi hanımlardan ve hemcinslerinden karşılamak için çabalıyordu ve Şehir Nöbetçilerinden mümkün olduğunca uzak duruyordu .
Şimdi de o günlerden biriydi üvey babası Maggy’nin geldiğini gördüğünde ;
-Nerde kaldın piç kurusu ? ‘Gerold ona bu kelimeyi söylemeyi çok severdi ‘.
-Geldim efendim. ‘ Ve bu kelimeyi söyletmeyi.’
-Sana dışarıda oyalanma demedi mi ? dedi iri adam.
Bu bir soru değildi adam olduğu yerden kalktı şarabın etkisiyle az daha düşüyordu ama düşmedi yere yuvarlanan kişi Maggy’di adamın sağ eli sertti , her zaman öyle olmuştu . Maggy hiç bir şey söylemedi acının etkisiyle bağırmadı , adamın onu dövmesine izin verdi ‘Sabret yakında geçecek.’
Akşam olduğunda Maggy samandan çok bit olduğunu bildiği yatağındaydı . Sahip olduğu metelikleri yatağının altına sakladı . Tek düşündüğü şeyse bu akşam rahatsız edilip edilmeyeceğiydi . Ama Gerold’un odasında ki bağırışmaları duyduğunda bu düşüncesi silindi . Adam son iki haftadır Maggy’i sadece dövüyordu . Handa çalıştırmak için Cleare isimli bir fahişe almıştı ve geceleri onla uyuyordu .
’Umarım frengi kaparsınız.’ diye düşündü Maggy. ‘ Keske kılıç kullanmayı , seni öldürmek istedigim kadar bilseydim.’ diye devam etti ta ki uykusuna yenilene kadar.
Rüyasında yada olmasını istemediği yerde Maggy korkuyordu . Ölen annesi karşısındaydı . Mavi gözleri büyüktü solgundu ve bir tutam pişmanlık vardı . Maggy’e fısıldıyordu . Kelimeler esen rüzgarla uçup gitti , Maggy hiçbir şey anlamadı ama saklamaya çalıştığı bir duygu vardı ki onu hissetti .
Annesini hala özlüyordu . Nefetle harmanlanmış bu duygu ona hikayeler anlatan saçlarını tarayan o güzel kadını hatırlattı.
Kadın eğildi ve Maggy’i yanağından öptü . Kız annesine sarılmak için hamle yaptı ama rüyası çabuk son buldu . Gözleri görmeden önce burnu şarap kokusu aldı . Uyandığında Gerold’un küfürlerini , bağrışmalarını duydu . Adamın darbelerinden uzaklaştı ve işine döndü . Her zaman olduğu gibi …
Öğlen vakti güneşliydi bu sonbahar vakti az rastlanır bir durumdu. Maggy hanın kapısından çıktı , Aklında ki listede Gerod’un söyledikleri ve kendi yapması gerekenler vardı . Bu sefer ejderha kapısının bulunduğu caddelere girdi. Hep aynı yerde hırsızlık yapmıyordu . Yakalanmak elinin kesilmesine sebep olurdu . ‘O zamanda dilencilik yaparım . Belki Twin Lannister beni altına bogar’ bu düşünce Maggy’i güldürdü . Biraz dolaştıktan sonra caddenin sonunda sade giyimli bir bayan gördü ama sadeliği önemli değildi Maggy kadının taşıdığı keseyi fark etmişti bile . yanına yaklaştı kadının hareketlerini izledi . Siyah bukleleri olan uzun boylu bir kadındı ve birini arıyormuş gibiydi etrafına bakınıyor ve olduğu yerde dönüyordu . Maggy yaklaştı , yaklaştı ve kadının bir adama bir şey sormaya başladığını gördüğü anda sikkeyi sol eliyle kaptı . Hızlı bir hareketle sikke koptu ve Maggynin elinde kaldı . İşin en zor kısmı bundan sonraydı kaçmak ve kaybolmak …
Ama neyse ki bugün şanslıydı ve kadın fark etmedi . Büyük ihtimal sokağın kalabalığı ve telaşlı olması ona bu şansı getirmişti . Sokaklardan geçti kendini kaybettirdi , peşinde birisi varsa tabi . İşin en güzel kısmıysa sikkenin azını açma bölümüydü . İçersinden 3 gümüş çıktı Maggy inanamadı baktı ve dişledi . Şaşkındı öyle giyinmiş bir kadından fazlasını beklememek gerekirdi ama elinde 3 gümüş ve bakır metelikler vardı .
