Bu forum Buz ve Ateşin Şarkısı serisi için yapılmış en kapsamlı forumlardan biri.Ancak bir şikayetim ve isteğim var.
Üyeler tarafından yazılan cevap kutularında çok fazla video ve hareketli resim bulunmaktadır.Sayfalarda yazıları okurken bu hareketli resim ve videolar yüzünden dikkatimiz kaçmakta,gözlerimiz yorulmakta adeta görsel saçmalık bombardımanına maruz kalıyoruz.
Romanlar ve diziyle ilgili hareketli resim ve ve videolar neyse,hiç alakası olmayan hareketli resimler ve videolar habire sayfalarda müthiş bir kirlilik oluşturmuş.
Forum yöneticilerden ricam bu işe el atarak en azından seriyle alakası olmayan resim ve videolara yasak getirip,bunları koyan üyelere yaptırm uygulamaları.
Burası Game of Thrones forumudur.Birilerinin herşeyi eklediği karalama tahtası değil.
Lord Renfred Rykker , Kral Toprakları'nın soylu hanelerinden Rykker Hanesi'nin lideri ve Duskendale Lordudur.
Son Olaylar
Kargaların Şöleni
Spoiler:
Brienne Tarth , Lord Rykker ile görüşmek için Boz Kale'ye geldiğinde kale kumandanı Sör Rufus Leek ona Lord Renfred'in Lord Randyll Tarly ile Bakirhavuzu'da olduğunu ve kendisini kale kumandanı olarak karısına ve çocuklarına sahip çıkması için geride bıraktığını söyledi.
Sör Elwood , Karasu Savaşı'da Kral Joffrey için savaştı.Sör Balon Swann , kardeşi Sör Donnel'in yaralandıktan sonra Sör Elwood'a teslim olduğunu belirtti.
Lord Philip Foote , Geceşarkısı Lordu ve aynı zamanda Hudutların Lordu'dur.Tek gözlüdür.Batı Toprakları'daki Foote Hanesi'nin bir üyesi olarak doğmuştur.
Son Olaylar
Kralların Çarpışması
Karasu Savaşı'da , Lannister-Tyrell ordusu için savaşan Sör Philip , Geceşarkısı Lordu Bryce Caron'ı bir düelloda öldürdü.Savaştan sonra Geceşarkısı Lordu ilan edildi ve kendisine Caron Hanesi'nin tüm toprakları , gelirleri ve hakları verildi.
Kılıçların Fırtınası
Lord Philip , Sansa Stark ve Tyrion Lannister'ın düğününe katıldı.Kralın Şehri'ne gelen Oberyn Martell öncülüğündeki Dornelu grubu karşılayan soylular arasında yer aldı.Lord Philip , Kral Joffrey ve Margaery Tyrell'in düğününe katıldı.Lord Philip , Tyrion Lannister'ın Kral Joffrey'i öldürdüğü iddiasıyla düzenlenen mahkemede şahit olarak yer aldı.Mahkemede Tyrion Lannister'ın , Kral Joffrey'in kadehini doldurduğunu gördüğünü söyledi.
Lord Quenten Banefort , Banefort Lordu ve Banefort Hanesi lideridir.
Son Olaylar
Taht Oyunları
Lord Quenten , Nehirova'yı kuşatan Lannister birliklerinin bir parçasıydı.Sonra Fısıldayan Orman Savaşı'da esir alındı.
Kılıçların Fırtınası
Lord Quenten , Lord Jonos Bracken'in esiriydi.
Kargaların Ziyafeti
Lord Quenten , Lord Tywin Lannister'ın cenazesini Casterly Kayası'na götürmek için toplanan soylulardan biriydi.Tutsaklıkla iyi baş etmişti ve savaşa hazır gözüküyordu.
Sör Quincy Cox , Tuz Çukuru lordu ve hanenin lideridir.Yaşlı bir adamdır.
Son Olaylar
Kargaların Ziyafeti
Tuz Çukuru Sandor Clegane'in liderliğindeki bir grup (aslında Rorge'un Clegane başlığı giymiş hali) tarafından saldırıya uğradığında , Sör Quincy kalesinin kapılarının kapatılmasını emretmiş ve halka yardım etmek için kalesinden hiç ayrılmamıştır.Kasaba yakılmış ve halk perişan olmuştur.
