Şampiyon:Baratheon FC
İkinci:Stark FC
Üçüncü:Lannister SK
Ligden Düşen:Targaryen FC
2012-2013 SEZONU ÖNCESİ OLAN TRANSFERLER VE GELDİKLERİ TAKIMLAR
Stark FC:
-Jon Umber (Umberspor)
-Rodrik Cassel (Cassel Büyükşehir Belediye)
-Rickon Stark (Altyapı)
awoiaf'da eddard stark'ın ölmediği hakkında garip teoriler var? siz ne düşünüyorsunuz? Şahsen hepsi mantıklı değil ama Sansa ve Catelyn'in cesed hakkındaki düşünceleri bana "yoksa..." dedirtiyor.
George R.R. Martin’in ‘A Song of Ice and Fire’ serisindeki olaylar İngiltere tarihinden ilham alınarak yaratıldı. 15. Yüzyılda York ve Lancaster hanedanlarının savaştığı Güller Savaşı, Stark ve Lannister ailelerinin çatışmasının esin kaynağı oldu.
‘Game of Thrones’da olayların birçoğunun geçtiği Westeros kıtası ile Britanya arasındaki coğrafi benzerlikler de dikkat çekiyor.
Dizinin Emmy ödüllü başlangıç jeneriği, her bölümde, bölümün geçtiği mekanlara göre farklılaşıyor.
Peter Dinklage, dizinin yapımcılarının ve serinin yazarı George R.R. Martin’in Tyrion Lannister rolü için ilk ve tek tercihiydi. Yapımcılar Dinklage’tan başka birisini bulmaya bile çalışmadılar.
Sean Bean, Dinklage gibi, Eddard Stark rolü için ilk tercihti. Ancak Bean’in rolü kabul etmemesi ihtimaline karşın seçmeler yapıldı.
Dizide Sansa Stark’ı oynayan Sophie Turner ve Arya’yı oynayan Maisie Williams, çok farklı karakterlere sahip iki kız kardeşi oynamalarına rağmen gerçek hayatta çok iyi arkadaşlar.
George R.R. Martin, dizide Osha’yı canlandıran Natalia Tena’nın rol için hiç uygun olmadığını düşünürken, seçmelerdeki performansından çok etkilendi.
Jaime Lannister rolündeki Nikolaj Coster-Waldau, Tyrion’un Joffrey’yi tokatladığı sahnenin 10 dakika boyunca tekrarlandığı videoyu izlemeyi çok sevdiğini söyledi.
Joffrey Baratheon’u canlandıran Jack Gleeson, George R.R. Martin’den ‘Muhteşem performansın için seni tebrik ederim, herkes senden nefret ediyor.’ diyen bir mektup aldı. Martin, Gleeson’dan iyi ve dost canlısı bir genç adam olarak bahsediyor.
Theon Greyjoy rolündeki Alfie Allen, İngiliz şarkıcı Lily Allen’ın erkek kardeşi. Lily Allen, ‘Alfie’ isimli şarkısını erkek kardeşi için yazmış.
Alfie Allen çıplak olduğu sahnede formda gözükebilmek için iki gün boyunca yemek yemedi ve kaslarının daha belirgin gözükmesi için sadece şarap içti.
Jason Momoa, Khal Drogo karakteri için yapılan seçmelerde, Yeni Zelanda’ya özgü bir savaş dansı olan Haka dansıyla yapımcıların dikkatini çekti. Dizide ilk sezonunda da Khal Drogo’nun sahnelerinde Haka dansından izler görülüyordu.
Carice van Houten, ikinci sezon için yapılan seçmelerde, Melisandre karakterini canlandırmak üzere ekibe dahil oldu. Hollandalı aktris Cersei Lannister rolü için yapılan seçmelere çağrılmış ancak katılamamıştı.
‘A Song of Ice and Fire’ serisindeki beş kitabı seslendiren Roy Dotrice, 224 farklı karakteri seslendirerek Guinness Rekorlar Kitabı’na girdi. George R.R. Martin’in yakın arkadaşı olan Dotrice, ayrıca dizinin ikinci sezonununda Hallyn karakterini canlandırıyor.
Dizideki oyuncuların büyük bir kısmı serideki kitapları okumadıklarını itiraf etti. Çoğu, oyunculuklarını etkilememesi için karakterlere ne olduğunu bilmek istemediklerini söyledi.
Daenerys Targaryen’ı canlandıran Emilia Clarke, gerçek hayatta ejderhalardan bahsederken tıpkı dizide olduğu gibi ‘çocuklarım’ ifadesini kullanıyor.
Jason Momoa, ilk sezonun sekizinci bölümünde dövüştüğü adamın dilini gırtlağından söktüğü sahneyi rüyasında gördü. Rüyasını anlattığı yazarlar, bölümün senaryosunu oyuncunun rüyasına göre değiştirmeye karar verdi.
Martin, kendisine sık sık yöneltilen, dizinin kitapların gidişatını etkileyip etkilemeyeceği sorusunu ‘Hayır’ diye yanıtlıyor. George R.R. Martin, seriyi tamamlayamadan ölmesi ihtimaline karşın, D.B. Weiss ve David Benioff’a seriyi nasıl sonlandırmayı planladığını söyledi.
Martin, yapımcılarla, her sezon bir bölümün senaryosunu yazmak üzere anlaştı. İkinci sezonun dokuzuncu bölümünün senaryosu Martin’e ait.
Seri için Dothraki dilini yaratan isim, dil bilimci David Peterson. Kitapta kullanılan az sayıdaki cümle ve kalıptan yola çıkarak yaratılan dil, şu anda 3000’den fazla kelimeye sahip.
Dizideki Daenerys Targaryen’a hediye edilen ejderha yumurtalarının tasarımcısı, tasarladığı yumurtalardan birini, George R.R. Martin ve 2011 yılında evlendiği Parris McBride’a düğün hediyesi olarak verdi.
,
Dizide oynayan oyunculardan bazıları Harry Potter serisinde de rol aldı. Seride, David Bradley (Lord Walder Frey) hademe Argus Finch’i, Natalia Tena (Osha) Nymphadora Tonks’u ve Michelle Fairley (Catelyn Stark) Hermione’nin annesini canlandırmıştı.
Dizinin ilk sezonunda Stark çocuklarının ala kurtlarını yetişkin köpekler canlandırırken, ikinci sezonda, hikayeye göre gittikçe büyüyen kurtlar, özel efektler kullanarak yaratıldı.
Dizide kullanılan zırhlar, görüntü olarak son derece gerçekçi tasarlanmış olmalarının yanı sıra gerçek zırhların ağırlığına sahip.
Inn at the Crossroads adlı blogun yazarları, içinde George R.R. Martin’in kitapta tasvir ettiği yüzden fazla yemeğin tarifinin bulunduğu, ‘A Feast of Ice and Fire’ (Buz ve Ateşin Ziyafeti) adlı bir yemek kitabı çıkardılar.
Alıntı:http://fotogaleri.ntvmsnbc.com/game-of-thrones-hakkinda-bilmedikleriniz.html?position=18
Çoğu bildiğimiz şeyler ama Walder Frey ve Osha olayını şuan farkettim :D Umarım daha önce paylaşılmamıştır.
Prens Rhaegar Targaryen, 2.Aerys’in büyük oğlu ve tahtın varisiydi. Aynı zamanda Ejderha Kayası prensiydi. Rhaegar sıradan halk arasında çok populerdi. Rhaegar, Robert’in İsyanı’nda hayatını kaybetti. Bu isyanı tetikleyen Lyanna Stark’ın Rhaegar tarafından zorla kaçırıldığının iddia edilmesiydi. Rhaegar, Targaryen Hanesi’ne bağlı kişiler tarafından kahraman biri olarak hatırlanır.
Karakter ve Dış Görünüş
Rhaegar son derece zeki biriydi ve kafasına koyduğu şeyi yapardı. Yetenekli bir müzisyen ve şövalye olduğu düşünülürdü. Summerhall un Gölgesinden derinden etkilenmişti çünkü Rhaegar keder içinde doğmuştu ve zaman zaman hüzünlü olması buna bağlanırdı.
Çoğu kişi Rhaegar’ı saygıyla anar. Hatta bunlardan biri Robert’in en iyi arkadaşı Ned Stark’dır. Jaime hala Rhaegar ın sesinin güçlü tonunu hatırlar. Rhaegar uzun ve yakışıklı biriydi. Koyu menekşe rengi gözleri vardı ve Targaryenlere özgü gümüşi rengi saçları vardı. Kardeşi Daenerys Targaryen çoğu kez Rhaegar ile karşılaştırılırdı ve bu karşılaştırma onun için iltifat olarak kullanılırdı.
Gençliği
Prens Rhaegar, Kral 2.Aerys ve Kraliçe Rhaella nın ilk oğullarıdır. 259 AL’de doğmuştur. Ayrıca aynı gün Summerhall Trajedisi gerçekleşmiştir. Çocukken takıntılı derecede kitap okurdu ve bu durum onun alışkanlıkları hakkında şakalar yapılmasına neden olmuştur. Başlarda savaşçı alışkanlıklara karşı pek eğilimi olmamasına rağmen ilerleyen zamanlarda meşhur bir savaşçı olmuştur. Fakat görünüşe göre kendisinin bu alanda sivrilmesinin nedeni okuduğu bir şeyden etkilenmesidir.
Rhaegar 17 yaşında şövalye olmuştur. Bütün raporlar kendisinin son derece yetenekli ve becerikli bir savaşçıya dönüştüğünü belirtir. Kendini hep turnuvalardan ayrı tutardı ama yine de nadiren de olsa müsabakalara katılırdı. İnsanlar Rhaegar ın arpını mızrağından daha çok sevdiğini söylerler.
Rhaegar arpıyla birlikte Summarhall kalıntılarını sıkça ziyaret etmeyi severdi. Döndüğünde şarkılarını öyle güzel söylerdi ki bu şarkılar kadınların göz yaşları akıtmasına neden olurdu. Rhaegar sık sık soğuk duruşlu, yalnız ve kitapsever biri olarak tasvir edilmesine rağmen, Cersei Lannister'ın bir keresinde belirttiğine göre, sıradan insanlar Tywin Lannister için Kral 2.Aerys’e nazaran iki kat daha fazla tezahürat yapmışlardı ama Tywin Lannister için yaptıkları tezahürat Rhaegar için yaptıklarının yarısı kadardı. Jaime hala Rhaegar’ın iyi bir kral olabileceğini düşünür. Üç tane krala hizmet eden Barristan Selmy ise Rhaegar ın üçünün toplamından da daha iyi olacağını düşünür.
Myles Mooton ve Richard Lonmouth, Rhaegar’ın korumalarıydı. Rhaegar ikisini de şövalye yapmıştır ve kendileri yakın arkadaşı olarak kalmışlardır. Lord Jon Connington da Rhaegar’ın iyi bir arkadaşıydı fakat en yakın ve eski arkadaşı Sör Arthur Dayne’di. Kral Aerys henüz deli olmadığı zamanlarda ilk kuzeni olan Steffon Baratheon’u, evlenecek kız kardeşi olmayan Rhaegar için uygun bir eş araması için göndermiştir. Araması sonuçsuz kalmıştır. İlerleyen zamanlarda Rhaegar, Dorne Prensesi Elia Martell ile evlenmiştir. Bu evlilikten Rhaenys isimli bir kızı ve Aegon isimli bir oğlu olmuştur.
Elia, Rhaenys’i doğurduktan sonra yarım yıl yatakta kalmıştır ve anca kurtulmuştur ve Aegon’u doğururken ölümün eşiğinden dönmüştür. Çünkü Elia’nın hassas bir sağlığı vardı. Aegon doğduktan sonra üstatlar Rhaegar’a Elia’nın bir daha doğum yapamayacağını söylemişlerdir. Rhaegar’ın kuzgunlarla haberleştiği Üstat Aemon, Rhaegar’ın yanıldığını ve oğlu Aegon’un Vaat Edilen Prens olduğuna inandığını hatırlar.
Aşkı ve Ölümü
Harrenhal Turnuvası süresince, Rhaegar Targaryen durdurulamaz gibi görüldü. Sabah Kılıcı Sör Arthur Dayne’i bile mağlup etti. Kış gülü tacını Aşk ve Güzellik Kraliçesi için kazandı. Kendi karısı olan Dorne Prensesi Elia Martell’i geçip tacı Lyanna Stark’ın kucağına koyması, Rhaegar’ın Lyanna’ya olan ilgisini ortaya çıkardı. Bir yıl sonra Rhaegar, Lyanna’yı bilinmeyen bir sebepten ötürü kaçırdı. Bu olay Robert’in İsyanı’nı tetikledi ve Targaryen Hanedanı’nın çöküşüne neden oldu
Rhaegar, Robert ile Üç Dişli Mızrak savaşında nehir geçidinde karşılaştı. Üç Dişli Mızrak’ın köpüren sularında efsanevi bir düello gerçekleşti. Rhaegar, Robert’i yaralamasına rağmen Robert’in savaş çekici tarafından ağır bir darbe alıp yıkıldı. Bu darbe Rhaegar’ın yakutlarla kaplı zırhını parçalayıp suyun altına gönderdi. Bu bölge daha sonra Yakut Geçidi olarak isimlendirildi.
Daha sonra Elia ve oğlu, Sör Gregor Clegane ve Sör Amory Lorch tarafından Kral Toprakları’nın Yağmalanması sırasında katledildi. Lorch daha yeni yürümeye başlayan Rhaenys’i çığlıklar içerisinde babasının yatağından alıp sürükleyerek bıçakladı. Sör Gregor Clegane bebeğin kafasını ezip duvara fırlatarak öldürmüştür.( Bu bebeğin sanılanın aksine
Aegon VI olmadığı, köylü bir ailenin bebeği olduğuna inanılmaktadır.) Daha sonra Elia’ya tecavüz edip öldürmüştür.
Taht Oyunları
Robert Baratheon, Rhaegar’dan bahsederken onu tecavüzcü ve canavar olarak kötülüyor. Fakat Eddard Stark arkadaşıyla aynı düşünceleri paylaşmıyor.
Daenerys rüyasında Rhaegar’ın zırhı kadar siyah bir aygırın üstüne bindiğini gördü. Kırmızı alevler miğferinin göz aralıklarından parıldıyordu. Dany miğferin cilalı siyah siperini kaldırdığında abisinin yerine kendi yüzünü gördü.
Kralların Çarpışması
Daenerys yeni doğan ejderhalarından birini abisinin şerefine karşılık olarak isimlendirir. Yeşil ve bronz pullu ejderhaya, Üç Dişli Mızrak’ın yeşil kıyılarında ölen cesur abisi Rhaegar’ın onuruna Rhaegal ismini koydu.
Rhaegar, Daeneys Targaryen’a Ölümsüzler Sarayı’nın imgelerinde gözüktü. Daenerys, Rhaegar’ı karısı Elia ile konuşurken ve oğullarının(Aegon) ismi ve kaderinin ne olacağıyla ilgili tartışırken gördü. Ayrıca şunu da belirtmiştir…
“Ejderhanın üç başı var. Bir tane daha olmalı.”
Daenerys ayrıca Ölümsüzler Sarayı’nda abisinin Üç Dişli Mızrak’ın kıyısında Robert Baratheon tarafından öldürüldüğünü de görmüştür:
Yakutlar ölen prensin göğsünden kan damlaları gibi akarken, prens suyun üstünde dizlerinin üstüne çöktü ve son nefesinde bir kadının adını fısıldadı.
Kılıçların Fırtınası
Balerion isimli gemideyken, Daenerys, Arstan Beyazsakal’a abisi hakkında çok az şey bildiğini söyler. Onun hakkında bildikleri sadece Viserys’in anlattığı hikayelerdir. Viserys daha çocukken Rhaegar ölmüştür. Daenerys, Arstan’a Rhaegar’ın gerçekte nasıl olduğunu sorar ve Arstan şu cevabı verir:
“Yetenekli. Bu her şeyin üstünde. Kararlı, bilinçli, görevine bağlı, azimli.”
Daha sonra Dany’e Rhaegar hakkında bir hikaye anlatır:
“Ejderha Kayası Prensi küçük bir çocukken kitaplara çok düşkündü. Okumayı o kadar küçük yaşta öğrenmişti ki, insanlar Kraliçe Rhaella’nın hamileyken birkaç kitap ve mum yutabilmiş olduğunu söylerlerdi. Rhaegar’ın diğer çocukların oynadığı oyunlara karşı ilgisi yoktu. Rhaegar’ın zekası, üstatları dehşete düşürüyordu. Babasının şövalyeleri dalga geçerek Kutsanmış Baelor’un tekrardan hayata gelmiş olabileceğini söylerlerdi. Bu durum Prince Rhaegar’ın parşömenlerin içinde onu değiştiren bir şey bulana kadar devam etti. Kimse ne olduğunu bilmiyor ama bir gün küçük çocuk sabahın erken saatlerinde şövalyelerin kılıçlarını kuşandığı avluda belirdi. Şövalyelerin ustası Sör Willem Darry’nin yanına gidip ‘Bir kılıç ve kalkana ihtiyacım var. Görünüşe göre bir savaşcı olmalıyım.’ dedi.”
Jaime kafasını ağaç kütüğüne yaslayıp uyurken, ateşler içinde bir rüya gördü. Rüyasının bir bölümünde Kral 2. Aerys’e hizmet eden Kral Muhafızları’ndan 5 kardeşini gördü. Onların yanında sis ve kederle kaplanmış Rhaegar Targaryen at sürüyordu, Ejderha Kayası Prensi, Demir Taht’ın gerçek varisi. Prens Rhaegar soğuk bir ışıkla yanıyordu, ışık şimdi beyazdı, şimdi kırmızı ve şimdi de siyah. Jaime’e şunu dedi :
“Karımı ve çocuklarımı senin ellerine bırakmıştım.”
