Bölüm: 1. Bölüm - Silahlar ve Silahşörler
Kısım: ZEKA
"İşte orada" diye düşündü Vollis, "Taşyumruk, bir şarkıcı buradan bahsetmişti, yoksa bir rahip miydi?"
Üç gündür yürüyordu, sadece yürüyordu, normalde bir hana oturur ya da bir köyde, bir nehrin kenarında dinlenirdi. Ama burası Dev Mezarlığıydı, ya da Dev Mezarlık, artık karıştırıyordu, Yilhan Krallığı'nın ve büyük ihtimalle tüm Vodrag gezegeninin gördüğü en büyük savaş alanı. Dev Mezarlığına ismini veren etraftaki dev kayalar, taşlar ve yaşarkenkinden fazla savaş görmüş ölü bedenler. Taşyumruk alanın ortasını belirtiyordu, taştan yapılmış dev bir pullu eldivene benziyordu. Bazıları Taşyumruk'un sadece sıradan bir yapı olduğunu söylerdi, dur komutu veren dev elin alanın ortasını belirttiğini, bazıları da yumruğun yerin altındaki taşlaşmış bir devin eli olduğunu anlatırdı, böyle demişti rahip. "Yoksa şarkıcı mıydı?"
Durdu ve mataralarından birini çıkardı, içinde su olanı, şarap değil. "Burada sarhoş olmak istemem, insanların içinde sarhoş olmaktan daha beter tek şey insansızlıkta sarhoş olmaktır."
Taşyumruk arkasında kalmıştı, gerçekten gösterişliydi. Şarkıcı rahibin anlattığına göre, "Düşündüm de bir süvari de olabilir" Yilhan Kralı Vogorn Taşyumruk'u kazdırmak istemişti, etrafını kazmak ve altındakileri görmek, hiçliği ya da bahsedilen taş devi ancak kraliyet konseyi buna engel olmuştu, ne kadar aptalca gözükse de hikayeler doğru olabilirdi ve taştan bir devi uyandırmak hikayelerden daha aptalca olurdu. "Hele bu büyüklükte bir yumruğu varsa" diye düşünerek son kez yumruğa baktı, bir kale kadar büyüktü yumruk ve konsey bu yüzden eski kitaplara bakmış, devin olabileceği büyüklüğü hesaplamış ve yumruğun şekline göre eğer gerçekten bir dev varsa bedeninin bulunacağı çapı hesaplamıştı, o yüzden bu alan artık bir savaş alanıydı sadece, düz, üzerine hiçbir şey inşa edilmemiş bir arazi. "Dev mezarlığı" diye düşündü Vollis, "Doğrusu dev mezarlığı olmalı."
Kısım: ZEKA
"İşte orada" diye düşündü Vollis, "Taşyumruk, bir şarkıcı buradan bahsetmişti, yoksa bir rahip miydi?"
Üç gündür yürüyordu, sadece yürüyordu, normalde bir hana oturur ya da bir köyde, bir nehrin kenarında dinlenirdi. Ama burası Dev Mezarlığıydı, ya da Dev Mezarlık, artık karıştırıyordu, Yilhan Krallığı'nın ve büyük ihtimalle tüm Vodrag gezegeninin gördüğü en büyük savaş alanı. Dev Mezarlığına ismini veren etraftaki dev kayalar, taşlar ve yaşarkenkinden fazla savaş görmüş ölü bedenler. Taşyumruk alanın ortasını belirtiyordu, taştan yapılmış dev bir pullu eldivene benziyordu. Bazıları Taşyumruk'un sadece sıradan bir yapı olduğunu söylerdi, dur komutu veren dev elin alanın ortasını belirttiğini, bazıları da yumruğun yerin altındaki taşlaşmış bir devin eli olduğunu anlatırdı, böyle demişti rahip. "Yoksa şarkıcı mıydı?"
Durdu ve mataralarından birini çıkardı, içinde su olanı, şarap değil. "Burada sarhoş olmak istemem, insanların içinde sarhoş olmaktan daha beter tek şey insansızlıkta sarhoş olmaktır."
Taşyumruk arkasında kalmıştı, gerçekten gösterişliydi. Şarkıcı rahibin anlattığına göre, "Düşündüm de bir süvari de olabilir" Yilhan Kralı Vogorn Taşyumruk'u kazdırmak istemişti, etrafını kazmak ve altındakileri görmek, hiçliği ya da bahsedilen taş devi ancak kraliyet konseyi buna engel olmuştu, ne kadar aptalca gözükse de hikayeler doğru olabilirdi ve taştan bir devi uyandırmak hikayelerden daha aptalca olurdu. "Hele bu büyüklükte bir yumruğu varsa" diye düşünerek son kez yumruğa baktı, bir kale kadar büyüktü yumruk ve konsey bu yüzden eski kitaplara bakmış, devin olabileceği büyüklüğü hesaplamış ve yumruğun şekline göre eğer gerçekten bir dev varsa bedeninin bulunacağı çapı hesaplamıştı, o yüzden bu alan artık bir savaş alanıydı sadece, düz, üzerine hiçbir şey inşa edilmemiş bir arazi. "Dev mezarlığı" diye düşündü Vollis, "Doğrusu dev mezarlığı olmalı."