Sevincini iç çamaşırına sakladı . Mutluydu son bir yıldır sadece çaldıklarıyla mutluydu Tanrıların ona verdiği hayatla değil . Ardından bunu duyan Tanrıların gazabı ; arkadan bir elin gömleğini tutması , onu kaldırması ve duvara fırlatası kadar hızlıydı . Maggy çelimsiz bir kızdı ama onu kaldırıp fırlatan kişiye göre tüy kadar hafif olmalıydı. Maggy bir anlık adamın bağırışını duydu ;
-Seni küçük fahişe kiloduna sakladığın şeyi onu açarak mı kazanıyorsun ha ?
Maggy o zaman fark etti adam Lannister muhafızıydı . Bunu üstünde ki kırmızı deriden örgü zırhı ve kırmızı pelerininden anladı . Arması aslandı Maggy bunu biliyordu Kızıl şehirde ki herkes Lannisterların kibirli muhafızlarını bilirdi .
Adam ayağıyla Maggy’e hafifçe vurdu daha çok dürtmek gibiydi ve ona ;
- Suçunun cezasını çekiceksin , şimdi benimle gel fahişe dedi . Ardından kızıl kalenin duvarlarında adam sordu ;
-Kaç yaşındasın ?
- On dedi Maggy ‘Ama onbir olamayacak ‘
Bunu yazmak üç saatimi aldı , Forma dün katıldım . Umarım hikayemin birinci bölümünü beğenirsiniz .
Not :
Anlatmayı Düşündüğüm Karakterler : Maggy , Roose Bolton , Garold , Varys …
Maggy’nin hikayemin ilerleyen bölümlerinde aslında onun TYWİN/CERCEİ VE KÜÇÜK KONSEYİ tarafından ARYA’nın kılığında DEHŞET KALESİ’NE gönderilen kişi olduğunu anlayacağız ve aklımdaki bölümler çooook uzun olaylar , olaylar ve olaylar …
Neyse umarım beğenirsiniz .
https://www.twitter.com/MMaybeOneDay
M. ASLAN
Ejderha Hırsızının Soy Soygunu
Gri , gürültü ve bok .
Ona Kızıl şehrin ilk akla gelen vasıflarını sorsalardı o bu üç kelimeyi söylerdi . Gerçi kimse ona soru sormazdı o şehrin piçiydi , kral şehrinin .
Yedi krallık…
Sanki bu kelimeler aç karnını doyurabiliyormuş gibi . Maggy Kızıl Kalenin devasa şekline baktı gölgesi onu ve sefil hayatını eziyordu . Kızıl canavar bugüne kadar on isim günü geçirmiş Maggy’e aynı şeyi yapmıştı.
Olduğu yerden kıpırdadı sikkeleri iç çamaşırının içine sakladı . İnsanların , hayvanların ve ikisinin oluşturduğu siluetlerin arasında yürüdü . Hanın kapısına girmeden önce çamur kaplı pantolonunu temizledi eğer bunu yapmasa Gerold’un onu döveceğini biliyordu . Hanın içersinde şarap satmaktan çok içen Gerold’u gördü . Adam 1.80 boylarında boyundan çok enine göbek salan bir hayvandı . Sürekli Maggy’i döverdi ama en kötüsü bu değildi adam onu hep döverdi Maggy buna alışıktı , İşin en şeytancası adamın sarhoş olmak yerine ayık olduğu zamanlarda ona sahip olmasıydı ...
Son bir yılı hayatının en kara günleriydi. Maggy ilk çiçek açtığı zamanlarda Gerold’un tavırları kıza karşı değişmişti daha nazikti ve Maggy ilk zamanlarda bu davranışlarından şüphelenmişti . ‘Üvey babam benim , sevgili/pislik babam’ diye düşündü Maggy . İçi nefet doluydu. Ruhu yedi cehennemin en dibinde olan annesine karşıda öyle … Ve özellikle üvey babası Gerold’a .
O pislik , Maggy’nin annesinin ölmeden önce evlendiği adamların sonuncusuydu zaten annesini de Gerold öldürmüştü . Maggy 6 yaşında olmasına rağmen o günü dün gibi hatırlardı .