Jaime asla onları incitmek gibi bir niyeti olmadığını söyler.
Kargaların Ziyafeti
Jaime babasının cenazesinin başında nöbet tutarken Kızıl Kale’nin avlusunda Rhaegar ile vedalaştığı günü hatırladı. Prens, üç başlı ejderhanın göğsündeki zırhının yakutlarını ortaya çıkaran gece kadar siyah bir zırh kuşanıyordu. Jaime onlara katılmak için prensten izin istemişti ama Rhaegar bu teklifi reddetmişti. Jaime’e babasının Tywin Lannister’dan, kuzeni Robert’ten daha çok korktuğunu söylemişti. Tywin’in Aerys’e zarar vermesini önlemek için Jaime’den Aerys’e yakın olmasını istemişti. Böyle bir zamanda, ondan bu koltuk değneğini almaya cesaret edemeyeceğini belirtmişti. Jaime inat edince, Rhaegar ellerini Jaime’nin omzuna koymuştu ve şunları demişti:
“Savaş bittiğinde konseyi toplamaya niyetliyim. Bir takım değişiklikler yapılacak. Aslında uzun zamandır niyetliydim ama… pekala daha yapılmamış şeylerden bahsetmenin anlamı yok. Dönünce bu konuyu konuşuruz.”
Bu Jaime’nin Rhaegar ile son konuşmasıydı. Kapıların dışında bir ordu toplanıyordu. Aynı zamanda başka bir ordunun Üç Dişli Mızrakta toplandığı gibi. Ejderha Kayası Prensi atına binmişti, siyah miğferini takmıştı ve kendi sonuna doğru ilerlemişti.
Cersei Lannister, Rhaegar’ı ilk defa çocukken Casterly Kayası’nda yapılan turnuvada gördüğünü hatırlar. Kendisi prense sunulduğu zaman ona delicesine aşıktır :
Cersei prensi canlı kanlı gördüğünde 10 yaşındaydı. Kendisini Lord babasının Kral 2. Aerys’in batıya gelişini kutlamak için düzenlediği bir turnuvada görmüştü. Lannis Limanı’nın duvarlarının altında seyirciler için yükselen oturma yerleri vardı. Sıradan insanların tezahüratları Casterly Kayası’nda gök gürültüsü gibi yankılanmıştı. Babası için yapılan tezahüratlar, Aerys için yapılanın iki katıydı ama Rhaegar için yapılanın yarısı kadardı.
17 yaşındaki yeni şövalye Rhaegar Targaryen, altın zırhının üstüne siyah bir göğüs kalkanı takmış şekilde müsabaka meydanına çıkmıştı. Miğferinin arkasında dalgalanan altın, kırmızı ve turuncu renkli uzun flamalar ateş gibi gözüküyordu. Amcalarından ikisini ve Tywin’in en iyi 12 mızrak dövüşçüsünü kendi mızrağıyla devirmişti. Prens o gece gümüş arpını çalmıştı ve Cersei’yi ağlatmıştı. Cersei prense sunulduğu zaman, neredeyse prensin mor renkli hüzünlü gözlerinin içinde boğulacaktı. Yaralanmış diye düşünmüştü ama evlendiğimizde onun yaralarını saracağım. Rhaegar’ın yanında oturan onun güzel Jaime’si bile toy bir çocuk gibi gözükmüştü.
Ejderhalarla Dans
Spoiler:
Daenerys, Ser Barristan’a onun Rhaegar’ın düğününe tanıklık ettiğini söyler ve ona abisinin aşk için mi yoksa görev için mi evlendiğini sorar. Ser Barristan duraksar ve yanıt verir:
“Prenses Elia iyi bir kadındı Majesteleri. Kendisi uysal bir kalbi ve aklı olan, zeki ve kibar biriydi. Prensin ona çok düşkün olduğunu biliyorum.”
Dany kendi kendine düşkün kelimesinin çok fazla şey belirttiğini düşündü.
Evlilik töreninde Dany sevgilisi Daario’ya baktı ve Rhaegar’ın kuzeyli kızı götürdüğü gibi kendisinin de Dany’i alıp götürmesini ve onun için savaşmasını umdu. Fakat kraliçe bunun aptallık olduğunu biliyordu.
Jon Connington, Young Griff ile güven konusunu tartışırken, onu aşırı ihtiyatlı biri olmaması konusunda uyarır. Aksi halde güvensizlik bir insanı zehirleyebilir ve onu korkak ve hırçın birine dönüştürebilir. Sonra şöyle düşünür :
“Kral Aerys de böyle biriydi. Sonunda, Rhaegar bile bunu açıkça görmüştü.”
Daha sonra Altın Mürettebat, Demir Taht’ı geri istemek için karaya çıktıktan sonra, Jon Connington, Rhaegar’ın oğluna karşı başarısız olmayacağına dair yemin eder. Çünkü önceden Rhaegar’a verdiği sözü tutamamıştır.
Aegon Targaryen, Jon Connington’a onun kalesi Griffin’s Roost’u beğendiğini söylediğinde, Jon birden Rhaegar ile olan anısını hatırlar. Rhaegar, Griffin’s Roost’un en uzun kulesi olan doğu kulesinde ayakta dururken ona olan bakışını ve şu sözlerini anımsar:
“Babanın toprakları çok güzel”, demişti. Gümüşi renkli saçları rüzgarla uçuşuyordu. Gözleri koyu menekşe rengindeydi. Bu çocuğunkilerden daha koyuydu.
----Tabutu açmak istiyorsunuz.Fakat...içinizde bir korku var.Mırıldayan bir ölüyle karşılaşmaktan korkuyorsunuz.Merakınızın korkunuza üstün geliyor ve tabutu açmaya karar veriyorsunuz.Tabutun kenarlarını yoklayarak nasıl açacağınızı öğrenmeye çalışırken gözünüze bazı hiyeroglifler çarpıyor.
----Aklınıza annenizin kadim yazılar ve hiyeroglifler kitabı geliyor.60 yaşını geçmiş bir ihtiyarın gidebileceği son hızla kitabı ve tabutu açmak için levyeyi almaya çatıya gidiyorsunuz.Geldiğinizde hemen tabutun başına çöküyorsunuz.Tam yazı tercüme etmeye başlayacakken tabuttan gelen mırıltıların kesildiğini fark ediyorsunuz.Emin olmak için tabuta başınızı yaslıyorsunuz,ama nafile.Yazıları tercüme etmeyi bırakıp bir an önce tabutu açmaya koyuluyorsunuz.Levyeyle tabutu açmayı denerken inanılmaz efor sarf ediyorsunuz fakat beceremiyorsunuz.Yeniden tercüme işine odaklanmışken tabutun üstündeki çaprazlamasına kırbaç ve asa taşıyan bir çift el görüyorsunuz.Annenizin öğrettiği basit bilgiler sayesinde bunun Osiris'in işareti olduğunu anladınız,ama bu işareti farklı kılan bir özelliği var.
----Kırbaç taşıyan elin baş ve işaret parmağının kesik olduğunu ve kanadığını diğer elin ise çeşitli altınlarla süslendiğini ve elin üstüne kara bir daire çizildiğini görüyorsunuz.Dikkatlice bakınca bunun etrafını karartmak için yanan güneş olduğunu görüyorsunuz.
----Çatıdan getirdiğiniz bütün kitap ve ansiklopedilere rağmen kara güneş figürüne hiç rastlamıyorsunuz.Artık bu tabutu açmayı her şeyden çok istiyorsunuz.
----Aklınıza Mısır'da tanıştığınız Rahsim geliyor.Annesi hala mısırlı tanrılara tapmakta olan bu arkadaşınızı ve garip annesini ziyaret etmeye karar verip 2 gün sonraya uçak bileti alıyorsunuz.
----Mısır'a iniyorsunuz.Önemli eşyalarınızı yanınıza aldıktan sonra geriye kalanları otele yerleştiriyorsunuz ve arkadaşınızı Sahra Çölünde aramak için rehber kiralıyorsunuz.6 gün boyunca arkadaşınızı ve onun Tuareg kabilesini arıyorsunuz.Arkadaşınızı ve annesini bulduğunuzda onlara sadece çizimden bahsediyorsunuz.Annesi sizi pek hoş karşılamıyor.Buradan gitmeniz ve sıcak kum'un olduğu diyarlara bir daha gelmemeniz konusunda sizi uyarıyor.Israr ediyorsunuz.Kadın siz ısrar ettikçe sinirleniyor,sonunda bağırmaya başlıyor.Arkadaşınız annesini sakinleştiriyor fakat o da size kırgın gözüküyor.Ses tonunuzu yumuşatarak dilinizin döndüğü kadar Eski Mısır lisanında kadına ne kadar önemli bir sırrı çözmenin eşiğine geldiğinizi söylüyorsunuz.
----Uzun dil dökmeler ve yalvarmalar sonunda kadın kabul ediyor,fakat çok rahatsız bir biçimde size bakıyor.Ardından kalkıyor ve İskenderiye'ye yapılacak yolculuk için hazırlanmanız gerektiğini söylüyor.
----Her şey hazırlandıktan sonra yola koyuluyorsunuz.Yolda geçen uzun saatlerden sonra Akdeniz'in çölle buluştuğu muazzam şehre varıyorsunuz.Büyücü kadın (Büyücü Kadın çünkü Rahsim'in annesi olamayacak kadar değişmişti.Göz çukurları boyanmış ve yanaklarına doğru inen kırmızı dalgalı şeritler çekilmişti.Giydiği garip eteğin üzerinde kahverengi ve tonları kasvetli bir ahenkte buluşmuştu.Vücudunun geri kalanı belinden göğüslerine kadar açıktı ve göğüslerinden biri kapatılmamıştı.Saçlarını toplayan kadının alnındaki ve yüzünün yanındaki dövmeler ve tek kulağındaki büyüklü küçüklü yüzükler ortaya çıkmıştı) gitmeniz gereken yerin şehrin biraz doğusundaki bir sahil olduğunu söylüyor.
----Sahil'e vardığınız zaman herkes hazırlanmaya başlıyor.Siz de hazırlığınızın ortasında iken Rahsim geliyor ve sizi bir köşeye çekiyor."Bak," diyor."Annemle birlikte onun lanetinden ve takiplerinden zor kurtulduk.Bunu senin için yapacağız.Ama eğer bana biraz bile vefa duyuyorsan,O'na sakın sana kimin yardım ettiğini söyleme." deyip gidiyor.Hiç bir şey anlamıyorsunuz ama arkadaşınızın dediklerini dikkate almaya karar veriyorsunuz.
----Hazırlıklar tamamlanınca büyücü kadın'la ikiniz kumaştan bir çadırda yalnız kalıyorsunuz.İlk kadın lafa başlıyor ve "Eğer bu işi ciddiye alıyorsan bir kaç şeyi öğrenmen gerek" diyor.Başlıyor hikayeyi anlatmaya."Eskiden,çok eskiden,insanlar henüz çöldeki bir otlar gibi dağınıkken ve her yere savrulmuşken Mısırlılar ölümden korkmazdı.Ölümün ardındaki hayatta onları Ölüler Kralı'nın beklediğini ve onlara merhamet edeceğini bilirlerdi,hatta bazıları ona huşu içinde tapardı.Ölüler yargılayan Osiris adaleti temsil ederdi ve simgesi kırbaç ve asa tutan çaprazlanmış ellerdi.".Sözünü bitiriyor ve eteğinin cebinden çıkardığı bir kumaş parçasını ateşin tam içine yerleştiriyor.Eli zarar bile görmeden geri çıktı ve ateşin rengi mor ve kırmızı arasında değişmeye başlıyor.Büyücü hiç şaşırmadan anlatmaya devam ediyor."Fakat,"dedi."Onu her ölümlü sevmiyordu.Ölümsüzler arasında bile düşmanı vardı".Durdu,kızgın bir bakışla aleve bakıyor bir isim fısıldıyor: "Set".
----Ateşin rengi önce koyu mora ardından laciverte dönüşüuor.Daha ilk şaşkınlığınızı üzerinizden atamadan kadın konuşmaya devam ediyor."Osiris'in kıskanç kardeşi Set Ölüler Krallığının tahtını ele geçirmek için Osiris'i öldürüp parçaladı ve parçalarını Mısır'ın her yerine fırlattı.Eşine yapılana dayanamayan İsis ise Anubis ve Horus ile birlikte harekete geçerek Osirisi yeniden bir araya getirdi ve kız kardeşi Neftis'le birlikte Osiris'i yeniden hayata döndürdü."
----Lafı bittikten sonra susuyor ve bir müddet sonra yeniden konuşuyor "En azından biz böyle sanıyorduk" dedi ve ani bir hareketle ateşi söndürüyor.Gece mavisi o da aniden simsiyah kesiliyor.İçeri giren ayışığının düştüğü yerde,ateşin küllerinin üzerinde kadının elleri beliriyor ve hemen ardından bir kaç anlaşılmaz mırıltı odayı dolduruyor.Bu mırıltıların tabutttan gelen mırıltıların aynısı olduğunu fark ediyorsun.Kadın mırıldanmayı bitirince sana dönüyor ve devam ediyor.
----"İsis,Osiris'e ihanet etti,"diyor."Yanına aldığı tanrılarla Osiris'i yeniden bir araya getirdi.Osiris'in yeniden canlanacağını anlayan Set bir anlaşma yapmak için tanrılarla buluştu.Anlaşmaya göre Set,Horus'a yenilmiş taklidi yapacaktı,böylece Osiris'in yeryüzündeki hakimiyeti Horus'a geçecekti.İsis ise Ra'nın gizli adını Set'ten öğrenecek ve ele geçirdiği güçle büyünün tanrıçası olacaktı.Set'in tek istediği şey ise Osiris'in bedeniydi.Osiris'in bedenine girerek Yeraltı tahtını ve Ölüler Krallığını eline geçirecekti.Fakat anlaşmanın dışında tutulan biri oldu.Anubis,o zamanki adıyla firavun-hükümdar II.Sesostris.Anlaşmada yer almak istemedi ve kaçmaya çalıştı.Ancak İsis tarafından yakalandı ve bu tabuta hapsedildi.Ruhu ölümsüz kalsın ve açılar çeksin diye ölümsüzlük üflendi ve adına Anubis dendi."
----Büyücü arkasını dönüyor ve soruyor."Şimdi,hazır mısın?".Sadece kafanızı sallayabiliyorsunuz.Kadın tabutu başıyla işaret ediyor ve çadırdan çıkıyor.
----Tabutu açmaya gidiyorsunuz ve kendinizi zorlamaya hazırlanırken tabut tek dokunuşta açılıveriyor.
----Tam bir hayal kırıklığı yaşıyorsunuz.Tabut bomboş.
----Büyücü kadına haber vermek için arkanızı döndüğünüz sırada kara bir siluete çarpıp yere oturuveriyorsunuz.İlk başta bunun arkadaşınız Rahsim olduğunu sanıyorsunuz.Fakat şekil size doğru eğilip ayışığına çıkınca bunun bir insan bile olamayacak kadar korkunç daha doğrusu...çirkin olduğunu düşünüyorsunuz.Üzerindeki tek giysinin dizleriyle beli arasını kapatan bir etek,en azından bir zamanlar öyleymiş,olduğunu,Kafası yerine bir çakal başı durduğunu,göz çukurlarının boş ve karanlık olup çenesinde beline kadar inen dikilmiş bir yarık olduğunu görüyorsunuz.Kaçmak için hareket etmek istiyorsunuz fakat korkudan kılınız kıpırdamayor.Boş göz çukurlarıyla sizi izlediğini hissettiren mumya çok ağır ve boğazdan gelen bir sesle konuşuyor "Beni," diyor."Ebedi eziyet ve lanetten kurtaran kim?Beni Neftis'in tabutundan çıkaran kim?".Ne diyeceğinizi bilemiyorsunuz.Ağzınızdan sadece "B-be-ben..." kelimesi çıkıyor.Mumya doğruluyor ve konuşmaya devam ediyor."Beni İsis'ten kurtardın ama kendini kurtaramazsın.Fakat ben seni kurtarabilirim.Kim olduğunu biliyorum,yalnız adam.Her şeyini biliyorum ve sana yardım edebilirim.Sana ölümsüzlük bahşedebilirim ama kimseyi sevemezsin,kimse seni sevmez ve seni sevenlerin ölümünü görürsün.Sana yeni bir şans veririm.Her şeye yeniden başlaman için hayatını yeniden çizerim.Ama bu hayatındaki her şeyi unutursun,yaptığın hatalardan çıkardığın dersler yeni hayatında bir işe yaramaz.Veya sana sonsuz gücü veririm,bilgiyi.Ama yaşarken adın asla bilinmez ve tanınmaz.Seç bunlardan birini,kurtarıcım." Üç seçenek; -Ölümsüz ol ama kimseye bağlanma,
-Kendi hayatını en baştan yaşa ama belleğini temizle,
-Sonsuz bilgiyi bul ama kimseyle paylaşamadan öl.
Selam arkadaşlar eğer Ankarada yaşayan dövme yapmak isteyen varsa bana mesaj atabilir bi' arkadaşım dövmeci ve gerçekten ucuza süper işler çıkarıyo.Ben white walkers dövmesini yaptırcaktım ama Valar Morghulis sözünün heybetini düşünürek vazgeçtim sonra starkların kurtunu mu yapsam acaba diye sordum kendi kendime,şu an düşünüyorum ne yaptıracağımı tyrion lannister da olabilir.Eğer sizde yaptırmak istiyosanız rengini,şeklini ve boyutunu söylerek mesaj atarsanız bi fiyat verebilirim.
