1. Bölüm
Su Bahçeleri'nden ayrıldığı gün,babası sandalyesinde yükselip yanaklarını öpmüştü."Dorne'un kaderi sana bağlı,kızım," demişti eline bir parşömeni bastırırken."Çabuk git,güvenle git,gözüm,kulağım ve sesim ol...ama her şeyden önemlisi,
kendine dikkat et."
"Peki,baba."Gözyaşı dökmemişti.Arianne Martell Dorne prensesiydi ve Dorne'lular suyun heba olmasına izin vermezlerdi.Samimi bir düşünce,diye düşündü.Arianne'in gözlerini yaşartan şey babasının öpücükleri ya da boğuk sesli kelimeleri değildi,ayağını kaldırmak için gösterdiği çabaydı,titrek bacaklarıydı,gutla şişmiş eklemleriydi.Babası onu seviyordu.Ona güveniyordu.
Bana inanıyor.Onu hayal kırıklığına uğratmayacağım.
7 kişi kumlu Dorne yollarından geçip yolculuklarına başladılar.Küçük kafileleri hızlı yol alıyordu,ama Dorne varisi yalnız at sürmüyordu.İnayet'li Daemon Kum;piç;Prens Oberyn'in eski yaveri,artık Arianne'in yeminli kalkanıydı.Güneş Mızrağından iki genç ve cesur şövalye,Joss Hood ile Garibald Shells'de kılıcını Daemon'a sunmuştu.Su Bahçeleri'nden yedi kuzgunuyla gelen genç ve uzun boylu bir çocuk önden gidip onlara yol gösteriyordu.Delikanlının adı Nate'ti,fakat kuşlarla o kadar çok zaman geçirmişti ki,artık herkes ona Kuş Tüyü diyordu.Ayrıca prensesin yanında ona eşlik edecek kadınlar da olması gerekiyordu,bu yüzden güzel Jayne Ladybright ve vahşi tabiatlı,on dört yaşında bir bakire olan Ellaria Kum'da kafileye dahil edilmişti.
Toland'ların kalesi Ghost Hill'de onların Dorne Denizini geçmelerini sağlayacak bir gemiye bineceklerdi.Oraya ulaşmak için kuzeye yolculuk edip çöllerden geçmişler,beyaz kumsallarda yolculuk etmişlerdi."Bana haberleriniz olduğunda bir kuzgun gönderin," demişti Prens Doran kızına,"ama sadece doğruluğundan emin olduğunuz şeyleri yazın.Burada dedikoduların ve yalanların içinde kaybolduk.Gerçekten ne olduğunu bilmeden harekete geçmeye cesaret edemem."
Olan şey savaş,diye düşündü Arianne.
Ve bu sefer Dorne kenarda kalıp olanları izlemeyecek.
"Felaket ve ölüm geliyor," diye uyarmıştı Ellaria Kum onları,Prens Doran'dan ayrılmak için izin istemeden önce."Küçük yılanlarımın hayatta kalmak için dağılmalarının zamanı geldi."Ellaria babasının Hellholt'taki kalesine gitmişti.Yanına yedi aşında yeni giren kızı Loreza'yı da almıştı.Dorea Su Bahçeleri'nde kalmıştı.Obella Manfrey Martell'in karısının kadeh taşıyıcısı olmak için Güneş Mızrağına gönderilmişti.Ve Elia Kum,Ellaria ve Prens Oberyn'in en büyük kızı,Dorne Denizi'ni Arianne ile birlikte geçmeye karar vermişti.
Kumları iki uzun günde geçtiler ve atlarını değiştirmek için üç kere durdular.Arianne kendini yalnız hissediyordu,çevresi yabancılarla sarılmıştı.Elia onun kuzeniydi ama yarı çocuktu ve Daemon Kum...Doran Martell,Daemon'un Arianne ile evlenmesine izin vermediği için,Daemon ile araları hiç bir zaman eskisi gibi olmayacaktı.