Olay zamanı Gerold sahibi olduğu handa karısını 2 şarkıcıyla yakalamıştı . Bu dehşetin sebebiydi. ‘Aptal kadın , hangi fahise kocasının hanında düzüsür ki ‘ Maggy her şeyi görmüş ve üvey babasının , şarkıcıları nasıl domuzu paçalar gibi doğradığını izlemişti . Annesiyse daha azıyla kurtulamamış ve on gün boyunca birer parmağını feda etmişti . ‘Dehset kalesi görmüs aşağılık , yüzersin ve kesersin tek bildiğin bu ‘ O acı dolu on günün sonunda kocası ;
- Artık yüzük parmağını da aldığıma göre kafanı kesebilirim ve inan bana kadın , etini yüzüp şehre yedireceğim , aptal bir fahişenin yumuşak etini kim sevmez ki !
Maggy hepsini duymuştu ve yıllar geçtikçe babası ona daha az kötü davranmamıştı bilhassa son bir yıla kadar bekaretini de alan o pis kokulu adamın artık köpeği olmuştu . Maggy’e kötü davranıyor ve canının istediği zamanlarda da ona sahip oluyordu . Kızın aklında tek bir şey vardı ; kaçmak , uzaklaşmak …
Düşüncesi bile güzeldi ama bunun mümkün olabilmesi için para lazımdı hiç dokunamadığı ve sadece masallarda olduğunu zannettiği altın ejderha …
Bir keresinde handa yemek esnasında bir adamın onu elinde tuttuğunu görmüştü . ‘ Ah bir tanesine sahip olabilsem bu bok kokulu sehirden kaçabilirim ‘ diye düşündü Maggy. ‘ Buranın dısında her yerde yasarım .’
Dorne’a bir katır …
Özgür sehirlere bir gemi …
En merak ettigiyse Surdu .
Maggy oranın tepesinden dünyanın bir ucunun görülebildiğini duymuştu . Siyah pelerin giyen adamın biri etrafındakilere Surdan bahsederken Maggy aptallık edip adama oraya nasıl gitmesi gerektiğini sorduğunda adam ağzında ki birayı tükürüp kahkahalar atmıştı ve Maggy’e;
-Bir üstat bulup kendine alet diktirmeyi başarabilirsen o zaman Sur’a gidebilirsin demişti.
Maggy’nin ilk sorunu aletinin olmayışı değildi onun meteliklere ihtiyacı vardı . Bu sebeple gündüzleri üvey babasının malzeme ihtiyacını karşılamak için balıkçılar rıhtımına gittiği zamanlarda hırsızlık yapıyordu . İlk başlarda ufak şeyler çalarken şimdi daha başarılıydı biraz da tecrübeli . Çaldığı bakır sikkelerin yanında iki tanede gümüşü vardı. Maggy ihtiyacını leydi hanımlardan ve hemcinslerinden karşılamak için çabalıyordu ve Şehir Nöbetçilerinden mümkün olduğunca uzak duruyordu .
Şimdi de o günlerden biriydi üvey babası Maggy’nin geldiğini gördüğünde ;
-Nerde kaldın piç kurusu ? ‘Gerold ona bu kelimeyi söylemeyi çok severdi ‘.
-Geldim efendim. ‘ Ve bu kelimeyi söyletmeyi.’
-Sana dışarıda oyalanma demedi mi ? dedi iri adam.
Bu bir soru değildi adam olduğu yerden kalktı şarabın etkisiyle az daha düşüyordu ama düşmedi yere yuvarlanan kişi Maggy’di adamın sağ eli sertti , her zaman öyle olmuştu . Maggy hiç bir şey söylemedi acının etkisiyle bağırmadı , adamın onu dövmesine izin verdi ‘Sabret yakında geçecek.’
Akşam olduğunda Maggy samandan çok bit olduğunu bildiği yatağındaydı . Sahip olduğu metelikleri yatağının altına sakladı . Tek düşündüğü şeyse bu akşam rahatsız edilip edilmeyeceğiydi . Ama Gerold’un odasında ki bağırışmaları duyduğunda bu düşüncesi silindi . Adam son iki haftadır Maggy’i sadece dövüyordu . Handa çalıştırmak için Cleare isimli bir fahişe almıştı ve geceleri onla uyuyordu .
’Umarım frengi kaparsınız.’ diye düşündü Maggy. ‘ Keske kılıç kullanmayı , seni öldürmek istedigim kadar bilseydim.’ diye devam etti ta ki uykusuna yenilene kadar.
Rüyasında yada olmasını istemediği yerde Maggy korkuyordu . Ölen annesi karşısındaydı . Mavi gözleri büyüktü solgundu ve bir tutam pişmanlık vardı . Maggy’e fısıldıyordu . Kelimeler esen rüzgarla uçup gitti , Maggy hiçbir şey anlamadı ama saklamaya çalıştığı bir duygu vardı ki onu hissetti .