Biraz game of thrones dövme fikirleri vereyim.Çok resim olduğundan spoiler içine aldım http://www.youtube.com/watch?v=w1VWRPSc4kE 40.saniyede kız lannister hanedanlığın resmini yaptırmış onu gösteriyo.
Resim koyma limiti yüzünden bazıların linklerini veriyorum:
Doran Nymeros Martell, Dorne Prensi ve Güneş Mızrağı Lordu’dur. Tedbirli, duygularını belli etmeyen düşünceli bir adamdır. Gut hastalığı yüzünden zorlukla yürümektedir. 5 Kral’ın Savaşı’nda herhangi bir tarafın yanında yer almamıştır. Ancak öldürülen kardeşi Elia Martell’in intikamını almayı arzulamaktadır. Gut hastalığı, halk arasında fazla görünmemesine yol açmıştır. Düşmanlarının onun zayıf olduğunu görmesini istememektedir.
Tarih
Doran 248 AL’ de doğmuştur. Annesinin ve babasının isimleri kitapta geçmemektedir. Dorne’un yöneticisi annesinin en büyük oğlu olarak Dorne’un veliahtıdır.
Kardeşleri;
Mors, küçükken öldü.
Olyvar, küçükken öldü
Elia, doğumu 257 AL, ölümü 283 AL Kralın Şehri’nin düştüğü gün
Oberyn, doğumu 258 AL, ölümü 300 AL, bir düelloda
Olyvar ve Mors’un erken ölümleri ve kardeşleri arasındaki yaş farkı yüzünden Doran yalnız büyümüştür. Ne düşündüğünü sözlere dökmemesinin nedeni bu olabilir. Tuz Kıyısı’nda yaverlik yapmıştır.[1]
Karısı Norvos’lu Mellario ile Özgür Şehirler’de bir seyahat sırasında tanıştı. Aşık olup evlendiler. Mellario, eşi olabilecek kadar soylu olmasına rağmen, Westeros’taki evliliklerin çoğu siyasi evliliklerdir. Aşk evliliği çok az rastlanır. Bu çiftin 3 çocuğu oldu.
Aşk evliliği yapmalarına rağmen evlilikleri mutlu sürmedi. Mellario Dorne geleneklerine alışamadı. Trystane’ı doğurduktan kısa bir süre sonra, Quentyn Lord Anders Yronwood’un vesayetine girmek ve onun yaveri olmak üzere gönderildi. Bu, Yronwoods ile Dorne arasında, bir önceki Lord Ormond Yronwood’ın Oberyn ile yaptığı düello sonucunda ölmesi üzerinde barışı yeniden sağlayabilmek için yapılmıştı. Mellario bunu onaylamadı ve Norvos’a geri döndü.
Ellili yaşlara geldiğinde, Doran gut hastalığına yakalandı ve yürüme yeteneği kaybeder oldu. Bu nedenle tekerlekli sandalye kullanmaya başladı. Vaktinin çoğunu Martellerin yazlık evi Su Bahçeleri’nde harcar çocukların oyun oynamalarını seyrederdi. Halktan insanları kabul etmez, zayıflığını düşmanlardan saklamak için sadece güvendiği saray sakinlerini ve danışmanlarını görürdü.
Doran'ın annesi Robert’ın İşgali sırasında ya da ondan hemen sonra öldü ve Doran annesini başarıya ulaştırdı. Martell ile Targaryenlar birleşmişti ve savaş sırasında da onları desteklediler.
Elia’nın öldürülmesi yüzünden, Oberyn kralın Şehri’nin düşüşünden sonra hayatta kalan Targaryen veliahtı Viserys’i tahta çıkarmak için Done’un toplanmasını istedi ancak Doran başka bir şeye karar verdi. Jon Arryn ile yaptığı görüşmelerden sonra, insanların Martellerin (Doran dahil) Lannister’lardan nefret ettiğinden şüphelenmelerine rağmen, asıl önemli olanın huzuru sağlamak olduğuna karar verdi.
Doran ve kardeşi Oberyn yıllarca gizlice çalıştılar, Robert Baratheon’ın hükümdarlığını ve Lannister Hanesi’nin yok olması için planlar yaptılar. Oberyn Sör Willem Darry tarafından saklanılan Viserys Targaryen ve Daenerys Targaryen’ın bulunduğu Bravvos’a gitti ve Bravvos’un Deniz Lordu’nun şahitliğinde Viserys ve Arianne Martell’in evlenmesini içeren ve Demir Taht’ın ele geçirilmesi için Dorne’un yardımını söz veren gizli bir anlaşma imzaladı.
Doran direkt Joffrey I’e sadakat yemini etmeyi reddetti ve Renly Baratheon’u desteklemeyi düşündü. Bununla birlikte, Tyrion Lannister Myrcella Baratheon’u Dorne’a gönderip Doran’ın oğlu Trystane’la nişanlayacağını ve Elia’nın öldürülmesi konusunda adaleti sağlayıp Kralın Küçük Konseyi’nde ona da bir yer vereceğini vaad ederek sadakatini kazanabildi. [2] Myrcella Dorne’da güvendeydi. Doran yüksek geçitlere ordusunu konuşlandırabilirdi. Piyade lordlarını bu göreve vermesi endişelenecek bir şeydi. [3]
Kılıçların Fırtınası
Kralın Şehri’ne yolculuk edemeyeceği için, kardeşini konseyde yer alması ve adaletin yerini bulduğunu görmesi için yolladı.[4]
Kargaların Ziyafeti
Oberyn Kralın Şehri’nde öldüğünde,[5] Doran intikam için savaş açma önerilerinin hepsini reddetti. Halkın hala gücü elinde tuttuğunu görmesi için Güneş Mızrağı’na geri döndü ve Oberyn’in savaşçı gayri meşru çocukları ‘’Kum Yılanları’’nı barışı sağlamak için hapsetti.[6] Kızının başarısız Myrcella’yı taçlandırma girişiminden sonra ,[7][8] Doran ona, Elia’nın ölümünden beri on beş yıl boyunca gizlice Tywin Lannister’ın değer verdiği her şeyi çalmak ve Martell Hanesi’ni Daenerys Targaryen ‘ın müttefiki yapmak için çalıştığını anlattı.[9]
Ejderhalarla Dans
Spoiler:
Sör Balon Swann Güneş Mızrağı’na geldiği zaman, onuruna bir ziyafet verilmişti. Doran’ın kızı Arianne, artık planların hepsinin bilincinde olarak Doran’ın sağında oturuyordu. Oberyn'in kızları Obara, Tyene ve Nymeria da oradaydılar, tabi Ellaria Sand, Areo Hotah ve Dorne’daki soyluların yarısı da. Doran’a Dağ’ın kafatası hediye edilmişti.
Sör Balon, Cersei Lannister’ın kızı Myrcella’yı kardeşini ziyaret etmesi için Kralın Şehri’ne götürmek istediğini bildirir. Prens Tyristane şehri gezmek için davet edilirken, Prens Doran ya da uşaklarından biri Küçük Konsey’deki yerini alması için davet edilmiştir. Doran deniz yolculuğunun daha kolay olacağını düşünüyordu ama deniz yolculuğunun çok tehlikeli olduğunu öne süren sinir bozucu Sör Balon’un haklı olduğunu kabul etti.
Gizli bir odada, Doran Martell, Tyene, Obara, Nymeria, Areo Hotah ve kızının olduğu grup, ‘’yarım adam’’ diye bağıran haydutlar tarafından Kralın Şehri’ne doğru yolculuk sırasında pusuya düşürülür. Trystane saldırıda öldürülebilirdi ve Sör Balon yapmacık bir şekilde Tyrion Lannister’ı gördüğünü iddia etti. Planın elebaşı Cersei Lannister’dı ve sonucu gördüğünde çok şaşırdı. Prens Doran bu komplodan Kralın Şehri’nden bir ‘’arkadaş’’ sayesinde haberdar olduğunu (büyük ihtimal Varys) ve Sör Balon’un onu deniz yolculuğundan vazgeçirmeye ikna etmek gibi (ki bu Cersei Lannister’ın ayarladığı her şeyi bozuyordu) şüpheli hareketlerini kabul edene kadar kendini güvende hissetmeyeceğini söyler. Kum Yılanları çileden çıkmıştı ama Doran Sör Balon’a zarar vermelerini engelledi ve onun misafir hakkı çerçevesinde koruması altında olduğunu belirtti.
Entrikaların yolunu kesmek için Doran, Sör Balon’un Myrcella’yı ve Gerold Dayne tarafından yapılan yaralarını ortaya çıkartmasını sağlar. Myrcella yalan söyler (Arianne’in talimatıyla) ve Sör Gerold’ın aynı zamanda Arys Oakheart’ı da öldürdüğünü iddia eder. Sonra Myrcella then begged Sör Balon’a Dayne’i getirip adaleti sağlaması için yalvarır. Doran, Obara’yı Sör Balon’ın yardımcısı olarak High Hermitage’e gitmesini sağlar. Akşamyıldızı’nı aramaya başlar.[10] Sonra Doran Nymeria’yı Kralın Şehri’ne Küçük Konsey’deki görevine başlaması için gönderir. Tyene de Yüce Baelor Septi’ne, yeni Yüksek Septon’a arkadaşlık etmesi için gönderilir.[11]
Doran oğlu Quentyn’den haber beklerken, bir gemi filosunun Westeros’a yelken açtığını ve Dorne kıyılarına saldırmaya hazır olduğunu duyar.
Kış Rüzgarları
Spoiler:
Doran kızını, Aegon Targaryen olduğunu iddia eden kişiyle tanışması için Fırtına Diyarı’na gönderdi.[12]
Sözleri
“ Elia ve çocuklarının öldürüldüğünü söyledikleri günden beri Tywin Lannister’ın düşüşü için çalıştım.” [9]
Davos Seaworth, Yağmur Ormanı Lordu, Dar Deniz Amirali, genellikle Soğan Şövalyesi diye çağrılır, önceden bir kaçakçıydı fakat Robert'ın İsyanı'ndan sonra arazi sahibi bir şövalye olup Stannis Baratheon'un en sevdiği adamlarından biri haline geldi. Eski kaçakçı gemisi Kara Hayat'ın kaptanıdır.Çoğu Stannis'in hizmetinde olan yedi oğlu vardır. Davos'un Gazap Burnu'ndaki topraklarını karısı idare etmektedir. Hanedan arması soğan amblemli yelkenleri olan siyah gemidir. Kralların Çarpışması'nın ve Ejderhaların Dansı'nın POV karakterlerinden biridir. Televizyon serisinde Liam Cunningham tarafından canlandırılmaktadır.
Karakter ve Görünüm
Davos sıradan bir yüze sahip zayıf bir adamdır. Saçları ve gözleri kahverengidir, gri teller karışık sakalları vardır. Kaçakçılık yaptığı için sol elinin parmaklarının üst kısmı Stannis Baratheon tarafından kesilmiştir. Kendisine şans getirdiğine inandığı için, kesilen parmaklarını bir keseye koyup boynuna asar. Davos, Yedi İnancı'nın kuvvetli bir takipçisidir.
Geçmiş
Davos alt tabaka bir aileye mensuptur. Bit Çukuru'nda doğmuş ve güçlüklerle dolu çocukluk geçirmiştir. Gençliğinde,Tyrosh'lu bir korsan ve kaçakçı olan Roro Uhoris'in gemilerinde çalışmaya başladı. Fakat daha sonra Uhoris Gece Nöbetçileri tarafından yakalandı ve idam edildi. Davos daha sonra kendi gemisini inşa etti dar denizin en kötü kaçakçısı ve korsanı oldu Davos daha sonra Marya ile evlendi ve ikilinin yedi oğlu oldu: Dale, Allard, Matthos Seaworth, Maric, Devan ve Stannis Seaworth.
Robert İsyanı sırasında meydana gelen Fırtına Burnu Kuşatması sırasında gizlice kaleye soğan ve başka yiyecekler soktu. Yiyecekler,Eddard Stark gelip kuşatmayı kırana kadar adamların açlıktan ölmesine engel oldu. Bu hizmetlerinin karşılığında Stannis Baratheon Davos'u şövalye ilan etti ve Gazap Burnu'nda değerli bir arazi verdi fakat kaçakçılık yaptığı için sol elinin dört parmağını kesti. Fakat Davos bu cezayı adaletli buldu. Kesilen parmaklarının kemiklerini boynuna astığı bir kesede taşımaya başladı.
Kralların Çarpışması
Stannis, kardeşi Kral Robert Baratheon'un ölümünden sonra kendini Yedi Krallık'ın Kralı ilan eder ve Davos'ta bu iddiaya destek verir.Daha sonra Stannis kızıl rahibe Melisandre'nin rehberliğiyle R'hllor inancına geçer ve Yedi'ye kalpten bağlı olan Davos bundan hiç hoşlanmaz.Ejderha Kayası'nın üstadı Cressen rahibeyi zehirlemeye çalıştığında,Davos başarısız olacağını düşünerek onu durdurmaya çalışır. Davos,gemilerini Stannis'in filosuna katması için Lys'li korsan Salladhor Saan'ı ikna eder.Daha sonra Fırtına Burnu lordlarını Stannis'e destek vermeleri için ikna etmeye çalışır fakat başarılı olamaz. Davos,kraliyet çocuklarının ensest ürünü olduğunu yazan Stannis’in mektuplarını Parmalar’a,Kız Kardeşler’e ve Beyaz Liman’a götürür.Kendisi kuzeye gider ve oğulları Dale ile Allard’ı güneye ve batıya gönderir.Davos okumayı bilmediği için,Stannis mektupları okumaları için Davos’la birlikte birkaç şövalye gönderir.Davos bu görevi bitirdikten sonra Fırtına Burnu’nu kuşatan Stannis’in yanına geri döner.Kale muhafızı Sör Cortnay Penrose kaleyi vermeyi reddeder. Davos,Melisandre’yi gözden uzak bir yere götürür,Melisandre burada bir gölge suikastçısı doğurur ve Cortnay Penrose’u öldürtür.Bu olaya şahit olan Davos dehşete düşer. Davos,yedi oğluyla beraber Kral Toprakları’na gider ve Karasu Savaşı’na katılır. Davos,Lannister’lerın yaptığı hazırlıkları görebilmek için önden izciler göndermek ister fakat Imry Florent bunu reddeder. Tyrion Lannister,Stannis’in donanmasını çılgın ateşle yakar ve Stannis’i bozguna uğratır.Davos Seaworth’un üç gemisi ve diğer bütün gemiler yanıp kül olur.Davos bu savaşta dört oğlunu kaybeder(Dale,Allard,Matthos ve Maric) ve kendisi de ölümden kıl payı kurtulur.
Kılıçların Fırtınası
Savaştan sonra Davos'un gemisi karaya oturur ve Davos günlerce ıssız bir adada kalır,burada halusinasyonlar görüre Yedi'nin kendisiyle konuştuğunu sanaraha sonra Salladhor Saan'ın gemilerinden biri Davos'u oradan kurtarır.Ds,savaşta aldıkları yenilginin Melisandre'nin suçu olduğunu düşünerek onu öldürmek için plan yapmaya başlarFakat Melisandre büyülü güçleri sayesinde bu plandan haberdar olure Davos Axell Florent tarafından tutuklanırrbest bırakıldıktan sonra,Axell Florent'in,Kral Joffrey Baratheon'a bağlılık yemini veren yaşlı bir adam olan Lord Celtigar'ın kalesini yakmak istediğini öğrenir ve bu planı onaylamadığını Stannis'e açıkça söyler.Bu dürüstlüğünden ötürü Stannis Davos'u Yağmur Ormanı Lordu,Dar Deniz Amirali ve Kral Eli ilan eder.Melisandre Robert Baratheon'un piç oğlu Edric Fırtına'yı R'hllor'a kurban etmek ister fakat Davos çocuğu gizlice Ejderha Kayası'ndan kaçırır.Davos ayrıca Stannis'e,yabanılların kuşatması altında olan Gece Nöbetçileri'ne yardım etmesini önerir
Kargaların Şöleni
Davos,Lord Wyman Manderly ile görüşmek üzere Beyaz Liman'a gider.Cersei Lannister Manderly'den,Kral Toprakları'nda esir olan oğlunu alabilmesi için Davos'u idam etmesini ister.Davos'un elleri ve başı Beyaz Liman'a asılır.
Ejderhalarla Dans
Spoiler:
Davos,Salladhor Saan ile birlikte gemiyle,Sur’da kalan Stannis’in yanına gider. Yolculuk sırasında Salladhor,Stannis’e destek vermeyi bırakır ve Davos’a kendisiyle birlikte Essos’a gelmesini veya küçük bir kayıkla ayrılmasını söyler. söyler.Davos ayrılmayı tercih eder ve Kız Kardeşler yakınında karaya çıkar.Burada birkaç gün kaldıktan sonra Beyaz Liman’a gider. Davos burada,İkizler’den gelmiş Frey’lerle karşılaşır. Frey’ler,Wyman Manderly’den Davos’u öldürmesini isterler.Wyman,Davos yerine başka birini bulup idam eder ve Demir Taht’a bağlılığını bildirir,bunun karşılığında Cersei Wyman’ın varisi Wylis’i geri gönderir.Davos serbest kalır. Wyman Manderly,Rickon Stark'ın yaşadığını öğrenir.Stannis'e bağlılık yemini etmesinin karşılığında Davos'tan Skagos'ta yaşayan Rickon'u geri getirmesini ister.
