2 yıl olmuştu, "LANET İKİ YIL!" diye haykırdı hiçliğe doğru. Kendi ile konuşmaya başlamıştı artık, konuşacak insan buluyordu ama çok az, bir yerde en fazla birkaç saat kalıyordu, uyuduğu zamanları saymazsa, en fazla altı saat uyuyordu. "Her saniye önemli," diyordu madalyona bakarken. Yola çıktığı zamanlarda normal kiloda bir adamdı. Şimdi ise bacakları kollarından kaslı, güçlü biri olmuştu. "Buna güçlü denirse."
Yemek yiyordu, şarap içiyordu ama yürüyordu, bir günden fazla kalmamıştı hiçbir yerde, her gittiği krallıkta, her dağı, her vadiyi, her düzlüğü geziyordu. Şimdiye kadar 10'dan fazla krallığı gezmişti. En son gezdiği yerler Moronil, Varnedul ve Elas krallıklarıydı. At üstünde gidebilirdi ama, her adım önemliydi. "Bir adımı kaçırmam her şeyi mahveder."
Vasnarof'taydı, ılık bir Beruldaf ayıydı, ıslak ay, ama ıslaklık yoktu, zamanı kendi memleketine göre tutuyordu gerçi, oranın ıslak ayı buranın sıcak ayıydı belli ki, çok sıcaktı. Mataralarından birini çıkardı, içinde şarap olanı, altı tane matarası vardı, üçü suyla, biri memleketinden gelen lezzetli ve serinletici bir şarapla, diğeri aynı yerden gelen iç ısıtan ağır bir şarapla doluydu, altıncı matarası da şu an içtiğiydi, nerenin şarabı olduğunu unutmuştu ama tadı güzeldi, bu şarap da serinleticiydi.
Yürümeye devam etti, hiç susuz kalmamıştı, aç da, para sıkıntısı yoktu. Ama çaresizdi, delirmekten korkuyordu, sürekli "Ya bir adımı atladıysam, ya o çıkılamayacak tepeye saklanmışsa?" gibi şeyler diyordu. Yürümeye devam etti, Argulet Topraklarına yaklaşıyordu, dağılmış imparatorluğun 25 krallığına, ilk krallık Xaras'tı, Ejderha Toprakları.
Yemek yiyordu, şarap içiyordu ama yürüyordu, bir günden fazla kalmamıştı hiçbir yerde, her gittiği krallıkta, her dağı, her vadiyi, her düzlüğü geziyordu. Şimdiye kadar 10'dan fazla krallığı gezmişti. En son gezdiği yerler Moronil, Varnedul ve Elas krallıklarıydı. At üstünde gidebilirdi ama, her adım önemliydi. "Bir adımı kaçırmam her şeyi mahveder."
Vasnarof'taydı, ılık bir Beruldaf ayıydı, ıslak ay, ama ıslaklık yoktu, zamanı kendi memleketine göre tutuyordu gerçi, oranın ıslak ayı buranın sıcak ayıydı belli ki, çok sıcaktı. Mataralarından birini çıkardı, içinde şarap olanı, altı tane matarası vardı, üçü suyla, biri memleketinden gelen lezzetli ve serinletici bir şarapla, diğeri aynı yerden gelen iç ısıtan ağır bir şarapla doluydu, altıncı matarası da şu an içtiğiydi, nerenin şarabı olduğunu unutmuştu ama tadı güzeldi, bu şarap da serinleticiydi.
Yürümeye devam etti, hiç susuz kalmamıştı, aç da, para sıkıntısı yoktu. Ama çaresizdi, delirmekten korkuyordu, sürekli "Ya bir adımı atladıysam, ya o çıkılamayacak tepeye saklanmışsa?" gibi şeyler diyordu. Yürümeye devam etti, Argulet Topraklarına yaklaşıyordu, dağılmış imparatorluğun 25 krallığına, ilk krallık Xaras'tı, Ejderha Toprakları.