Selam.
Bu konuda bazı hastalıkları size anlatmayı amaçlıyorum.
GRİP
Grip , bir tür virüsün (influenza virüsü), solunum yollarına yerleşip, burada çoğalarak neden olduğu, hastanın hapşırması ya da öksürmesi sonucu başkalarına geçen, bulaşıcı bir hastalıktır. Virüs, vücuda girdikten 1-2 gün sonra hastalığın belirtileri görülmeye başlar. Yerleştiği yerde çoğalmaya başlar. Daha sonra başka yerlere de yayılır ve bütün vücudu etkiler. Belirtileri :
-Halsizlik
-Ateş
-Baş ve karın ağrısı
-Öksürük
-Boğaz ağrısı
-Hapşurma
-Burun akıntısı vb.
(Tabi ki de bu belirtilerden biri görülüyorsa , kesinlikle gripsiniz demek değildir.)
Tedavisi:
Gribin belli bir tedavisi yoktur.Hastalık yaklaşık 1 hafta sonra geçmeye başlar.Bu dönem içerisinde dinlenmeli , iyi beslenmeli , bol sulu yiyecekler tüketmelisiniz.Böylece daha hızlı iyileşirsiniz.Antibiyotik kullanımının gribi iyileştirdiği düşüncesi kesinlikle yanlıştır.Antibiyotikler , virüslere etki etmez.Ayrıca sık antibiyotik kullanırsanız gribi daha ağır geçirirsiniz.
Grip Aşısı:
Grip aşısı yüzde yüz bir koruma sağlamaz.Çünkü grip , çok sık değişen bir yapıya sahiptir.Ancak yine de aşı olmanız hastalığa yakalanmanızı engelleyebilir veya hastalığı daha hafif geçirmenizi sağlayabilir.Grip aşısını :
-6 aylık bebekler
-Hamileliğinin ilk 3 ayını atlatmış kadınlar
-Bağışık sistemi zayıf olanlar
-60 yaş üstü kişiler
-Sağlık çalışanları
-Kronik hastalığı olanlar
Bu kişiler yüksek risk grubundadır.
Not:Grip iseniz doktora gidin. Alıntıdır.
VEREM
Verem, mycobacterium tuberculosis(Koch basili) adındaki bir bakterinin neden olduğu bulaşıcı, iltihabi bir hastalıktır. Bu hastalığın etkenini 1882 yılında Robert Koch adında alman bilim adamı bulmuştur. Çoğunlukla akciğerlerde ortaya çıkan bu hastalık nadir de olsa diğer organları tutabilir. Genelde akciğer veremi olarak bilinir. Bu bakteri vücuda girdikten sonra hemen hastalık oluşturmayabilir. Vücut direncinin düşmesi gibi çeşitli sebeplerden dolayı bu bakteri daha sonra vereme neden olabilir.
Nasıl Bulaşır ?
Verem, genelde solunum yoluyla bulaşan bir hastalıktır. Bu yüzden verem mikrobu da çoğunlukla akciğere yerleşir. Vücut savunması yetersiz kaldığında ve bakteri akciğere yerleştiğinde burada yara oluşumu gerçekleşir. Bu sırada bakteri çoğalmaya devam eder. Nefes alıp verirken olmasa da hapşururken veya öksürürken bu bakteriler dış ortama geçer. Dış ortama geçen bakteri kapalı ortamlarda başka kişilerin nefes almasıyla akciğerlerine geçer. Böylece verem mikrobu diğer kişilere de bulaşmış olur. Bazen hemen vereme sebep olur bazen de vücut direnci yerinde olduğunda bağışıklık sistemi hücrelerince tutulur. Eğer bağışıklık sistemi zayıflarsa ki bu durumda kendimizi çok güçsüz hissederiz, verem hastalığı ortaya çıkar. Hastalık ilerlerse kişinin balgamında verem mikrobu bulunur. Bu kişiyle temas hastalığın bulaşmasına neden olabilir. Bir diğer bulaşma yolu ise pastörize edilmemiş sütlerle beslenenlerde görülür. Gelişmiş ülkelerde pek görülmese de inek sütü ile beslenen, iyi kaynatılmamış ya da pastörize edilmemiş sütlerin içilmesi sonucu ortaya çıkar.