Kılıçların Fırtınası(Bahsedildi)
Kargaların Ziyafeti(POV)
Ejderhalarla Dans(Görüldü)
Kış Rüzgarları(POV)
Arianne Martell, Dorne’un yönetimi elinde olan Martell Hanedanı’ndan Prens Doran Martell ve onun Norvos’lu eşi Mellario’nun en büyük kızlarıdır. Dorne geleneklerine göre kendisi Güneş Mızrağı varisi ve ileride Dorne’u yönetecek olan prensestir. Arianne, Kış Rüzgarları’nda POV karakter olacaktır.
Görünüş ve Karakter
Arianne yanık teni ve dolgun bir vücudu olan güzel bir kızdır. İri kara gözleri ve sırtının yarısına kadar uzanan siyah lüle saçları vardır. Annesi gibi kısa boyludur. Politika işlerine katılırken, kendisi kıvrak vücudunu ve güzelliğini örten dalgalı ipek giysiler giyer ve zenginliğini sergileyen mücevherler ve değerli taşlar takar.
Arianne çıkarcı, maceraperest ve sert huylu biridir. Arzuladığı bir şey gördüğünde, ne pahasına olursa olsun onu elde etmek için çabalayan bir kızdır. Arianne çok güzel olmasına rağmen ve belki de bulunduğu yüksek mevkiden dolayı henüz bir evlilik yapmamıştır. 23 yaşındadır. Arianne’in Slyva Saltagar, Drey Dalt ve Yetim Garinler’in de dahil olduğu saray mensuplarından oluşan ve ona eşlik eden bir grubu ve bazı sırdaşları vardır. Kendi kuzenleri olan Kum Yılanları’na, özellikle de Tyene Kum’a aşırı derecede yakındır.
Kılıçların Fırtınası
Tywin, Sör Arys Oakheart’dan aldığı bir mektupta Myrcella Baratheon ve Trystane Martell’in iyi geçindiğini ve Myrcella’nın Prenses Arianne’e karşı dostça davrandığını söylemiştir.
Kargaların Ziyafeti
Arianne uzun süredir babasından ve onun yönetim şeklinden hoşnutsuzdur. Babasının zayıf ve kararsız biri olduğunu düşünür. Prens Oberyn’in ölümüne kadar asıl egemenlik gücünün onda olduğu düşünülmesine rağmen, Arianne’in varis olarak, babası Su Bahçeleri’ndeyken yönetimi unvan olarak elinde tutmasına müsaade edilmiştir.
Bekaretini Bastard of Godsgrace’e kaybettiği iddia edilse de, Arianne onun sınıfına yakışacak yüksek rütbeli bir lord ile evlenmek istemektedir. Bunun yerine Doran, Lord Walder Frey gibi yaşlı lordlarla evlenmesini uygun görüyordur. Kızının Willas Tyrell ve Edmure Tully gibi onun için daha cazip yüksek rütbeli varislerle evlenmesini yasaklamıştır. Doran’ın görünürde Arianne için mütevazi evlilikler arayışı içinde olması ve erkek kardeşinin bulunduğu yere ilişkin belirsiz bazı yanlış bilgilerin ortaya çıkması, Arianne’yi babasının onu tamamen yok sayarak kardeşi Quentyn’i yerine geçirme niyetinde olduğu sonucuna ulaştırmıştır.
Oberyn’in Kral Toprakları’nda ölümü üzerine, Arianne babasının bir şey yapmayacağını düşünerek kendisi harekete geçmiştir. Joffrey’nin ölümüyle, Dorne’da uygulanan varis yasalarına göre Myrcella’yı Yedi Krallık’ın Kraliçesi yapmak için komplo kurmuştur. Arianne’in niyeti Myrcella’nın küçük kardeşi Tommen’in taç taktığı Kral Toprakları’yla savaş başlatmaktır. Arianne, Myrcella’nın yeminli kılıcı Kral Muhafızları’ndan Sör Arys Oakheart’ı baştan çıkarmıştır. Myrcella’nın kraliçe olunca Sör Arys’in ettiği yemine rağmen evlenmelerine müsaade edeceği vaadiyle kendisine yardım etmesine ve suç ortağı olmasına ikna etmiştir. Fakat plan engellenmiştir ve Sör Arys’in hayatını kaybetmesiyle sonuçlanmıştır. Ayrıca Arianne ve işbirlikçilerinin hapsedilmesine ve Myrcella’nın ciddi bir şekilde yaralanmasına neden olmuştur.
Prens Doran kızını ıssız ama güzelce dayalı döşeli bir kule hücresinde tutmaktadır. Dış dünyayla iletişimini yasaklanması ve yanına onunla konuşmayan hizmetçilerin konulması Arianne’yi açlık grevine başlatmıştır. Nihayet zayflamış bir halde de olsa babasının yanına getirilmiştir. Arianne babasını kardeşlerinin ölümüne karşı kayıtsız kalmakla ve onun doğum hakkını elinden almaya çalışmakla suçlamıştır. Doran ikisinin de Elia ve çocuklarının ölümünün intikamını almaya ilişkin büyük bir planın parçası olduğunu ifşa etmiştir. Kızı için bulunan ciddi talipleri aklında bulundurmamıştır çünkü Doran kızının Prens Viserys, taç giymemiş Targaryen varisi, ile evlenmesi için gizli bir plan yapmıştır. Bu plan Viserys’e Demir Taht’ı geri alması için yardım etmesi ve Lannister Hanesi’nin de çöküşünü kapsayan bir plandır.
Ejderhalarla Dans
Spoiler:
Prens Doran, Arianne’ye bütün planını anlatmış ve Kum Yılanları’nı salmıştır. Arianne, Sör Balon Swann’ın Güneş Mızrağı’na gelmesi şerefine düzenlenen ziyafette babasının sağındaki koltuğa oturmuştur. Tyene, Obara, Nymeria ve Dorne’daki soylu kesimin yarısı Yürüyen Dağ’ın kafasının teslimi için orada bulunmuştur.
Arianne Sör Balon Swann’a kur yapmıştır ama o yeminli kardeşi Sör Arys gibi kolayca etkilenmemiş veya tahrik olmamıştır. Arianne artık babasının planlarına ortak olduğu için Myrcella’yı, Sör Balon’a Sör Arys Oakheart’ın Sör Gerold Dayne tarafından öldürüldüğünü söylemesi konusunda ikna etmiştir. Myrcella, Arianne’in yönlendirmesiyle Sör Balon’dan, Sör Gerold’u adalate teslim etmesi için yalvarmıştır.
Kış Rüzgarları
Spoiler:
Arianne babasının verdiği görev üzerine Aegon Targaryen olarak varsayılan çocuğun ardındaki gerçeği öğrenmek için Güneş Mızrağı’ndan ayrılmıştır. Arianne, artık onun yeminli kılıcı olan Daemon Sand’in de dahil olduğu Joss Hood, Garibald Shells, Nate, Jayne Ladybright ve Elia Kum’dan oluşan yoldaşlarıyla birlikte yola çıkmıştır. Yolculukları sırasında, Fırtına Toprakları’na gitmek için gemiye binmeden önce Ghost Hill’e varmışlardır.
3 haftadır kafa patlattığımız ( internetten alman bir adamla) çalışmamız sonunda sonuç vermeye başladı . Stark hanedanı t-shirt ve bardakların
üstüne konulacak resim belirlendi .
Evet arkadaşlar adminimiz @Bekir Cem ve @Maxcaiser arkadaşımın verdiği gaz ile hali hazırda deneme amaçlı oynadığımız lig oyununun ikinci versiyonunu yapmaya başlamıştım, öncekiyle oynanış açısından alakası olmayacak oyunun teaserini yayınlıyorum bütün fikir ve yorumlarınızı beklemekteyim.
Lakabı: Genç Griff Bağlı olduğu Hanedan: Targaryen Hanedanı Kültür: Valyria Doğumu: 282 A.K.Ç, Kralın Şehri’nde. Ölümü: (Taklitçisinin) 283 A.K.Ç, Kralın Şehri’nde.
Aegon Targaryen, Prens Rhaegar Targaryen ve Prenses Elia Martell’in ikinci çocuğu ve tek oğullarıdır. Eğer tahta çıkabilseydi, Aegon VI adıyla ülkeyi yönetecekti.
Karakter ve Görünüş:
Yarı-kanun kaynaklarına göre Aegon’un Targaryen’lere özgü bir görünümü var. Aegon bebekken açık renkli saçlı olarak biliniyor.
“Daha yaşlı” Aegon, uzun boylu, kıvrak ve sağlam bir genç olarak betimleniyor. Tyrion Lannister, Aegon’u ilk gördüğünde Aegon’un 15-16 yaşlarında olduğunu tahmin etmiştir. Haldon ise Aegon’un Jon Connington kadar uzun olduğunu söylüyor.
Aegon’un görünüşü uzun olsa da, daha tam boyuna ulaşamamış izlenimini veriyor. Tyrion Aegon’un gözlerinin koyu mavi göründüğünü not almıştır. Ancak mum ışığı altında Aegon’un gözleri siyah rengi alır, günbatımı zamanında ise gözleri mora çalar. Kirpikleri uzun, kadınsı bir görüntüdedir. Aegon, istisnai bir yakışıklılığa ve aynı zamanda halası Daenerys’in de sahip olduğu, Targaryen’lere özgü gümüş rengi saçlara ve mor gözlere sahiptir. Jon Connington Aegon’un gözlerinin tam mor değil, babası Rhaegar’ınkiler gibi morun daha açık bir tonu olduğunu söylemiştir. Aegon kimliğini gizlemek amacıyla saçlarını maviye boyamıştır.
Aegon iyi eğitimli ve zeki bir çocuktur. Aynı zamanda birkaç dil konuşabilir ve tarih hakkında geniş bir bilgisi vardır. Aegon, Ortak Dil’i ana diliymiş gibi konuşur. High Valyrian, Bastard Valyrian, ve Özgür Şehirler’deki Pentos, Myr, Lys ve Tyrosh ve Trade Talk lehçelerinde akıcıdır. Aegon Volantis lehçesine yeni yeni alışmaktadır, sadece birkaç kelimesini bilebilmektedir. Meereen lehçesi ise, Astapor ve Ghiscari lehçeleri gibi, ona büyük zorluk yaşatmaktadır. Matematik eğitimi almıştır. Diziler ve seriler hakkında iyi bir bilgisi olmasına karşın, sınırlı bir geometri bilgisi vardır. Ayrıca şan dersleri de almıştır. Tyrion, Aegon’un “Westeros’taki lordların yarısının aldığından fazla” eğitim aldığını söylemiştir.
Yaşamı;
Doğumu
“Aegon’un doğduğu gün Kralın Şehri semalarında kırmızı bir kuyrukluyıldız belirmiştir.” Bu işaret, Prens Rhaegar’a göre Aegon’un “Söz Verilen Prens” ya da diğer ismiyle “Azor Ahai” olduğunu göstermekteydi. Kuyrukluyıldız, kehanetteki “kanayan yıldız” olarak görülmüştür. Üstat Aemon Rhaegar’ın inançlarının farkında olmasına rağmen, onları paylaştığı konusundaki bilgi belirsizdir. Aemon daha sonraları bu bilgiye kuşkuyla yaklaşmaya başladı, çünkü kehanet çevirilirken yapılan bir tercüme hatasına göre -Aemon’un da farkına vardığı üzere- Azor Ahai, bir prenses de olabilirdi. Azor Ahai, kehanette “ejderha” olarak geçer, ejderha kelimesi ise Valyria diline göre ne maskülen ne de feminen özellik alır, nötr bir durumdadır.
Jon Connington’un topladığı bilgilere göre, Prenses Elia Martell hep zayıf ve hastalıklı görünüyordu. Kızı Rhaenys’i doğurduktan sonra 6 ay yatakta kalmak zorunda kaldı. Aegon’u doğumu ise az daha Elia’yı öldürüyordu. Üstatlar Rhaegar’a Elia’nın daha fazla çocuk doğuramayacağını söylemişlerdi.
Spoiler:
Kralın Şehri’nin Yağmalanması
Robert’ın İsyanı sırasında Aegon küçük bir bebektir. Üç Dişli Mızrak Savaşı’nın ardından, Kral Aerys II, Kraliçe Rhaella ve oğlu Viserys’i Ejderha Kayası’na gönderme kararı almıştır. Asıl plan, Elia ve diğer çocukların da Rhaella ve Viserys ile birlikte Ejderha Kayası’na gitmeleriydi. Ancak Aerys bunun yerine Elia’yı Dorne’a karşı bir tehdit olarak kullanabileceğini düşündü. Üç Dişli Mızrak Savaşı’ndaki yenilgiyi Lewyn Martell’in yaptığı sözde vatan hainliğine bağladı ve bunun için Dorne’u suçladı. Aerys, Elia ve çocukları yanında tutup Dorne’un sadakatini bu yolla sağlamayı seçti. Rhaegar’ın ölümünden sonra ise Büyük Üstat Pycelle, savaşın bittiğine inanıyordu. Ona göre, Targaryen hanedanı artık ülkeyi yönetecek düzgün bir kral çıkarma yetisine sahip değildi. Aerys II “deliydi”, Viserys “çok gençti” ve Aegon “daha meme emen bir bebekti”. Pycelle Aerys’in Kralın Şehri’nin kapılarını Tywin Lannister için açmasını sağlamaya çalıştı. Pycelle gizliden gizliye, kendi çabalarının Lord Tywin’in tahta çıkmasına yardımcı olması için dua ediyordu.
Kralın Şehri’nin Yağmalanması sırasında, Kral Muhafızları’ndan Jaime Lannister, Kızıl Kale’deki taht odasında Aerys II’yi öldürmüştür. Ancak ondan sonra Elys Westerling, Roland Crakehall ve diğer Lannister şövalyeleri odaya girmişlerdir. Takriben aynı zamanda da Lannister askerleri kalan Targaryen kuvvetleriyle Kızıl Kale’nin cephaneliğinde ve merdivenlerinde savaşmaktaydı, Gregor Clegane ve Amory Lorch Maegor’s Holdfast’ın duvarlarına tırmanmaktalardı, ve Eddard Stark da Kuzey ordusu ile birlikte şehrin kapılarına doğru yürüyordu. Lord Crakehall, Jaime’ye yeni bir kral ilan etmeliler mi diye sordu. Söylememesine karşın, Lord Crakehall’ın sorduğu soru Jaime’nin Tywin Lannister’ı, Robert Baratheon’u ya da başka bir Targaryen hanedan üyesini kral ilan edip etmemesi idi. Jaime Viserys’in Ejderha Kayası’na götürüldüğünü, ancak Aegon ve annesinin burada, Maegor’s Holdfast’ta kaldığını hatırladı.
Jaime bir süre Targaryen hanedanından birini yeni kral ilan etme fikrini benimsedi. Tywin Kral Eli olarak güç kazanır, Kuzeydeki “kurtlar” hayal kırıklığı içinde ulurlardı ve Robert kendi öfkesinde boğulurdu. Aerys’in cesedine bakana kadar, Jaime bu fikri cazip buldu. Jaime o anda Aegon ve Viserys’in ikisinin de Aerys’in kanı olduğunu hatırladı ve ikisini de desteklememe kararı aldı. Crakehall’a, tahtı kim isterse onu yeni kral ilan edeceğini söyledi. Demir Taht’a oturdu ve tahtı ve krallığı talep edecek adamı beklemeye başladı. Eddard Stark taht odasına girene kadar, Jaime hala Demir Taht’ta oturuyordu.
Viserys çoğu zaman kız kardeşi Daenerys’e hikayeler anlatırdı. Bu hikayelerden birisi de “Gaspçı’nın köpekleri” Tywin Lannister ve Eddard Stark’ın Kralın Şehri’ne girişini anlatmaktadır. Hikayede, Elia Martell merhamet için yalvarırken Aegon’un onun göğsünden koparılıp gözlerinin önünde öldürüldüğü geçer. Aegon, “Rhaegar’ın varisiydi.” Daenerys sonraları askerlerin Aegon’un kafasını duvarda ezdiklerini hatırlar. Eddard Stark ise “Lord Tywin’in askerlerinin” Aegon’u annesinin göğsünden alıp kafasını duvarda ezdiklerini hatırlamaktadır. Aynı zamanda askerlerin Rhaenys’i saklandığı yatağın altından çektiklerini ve onu kılıçtan geçirdikleri söylenir. Eddard Stark Aegon’u öldüren kişinin Gregor Clegane olduğu hakkında söylentiler duymuştur. Daha sonraları ise Gregor’un Aegon’u öldürdükten sonra Elia’ya tecavüz ettiği fısıldanmıştır. O zamanlar Gregor daha 17 yaşındadır. Kimse Gregor’un dinleyebileceği yerlerde bu olayı anlatmaya cüret edememiştir. Tyrion Lannister’e göre ise, Elia ve Aegon’un cinayetlerini Gregor Clegane’in işlediği, Casterly Kayası’nda halk tarafından “bilinen bir olaydır”. Hikayede Gregor’un Elia’ya tecavüz ettiği sırada ellerinin Aegon’un kanı ve beyin parçaları ile kaplı olduğu söylenir. Gregor Clegane daha sonraları bu hikayenin bir kısmını Oberyn Martell’i öldürürken ona anlatır. İlk Aegon’u öldürmüştür, “zırlayan eniği”. Sonra Elia’ya tecavüz etmiştir; Clegane burada Elia’nın kafasını kendi elleriyle kırdığını iddia eder. Gregor aynı tekniği Oberyn üstünde de uygulamıştır.
