Buz ve Ateşin Şarkısı serisinde bildiğiniz gibi önemli ve pov karakterlerin büyük bir bölümü 5-15 yaşları arasında. Ve karakterler arasında özellikle Robb, Dany, Sansa bazı Joffrey nedenlerle serinin nefret edilen karakterleri. Peki, gerçekten de nefret edilmesi mi gerekiyor?
Joffrey : Serinin en çok nefret edilen karakteri. 12 yaşında, babasından sürekli nefret görürken annesi her istediğini yapmış ve aşırı sevgi göstermiş. Kardeşleri var ama annesi sanki tek çocukmuş gibi davranıyor. Bu tarz büyütülen çocukların özellikle ergenlik dönemleri çok sancılı geçer çünkü kişilik bozukluklarının en çok kendini gösterdiği ve beyinle karar verilmeyen dönem bu dönemdir. Eğer Robert zamansız ölmeyip de Joffrey 20 yaşlarında tahta çıksa tabii ki yine birçok hata yapacaktır ama nispeten daha çok düşünerek karar verecektir.
Sansa : Serinin başından beri en çok kızılan Stark. Hatta nefret edenler bile var ki ben de bunlardan biriydim. Çünkü sevilen kardeşi Arya’nın tam aksine tamamen soyluluk kokan hareketleri özellikle çoğu kişiyi sinir ediyordu. Seyahat sırasında Arya’ya destek vermeyip sessiz kalması, hatalı olmasına rağmen kardeşini suçlayarak ona soğuk davrandı. Ardından Cersei’ye babasının onu göndermek istediğini ve bir şeyler yapmasını istemesiyle Stark Katliamı’nın başlamasını belki de erkene aldı. Ama çoğu arkadaşın söylediği gibi ilk yaptığı hatanın sebebi gelecekteki eşine ihanet etmeme isteği ve kardeşine gösterdiği tepki de zaten çocukça. O güne kadar prens, şövalye hikâyeleriyle büyüyen bir çocuğun, prensin kötü davranmasını düşünmesini beklememeliyiz. Zaten GRRM bu karakteri yazarken ilk kitapta nefret etmemizi, ikinci ve üçüncü kitapta acımamızı ve dördüncü kitapta sevmemizi istediğini düşünüyorum.
Dany : 14 yaşında başladığı seride şuan 16 yaşında. Çocukluğunun nasıl geçtiğini söylemiyorum çünkü forumda bilmeyen kimse yok. Her şeyi geçtim 14 yaşında resmen ayı gibi bir yabaniye satılıyor ki hatırlarsınız abisi satışı yaparken ” tahtı almak için sadece Khal değil, tüm Khalasar’ı üstünden geçse umurumda değil” tarzı bir şey söylemiştir ki ülkemizde çocuk gelinlerin intihar oranı düşününce nasıl bir travma oluşturacağını hayal bile edemem. Bir şekilde bu duruma alışmaya çalışırken abisi sürekli sorun çıkarıyor ki yine hatırlarsınız, sıvı altınla taçlanmasına kadar öyle yetişkin gibi davrandı ki, yaşını unutmamıza sebep oldu.
Ardından da bir şekilde kocasını tahtını almaya ikna etti, ama bu sefer de iyi niyetinin kurbanı oldu, o yaşta kızlar iyilik timsali olmaya çalışır, ama etrafındaki herkes kendisi gibi olamaz. Sonucunda da kocasını ve oğlunu yitirdi. Bu kıza gösterilen tepkilerin biri de Qarth girişinde atarlanması ama el insaf, çölden geçmiş, khalasarının yarısını kaybetmiş ve aç ve susuz kalmış, kendini kraliçe olarak gören bir kızın yalvarması gerektiğini düşünmüyorsunuz sanırım.