Belirtileri
-Öksürük
-Öksürürken balgam çıkarma veya kan gelmesi
-Halsizlik
-İştahsızlık
-Kilo kaybı
-Yüksek ateş
-Nefes darlığı
Tedavisi
Verem ilaçla tedavi edilir.Ancak tedavi gören hastalar sadece ilaçlara bağımlı olmamalı kendisi de çaba göstermelidir.Beslenmesine , temizliğine dikkat etmeli ; sigara , alkol , uyuşturucu almamalıdır.Bol vitamin almalıdır.Kullanılan ilaçlar genelde birden fazladır. Not:Belirtiler sizde varsa bu Veremsiniz anlamına gelmez.Bu belirtiler bir çok akciğer hastalığının da belirtisidir.Ama acil doktora gitmelisiniz bu belirtiler varsa. Alıntıdır
Selam
Bu konuyu bir kelime oyunu gibi düşünün.Şimdi ben bir ASOIAF karakterini harfler arasına gizleyeceğim.Siz de bulacaksınız.Gizlenen karakteri bulan soruyu sorandan onay beklesin.Soruyu soran onaylayınca ilk bilen yeni bir soru sorsun.
Örnek:
qwdsgviserysgashed
Viserys
Bölüm içeriği: İkinci Oğullar
Kral Topraklarında bir düğün gerçekleşiyor. Tyrion ve Sansa geceyi beraber geçiriyor. Dany, Titan Piçi ile tanışıyor. Davos, Melisandre'den kanıt talep ediyor. Sam ve Gilly, yaşlı bir adamla karşılaşıyor.
Yazarlar: David Benioff & D. B. Weiss;
Yönetmen: Michelle MacLaren
Sezon 3 bölüm 7 sonunda çalan castamere yağmurlarının farklı bir versiyonu çok beğendiğimi söylemeliyim fakat araştırmama rağmen bulamadım elinde olan var mı?
Büyük bir heyecenla beklenen kitap yarın raflardaki yerini alıyor.
Yaşanmış hikaye: 12 ülkeden seçilmiş uzman ordusu, Londra’da bir üste toplandı. Tüm dünyayla bağlantıları kesildi. Korumaların takibi altında 45 gün çalıştılar. Görevleri: Dan Brown’ın son romanı Cehennem’i çevirmek. Bu macerada yer alan 3 Türk çevirmen anlatıyor...
Spoiler:
15 Ocak’ta, Dan Brown, Facebook ve Twitter üzerinden yürüttüğü kampanyayla tüm dünyadaki okurlarına seslendi. 2,5 milyon okurunu Facebook sayfasındaki fotoğrafa eklemeye çağırdı. Profil fotoğraflarından oluşan bir mozaik yapıldı. Sonrasında ise Dan Brown’un yeni kitabının adı ve kapağı açıklandı. Öğrendik ki isim ‘Inferno / Cehennem’.
Tam da bu tarihlerde yazarın Türkiye’deki yayıncısı Altın Kitaplar’a ‘TOP SECRET’ uyarılı bir e-posta gönderildi. Buna göre yazarın ajansının belirlediği 12 ülkenin yayınevi ‘çok gizli’ bir çeviri çalışmasına dahil olacaktı. İngiltere ve İtalya’da iki ayrı ve özel güvenlikli ofiste, 12 ülkeden seçilen çevirmenler iki ay içinde Dan Brown’ın yeni kitabını çevireceklerdi! Bu sürede ailesine bile ne için gittiklerini bildirmeyecek, kimseyle görüşmeyecek, dışarıya tek kelimelik bir bilgi bile sızdırmayacaklardı. ‘TOP SECRET’ bu e-postanın ‘ek’ kısmında ise, yayınevi ve çevirmenlerin imzalaması gereken 10 maddelik sözleşme bulunuyordu.