Tywin Lannister daha sonraları olay hakkındaki kendi görüşünü oğlu Tyrion’a anlatır. Elia Aegon’u emzirirken üst katta Rhaenys de Rhaegar’ın yatağının altına saklanmıştır. İsyanın çoğunluğuna karşın, Tywin Batıdiyar’ı Robert’ın davasına katılmama yönünde tuttuğunun farkındaydı. Batıdiyar isyana sadece davanın savaşın son aşaması olduğu ve kraliyete olan kendi sadakatlerinin kuşkuya düşeceği söylendiği için katıldı. Tywin’in Robert’a sadakatini göstermesi için bir yola ihtiyacı vardı, ve bu yolun da insanları Lannister’ların Targaryen’lerle tüm bağları kopardığını göstermesi gerekiyordu. Ayrıca, Eddard Stark da Robert’ın ordusundan arta kalanları Üç Dişli Mızrak’ın güneyine götürüyordu. Lannister ve Stark güçlerinin müttefik olarak birleşme ihtimaliyle birlikte, iki ordunun çarpışma ihtimalleri de vardı. Tywin ayrıca büyük oğlu Jaime’nin bir salaklık yapıp da Aerys’in onu sırf inadına öldürmesinden de korktu.
Tywin kararını birliklerinin Rhaegar’ın çocuklarını ortadan kaldırması yönünde verdi. Tek bir hamle ile, Lannister’lar isyana bağlılıklarını kanıtlamış ve Robert Baratheon için diğer talepçileri ortadan kaldırarak Demir Taht’ı korumuştur. Tywin’in kendisi bile kendi emirlerinin sonucunu öğrenince şaşırmıştı. Cinayetler gereğinden “vahşice” işlenmişti. Tywin Elia’nın ölmesi gerekmediği üstünde durmuştu, ancak olay sırf Tywin’in Elia’nın ölmemesi gerektiğini belirtmemesinden oldu. Tywin daha Gregor’un sadece “savaşta kötü” olmadığını, gaddar da olduğunu anlayamamıştı. Gregor Aegon’un nasıl öleceğini kendisi seçmişti. Elia’yı ilgilendiren hiçbir emir de almamıştı. Elia’ya tecavüz edip öldürürken de “doğaçlama yapıyordu”. Rhaenys’i bulup saklandığı yerden çıkaran asker Amory Lorch’tu. Rhaenys onu tekmeledi ve çığlıklar atmaya başladı. Lorch kızı elliden fazla bıçak darbesiyle öldürdü. Tywin olaydan daha sonra, kızı öldürmek için daha mantıklı bir yol gösterdi: Kızı sakinleştirmek için birkaç güzel söz söyle, sonra da yumuşak bir yastıkla kızı boğ. Ona göre olayda kan çıkması gereksizdi. Oberyn Martell’in ise Tywin’den daha farklı bir hikayesi vardı. Elia’nın, önceden Elia’nın annesi ve Joanna Lannister arasında yapılan bir anlaşmaya göre Jaime Lannister ile evlenmesi planlanıyordu. Joanna’nın ölümünün ardından, Tywin anlaşmayı bozdu ve Martell’lerle adeta dalga geçerek Elia’ya damat adayı olarak Tyrion’u teklif etti. Aynı zamanda Tywin Martell’lere Cersei’nin Oberyn için değil, Rhaegar Targaryen için olduğunu söyledi. Elia Rhaegar ile evlenince, Martell’ler Tywin’in planlarını bozmuş oldu. Tywin “böyle aksilikleri unutacak bir adam değildi.” Oberyn, Reyne ve Tarbeck ailelerine de verdiği dersi Elia’ya vermek için, Elia’nın ölümünün kararını Tywin’in verdiğine inanıyordu.
Eddard Stark Tywin Lannister’ın Robert Baratheon’a cesetleri nasıl sunduğunu hatırlıyordu. Tywin’in “bağlılık nişanını”. Tywin, kızıl Lannister pelerinine sarılı cesetleri Demir Taht’ın önüne bırakmıştı. Zeki bir seçimdi, çünkü kan, kızıl pelerinde daha az belli oluyordu. Rhaenys, yatak elbisesinin içinde, yalınayaktı. Bebeğin durumu Eddard’ı korkutmuştu. Çocuğun kafası “kızıl bir harabeydi”. Robert bile çocuğun görüntüsüne dayanamamıştı. Robert görüntüye arkasını döndü. Kevan Lannister da o anda taht odasındaydı. Rhaenys’i tanıyabilmişti. Ancak Kevan kimsenin Aegon’u tanıyamadığını hatırlar. Çocuktan geriye kalan sadece yüzü olmayan bir korku, kemik, beyin ve kan topluluğuydu. Kafasından geriye kalan ise birkaç tel açık renk saçtı. Kimse cesede daha fazla bakamadı. Tywin çocuğun Aegon olduğunu söyledi ve herkes onun söylediğine inandı. On yedi yıl sonra, şimdi Kevan Tywin’in iddiasından emin değildir.
Ölüm hakkındaki tepkiler:
-Robert Baratheon çocuklar öldürüldüğü için aslında sevinmiş ve rahatlamıştı. Robert kahraman görüldü. O çocukları öldürmeye isteksizdi, ancak o Demir Taht’ın güvenliğinin sağlanması için çocukların ölmesi gerektiğini biliyordu. Robert’ın cinayet yüzünden herhangi bir Lannister’ı cezalandırmayı reddetmesi sebebiyle, Tywin kendisini cani olarak gösterdi.
-Tywin Lannister, olayın Lannister’ların “ejderhayı” terk ettiğini kanıtlayacağını biliyordu. Yıllar sonra, Tyrion olayın sonuçlarını sorguladı. Robert Baratheon kendi ellerini kana bulayacak ve kendi itibarını yerle bir edecekti. Bunun yerine Lannister’lar kendi itibarına zarar verdi ve uzun süreli düşmanlar kazandı.
-Eddard Stark olayı “cinayet” olarak niteledi, ama Robert olaryı “savaş” olarak nitelemeyi tercih etti. Eddard olayı protesto etti, çünkü Aegon ve Rhaenys “çocuktan başka bir şey değildiler.” Robert onların çocuk değil, ejderha soyu olduğunu söyledi. İki adam olay hakkında tartıştılar, Jon Arryn bile onları yatıştıramadı. Eddard kendi savaşında çarpışmak üzere soğuk bir öfke ile Kralın Şehri’nden ayrıldı. Eddard ve Robert ancak Lyanna’nın ölümü üzerine bir araya gelebildiler.
-Myr’li Thoros cesetler Demir Taht’ın önünde sergilenmeden önce onları gördüğünü iddia eder. Ona göre, Clegane ailesi “cesetler üstüne kurulmuştu” ve armaları da “iki kanlı bebek” olmalıydı.
-Arianne Martell’e göre Robert ölü çocukların üstüne basarak Demir Taht’a çıkmış bir canavardı. Robert’ın tahta çıkışı Dorne’da hiç hoş karşılanmadı. Viserys Targaryen Dorne’luların Elia’nın intikamını almaya kararlı olduklarına inanıyordu.
-Cinayetlerin ardından yıllar sonra, Doran Martell hala kurbanlar için yas tutar. Varys’e göre, Doran’ın Lannister’lara olan nefreti biliniyor. Doran Martell Elia ve çocukların öldürüldüğünü öğrendiğinden beri Tywin Lannister’ın çöküşü için onca yıl çalıştığını iddia eder.
-Kendi sözleriyle, Oberyn Martell “ onaltı yıldır adalete açtır.” O, olayda Gregor’un emirleri uyguladığına inanmıştır. Oberyn sadece cinayeti işleyenden değil, emirleri veren adamdan da intikam almak istemiştir.
-Nymeria Sand’a göre Targaryen çocuklarının ölümünü, Lord Tywin “altın ikizleri” ile ödeyecektir. Nymeria Cersei ve Jaime’nin de kurbanlar karşılığında öleceğini iddia eder.
-Jacelyn Bywater, Tyrion Lannister’a, “Rhaegar’ın çocuklarının doğranmasının” Lannister ailesinin günahı olduğunu, ve Yedi’nin Lannister’ların günahı yüzünden tüm Kralın Şehri’ni cezalandıracağını söylemiştir.
-Daenerys Targaryen Lannister ve Stark aileleri arasında bir fark göremiyor. O Eddard Stark’ın da çocukların öldürülmesinden sorumlu olduğunu düşünüp, “Gaspçı’nın köpeklerinin”, bir grup tazı gibi davranıp, çocukları öldürdüklerini söylemiştir. Çocuğu hangi tazının öldürdüğü önemli değildi, tüm köpekler aynı derecede suçluydu. Barristan Selmy onunla aynı fikirde değildir, ve Daenerys’e Eddard ve Tywin arasındaki farkları anlatmaya çalışmıştır. Daenerys kendi fikrinde ısrar edince, Barristan’ın yüzünde “onaylamayan bir ifadeyi” farketmiştir.
-Barristan Selmy hala cesetlerin görüntüsünü merak eder. Üç Dişli Mızrak Savaşı’nda aldığı yaralar yüzünden cesetleri görememiştir, ancak olayın üstünden yıllar geçmesine rağmen cesetleri ve Robert’ın cesetlere verdiği tepkiyi merak etmiştir. Acaba Robert cesetleri gördüğünde gülümsemiş miydi? Selmy, Robert’ın böyle bir tepki vermesinin onu öldürmek için kendini motive edeceğini ve hiç kimsenin onu durduramayacağını söylemiştir.
Spoiler:
Aegon’un Kurtulması
Genç bir adam, kendisinin Prens Aegon olduğunu ve kurtulma hikayesini Tyrion Lannister’e anlatır. Ona göre, kendisi yerine ölen çocuk bir “Sidiksu prensidir”. Çocuk Kralın Şehri’ndeki sokakların biri olan Sidiksu Dönemeci’nde doğmuştur. Babası bir dericidir, annesi ise onu doğururken ölmüştür. Derici, çocuğu Varys’e bir şişe altın Arbor şarabına karşılık satmıştır. Adamın daha başka çocukları da vardır, ama hayatında bir kere altın Arbor şarabını denemek istemiştir. Varys iki çocuğun takasını ayarlamıştır. Elia “Sidiksu prensini” almıştır, derici ise Arbor şarabını. Varys de gerçek prensi gözetimi altına almıştır. Tyrion hikayenin geri kalanını tahmin etti. “Sidiksu Prensi” öldüğü zaman, Varys prensi Dar Deniz’in ötesine kaçırdı, ve çocuğu Illyrio Mopatis’e emanet etti. Karşılığında Illyrio Aegon’u evlat edinecek adamı, sürgündeki Lord Jon Connington’u buldu. Aegon Tyrion’un çıkarttığı sonuca yorum yapmadı.
Jon Connington hakkındaki bilgilere göre, o günümüzden oniki yıl önce kendi sahte ölümünü düzenlemek zorunda kaldı. 288 A.K.Ç’da, “Çanlar Savaşı”ndan beş yıl sonra, Varys Jon Connington’u “prensin güvenliği” için bu yalanın gerekli olduğuna ikna etmiştir. Connington “sürgününün” beş yılını Altın Grup’un bir üyesi olarak geçirmiş, ve Myles Toyne’un sağ kolu olmuştur. Varys’in planını tamamlamak adına, Connington gizlice Kumpanya’dan çıkartılması gerekiyordu. Sebep ise Connington’un bir sandığı “çalması” idi. Sonra Connington’un Lys’te “ölümüne” içtiği hakkında söylentiler çıkar. Varys’in sözleriyle, Connington artık, “cesur sürgün” olarak hatırlanacaktır. Sonraları ise, Connington çoktan unutulmuş olacaktır. Aegon hayatının çoğunu Utangaç Hizmetçi adlı teknede geçirmiştir. Koruyucu babası ile aynı odayı paylaşmışlardır.
Aegon, Jon Connington’dan askeri taktik eğitimi, Rolly Duckfield’dan dövüş, Septa Lemore’dan Yedi inancı, ve Haldon Halfmaester’dan tarih ve dil eğitimi almıştır. Ona okuma yazma öğretilmiştir. Sonra da tarih, hukuk ve şairlik eğitimi almıştır. Balıkçılarla yaşamış, nehirlerde yüzmüş, elleriyle çalışmış ve ağları onarmıştır. Kendi giysilerini yıkamak, balık tutmak, yemek pişirmek, yara dikmek gibi pratik işleri öğrenmiştir. Açlıkla tanışmıştır, ve av olacağından korkmuştur. Eğitimi, krallığın bir hak değil, bir görev olduğu ile ilgilidir.
Aegon’un Demir Taht’ta iddia ettiği hak, Daenerys’in iddiasından daha güçlüdür.
Kanunlarda şöyle yazar:
“ilk çocuğun çocuğu, ikinci çocuktan önce gelir.”
Aegon Rhaegar’ın, Kral Aerys II’nin ilk oğlunun oğludur. Bu durum Aegon’u taht sıralamasında amcası Viserys ve halası Daenerys’in önüne geçirir.
Tarihte Aegon ismi altında beş kral vardır. Daenerys’in de dile getirdiği gibi, Aegon “bebekken kurtulabilseydi” altıncı kral olacaktı.
Ancak Aegon’un Targaryen’lere özgü olan, Daenerys’te de olan “rüyasında ejderha görüp görmediği” hakkında hiçbir belirti yoktur. Onun da bu rüyaları görme ihtimali var, ama bu kan bağından sadece birkaç kişide bu yetenek vardır.
Kitapta Geçen Olaylar:
-Kralların Çarpışması:
Daenerys, Ölümsüzler Evi’nde Kızıl Kale’deki taht odasını, ve Rhaegar, Elia ve Aegon’un görüntüsünü görür. Görüntüde, yeni doğmuş Aegon, Elia’nın göğsündeydi. Elia büyük ahşap bir yataktaydı. Rhaegar, yeni doğan çocuğunun ismini Aegon koymak istemiş, “bir krala yaraşır bir isim” olduğunu dile getirmişti. Elia Rhaegar’a Aegon için hangi şarkıyı söyleyeceğini sormuştur. Rhaegar “Onun zaten bir şarkısı var, Buz ve Ateşin Şarkısı.” diye cevap verdi. Aegon’un bu şarkıdaki rolü, “söz verilen prens”tir.
Ancak, Rhaegar daha sonra “ejderhanın üç başı olduğu için” üçüncü birisi daha olması gerektiğini söyledi. Pencerenin yanına geçti, ve harpını çalmaya başladı. Görüntü kaybolurken Daenerys Rhaegar’ın müziğindeki “tatlı üzüntü”yü dinler.
Daenerys daha sonraları bu görüntüyü Jorah Mormont’a betimler. Jorah, Daenerys’e görüntüdeki kişileri onaylamasına yardım eder, ancak eğer Aegon “söz verilmiş prens” olsaydı, onun ölümüyle verilen sözün de bozulduğunu söylemiştir. Daenerys Rhaegar’ın çocuklarına verdiği isimleri hatırlar. Çocuklar, Aegon I Targaryen ve kardeşi Rhaenys’in orijinal isimlerine sahiptirler, ancak Visenya isminde bir çocuk yoktur. Daenerys, Rhaegar’ın “üçüncü baş” olarak nitelediği kişinin Visenya adında bir bebek olup olmadığını merak etmiştir. Daenerys de, Jorah da daha önce hiç “buz ve ateşin şarkısı” diye bir şey duymamışlardır. Bu deyimin anlamını ikisi de çıkaramadılar.
Spoiler:
-Ejderhaların Dansı:
Meereen’de, Daenerys Aegon hakkında hayal kurmuştur. Aegon’un hala hayatta olduğunu ise bilmez. Kendi kendine söyle düşünür:
“Yaşasaydı, onunla evlenebilirdim. Aegon, Viserys’e göre benim yaşıma daha yakındı”
Kimliğini daha iyi saklamak için, Aegon gümüş saçlarını maviye boyadı. Saçlarını maviye boyaması, açık mor renkli gözlerini de mavi gösterir. Annesinin Tyrosh’dan gelme mavi saçlı bir kadın olduğu ve onun anısına kendi saçlarını maviye boyadığı hikayesini kullanmıştır.
300 A.K.Ç yılında, Illyrio Mopatis ve Tyrion Lannister Pentos’tan Rhoyne Nehri’ne gitmek üzere hareket ederler. Yolculukta Illyrio Tyrion’a seyahatlerinin sebebini anlatır. O ve “Griff” (Jon Connington) Daenerys Targaryen’in Volantis’e beklenen gelişini görmek ve taze birlikler ve fazla gemiyle onun safına katılmak için Volantis’e doğru gitmektedirler. Illyrio’nun açıkladıklarına göre, Daenerys Astapor’u fethetmiş, Yunkai’ye diz çöktürmüş ve Meereen’i ele geçirmiştir. Illyrio Daenerys’in batıya, ya kara yoluyla Mantarys’e, ya da deniz yoluyla Volantis’e geleceğini tahmin etmektedir. Jon Connington’dan bahsederken Illyrio, onun çoğunluk paralı askerin aksine, sorumluluk sahibi bir baba olduğuna işaret eder. Illyrio aynı zamanda onun oğlundan, Genç Griff’ten (Aegon) asil bir çocuk olarak söz eder.
Bir dövüş antrenmanında, artık öğrenci ustasını geçer. Aegon, Rolly’yi yere devirmeyi başarır. Utanan Rolly, Aegon’u güldürmek amacıyla bilerek düştüğünü söyler. Ancak bu olaya gülen Aegon değil, Haldon olur. Bu olaydan üç gün sonra, Tyrion ve Illyrio yolculuklarının sonuna gelir ve Haldon ve Rolly ile buluşurlar. Illyrio özellikle Haldon’dan Genç Griff hakkında bilgi ister. Haldon, Genç Griff’in artık Griff kadar uzun olduğunu söyler. Sonra da antrenmanda olanları anlatır.