Son olarak da gerçekten çok başarılı ve farklı taktiklerle köle şehirlerini fethetti. Bu sırada aşığının (en azından Jorah aşık) aslında en başından beri kendisine ihanet ettiğini öğreniyor. Meeren’i almasında yardımcı olmasına rağmen kovuyor onu çünkü Jorah Mormont hala haklı olduğunu düşünüyorki hatırlarsınız, sürekli lütfen özür dile diyor. Ardından da genç komutana âşık oluyor ki kız daha 16 yaşında ve ergenlik cinsel isteğinin zirve noktasıdır bu yaş. Bu yüzden kaşar muamelesi yapmak yanlış diye düşünüyorum. Yönetim açısından da Robb’daki sorunla burada da karşılaşıyoruz, son kararı ne kadar krallar verse de ülkeyi danışmanlar yönetir. Ve köleliğin sınırlı olarak geri getirilmesi çok da mantıksız değil.
Robb : Benim kitaptaki en sevdiğim karakterlerden biri. Babası gibi davranmaya çalışmaktan başka yaptığı bir şey yok bence. Babası tutuklanır tutuklanmaz sancaktarlarını toplayarak güneye iniyor. Tüm sancaktarlarının saygısını kazanarak ve ordunun idaresini kendi alarak üstelik. Krallığı ilan etmesi tartışılır ama ben haksız olduğunu düşünmüyorum. Ama fırsatçı demek çok basit kaçıyor çünkü aynı babası gibi Stannis’e katılmayı düşünüyordu ama Stannis’in o sırada nerdeyse hiç gücü yoktu. Renly’ye de krallığını ilan ettikten sonra ittifak için gitti. Doğru yanlış tartışılır ama tahmin ettiği ittifaklar (vadi) olmayınca mecbur kaldı Ve ergenliğinin zirve yaptığı ilk nokta ise savaşın sadece savaşlardan oluştuğunu düşünmesi ki bunun böyle olmadığını çok acı bir şekilde öğrendi. İkinci zirvesi ise Jeyne beraberliği aslında bu olay bile Eddard’ın Jon’un babası olamayacağını çok net gösteriyor. Eğer Robb’un hatası varsa bunlar siyasi yeterlilikteki danışmanlarının olmaması ve ergenliğinin verdiği cinsel istek ve aşk. Ancak Robb ''Ölümüne üzünülmeyecek bir karakter değil''. Hele ki Eddard'ı çok sevip Robb'dan nefret etmek çok ilginç bence.
Joffrey : Serinin en çok nefret edilen karakteri. 12 yaşında, babasından sürekli nefret görürken annesi her istediğini yapmış ve aşırı sevgi göstermiş. Kardeşleri var ama annesi sanki tek çocukmuş gibi davranıyor. Bu tarz büyütülen çocukların özellikle ergenlik dönemleri çok sancılı geçer çünkü kişilik bozukluklarının en çok kendini gösterdiği ve beyinle karar verilmeyen dönem bu dönemdir. Eğer Robert zamansız ölmeyip de Joffrey 20 yaşlarında tahta çıksa tabii ki yine birçok hata yapacaktır ama nispeten daha çok düşünerek karar verecektir.
Sansa : Serinin başından beri en çok kızılan Stark. Hatta nefret edenler bile var ki ben de bunlardan biriydim. Çünkü sevilen kardeşi Arya’nın tam aksine tamamen soyluluk kokan hareketleri özellikle çoğu kişiyi sinir ediyordu. Seyahat sırasında Arya’ya destek vermeyip sessiz kalması, hatalı olmasına rağmen kardeşini suçlayarak ona soğuk davrandı. Ardından Cersei’ye babasının onu göndermek istediğini ve bir şeyler yapmasını istemesiyle Stark Katliamı’nın başlamasını belki de erkene aldı. Ama çoğu arkadaşın söylediği gibi ilk yaptığı hatanın sebebi gelecekteki eşine ihanet etmeme isteği ve kardeşine gösterdiği tepki de zaten çocukça. O güne kadar prens, şövalye hikâyeleriyle büyüyen bir çocuğun, prensin kötü davranmasını düşünmesini beklememeliyiz. Zaten GRRM bu karakteri yazarken ilk kitapta nefret etmemizi, ikinci ve üçüncü kitapta acımamızı ve dördüncü kitapta sevmemizi istediğini düşünüyorum.