Daemon o teklifi yaptığında daha çocuktu,piç doğumluydu,Dorne Prensesi için uygun bir eş adayı değildi,teklifinin reddedileceğini bilmeliydi.Ve bu babamın emriydi,benim değil.Kafilenin geri kalanını doğru düzgün tanımıyordu bile.
Arianne arkadaşlarını özlüyordu.Drey,Garin ve tatlı Slyva küçüklüğünden beri hayatının parçası olmuşlardı,onlarla düşlerini ve sırlarını paylaşmıştı,üzgün olduğu zamanlarda onlarda teselli bulmuştu.İçlerinden biri ona ihanet etmişti,ama Arianne yine de hepsini özlüyordu.Ama bu benim suçumdu.Arianne Myrcella Baratheon'a taç giydirmek istemişti ve planına onları kendisi dahil etmişti,ama içlerinden birinin boşboğazlığı yüzünden bu planı gerçekleştirememişti.Beceriksizce tasarlanmış bir plandı ve zavallı Myrcella'nın yüzünün yarını kaybetmesine Sör Arys Oakheart'ın ölümüne neden olmuştu.
Arianne Arys'i de özlyordu,tahmin ettiğinden daha çok.
Beni çılgınca sevdi,dedi kendi kendine.
Ama ben ondan sadece hoşlanıyordum.Onu yatağımda ve planımda kullandım,aşkını ve onurunu aldım ve ona vücudumdan başka hiçbir şey vermedim
Bizim yaptıklarımız yüzünden yaşayamadı
Aptal bir kızdan başka bir şey değildim ve taht oyununu bir sarhoş gibi oynuyordum.
Ama aptallığının bedelini ağır ödemişti.Drey Norvos'a gönderilmişti,Garin Tyrosh'ta iki yıl sürgün hayatı yaşayacaktı,tatlı Slyva'ı büyükbabası olacak yaşlı bir adam olan Eldon Estermont ile evlendirilmişti.Sör Arys hayatıyla ödemişti ve Prenses Myrcella'da bir kulağıyla.
Sadece Sör Gerold Dayne zarar görmeden kurtulmayı başarmıştı.
Darkstar.Gerold Dayne Myrcella'yı öldürmeye teşebbüs etmişti.
Dayne Arianne'in en büyük günahıydı.Kılıcıyla Arianne'in beceriksiz planını kirli ve kanlı bir işe döndürmüştü.Tanrıla merhametliyse,Obara Kum şimdiye onu öldürmüş olurdu.
Arianne bu kadarını bir gece kamp kurarlarken Daemon'a da söylemişti."Ne için dua ettiğinize dikkat edin,prenses" demişti Daemon."Gerol Dayne Obara'nın işini kolayca bitirebilir."
"Sör Areo'da onunla birlikte," demişti Arianne.Prens Doran'ın muhafız kaptanı,Sör Arys'in kafasını tek bir darbeyle koparmıştı ve Kral Muhafızları krallıktaki en güçlü şövalyeler olarak kabul edilirdi."Hiçbir erkek Areo'nun karşısında duramaz."
"Darkstar'ın olduğu şey bu mu?Bir erkek?"Sör Daemon yüzünü ekşitti."Bir erkek Myrcella'ya onun yaptığı şeyi yapmazdı.Sör Gerold,amcanızın olduğundan daha fazla yılan.Prens Oberyn bir keresinde Gerold'un zehirli olduğunu söylemişti.Onu öldürmek için buralarda olmaması çok üzücü."
Zehir,diye düşündü Arianne.
Evet.Ama yakışıklı bir zehirdi.Arianne'i böyle kandırmıştı.Gerold Dayne güçlü ve acımasızdı,ama o kadar güzeldi ki prenses onun hakkında duyduğu hikayelerin yarısına inanmamıştı.Yakışıklı erkekler her zaman Arianne'in zayıf noktası olmuştu,özellikle de gizemli ve tehlikeli olanlar.
Bu öncedendi,ben küçük bir kızken,dedi kendi kendine.
Artık bir kadınım,babamın kızıyım.Dersimi aldım.