Illyrio, Genç Griff için zencefilli şeker getirmiştir. Onun bu şekerden çok hoşlandığını söyler. Sonrasında “garip bi şekilde üzgün olan” Illyrio bir elveda ziyafeti düzenlemek ister, ve Genç Griff’in Haldon ve Rolly ile birlikte Ghoyan Drohe’ye gelmesini ister. Haldon ise bu ziyafete vakitlerinin olmadığını belirtir. Griff nehrin aşağısına inmek için acele etmektedir. Motho ve Zekko’nun khalasar’ları Qohor ormanlarını geçip Rhoyne nehrine gelmektedir. İki khalasar da onlardan daha büyük bir khalasar’ı olan Pono’dan kaçmaktadırlar, ki buna göre Pono’nun da Rhoyne’a doğru gelme ihtimali vardır. Griff Dothrakiler ile bir sorun yaşamak istememektedir. Tyrion da bu yolculukta Haldon ve Rolly’e katılır. Illyrio Genç Griff için bir mesaj bırakır. Mesajında, üzülerek çocuğun düğününde olamayacağını, ama onunla Westeros’ta buluşacağını söyler.
Üçlü at üstünde bir-iki gün geçirdikten sonra Utangaç Hizmetçi’ye varırlar. Genç Griff “Ördek” ve Haldon’u seslenmelerle karşılar. Bir sohbet başlatmak adına, Tyrion Genç Griff’e mavi saçının Westeros’ta nasıl alay konusu olacağını söyler. Genç Griff ise saçlarını Tyrosh’lu annesinin adına maviye boyadığını belirtir.
Utangaç Hizmetçi Volantis’e doğru yol almaktadır. Tyrion çocuğun kahvaltı etmesini seyretmektedir. Bu sırada da çocuğun görünüşü hakkında düşünmektedir. Kahvaltıdan sonra, Genç Griff Rolly Duckfield ile dövüş antrenmanına başlar. Bugünkü antrenmanda Rolly ve Genç Griff arasında bir fark yoktur. Çocuk daha fazla atak yapıyordu, Rolly daha az ama daha sert vuruyordu. “Ördek” ilk yorulan oldu, ve Genç Griff’e bir atak başlatması fırsatını verdi. Ördek küpeşteye doğru gerileyince, Genç Griff onu bir omuz darbesiyle nehire attı.
Islanmış olan Rolly, Tyrion’un onunla dalga geçmesini kaldıramadı ve onu da nehire fırlattı. Genç Griff Tyrion’un tekneye geri çıkmasına yardım etti. Tyrion etrafındakileri de ıslatmak amacıyla kendi etrafında dönmeye başladı. Genç Griff neşelendi ve Tyrion’a bu numarayı nereden öğrendiğini sordu. Tyrion ise ona gerçek bir hikaye anlatmadı. Dövüş antrenmanından sonra, Genç Griff Septa Lemore’dan Yedi’lerin mucizeleri hakkında ders almaya başladı. Akşamüstü ise Genç Griff, Haldon’dan dil, geometri ve tarih dersi aldı. Tyrion da derslere katıldı.
Dersler bittikten sonra, Genç Griff gemide Yandry’e yardım etti. Tyrion Haldon ile birlikte Genç Griff’in aldığı eğitim hakkında konuştu. O, bu kadar geniş bir eğitimin “bir paralı askerin oğluna göre” alışılmadık olduğunu söyledi. Haldon, Tyrion’un çocuğu kastettiğini anlayamadı. Saatler sonra, tekne “Nehirdeki Yaşlı Adam” ile karşılaşınca, Genç Griff neşelendi. Mürettebatın çoğu bunu iyi bir işaret olarak nitelediler, Tyrion kendi kendine “Nehirdeki Yaşlı Adam’ı” kralların doğumlarının işaretçisi olan harikalardan biri olarak niteledi. Genç Griff’in gerçek kimliğiyle ilgili bir ipucu bulmuştu.
Tekne Sorrows yakınlarında bir sis bulutunun içinden geçmek zorunda kaldı. Genç Griff geminin pruvasında bir direğe tutunmuş durumda duruyordu. Direği tekneye gelecek zararlara karşı kullanmak amaçlı hazırda bekliyordu. Genç Griff nehrin bu bölgesinde balık bulunduğunu belirtmesine rağmen, Ysilla buradaki balıkları yememesi konusunda onu uyardı.
Sohbet, “Garin’in Laneti’ne” döndüğü zaman, Ysilla Garin hakkında bir hikaye anlattı. Volantisli insanlar Garin’i altın bir kafesle yükseğe asmışlardı, ve onun Rhoyne Ana’ya Volantis’in yok olmasıyla ilgili yaptığı çağrılarla alay etmişlerdi. Nehir yükselmiş ve Volantis’lilerin boğulmasına sebep olmuştu. Ancak hikayede hala “ateş lordlarının” Volantis nehrinin dibinde huzursuz bir şekilde yaşadıkları da anlatılır. Ateş lordları, etleri de kalpleri kadar taşlaşmış insanlar olarak betimlenmiştir.
Hikayeyi dinleyen Genç Griff hikayeden pek fazla etkilenmedi. O, onların “ateş lordlarıyla” karşılaşabileceğinden emindi. Lemore bu kadar kibirin büyük bir günah olduğunu söyledi.
Tekne Sorrows’a doğru yaklaşırken, Genç Griff direğini teknenin yıkık bir kuleye çarpmasını engellemek için kullandı. Bir zaman sonra, çocuk herkesi önlerindeki ışık hakkında uyardı. Babası ışığın Rüya Köprüsü’nden geldiğini anladı. Griff, oğluna Lemore’a odasına kadar eşlik etmesini ve orda kalmasını söyledi. Genç Griff ise inatla bir korumaya gereksinim duyduğunu reddetti ve kendisinin “şövalyelik eğitiminin” kendisini korumaya yeteceğini söyledi. Griff ona aşağıya inme emrini verdi. Çocuk içinden küfretti ve Haldon, Rolly, Ysilla ya da “Hugor”’un (Tyrion) neden aşağı inmediğini sordu. Tyrion onu aşağı inmeye ikna etmeye çalıştığı zaman da Genç Griff ona “ Sen bir cücesin” cevabını verdi. Tyrion ona görevlerini anlatmaya çalışırken tekne köprüyü geçmesiyle sözü kesildi.
Taş Adamlar ile ilgili tehlikenin kısa bir süreliğine geçmesinin ardından, Genç Griff dikkatini Tyrion’a verdi. Onun kolundan tuttu ve “Neden ben herşeyim?” diye sordu. Tyrion teknedeki herhangi biri ölseydi onun için yas tutulacağını, ancak Genç Griff’in ölmesi durumunda görevlerinin başarısız olacağını söyledi. Genç Griff Tyrion’un kendi gerçek kimliğini anladığını farketti. Tyrion, ipuçlarını teker teker saydı. Genç Griff’in aslında Tywin Lannister’ın kızıl pelerine sardığı çocuk, Aegon Targaryen olduğu sonucunu çıkarmıştı. Aegon’un da “Hugor”un aslında Tyrion Lannister olduğunu öğrenince kafası karıştı.
Gemi mürettebatıyla buluşmadan önce, Rüya Köprüsüne ikinci bir geçiş yaptı. Açıklanamayan bir nedenle gitmeleri gereken yerin tersine doğru hareket etmektelerdi. Griff Haldon’a Aegon’a aşağıya kadar eşlik etmesi emrini verdi. Ancak Haldon verilen emri yerine getiremedi. Geçiş sırasında, üç Taş Adam güverteye çıktı. (Tyrion iki tanesini görebildi, üçüncü adamı arkasında olmasından dolayı göremedi.) Üçüncü Taş Adam ileri atıldı ve Aegon’a yaklaştı. Çocuk bir anda elinde kılıcı, korkudan hareketsiz kaldı. Tyrion Aegon’un bacağını tekmeleyip onu yere düşürdü, sonra onun üstünden bir meşaleyle Taş Adam’ın üzerine atlayarak Taş Adam’ı güverteden düşürdü. Diğer mürettebat Aegon’u korumaya geldiğinde, iki boğuşan vücut denize düşüyordu.
Tyrion’ın bilinci yerine geldiğinde Selhorys’e gelmişlerdi. Aegon kendi güvenliği için gemide kalmak zorunda olduğu için somurtmuştu. Selhorys, Volantis şehrinin kontrolündeydi, ve Dothraki kuvvetleri şehrin civarlarına gelmiştiler. Volantis’in yöneticileri bir Dothraklı saldırısından korkuyordu ve şehre savaş gemileri ve askerler getirtmişlerdi. Gruptakiler Aegon’un güvenliğini sağlamak için şehirde çok kısa süre kaldılar. Aegon kendini savunabileceği konusunda ısrar etmesine rağmen, Rahibe Lemore en cesur Targaryenlerin bile tek başına savaşmadığını söyledi. Genelde Targaryenler kendi Kral Muhafızlarını yanlarında tutardı. Lemore aynı zamanda kendi rahibe kıyafetlerini değiştirerek normal bir kıyafet giydi. Aegon bunun nedenini sorduğunda ise rahibe “Sadece birşeyler saklaması gerekenin Aegon olmadığı” cevabını verdi.
Tyrion, Aegon’u bir “cyvasse” oyununa davet etti. Bir süre oynadıktan sonra, Tyrion Aegon’un oyun stili hakkında kendi kendine düşündü. Ona göre Aegon, cesur ama aptalca oynuyordu. Aegon bir piyonu almak için herşeyi riske ediyordu. Tyrion Aegon’dan bilgi almak için bir sohbet başlattı. Aegon masumca önce Jon Connington’un geçmişini, sonra da kendi hikayesini anlattı.
Tyrion sohbetin yönünü kendi maceralarının gerçek amacına çevirdi. Aegon, planın kendisinin halası Daenerys ile evlenmesi olduğunu söyledi. Tyrion Aegon’u herkesin öyle beklemesine karşın halasının bu evliliği istemeyebileceği yönünde uyardı. Aegon şaşırdı, Daenerys’in bu teklifi reddedebileceğini hiç düşünmemişti. Tyrion, Daenerys’in kendisine dilenci gibi yaklaşan bir akrabasıyla, hele hele Demir Taht’ta kendisinden daha sağlam bir talebi olan biri ile evlenmek istemeyecek kadar gururlu, sert ve güçlü bir genç kadın olduğunu söyledi. Aegon birdenbire kendisine dilenci denmesinden kızdı ve bunu inkar etti. Ayrıca kendi ordusunu, Altın Grup’u gösterdi. Tyrion Daenerys’in daha büyük bir ordusu olduğu ve Aegon’a hiçbir şey borçlu olmadığına değindi. Aegon onu kazanmak için Lord Connington’a güvendiğini söyledi. Tyrion onu aptal olmakla suçladı, ve şu sözlerle uyardı:
“Kimseye güvenmeyin, prensim.”
Tyrion, Jon Connington, Haldon, Rolly, Lemore ya da onu bugüne kadar yetiştiren başka insanların da ona ihanet edebileceğini, ve Illyrio, Varys ya da Daenerys’in ise onlardan daha az güvenilir olduğunu söylerek artık Aegon’un içine nifak tohumlarını ekmişti. Sonra Tyrion başka bir yol önerdi. Ona göre Aegon ordusuyla birlikte doğuya değil, Beş Kralın Savaşı’nın sonuçlarını avantajlarına kullanmak için Westeros’a yönelmeliydi. Tyrion Kuzey’in korkunç bir durumda olduğunu, Nehir Diyarları’nın Stannis Baratheon Fırtına Burnu’nu ve Ejderha Kayası’nı tutarken harap hale geldiğine değindi. Yaklaşan kış diyarı kıracaktı. Tyrion, Aegon’un rakiplerinin de bir bakıma zayıf olduğunu söyledi. Şu anki kral Tommen I’in daha on yaşında bir çocuk olduğunu belirten Tyrion, ona naiplik yapmak isteyenlerin de problemleri olduğunu söyledi. Kraliçe Cersei müttefiklerine karşı yabancı gibi davranıyordu, Jaime Lannister yönetme sorumluluğundan kaçıyordu ,ve Kevan Lannister doğuştan takipçiydi. Mace Tyrell naipliği almak için önce Lannister’lar ile savaşmalıydı ,ve Stannis Baratheon’un olumsuz bilinirliği de onun şansını daha da azaltıyordu. Sadece ama sadece savaş kazanmış bir Aegon Daenerys ile eşit olarak karşılaşabilirdi.
“Cyvasse” oyunu Aegon’un yenilgisiyle son buldu.
Oyun sırasında, prens kendi rakibinden, onu taktiksel olarak yenilgiye sürükleyecek bir strateji öğrenmişti. Tyrion oyun sırasında Aegon’un kimseye güvenmemesini, en güvendiklerinin bile ona ihanet edebileceğini söylemişti. Hayal kırıklığına uğrayan Aegon masayı devirdi. Oyun ve piyonlar yere saçıldı. Aegon Tyrion’a parçaları toplaması yönünde emir verdi. Tyrion o anda bu tür hareketleri yapan başka bir Targaryen’i hatırladı.
Utangaç Hizmetçi, Volon Therys açıklarında demirledi. Jon Connington Aegon ile birlikte Altın Grup’un kampına doğru yola çıktılar. Askerler kentin 3 mil güneyinde konuşlanmışlardı. Yolcular da Daenerys’in hala Meereen’de olduğunu ve Illyrio’nun tahmininin yanlış olduğunu öğrendiler. Aegon mavi saçından şikayet etmeye başladı, saçını yıkayıp gerçek rengini vermek için sabırsızlanmaya başlamıştı. Bir ordusu olduğu fikrini düşününce gülümsedi. Ancak daha sonra Jon Connington’a paralı askerlerin güvenilirliği hakkındaki endişelerini açıkladı. Jon Connington başından sonuna kadar sadık askerlerin güven kazanmaları gerektiğini anlatmaya çalıştı. Connington eğer Aegon’un Tyrion’un tavsiyesine uymasından ve onun Aerys II gibi bir paranoyak olmasından dolayı endişelenmeye başladı.
Kampa geldiklerinde, Connington onları karşılayan Franklyn Flowers’a çocuğu kendi yaveri olarak tanıttı. Flowers onlara Harry Strickland’ın çadırına kadar eşlik etti. Strickland Aegon’u ilk görüşte Connington’un oğlu sandı, ancak Connington onu isminin altıncısı Aegon Targaryen, Andalların, Rhoynarların ve İlk İnsanlar’ın kralı, Yedi Krallık Lordu olarak tanıttı. Bu tanıtım diğerlerince sessizlikle karşılandı. Connington hepsinin Aegon’un kimliğinden haberdar olduklarını anladı.
Connington ve Grup’un kurmayları bir süreliğine Daenerys Targaryen’in Meereen’deki uzun süren varlığı ve Tacir Körfezi’ndeki çatışmalar hakkında konuştular. Doğuya mı batıya mı gideceklerini merak ediyorlardı. Aegon fırsatı gördü ve hemen planını uygulamaya koydu, Westeros’a gidip Demir Taht’ı talep etme planını. Strickland bu planın riskli olacağını söyledi. Ancak kurmayların çoğu bu planın arkasında durdular. Aegon halasının Meereen’i tutabileceğini söyledi. Planı hızlı hareket edip onlara güçlü vurmak, Lannister’lar tepki veremeden bir kaleyi ele geçirmekti. Bu hareket tabii ki onlara müttefik kazandıracaktı. Connington bu girişimden etkilendi, karşısında yeni bir Aegon’un olduğunu düşündü. Tüm kurmaylar Aegon’a bağlılıklarını bildirdi. Ancak, Westeros’a çıkana kadar, Aegon’un gerçek ismini askerler bilmeyecekti.
On Altın Grup gemisi Volantis’ten hareket etti. Altı gemi Westeros’a gelmeyi başardı. Gazap Burnu’nda konuşlandılar. Connington birliklerin dörtte biri ile Griffin’s Roost’u ele geçirmeye gitti. Eşzamanlı olarak, her biri tüm birliklerin dörtte biri ile hareket ederek, Tristan Rivers Kargayuvası’nı, Laswell Peake de Yağmurevi’ni kuşattı. Aegon Gorys Edoryen komutasında kalan birlikler ile kampta kaldı. Haldon Westeros’un askeri ve diplomatik durumu ile ilgili bilgi topladı, Kral Aegon ve onun Eli, Jon Connington’un evlilikleri aracılığıyla ittifaklar kurmayı düşünüyordu. Bu plan normal plana tamamen ters düşüyordu.
Connington filonun kaybolan dört gemisinin bir bölümünün Marq Mandrake komutasında Yeşiltaş’ı almak amacıyla Estermont’a çıktığını öğrendi. Kalan gemiler hala kayıptı. Flowers kayıp askerlerin Stepstones civarlarında dağıldıklarını tahmin etti. Connington Aegon’u üst düzey güvenlikle Griffin’s Roost’a getirmeye karar verdi. Franklyn aynı fikirdeydi, oysa ki Aegon mücadelenin en şiddetli yerinde olmak istiyordu. Connington’un Fırtına Burnu’nu, Stannis’in Fırtına Diyarı’nda son kalesini alma planları vardı.
Dört gün sonra, Aegon Griffin’s Roost’a vardı. Yüz kadar atlı ve üç filin önünde ilerliyordu. Ona Lemore ve kendi Kral Muhafızı Rolly Duckfield eşlik ediyordu. Connington Rolly’nin Kral Muhafızları’nda olması ile ilgili Aegon ile tartıştığını hatrladı. Connington Kral Muhafızları’nın en bilinen savaşçılardan ve/veya seçkin lordların oğullarından oluşması gerektiğini savundu. Aegon Jaime Lannister’ın bu mevkiye mükemmel uyan biri olduğunu, ve şu an Kralkatili olarak anıldığını söyledi. Kral Muhafızları’nın ona sadık olmaları ve onun güvenliği için ölmeye hazır olmalarını tercih ederdi.