Altın Kitaplar yayınevi, Dan Brown’ın daha önceki kitaplarını Türkçeye çeviren Petek Demir’i, ikinci çevirmen olarak kardeşi İpek Demir’i ve editörleri Hülya Şat’ı bu ‘gizli görev’ için İngiltere’ye gönderdi. Yaklaşık 45 gün süren yoğun mesai sonrası, Nisan sonunda çevirileri teslim edip Türkiye’ye döndüler. Üçlü tam da Dan Brown’a yakışacak bu ‘gizlilik’ dolu 45 gün neler yaşadıklarını anlattı.
OLAĞANÜSTÜ GÜVENLİK ÖNLEMLERİ
Petek Demir:
Giderken en yakınlarımıza bile ne yaptığımız hakkında bilgi vermemiz yasaktı. Dan Brown’un İngiltere yayıncısı Transworld’ün binasında bir katında çalıştık. Ofise girdiğimiz zaman pasaportlarımızı teslim ediyorduk. Üzerinde isimlerimizin yazılı olduğu manyetik okuyuculu özel giriş kartları veriliyordu. Ana giriş kapısından geçtikten sonra iki kapıdan daha geçiyorduk. Daha sonra, sürekli kilitli tutulan ve başında bir güvenlik görevlisinin olduğu dosya odasına gidiyorduk. Bütün çeviriler, ayrı ayrı kilitli kasalar içerisinde muhafaza ediliyordu. Özel numaralandırılmış nüshalar üzerinden çalışıyorduk. Kimse bir başkasının numarasını bilmediği için, başkasının nüshasını göremiyordu. Sigara ve yemek molasına gittiğimiz zaman tüm notlarımızı kasalara koyuyorduk. Kasaların anahtarı, kapıdaki özel güvenlik görevlisinde bulunuyordu. Kendimize ait hiçbir elektronik cihazı içeri sokamıyorduk. İçeriden de bir şey dışarı çıkaramıyorduk. Çeviri yaptığımız laptoplar yayınevi tarafından temin edilmişti ve onlarda da sadece word dosyaları açılıyordu. İnternete kesinlikle giremiyorduk.
BAŞIMIZDA ÖZEL GÜVENLİK GÖREVLİLERİ
İpek Demir koruma ordusunun eğitimli olduğunu söylüyor: “Lily Allen, Amy Winehouse ve ismini açıklamadıkları birkaç Hollywood aktrisinin özel koruması olan profesyonel güvenlik görevlileri vardı her odada. Birisi eski asker, birisi eski polis, birisinin kendi özel güvenlik ve koruma şirketi olan, filmlerde gördüğümüz iri yarı adamlardı başımıza dikilen. Ne üzerine çalıştığımıza dair tek kelime sormazken, binadaki diğer çalışanlara da ‘gizli’ bir çalışma içinde bulunduğumuz ve kesinlikle bize bir şey sormamaları gerektiği tembihlenmişti.”
DÜĞÜN TARİHİNİ ERTELEDİ
İpek Demir bu proje için tüm planlarını değiştirmek zorunda kalmış, hatta düğününü bile.. Ancak projeyi duyunca nişanlısı da “Buna değer” demiş:
“Petek ve Altın Kitaplar bana çok gizli bir projede çalışacağımızı söylediği zaman önce bir tedirgin oldum. Bunun Dan Brown çevirisi olduğunu öğrendiğimde evvelâ heyecanlandım. Ama 2 ay boyunca İngiltere’de kalacağımız söylendiği zaman her şey allak bullak oldu. Çünkü 23 Mart’ta aylar öncesinden belirlenmiş düğün tarihimiz vardı. Otel ayarlanmış, davetiyeler basılmış, mekân ayarlanmıştı. Nişanlımla beraber gün sayarken, ona ve ailelerimize 2 ay süresince kesintisiz çalışacağım, ‘çok gizli’ bir çeviri işi olduğunu söyledim. Çevirinin Londra’da özel korunaklı bir ofiste olacağını anlattım. İlk başta ikta edebilmem zor oldu elbette, ama nihayetinde 17 Mayıs olarak değiştirdik düğün tarihini...”