Annesini hala özlüyordu . Nefetle harmanlanmış bu duygu ona hikayeler anlatan saçlarını tarayan o güzel kadını hatırlattı.
Kadın eğildi ve Maggy’i yanağından öptü . Kız annesine sarılmak için hamle yaptı ama rüyası çabuk son buldu . Gözleri görmeden önce burnu şarap kokusu aldı . Uyandığında Gerold’un küfürlerini , bağrışmalarını duydu . Adamın darbelerinden uzaklaştı ve işine döndü . Her zaman olduğu gibi …
Öğlen vakti güneşliydi bu sonbahar vakti az rastlanır bir durumdu. Maggy hanın kapısından çıktı , Aklında ki listede Gerod’un söyledikleri ve kendi yapması gerekenler vardı . Bu sefer ejderha kapısının bulunduğu caddelere girdi. Hep aynı yerde hırsızlık yapmıyordu . Yakalanmak elinin kesilmesine sebep olurdu . ‘O zamanda dilencilik yaparım . Belki Twin Lannister beni altına bogar’ bu düşünce Maggy’i güldürdü . Biraz dolaştıktan sonra caddenin sonunda sade giyimli bir bayan gördü ama sadeliği önemli değildi Maggy kadının taşıdığı keseyi fark etmişti bile . yanına yaklaştı kadının hareketlerini izledi . Siyah bukleleri olan uzun boylu bir kadındı ve birini arıyormuş gibiydi etrafına bakınıyor ve olduğu yerde dönüyordu . Maggy yaklaştı , yaklaştı ve kadının bir adama bir şey sormaya başladığını gördüğü anda sikkeyi sol eliyle kaptı . Hızlı bir hareketle sikke koptu ve Maggynin elinde kaldı . İşin en zor kısmı bundan sonraydı kaçmak ve kaybolmak …
Ama neyse ki bugün şanslıydı ve kadın fark etmedi . Büyük ihtimal sokağın kalabalığı ve telaşlı olması ona bu şansı getirmişti . Sokaklardan geçti kendini kaybettirdi , peşinde birisi varsa tabi . İşin en güzel kısmıysa sikkenin azını açma bölümüydü . İçersinden 3 gümüş çıktı Maggy inanamadı baktı ve dişledi . Şaşkındı öyle giyinmiş bir kadından fazlasını beklememek gerekirdi ama elinde 3 gümüş ve bakır metelikler vardı .
Sevincini iç çamaşırına sakladı . Mutluydu son bir yıldır sadece çaldıklarıyla mutluydu Tanrıların ona verdiği hayatla değil . Ardından bunu duyan Tanrıların gazabı ; arkadan bir elin gömleğini tutması , onu kaldırması ve duvara fırlatası kadar hızlıydı . Maggy çelimsiz bir kızdı ama onu kaldırıp fırlatan kişiye göre tüy kadar hafif olmalıydı. Maggy bir anlık adamın bağırışını duydu ;
-Seni küçük fahişe kiloduna sakladığın şeyi onu açarak mı kazanıyorsun ha ?
Maggy o zaman fark etti adam Lannister muhafızıydı . Bunu üstünde ki kırmızı deriden örgü zırhı ve kırmızı pelerininden anladı . Arması aslandı Maggy bunu biliyordu Kızıl şehirde ki herkes Lannisterların kibirli muhafızlarını bilirdi .
Adam ayağıyla Maggy’e hafifçe vurdu daha çok dürtmek gibiydi ve ona ;
- Suçunun cezasını çekiceksin , şimdi benimle gel fahişe dedi . Ardından kızıl kalenin duvarlarında adam sordu ;
-Kaç yaşındasın ?
- On dedi Maggy ‘Ama onbir olamayacak ‘
Bunu yazmak üç saatimi aldı , Forma dün katıldım . Umarım hikayemin birinci bölümünü beğenirsiniz .
Not :
Anlatmayı Düşündüğüm Karakterler : Maggy , Roose Bolton , Garold , Varys …
Maggy’nin hikayemin ilerleyen bölümlerinde aslında onun TYWİN/CERCEİ VE KÜÇÜK KONSEYİ tarafından ARYA’nın kılığında DEHŞET KALESİ’NE gönderilen kişi olduğunu anlayacağız ve aklımdaki bölümler çooook uzun olaylar , olaylar ve olaylar …
Neyse umarım beğenirsiniz .
https://www.twitter.com/MMaybeOneDay
M. ASLAN