Connington Prens’e ona güneşliğine kadar eşlik etmesini isteyip istemediğini sordu. Ancak sonra Aegon’un “Genç Griff”ten daha az uysal olduğunu anladı. Aegon onu “daha iyi bir yarım saat” bekletti. Onun yerine yanına Rolly’i aldı. Connington Rolly’i göndermeye çalıştı, ancak Aegon Rolly’nin yanında olması için ısrar etti. Aegon Connington’un Strickland ve Flowers ile Fırtına Burnu’nu alma planından bahsetti, Strickland onu planı ertelemesi için ikna etmeye bile çalışmıştı. Aegon Strickland’ın bu planın iyiliği için biraz “yaşlı” olduğunu hissetmişti. Aegon saldırıyı kendisinin yönetmek istediğini söyledi.
Kralın Şehri’ndeki Küçük Konsey Altın Grup hakkında konuşmaya başladı. Qyburn ve Pycelle paralı askerlerin Estermont ve Tarth’a konuşlandığını haber almıştı. Aynı zamanda Jon Connington’un Fırtına Burnu’na doğru hareket ettiğini de bilmekteydiler. Kevan Lannister artık Güney’de yeni bir düşmanlarının bulunduğuna değindi, Kuzey’e Stannis ve Batı’da Greyjoy’lar dışında üçüncü bir tehdit. Kevan, Randyll Tarly’nin onun bir sahtekar olduğunu bildirmesine rağmen, yeni bir Targaryen talepkârının Connington’a katıldığı yönünde bilgiler almıştı. Pycelle Altın Grup’un satın alınabileceği önerisini sundu, ancak Harys Swyft krallığın tamamen borca battığını ve verecek hiç altını olmadığını söyledi.
Varys, ölüm döşeğindeki Kevan’a, Aegon’un sancağını Fırtına Burnu’nda kaldıracağını söyledi.
Aegon hakkında söylenen sözler:
“Aegon yürüyebildiğinden beri yönetmesi için şekillendiriliyor. Bir şövalye olması için dövüş eğitimi aldı, ama bu tüm eğitimi değil. Okuyabiliyor ve yazabiliyor, birkaç dilde konuşabiliyor, tarih, hukuk ve edebiyat dersleri aldı. Anlayabileceği yaşa geldiğinde, bir rahibe onu Yedi inancının gizemlerini öğretti. Balıkçılarla yaşadı, nehirlerde yüzdü, elleriyle çalıştı, ağları onardı, ve gerektiğinde kendi elbiselerini yıkadı. Balık tutabiliyor ve onları pişirebiliyor, ve kendi yaralarını dikebiliyor. Aç olmanın, korkunun ne olduğunu biliyor. Tommen’e kral olmanın bir hak olduğu öğretildi. Aegon kral olmanın bir görev olduğunu, ve bir kralın halkını önüne koyup, onlar için yaşayıp, onlar için yönetmek zorunda olduğunu biliyor."
Varys, Kevan Lannister’a Aegon’u anlatıyor.
“Onun gümüş saçları rüzgarda dalgalanıyordu, ve gözleri bu çocuğunkinden daha koyu bir mordu."
Jon Connington, Griffin’s Roost’un ele geçirilmesinden sonra Rhaegar Targaryen ile Aegon’u karşılaştırırken.
Not: İlk çevirim olduğundan hatalarım olacaktir, belirtirseniz sevinirim :)
merhabalar forum konseptine çok yabancı olmamla birlikte anlık bir gazla üye olayım dedim. forum olarak, güncelliğinden midir nedir asiaf acayip çekiyor insanı. haydi hayırlısı.
Kızıl Kale, Yedi Krallığın kralının ve maiyetinin kaldığı kaledir. Kral Toprakları’nda Aegon Tepesinin üzerinde bulunur.
Tarihi
Aegon “Fetih Savaşı”’na bugünkü Kral Toprakları’na gelerek başlamıştır. Bölgede bulunan üç tepenin en yüksek tepesine (bugün Aegon Tepesi diye anılan bölge) tahta ve kilden ilk kalesini yapmıştır. Savaşı tamamladıktan sonra Kızıl Kale’nin yapımına başlamıştır. Kalenin yapımı I. (Zalim) Maegor zamanında tamamlanmıştır. Zalim Maegor kalenin sırlarını kimseye anlatmasınlar diye yapımda çalışan herkesi öldürmüştür.
Genel Tanımlar
Kızıl Kale soluk kırmızı taşlarla yapılmıştır. Demir surlarla taçlandırılmış yedi büyük kulesi vardır. Kale, üzerinde okçular için yuvalar bulunan muazzam surlarla çevrilmiştir. Dış surların bazı yerleri dört feet yüksekliğe ulaşmıştır. Hainlerin kafaları genellikle surların üzerinde siperlerin arasında bulunan çivilere takılır. Duvarlarda büyük parmaklıklı bronz kapılar ve bu yapıların yakınında küçük dar girişler bulunur. Kalenin önünde kaldırım taşları bulunan alanda devasa bir gözetleme kulesi bulunur. Yanında küçük iç avlular, kubbeli salonlar, siperli köprüler, kışlalar, zindanlar ve tahıl ambarları bulunur.
İçeride monarkların elinde bulundurduğu Demir Taht, büyük salon ve kraliçenin balo salonu dahil birçok toplantı salonu, Targeryan Hanedanı’nın birçok hatırası, ejderha kemikleri bulunur. Kapılar siyah demirle birbirine bağlanmış meşeden yapılmadır. Kızıl Kale’nin tamamı Winterfell’den daha küçüktür.
Kısımları
Maegor's Holdfast (Maegor’un Malikânesi)
Maegor’un Malikânesi, Kızıl Kale’nin ortasında, duvar kalınlığı 12 fite kadar çıkan ve etrafında demir çivilerle çevrilmiş kuru hendekler bulunan, kraliyet ailesinin kaldığı bir iç kaledir. Kralın yatak odasında çift şömine bulunur.
Queen's Ballroom (Kraliçe’nin Balo Salonu)
Balo salonu iç kalede bulunur. El kulesindeki küçük salonun yarısı büyüklüğündedir. Yüz kişilik salonda dövülerek şekillendirilmiş gümüş aynalar ve meşaleler bulunan duvar şamdanları bulunur. Duvarlar şatafatlı bir şekilde oyulmuş ahşaplarla kaplanmıştır. Güney duvar boyunca okçu pencereleri vardır.
Tower of the Hand (El Kulesi)
El Kulesi, kralın elinin malikanesidir. Küçük salonu ikiyüz kişilik yüksek kubbeli uzun bir odadır. Kabul salonu kralınki kadar büyük değildir, ama Myr kilimleri, duvar askılıkları, altın rengi pencereler mahremiyet hissi veriyor. Kule uzun pencereleri vardır.
Spoiler:
Kule yılında Kral Tommen’in düğününde vekil kraliçe Cersei Lannister tarafından çılgın ateşle yakılmıştır. Mace Tyrell kuleyi orijinal boyutlarında tekrar yaptırmayı planlamaktadır.
Maidenvault (Bakire Kulesi)
Bakire Kulesi, kraliyet septinin yanındadır. Uzun ve arduvaz damlıdır. Girişi iki oyulmuş kapıdan oluşmuştur. I. (Kutsanmış) Baelor tahta geçince kardeşlerinin cinsel ilişkiye girmesini önlemek için buraya kapatmıştır.
White Sword Tower (Beyaz Kılıç Kulesi)
Kral Muhafızları’nın odalarının bulunduğu kuledir. Koya bakan, kale duvarına bir açıyla yerleştirilmiş ince yapına dört katlı bir kuledir. Yuvarlak Oda olarak bilinen toplantı odası ilk katta bulunur. Halılarla kaplı duvarlar beyaza boyanmıştır ve ortada meşeden yapılma yedi kişilik geniş bir masa bulunmaktadır. İkinci ve üçüncü katlarda Kral Muhafızlarının altı kardeşinin odaları bulunur, en üst katta ise lord kumandanın odası bulunur. Odası dar ama geniştir ve dış duvarların üstünde bulunur.
Great Hall (Büyük Salon)
Demir Taht’ın bulunduğu salondur. Demir Taht dar merdivenlerle çıkılan yüksek bir platformda bulunur. Meşe-bronz kapılardan tahta kadar duvarlarda uzun kilimler bulunur. Mağaramsı bir görüntüsü olan salon bin kişiliktir. Doğu ve batı duvarlarından pencereler kuzeyden güneye yüksek ve daralan pencereler vardır. daha önceden duvarları Targaryen’lerin ejderhalarının kemikleri süslerdi ama Robert Baratheon onları kaldırarak yerine duvar halıları döşenmiştir. Kral Joffrey bunları da kaldırtmıştır.
Traitor's Walk (Hain Yolu)
Dar, zindan girişinin olduğu daire kesitli kuledir. Katlarda konfor derecesine göre suçluların bulunduğu hücreler bulunur. İki hücre arasında kral adaleti, lord itirafçı ve gardiyan şefinin odası bulunur.
Dungeon (Zindanlar)
Kızıl Kale’nin zindanları dört kademedir. Genel suçluların bulunduğu nn üst kademede yüksek dar pencereler bulunur. Yüksek doğumlu tutsakların bulunduğu ikinci kademe daha küçüktür ve penceresizdir. Koridorları meşaleler aydınladır. “Kara Hücreler” olarak bilinen üçüncü kademede tahta kapılar bulunur. İçeri ışık girmez. Bu hücrelerde hain ve ya tehlikeli mahkûmlar kalır. En alt kademe işkence içindir.
Secret passages (Gizli Geçitler)
Kızıl kale gizli geçit ve tünellerle birbirine bağlanır. Kral Zalim Maegor, bu geçitleri düşmanlarından hızlı bir şekilde kaçarak onları tuzağa düşürebilmek için inşa etmiştir. Tüneller birçok tuzakla doludur. Bazı tüneller taşlardan yapılmışken kalanlar kerestelerle desteklenmiş killerden yapılmıştır. Geçitlerin bazı kısımları yetişkin bir adamın sürünerek geçebileceği darlıktadır. Geçitlerden birini Karasu’ya çıkar. Bu çıkış kayaya oyulmuş, dar ve bir patika gibi olduğu için aşağıdan giriş görünemez.
Spoiler:
Bazı geçitler kaledeki bazı odaların çok yakınından geçer, çok dikkat edersen koridor ve ya odadaki konuşmaları bile duyabilirsiniz. Geçitlerden biri kral elinin yatak odasına çıkar. Varys’ın yatak odasından tünellere giriş için taş bir kolun çevrilmesi gerekir.
Godswood (Tanrı Ormanı)
Kızıl Kale’deki tanrı ormanı, Karasu Körfezi’nde bir dönümlük alanda karaağaç, akağaç ve kara pamuk ağacından oluşur. Yürek Ağacı büyük bir meşe ağacıdır.
Sept
Kızıl Kale’nin içerisinde bir kraliyet septi bulunur. Duvarların üst kısımlarında kristal pencereler bulunur. Yedi inancının her bir yüzünün mihrabı vardır. Bakire kulesinin önündedir.
bu reklam müziğini bir türlü bulamıyorum belki de reklama özeldir bilemem ama çok hoşuma gitti biliyorsanız yardımcı olur musunuz ? televizyonda bu reklam çıkınca müziği dinlemek için değiştirmiyorum kanalı :D
Meera Reed, Howland Reed'in kızı ve en büyük çocuğudur. Jojen Reed kendinden küçük kardeşidir. Meera 16 yaşındadır. [1]
Karakter ve Görünüm
Tipik bir crannogman (ilk insanların soyundan gelen) gibi, Meera kısa ve zayıftır. Uzun kahverengi saçları ve yeşil gözleri vardır.[2] Geniş omuzlu ve güzellikten herhangi bir iz taşımamasına rağmen, Theon Greyjoy onu çekici bulmuştur. [3]Ejderhalarla Dans’a göre, Bran Stark'ın bir kıza karşı ilk defa bir şeyler hissetmesi, zamanla onun bu hisleri ‘’aşk’’ diye nitelendirmesine sebep olmuştur. [4]
Meera’ya bir ağla ve üç dişli, at tırnağından yapılmış mızrakla nasıl savaşılacağını babası çok iyi öğretmiştir. İyi bir avcıdır, mızrağıyla kolaylıkla balık avlayabilir. Summer’ı yaptıkları sahte bir savaşta, ağın içine hapsederek yenmeyi başarmıştır.
Meera, kardeşinin somurtkan ve sert karakterinin yanında oldukça neşeli olarak tasvir edilmiştir. ‘’Prens’’ine ve kardeşine karşı oldukça bağlı ve koruyucudur. Bunun için gerektiğinde bir kavgadan kaçınmaz. Bran’in dediğine göre onu kızdıracak ya da üzebilecek tek şey kardeşi Jojen Reed’dir.[5]
Önceki Olaylar
Kralların Çarpışması
Hasat festivalinin ortasında, Meera ve kardeşi Jojen Reed Winterfell’e, Eddard Stark'ın ölümünden sonra da Robb’a Reedlerin ettikleri yemin üzerine destek vermek için geldiler. Üstad Luwin, Bran’e o ikisini sıcak karşılaması gerektiğini çünkü Howland Reed’in babalarının çok iyi bir arkadaşları olduğunu, bu ikisinin de onun çocukları olduğunu anlatmıştır. Jojen ulukurtlar hakkında soru sorduğunda ve onları görmek istediğini söylediğinde Meera da onunlaydı. Ona ulukurtların Tanrı Ormanı’nda olduğu söylendi.[6]
Sonra, Meera ulukurt Summer’ı ,üç dişli mızrağını ve ağını kullanarak yenmeyi başardı. Bran Summer’ın kazandığını iddia etti ama Jojen Summer’ın ağa yakalandığını ve oradan kurtulamayacağını söyledi. Daha sonra Bran Summer’la aynı savaşı yaptı. Meera’ya onun da Kılıç Ustası’ndan eğitim alıp almadığını sordu. Meera Greywater Gözcüleri’nin şövalyeleri, kılıç ustaları, üstatları ya da kuzgunları olmadığından bahsetti. Ne kuzgunların ne de Reedlerin düşmanlarının Greywater Gözcüleri ‘ni bulamayacağını çünkü tüm çabalara rağmen sürekli hareket halinde olduğunu söyledi. Bran Greywater’ı savaş bittikten sonra görüp göremeyeceğini sordu. Meera ona istediği zaman gelebileceğini söyledi.
Jojen Bran’e kaledeki herkesin uyurken attığı çığlıkları duyduğunu söyledi ve onu korkutan şeyin ne olduğunu sordu. Jojen sorularıyla Bran’in ‘’kurt rüyaları’’ gördüğünü kabul ettirmeye zorladı. Summer sinirlenince Bran da sinirlenmeye başladı ve Jojen’e hırçın bir şekilde davrandı. Meera kardeşine ağaca tırmanmasını söyledi ama Jojen onu dinmeyip daha ölmesinin vakti gelmediğini söyledi. Tüylü Köpek Summer’a katıldı ve ikisi de saldırıya geçtiler. Jojen nihayet ağaca tırmandı. Meera da peşinden geldi. Bran’in talimatıyla Hodor gelip ulukurtları zincirleyince ağaçtan indiler.[7]
Bran’e, Kuzey’in mitleşmiş canavarlarını görmesini gerektiğini ama, üç gözlü karga gözüyle değil, kendi gözleriyle görmesi gerektiğini söyleyen Osha odadan çıktıktan sonra, Meera arkasında Jojen’le beraber Bran’in odasına girdi. Bran sonunda Meera ve Jojen’e kurt rüyaları gördüğünü itiraf eder. Sonra da Jojen kendi rüyalarından birini anlatır; denizin Winterfell’e geldiğini görmüştür.
Bran onlara Üstad Luwin’in büyük ihtimalle gördükleri rüyayı değiştirdiklerini söyleyince Meera da aynı fikirde olduğunu belirtir. Jojen rüyalarının her zaman gerçekleştiğini söylediğinde Meera ona kızar. Jojen gördüğü riyalardan birinde Bran’in ve Rickon’un Reek denilen bir adamın ayakları dibinde yattıklarını ( aslında onun Ramsay Bolton olduğunu daha söylememiştir) ve derilerini bıçakla yüzdüğünü gördüğünü anlatır. Meera hemen zindanlara inip Reek’i öldürmek ister ama Jojen ona başaramayacağını söyler; muhafızların onu durduracağını ve açıklamaya çalışsa bile dinlemeyeceklerini söyler.[8]
Theon Greyjoy Winterfell’i aldığında, Bran esir tutulan Meera ve Jojen’le görüşmek için odasından çıkartılır.[9]Sonra Bran, Meera, Jojen, Rickon, Osha ve Hodor Winterfell’den kaçmış gibi yaparlar ve kale Ramsey Kar tarafından düşürülene kadar, geri dönüp mezarlıkta saklanırlar. Hodor tüm gücüyle kapıyı zorlayana kadar enkaz onları mezarda esir alır. Dışarı çıktıklarında kalenin mahvedilmiş olduğunu görürler. Buldukları çoğu insan tıpkı Jojen’in rüyasında gördüğü gibi ölmüştür. Meera, Rickard Stark’ın kılıcını mezarından alır ve silah olarak kullanır.