ROMAN KAHRAMANI ÇEVİRMENLER
Petek ve İpek Demir kardeşler, odalarını farklı ülkelerden çevirmenlerle paylaşmak zorunda kaldıklarını anlatıyor:
“Odaları iki ülke olarak paylaşıyorduk. Önce Danimarka ekibiyle paylaştık odamızı. Daha sonra Norveçli çevirmen geldi bizim odamıza. Kendisi eski bir müzisyenmiş. Bu yüzden kulaklarının çok hassas olduğunu söylüyordu. Çeviriye başlamadan önce, kulak tıkacını takıp üstüne büyük kulaklıklar geçiriyor ve kısık sesle müzik dinliyordu. Buna rağmen fısıltıyla konuştuğumuz zaman bile, duyduğunu söyleyip bizi uyarıyordu. Bizim odamıza gelmeden önce Finlandiya ekibiyle ve Hollanda ekibiyle tartışmış. Hollandalılar birbirleriyle çok konuştuğu için, Finlandiyalı çevirmen ise çok gürültülü klavye kullandığı için tartışmışlar. En sonunda bizim odamızda tamamladı çevirisini...”
BU ZAMANA KADARKİ EN İYİ ROMANI
Hülya Şat, çeviri tamamlandıktan sonra da, yoğun güvenlik önlemlerinin sürdüğünü anlatıyor: “Diğer ülkeler İngiltere’ye giderken herhangi bir vize sorunu yaşamadıkları için, bizden on gün önce oradaydılar ve çoktan çalışmaya başlamışlardı. Vize işlemlerini yürüten ofiste tadilat vardı ve bir hafta da onlar yüzünden geçiktik. Ama çok sınırlı bir zamanımız olduğu için, çevirmenlerimiz hafta sonu bile sabah 9’dan akşam 9’a kadar çalışarak büyük bir hızla tamamladılar çevirilerini. Kitabın son 50 sayfası herkese aynı anda ve çeviri süresinin bitmesine yaklaşık 10 gün kala teslim edildi. Biz aynı sıkı çalışmayla, diğer ekiplerden 5 gün önce bitirdik. Roman üzerinde yapılacak tüm düzeltmeler bittikten sonra elimizdeki bütün nüshaları imha edilmek üzere bizden teslim aldılar ve kitabı bir ‘flash bellek’ içinde Türkiye’ye getirdim. Bellekteki dosyayı açabilmemiz için gerekli şifreyi ise daha sonra e-posta ile gönderdiler. Üç kere yanlış girilirse, bellekteki bilgiler otomatik olarak silineceğini de belirtiyorlardı. Kitabın tamamını, şu anada kadar Türkiye’de okuyan ilk kişiyim. Dünyadaki şanslı birkaç kişiden biriyim aynı zamanda. Tüm samimiyetimle belirtmeliyim ki, bugüne kadar okuduğumuz diğer Dan Brown romanlarından çok daha iyi bir roman. Hattâ en iyi Dan Brown romanı Cehennem. Roman boyunca bazı tahminlerde bulunsanız bile, çok şaşırtıcı bir sonu var.”
SAAT FARKIYLA ÖNCE TÜRKİYE’DE ÇIKACAK
14 Mayıs’ta Amerika’yla aynı anda yayınlanacak ülkeleri Dan Brown’ın ajansı daha önceki kitapların satış rakamlarını baz alarak belirlemişler. Türkiye haricinde çağrılan diğer ülkeler; Hollanda, İsveç, Danimarka, Norveç, İtalya, Almanya, Fransa, Finlandiya, İspanya ve Brezilya. En doğudaki ülke Türkiye olduğu için saat farkıyla, kitap dünyada ilk olarak Türkiye’de piyasaya çıkacak!
Merhabalar efem. Düşündüm ki başlık açmak lazım.
Ben Melike, genelde Mel derler. 17 yaşındayım. Eskişehir'deyim doğduğumdan beri. Sosyal Bilimler'de okuyorum.
Kısaca zevklerimden bahsedersek, Pink Floyd'a aşığımdır. Led Zeppelin, Deep Purple, GN'R, Iron Maiden, Judas Priest, Black Sabbath, AC/DC vs sevdiğim diğer gruplardan.