Dany : 14 yaşında başladığı seride şuan 16 yaşında. Çocukluğunun nasıl geçtiğini söylemiyorum çünkü forumda bilmeyen kimse yok. Her şeyi geçtim 14 yaşında resmen ayı gibi bir yabaniye satılıyor ki hatırlarsınız abisi satışı yaparken ” tahtı almak için sadece Khal değil, tüm Khalasar’ı üstünden geçse umurumda değil” tarzı bir şey söylemiştir ki ülkemizde çocuk gelinlerin intihar oranı düşününce nasıl bir travma oluşturacağını hayal bile edemem. Bir şekilde bu duruma alışmaya çalışırken abisi sürekli sorun çıkarıyor ki yine hatırlarsınız, sıvı altınla taçlanmasına kadar öyle yetişkin gibi davrandı ki, yaşını unutmamıza sebep oldu.
Ardından da bir şekilde kocasını tahtını almaya ikna etti, ama bu sefer de iyi niyetinin kurbanı oldu, o yaşta kızlar iyilik timsali olmaya çalışır, ama etrafındaki herkes kendisi gibi olamaz. Sonucunda da kocasını ve oğlunu yitirdi. Bu kıza gösterilen tepkilerin biri de Qarth girişinde atarlanması ama el insaf, çölden geçmiş, khalasarının yarısını kaybetmiş ve aç ve susuz kalmış, kendini kraliçe olarak gören bir kızın yalvarması gerektiğini düşünmüyorsunuz sanırım.
Son olarak da gerçekten çok başarılı ve farklı taktiklerle köle şehirlerini fethetti. Bu sırada aşığının (en azından Jorah aşık) aslında en başından beri kendisine ihanet ettiğini öğreniyor. Meeren’i almasında yardımcı olmasına rağmen kovuyor onu çünkü Jorah Mormont hala haklı olduğunu düşünüyorki hatırlarsınız, sürekli lütfen özür dile diyor. Ardından da genç komutana âşık oluyor ki kız daha 16 yaşında ve ergenlik cinsel isteğinin zirve noktasıdır bu yaş. Bu yüzden kaşar muamelesi yapmak yanlış diye düşünüyorum. Yönetim açısından da Robb’daki sorunla burada da karşılaşıyoruz, son kararı ne kadar krallar verse de ülkeyi danışmanlar yönetir. Ve köleliğin sınırlı olarak geri getirilmesi çok da mantıksız değil.
Robb : Benim kitaptaki en sevdiğim karakterlerden biri. Babası gibi davranmaya çalışmaktan başka yaptığı bir şey yok bence. Babası tutuklanır tutuklanmaz sancaktarlarını toplayarak güneye iniyor. Tüm sancaktarlarının saygısını kazanarak ve ordunun idaresini kendi alarak üstelik. Krallığı ilan etmesi tartışılır ama ben haksız olduğunu düşünmüyorum. Ama fırsatçı demek çok basit kaçıyor çünkü aynı babası gibi Stannis’e katılmayı düşünüyordu ama Stannis’in o sırada nerdeyse hiç gücü yoktu. Renly’ye de krallığını ilan ettikten sonra ittifak için gitti. Doğru yanlış tartışılır ama tahmin ettiği ittifaklar (vadi) olmayınca mecbur kaldı Ve ergenliğinin zirve yaptığı ilk nokta ise savaşın sadece savaşlardan oluştuğunu düşünmesi ki bunun böyle olmadığını çok acı bir şekilde öğrendi. İkinci zirvesi ise Jeyne beraberliği aslında bu olay bile Eddard’ın Jon’un babası olamayacağını çok net gösteriyor. Eğer Robb’un hatası varsa bunlar siyasi yeterlilikteki danışmanlarının olmaması ve ergenliğinin verdiği cinsel istek ve aşk. Ancak Robb ''Ölümüne üzünülmeyecek bir karakter değil''. Hele ki Eddard'ı çok sevip Robb'dan nefret etmek çok ilginç bence.