Tanrı Ormanı’nda Üstad Luwin’i canlı ama bilinçsiz bir şekilde bulurlar. Onu uyandırırlar ve Luwin hem Bran’i hem de Rickon’u düşmanları hakkında uyarır. Osha’ya bulunmalarını zorlaştırmak için Stark çocuklarını ayırması gerektiğini tavsiye eder. Osha Rickon’u kendiyle birlikte, Bran’in de Jojen ve Meera’yla gitmesine karar verir. Ayrıldıktan sonra Jojen yönlerinin kuzey olduğunu söyler.[10]
Meera grupları için, kuzeye olan yolculukları sırasında temel olarak balık ve kurbağa avlayarak yiyecek ihtiyaçlarını karşılar. Tumbledown Kulesi denilen bir yerde kamp kurdular. Ama Jojen devam etmeleri gerektiğini söyler. Meera Jojen’e neden Tumbledown Kulesi gibi güvenli ve bolca yemeğin olduğu bir yerden gitmeleri gerektiğini sorar. Jojen ona orda oldukları sürece Bran’in adını saklamak zorunda olduğunu söyler. Burada kalmalarının bir gereği yoktur. Bran’in kuzeydeki öğretmenini bulmak için yürümeye devam etmeleri gereklidir. Meera sonunda Jojen’i haklı bulur ama seçimi Bran’e bırakır. Ona prensleri olduğunu, o ne isterse yapacaklarını söyler. Bran kuzeye gitmelerine karar verir. [5]
Spoiler:
Kuzeye doğru yol alırlarken, Meera’nın avladığı balıklarla, sincaplarla ve Summer’ın bulduğu yaban tavşanlarıyla beslenirler. Bran sıklıkla Meera’nın avlanmasını izler. Onun hızına ve dikkatine hayran kalır. Seyahatleri sürerken, Summer için bile yiyecek bulmak zorlaşır. Jojen yoldan ayrılmaları gerektiğinde ısrar eder. Çünkü yolda seyahat eden gezginler bir devle seyahat eden sakat bir çocuğun ve kurdun hikayelerini anlatmaya başlayacaklardır.
Hava kötüleştiğinde, Summer yiyeceklerini onlarla paylaşan bir dağ adamının yaşadığı (Bran onun bir Liddle olduğunu düşünür) mağara bulur. Kralın Yolu’nda seyahat etmeleri gerekip gerekmediğini sorduklarında dağ adamı seyahat edenler için yolun çok tehlikeli olduğunu söyler. Şimdi onlar derisi soyulmuş, ölülerdir. Onlara Ayı’nın kuzeydeki duvarda kaybolduğunu, adamlarının çoğunun ve kuzgunların hiç haber getirmeden geri döndüklerini anlatır. Starklar Winterfell’deyken işlerin farklı olduğunu söyler. Jojen ona kurtların geri döneceğini anlatır. Sabah olduğunda adam gitmiştir ama onlar için yiyecek bırakmıştır.[11]
Jojen Bran’e birinin Hodor’un ismini söylediğinde bundan hoşlanıp hoşlanmadığını sorar. Bran Hodor’un gerçek adının Walder olduğunu ve yaşlı Nine’nin uzaktan akrabası olduğunu söyler. Jojen nineyi demir adamların öldürdüğünü mü düşündüğünü sorunca Meera bunu yapanın Theon Greyjoy olmadığını çünkü çok fazla ölü demir doğumlu gördüğünü anlatır. Eğer Yaşlı Nine’nin anlattıkları hikayeleri hatırlarsa nineden bir parçanın onunla birlikte yaşayacağını söyler.
Yürümeye devam ederlerken, Bran Reedlere, hem Hodor’un hem de kendisinin şövalye hikalerini sevdiğini söyler. Bunun üzerine Meera, Sahte Bahar Yılı’nda yaşayan Gülen Ağacın Şövalyesi hakkında bir hikaye anlatır. Halkının birçok büyüsünü bilen genç bir Crannogman’in (tıpkı Meera’nın babası Howland Reed gibi) Yüzler Adası’na seyahat etmesi ve kış boyunca orada kalmasıyla hikaye başlar. Sahte bahar yılında oradan ayrılır ve büyük bir turnuvanın düzenlendiği büyük bir kaleye gelir. Onunla savaşmak isteyen 3 yaverle çarpışır. İki bacaklı dişi kurt, yaverlere saldırıp turnuva kılıcıyla onları kaçırarak Crannogman’i kurtarır. Sonra da kurt onu inine götürür. Turnuvadaki ziyafete katılması için ısrar eder, masada oturmaya her zaman hakkı vardır çünkü.
Ziyafette yaverleri şövalyelerle görür. Yaverler onunla mızrak dövüşü yapmak ister ama küçük Crannogmen geri çevirir. Çünkü Crannogman mızrak eğitimi almamıştır ve büyük ihtimal dövüşü kaybedecektir. İkinci günün sonunda zırhı üzerine uymayan, gizemli, kısa bir şövalye yaverlerin hizmet ettiği the porcupine knight (kirpi şövalyesi), the pitchfork knight (tırmık şövalyesi) ve iki kulenin şövalyesini yener. Gizemli şövalye gürleyen bir sesle, atlarını ve zırhlarını almanın sadece şövalyelerin yaverlerine onurlu olmalarını öğretmek için gerekli olduğunu söyler Daha sonra şövalyenin adı listeden kaybolur. Kral oğlu Ejderha Prensi’ni Gülen Ağaç Şövalyesi’ni bulması için görevlendirir. Ertesi gün, gizemli şövalyeden bulunan tek şey gülen kırmızı bir yüze sahip yürek ağacının resmedildiği kalkan olur. Meera hikayeyi Ejderha Prensi’nin turnuvayı kazanmasıyla sonlandırır.[11]
Bran, Gülen Ağaç Şövalyesi’nin turnuvayı kazanması gerektiğini ve dişi kurdun Aşk ve Güzellik Kraliçesi olarak taçlanması gerektiğini söyler. Meera kızın taçlandırıldığını ama bunun daha üzücü bir hikaye olduğundan bahseder. [11] Bunları anlatırlarken Jojen çabucak Bran’e bu hikayeyi daha önce babasından duymadığından emin olup olmadığını sorar.
Harabeye dönmüş bir köye ulaşırlar: en sağlam bina olan hanın bile yalnızca birkaç duvarı ayakta durmaktadır. Bran Reedlere Kraliçe Alysanne’in nezaket göstererek Gece Gözcüleri’ne verdiği Yeni Hediye’nin bir parçası olduğunu söyler. Atlı yabanıllar buraya ulaşınca terk edilmiştir. Gece Gözcüleri olmayınca köy korunamamış bir grup insan da güneye gitmiştir.
Jojen fırtına çıkana kadar bir sığınak bulmaları gerektiğini söyler. Gölün ortasında Kraliçe Tacı adı verilen, üzerinde duracakları bir yer vardır. Ama Meera kayıkları olmadığını ekler. Bran, Yaşlı Nine’nin anlattığı kadarıyla suyun içinde gizlenmiş bir taş olduğunu ve Meera’nın, eğer tam olarak nerede olduğunu bilirse, onu kolayca bulabileceğini söyler.
Meera onları bataklığın içinde zik zaklar çizerek yönlendirir. Su Hodor’un yalnızca bileklerine, Reedlerin göğüslerine kadar gelmektedir. Su oldukça kaygan olduğundan yolculuğu tehlikeli hale getirmektedir. Kraliçe Tacı’nın kapısı tam olarak kapanmamaktadır ama Meera yolu açabilir. Basamaklar batıp çıkıyordu ama zorlanamayan paslanmış demir parmaklıklara gelinir. Bran, Hodor’un sırtından uzanıp çamur yığınının üzerindeki demir parmakları çeker. İkinci kattaki güvenli odacıklara varana kadar çukurun içinden geçerek tırmanırlar.
Bran duvarı nasıl geçeklerini Jojen’e sorar ancak Jojen emin değildir. Duvarın içindeki kalelerden yalnızca biri geçmeleri için yol verebilir. Zapt edilmiş kalelere gidemeyeceklerini, Gece Gözcüleri’nin buna izin vermeyeceğini söyler. Bran amcasının kalelerden birini terk ettiklerinde kapattıklarını söylediğini anlatır. Meera belki açabileceklerini söyler ama Bran başlarını kötü şeylerin geleceğinden endişe eder.
Fırtına koparken Jojen atlı bir adamın üzerlerine gelmekte olduğunu görür. Gök gürültüsü Hodor’u korkutur ve çığlık çığlığa ismini haykırmaya başlar. Bran onu susturmayı başarabilir. Böylece oldukları yerden kıpırdamazlar. Bundan sonra Jojen çabucak çok daha fazla insanın köye girdiğini gözetler. Yabanılların arasından biri Jon Kar’a benzemektedir. Hodor tekrar çığlık atmaya başlar, kimse onu durduramaz. Bran Summer’ la aynı anda Hodor’un kafasına uzanır ve Hodor yere düşer. Yarı baygın halde yerde yatar.[12] Bran Summer’ı alır ve Jon giderken yabanıllara saldırır. Summer içlerinden üçünü öldürür ama omzu bir okla yaralanır.
Yabanılların gittiği günün ertesine kadar beklerler. Summer yaralanınca kaçar. Geri dönünce Meera oku çıkartıp yarasını tedavi eder.
Jojen’in yeşil düşünde gördüğü Nightfort’a varırlar ancak duvara ne kadar yaklaştıklarını anlayamazlar. Bran, Jojen’e Kara Kale’ye gitmeleri gerektiğini söyler ama Jojen aynı fikirde değildir.
Meera, diğer ikisi sığınak ararken, öteki tarafa bir göz atmak için duvarın zirvesine tırmanır. Geceyi mutfakta geçirmeye karar verirler. Çünkü burada korunabileceklerdir. Mutfağın ortasında aşağıya doğru inen basamaklar vardır. Jojen belki yeşil düşünde ona yol gösterilebileceğini düşünür.
Bir türlü uyuyamayan Bran, kuyudan gittikçe daha da yükselen, ayak seslerine benzeyen sesler duyar. Bran Meera’yı dürterek uyandırır. O da sesleri duyar ve kuyuya doğru gider. Bran Meera’nın tek başına tehlikeye atılmasına izin vermez ve Hodor’u çağırır. Hodor’un taşıdığı Bran eline bir kılıç alır. Nihayet o şey her neyse kuyunun kenarına gelir. Bran korku içinde çığlık atan Hodor’a tutunamaz. Meera o şeyi ağının içine hapsedip ona mızrağını sokar.
Ateş yakıldığında bir kız görürler. Ağın içindekiler, elinde bir bebekle Gilly ve şişman bir adamdır. Bu adam Samwell Tarly’dir.
Gilly Jojen’e Coldhands ‘in aradığı insanlardan biri mi olduğunu sorar. Coolhands’in Sam ve Gilly’ye söylediğine göre kalede birkaç insan vardır. Jojen Sam’e yanındaki kişilerle duvardan nasıl geçtiklerini sorar. Sam de en az duvarın kendisi kadar eski bir geçit olan Kara Kapı’dan geçtiğini anlatır. Sam onları geri götürmek zorundadır. Çünkü yalnızca Gece Gözcüleri’nin yeminli bir adamı kapıyı açabilir.
Sam onlara Coldhands’in gece Nöbeti’nin kıyafetleri gibi siyahlar giydiğini söyler ama renk solmuştur. Bir geyiğe biner ve bir de kuzgunu vardır. Coolhands duvardan geçip gelememiştir çünkü büyülerle korunmaktadır. Sam Bran’in sakat olduğunu fark edince Jon’un kardeşi olduğunu anlar. Summer Sam’in elini yalayınca Bran onunla beraber gidebileceklerine karar verir. Meera, Jojen, Hodor ve Bran kaybolmaya yüz tutmuş bir yüzün oyulduğu beyaz büğet ağacından yapılmış Kara Kapı’dan geçerler. Kapı gözlerini açar ve onlara: ‘’Kimsiniz?’’ diye sorar. Sam Gece Nöbeti’nin yeminini okur ve kapı açılarak duvarın ardına geçmelerine izin verir.[13]
Ejderhalarla Dans
Spoiler:
Duvarın kuzeyinde Coolhands’le seyahat ederlerken, Meera, Bran, Jojen ve Hodor terk edilmiş bir yabanıl köyünde kalmaya zorlanırlar. Coolhands bu arada bir anlaşma yapar. Coolhands’in ne olduğunu aralarında tartışırlar ve onun canlı olmadığına karar verirler. Meera ona güvenmemektedir.[14]
Üç Gözlü Karga’nın mağarasına ulaşırlar ama mağaranın girişinde wightlar tarafından pusuya düşürülürler. Çünkü Jojen devam edemeyecek kadar yorgundur. Meera onu girişe kadar taşır. Mağaranın içinde Ormanın Çocukları ve Üç Gözlü Karga’yla karşılaşırlar.[15] Jojen umutsuzluğa kapılır. Meera ikisinin de cesaretlerini kaybetmemeleri için çabalar.[16]
ben bu çocukları çok sevdim. bran de tam yere bakan yürek yakan cinsten :D
Robb Stark’ın ulukurdudur. Sarıgözlü ve duman grisi renktedir.
Son olaylar
Taht Oyunları
Boz Rüzgâr diğer kardeşleriyle birlikte Robb ve Jon Snow’la birlikte annesinin ölüsünün yanında bulunmuştur. Diğer Stark ulukurtları gibi sahiplerine özel bir bağ ile bağlıdır. Robb gibi cesur ve sadık yapıdadır. Koşarken çok hızlı olduğu için Robb Boz Rüzgâr ismini vermiştir.
Bran’in düşüşünden sonra ilk at sürüşü sırasında Summer (Yaz) ile birlikte geyik arayışına çıktıkları için Bran’ı yalnız bırakmışlardı. Küçük bir yabanıl grubu Bran’e saldırarak onu rehin almışlardır. Robb Boz Rüzgâr’la yetişerek Bran’i kurtarmışlardır, bu sırada Wallen ve bir başka yabanıl öldürmüştür. Osha dışında tüm yabanıllar öldürülmüştür.
Winterfell’de sürekli Robb’un yanında dolaşır ve toplantılarda ayaklarının dibinde oturur. İri Jon Umber Robb’un komutasına karşı çıktığında lordun iki parmağını koparmış, böylece tüm sancaktarlarının saygısını tekrar kazanmıştır. Beş Kral’ın Savaşı boyunca her savaşta Robb’un yanında savaşmış ve birçok adam öldürmüştür.
Kılıçların Fırtınası
Spoiler:
Boz Rüzgâr her savaşa Robb’un yanında savaşmıştır. Rolph ve Sybell Spicer’ın kokusunu hiç sevmemiştir. Catelyn Robb’u onları uzaklaştırmasını söylemiştir ama Robb bu tavsiyeyi dinlemek yerine Boz Rüzgar’ı onlardan uzak tutmuştur.
Hatta Kızıl Düğün’den önce Boz Rüzgâr Frey’lerin ihaneti hissetmiştir. İkizler’e vardığında Walder Nehir ve Lothar Frey’e havlamıştır. Catelyn Robb’u Boz Rüzgâr’ın hislerine güvenmesi konusunda uyarmasına rağmen Robb Boz Rüzgâr’ı dışarıda zincire bağlatmış ve başına Raynald Westerling’i dikmiştir. Kızıl Düğün’de Stark Kuvvetleri teker teker öldürülürken Frey askerleri Boz Rüzgâr’ı da öldürmek istemiştir ama Raynald Westerling çoktan serbest bırakmıştır kurdu. Öldürülene kadar dört Frey’i öldürmüştür. Düğünün sonunda Boz Rüzgâr’ın kafası Robb’un bedenine dikilmiştir.
Gri kürklü ve sarıgözlüdür. Diğer kardeşlerinden daha küçüktür.
Son Olaylar
Taht Oyunları
Diğer kardeşleri gibi annesinin geyik tarafından öldürülmesinden sonra Robb ve Jon tarafından bulunmuştur. Sansa gibi sessiz ve tabiri caizse hanım hanımcıktır. Nymeria’nın Joffrey Baratheon’a saldırmasından sonra Nymeria’nın öldürülmesi emredilmiştir. Bulunamadığı için Kraliçe Cersei Nymeria’nın yerine Leydi’nin öldürülmesini emretmiştir. Sansa’nın itirazlarına karşın Eddard Stark Leydi’yi kendisi Buz’la öldürmüştür, çünkü Ilyn Payne öldürürse acı çekebileceğini düşünmüştür. Leydi Ned’e güvendiği için tepki vermemiştir. İdam edilmesinden sonra Edderd Stark’ın emriyle kuzeye götürülmüş ve Winterfell’de yakılmıştır. Muhafızları bu emre şaşırmıştır ve Lord Stark’ın cevabı şöyledir:
Lannister kadını onun kürküne asla sahip olamayacak
Alın size ele geçirmesi en zor kale.İlk şehrin ele geçirilmesi lazım.Ondan sonra etrafı suyla çevrili bir kaleye nasıl saldırabileceksen.Eyrie,Fırtına burnu falan bahane,Yüksekkule şahane :D
Hightower (Yüksekkule)
Konum:Eskişehir'in limanı,Savaş Adası'nın üstü Hanedanlık:Hightower Hanedanlığı Yüksekkule,Hightower Hanedanlığı'nın makamıdır ve Eskişehir'in limanında bulunur.Aynı zamanda deniz feneridir.Savaş Adası'nın üzerine kurulmuştur.Sept kaynaklı yarım bilgilere göre Eskişehir gelişme aşamasındayken Yüksekkule şehrin tam ortasındaydı.Zirvesindeki devasa deniz feneriyle gemileri Eskişehir'e ulaştırır.Yedi Krallık'taki en uzun yapıdır.Söylentilere göre en üst noktasından Sur'u görmek mümkünmüş.