Dizi olarak mükemmel üçlüm vardır GoT, Doctor Who ve de Sherlock. Spartacus'ü de izlerdik. Gannicus. :(
Kitaplarda aslında fantastik ağırlıklı okurum ama geç olsun güç olmasın mantığıyla kendi edebiyatımıza başladım şükür.
5. kitabın yarısını geçtim, millet çeviride beni geçecek lö ona bozuluyom.
Başlığı da neden böyle yaptım anlamış değilim. Hiç tanışmalı bile değil, Jon da en sevdiğim karakter değil.
Selam
Bence forumda Fun Clublar ilke ilgili bir ayrı başlık olsun.Burada takımların taraftar grupları , müzik gruplarının fanları vb. gruplar olsun.Bu gruplar kendi aralarında yarışmalar düzenlesin.Sonra birbirleriyle yarışacakları yarışmalar olsun.Mesela "Hangi grubun sloganı daha güzel" yarışması gibisinden.
Trivium 1999 yılında Florida, ABD'de kurulan bir metalcore ve thrash metal grubudur.Kelime, Latince'de "üç yol ağzı" anlamına gelir.Trivium2007 yılında bir konserde
RoadRunner Records'dan "Ember to Inferno", "Ascendancy", "The Crusade", "Shogun" ve "In Waves" adlarıyla beş albümleri çıkmıştır.
Grubun üyeleri
Matthew Kiichi Heafy (vokal ve ritm gitar)
Corey Beaulieu (solo gitar)
Paolo Gregoletto (bas gitar)
Nick Augusto (bateri)
Matthew Heafy ve Corey Beaulieu ayrıca RoadRunner Records'un şirket bünyesindeki farklı elemanları rastgele biçimlerde eşleştirerek oluşturduğu yeni grupların birer şarkılarından oluşan proje RoadRunner United'da yer almıştır ayrıca megadeth hayranıdır.
Grup yeni albümü "In Waves" in piyasaya cıkmasından hemen sonra turneye çıkmıştır.
Grup 19 Haziran 2012'de İstanbul'da Hi-Voltage etkinliğinde sahne almıştır.
15 Aralık 1964 Londra'da dünyaya gelmiş olan Yahudi kökenli İngiliz komedyen ve aktördür, Game Of Thrones'un Thoros Of Myr'i... 1995'de "The Sunday Show" adlı programda Denniz Pennis adında sansasyonel bir röportajcıyı canlandırmasıyla ünlü hale geldi... MTV'de kendi programı olan "Strutter"'da canlandırdığı kaba bir New Jersey'li avukat olan Mike Strutter'da en bilindik işlerinden... BBC Comedy programı olan "Mongrels"'de de Vincent adlı bir tilkiyi seslendirir... Ayrıca sıkı bir Sid Vicious hayranıdır.
Filmografisi:
2003 Blackball
2004 It's All Gone Pete Tong
2005 Short Order
2005 Match Point
2007 WΔZ
2008 Cass
2009 Malice in Wonderland
2010 The Big I Am
2012 Pusher
TV Programları:
1999 Spaced
2000-2001 Perfect World
2001-2003 Two Thousand Acres of Sky
2004 Waking the Dead
2006 Hustle
2007 EastEnders
2007, 2009 Kingdom
2008 Massive
2008 Hotel Babylon
2008-2009 Pulling
2009 A Child's Christmases in Wales
2009 Midsomer Murders
2010 Skins
2010-2011 Mongrels
2011 Candy Cabs
2011 Shameless (UK Version)
2011 Being Human
2013 Stella
2013 Game of Thrones
Evet arkadaşlar bugün iş çıkışı D&R'a uğradım Dan Brown'un kitabı için onu incelerken bi kitap dikkatimi çekti. Sordum yeni çıkmış. Game of Thrones'un çizgi roman kitabı. Akılçelen kitaplar tarafından çevrilmiş. 240 sayfa ve şuan sadece 1.kitap var. Çizgi Roman hayranlarına duyurulur.
Selam herkese, bir çok forum bakındım, üyeleri ve içeriği tatmin eden, tek yer burası oldu. Diziyi takip ediyorum , haftaya da kitaplara başlamayı planlıyorum,game of thrones ailesinde olmak güzel